2010 Cilt 19 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15282
Browse
Browsing by Subject "Burhan"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Arap/İslam kültürünün yapısalcı analizinin imkânı: Muhammed Âbid el-Câbirî örneği(Uludağ Üniversitesi, 2010) Keskin, İbrahimArap/İslam kültürünün analizi için, Aydınlanmanın eleştirisinde önemli bir uğrak noktası olarak değerlendirilen yapısalcılığı uygun bir yöntem olarak gören Muhammed Âbid el-Câbirî, bu yolla homojen bir kültürel bütünlükten bahseder. Bu yapıda sistemi oluşturan, beyan, irfan ve burhan olmak üzere üç ana unsur bulunur. Arap/İslam kültürünü, bugün gelinen noktada, bu üç unsurun çatışmacı ve derlemeci tarzda ideolojik kaygılar ile oluşturulmasının sebep olduğu bir kriz durumuyla ilişkilendiren Câbirî, bu krizin ana etkeni olarak irrasyonaliteyi görür. Câbirî yapısalcılığı, bu öğelerin epistemolojik paradigmalar olarak oluşturduğu sistemin nasıl inşa edildiğini ortaya koymak ve yapı-bozuma geçmek için stratejik bir amaçla kullanır ve bu yolla Arap/İslam kültüründe rasyonalizmin nasıl sistem dışında bırakıldığını ortaya çıkarmaya çalışır. O Aydınlanmacı rasyonalizm ile gelenek arasında bir ilişki kurmak suretiyle Arap/İslam kültürünün modern bir revizyonunu gerçekleştirmeyi amaçlar. Bununla birlikte Câbirî yapısalcılığın açmazlarıyla hesaplaşmadığı gibi, yapısalcılık ve yapı-bozum aracılığıyla Aydınlanmaya yöneltilen eleştirileri de görmezlikten gelir. O Aydınlanmanın ve modernleşmenin ideallerine yönelik büyük bir umut besler. Bu anlamıyla onun tam bir Aydınlanmacı olduğunu söyleyebiliriz. Onun akla yüklediği sorgulanamaz anlam batılı akıl ve tarih anlayışının bir yeniden 256 üretimi anlamına gelebileceği gibi, batılı olmayan bir kültürün içinden konuşan bir bireyi aracılığıyla oryantalist söylemin içerden meşrulaştırılması anlamına da gelebilir.Item İbn Rüşd’ün felsefe-din çözümlemesinin Aristotelyen kökenleri üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2010) Birgül, MehmetBu makale, İbn Rüşd’ün felsefe ve din arasındaki münasebetlere ilişkin geliştirdiği ve etkileyiciliğini hala sürdüren çözümlemelerin dayandığı temel postülatların, bizzat Aristoteles’in metinlerinde mevcut olup olmadığını araştırmaktadır. Kuşkusuz İbn Rüşd, yalnızca Aristoteles’i değil, kendisinden önceki –Farabi, İbn Sina ve İbn Bacce gibi- önde gelen İslam filozoflarını incelemiş ve onlardan da geniş ölçüde yararlanmıştır. Mamafih İbn Rüşd’ün, akıl yürütme türlerine ilişkin sınıflaması ve dinî hitabın, hakikati, tüm akıl yürütmelere göre farklı boyutlarda ifade ettiği iddiası – her ne kadar işlenmemiş biçimde olsa da- Aristoteles’te mevcuttur. Sonuç olarak İbn Rüşd’ün felsefe-din çözümlemesi, en azından temelde, Aristotelyen felsefenin oldukça geliştirilmiş bir tavrı olarak görülebilir.