2022 Cilt 31 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/27798
Browse
Browsing by Subject "Action-faith relationship"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Uyku ile namazın terki arasında bağlantı Kuran iki hadis ve delaletleriyle ilgili değerlendirmeler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-01) Şakar, Mehmet; Kahraman, Hüseyin; İlahiyat Fakültesi; Temel İslam Bilimleri Bölümü; 0000-0002-8101-8469; 0000-0002-1345-4429Kur’an ve sünnette en çok zikri geçen ibadet namazdır. Namazdan bahseden ayet ve hadislerin bir kısmında onun vaktinde edasına engel durumlardan bahsedilmiş ve bunlara çözümler sunulmuştur. Bu konudan bahseden hadislerden anlaşıldığına göre din, namazın vaktinde eda edilmesine engel bir mazeret olarak sadece uyku ve unutmaya vurgu yapar. Dinin bu yaklaşımı yani bir namazın ancak uyku veya unutma sebebiyle terk edilebileceğini kabul etmesi, geniş çerçevede, amel ile iman arasında bir bağlantı kurmaya da müsait görünmektedir. Nitekim namazın kendi vaktinde eda edilmesine engel durumları uyku ve unutma olarak sayan hadisler, telafi olarak bunların uyanınca veya hatırlanınca kılınmasını istemekte ve dolayısıyla her- hangi bir yaptırımdan ve cezadan bahsetmemektedir. Hadis kitaplarında bu duruma somut örnek olabilecek rivayetler vardır. Bunların birinde Allah resûlü sabah namazlarına uyanamayan sahabiye “Namazını uyanınca kıl!” buyurmakta, gecenin tamamını uyku ile geçiren bir başkasını da “Kulağına şeytan bevletmiş!” ifadesiyle tavsif etmektedir. Hz. Peygamber’in bu tepkiyle yetinmesi, bazı çevreler tarafından “Amel imanın şartlarından değildir.” şeklinde yorumlanmıştır. Bu bakış tarzından öyle anlaşılıyor ki, dinin temelini oluşturan ibadetlerden olan namaz konusunda, imana zarar verebilecek bir probleminin mutlaka ve hatta şiddetli bir şekilde cezalandırılması beklenecektir. Makalede bu yorumun haklılık payı araştırılmaktadır. Zira uykunun istem dışı olmasının ve bir ibadetin böyle bir mazerete binaen terk edilmesinin, amel-iman ilişkisi gibi ciddi bir konuda örnek ve delil sayılması tenkide değer görünmektedir. Bu açıdan araştırma, ameliman münasebeti tartışmalarında öne sürülen delillerin amaca uy- gunluğunu belirleme konusunda bir örnek addedilebilecek durumdadır.