Uludağ Arıcılık Dergisi / Uludağ Bee Journal
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5061
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 311
- Results Per Page
- Sort Options
Publication A cheaply non-destructive techique to estimate honey quality: Thermal imaging and machine learning(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-16) Kibar, MustafaThe aim of this study was to estimate honey quality based on proline and Brix content using a thermal imaging and machine learning algorithm. The proline, Brix and color properties of twenty honey samples were determined. Proline and Brix values were classified and estimated using the classification and regression tree (CART) algorithm. The mean proline and Brix content in honey samples was 678.83±192.16 mg/kg and 83.2±0.79%, respectively. CART analysis revealed that high proline honey samples had L values above 48.143 and b* values below 35.416. In contrast, honey samples with low Brix values were characterized by L and a* values below 55.860 and 53.660, respectively, and were identified as freshly harvested. The CART algorithm classified the proline and Brix values with an accuracy of 95% and 100%, respectively (p< 0.001). As a result, whitish, bluish, blackish and greenish honeys are of higher quality due to high proline and low Brix content. However, to accurately assess honey quality based on its color traits, comprehensive studies with more honey samples and origin, are required.Item A comparative study on the quality of honey bee (Apis mellifera) queens developed from larvae after the collection of royal jelly(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-08) Shaara, Hossam F. AbouRearing bee queens is almost done utilizing grafting young larvae while the effects of grafting using old larvae after the collection of royal jelly on the quality of queens are not known. In fact, the production of royal jelly depends on grafting, then discarding the larvae to collect the royal jelly. This study aimed to investigate this point by grafting old larvae after removing them from their original cells without food. Larvae at age about 2 days were grafted into plastic queen cell cups (selection and grafting method or S&G method) leaving royal jelly behind and then resultant queens were compared with naturally reared ones (or NQ). The study showed the absence of significant variations between the queens reared from the two methods in characteristics of queens and cells. Meanwhile, no significant differences were found in regard to the performance of colonies. The colonies with queens from S&G method had slightly higher performance than those with NQ. The study concluded that grafting using old larvae without their original food does not impair the quality of queens. During the production of royal jelly, larvae may be grafted into new cells to continue their normal development instead of discarding them.Item Açılış: Uludağ Arıcılık Derneği(Uludağ Üniversitesi, 2001) Aydın, Levent; Uludağ Üniversitesi.Uludağ Arıcılık Dergisi'nin ilk sayısını çıkarmış bulunmaktayız. Amacımız hem sizlere yardımcı olmaya çalışmak hem de bu dergi aracılığıyla bir iletişim ağı kurarak birbirimizle iletişimimizi geliştirmektir. Hızla gelişen ve küreselleşen dünyamızda her konuda olduğu gibi Arıcılık konusunda da çok önemli gelişmeler olmaktadır. Ülkemiz değişik arı ırkları, çeşitli bitki türleri ve farklı ekolojik bölgelere sahip olması nedeniyle Arıcılık konusunda büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen ne yazık ki istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Arıcılık konusunda çalışan Bilim Adamları ve Üreticiler arasında yeterli iletişim ve işbirliği olmamasıdır. İşte bu yüzden biz Uludağ Arıcılık Derneği olarak sözünü ettiğimiz işbirliği ve iletişim konusundaki sorunların aşılabilmesi için, önce Marmara Bölgesi içerisinde, sonra tüm yurtiçi ve daha sonra yurtdışıyla da bağlantılar kurmayı amaçlıyoruz. Bu yüzdendir ki bir süre önce, Bursa ve civar illerde bulunanlar başta olmak üzere arıcılıkla uğraşan kişilerle (arıcılar, akademisyenler, öğrenciler) bir dernek kurulması konusunda fikir birliğine ulaşıldı ve bunun sonucunda da derneğimiz Nisan-2000 tarihinde kurulduItem Alginat-Propolis Mikrokapsüllerin in vitro sindirim sisteminde salınımının ham propolis ile kıyaslanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-09-15) Keskin, Merve; Keskin, Şaban; Kolaylı, SevgiPropolis, reçinemsi, suda az çözünen vizkoz, yapışkan, keskin kokulu doğal bir karışımdır. Reçinemsi yapısından dolayı ham propolisin biyoyararlılığı düşük olup, propolis çeşitli çözücüler ile muamele edilmekte ve ekstraktları halinde tüketilmektedir. Ekstrakt elde edilmek için bilinçsizce kullanılan çözücüler nedeniyle insan sağlığı tehlikeye sokulmaktadır. Çözücülerin olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilmek için, çözücü bağımsız propolis yüklü alginat kapsüller elde edildi. Bu kapsüllerin in vitro sindirim sisteminde zamana bağlı olarak salınım oranlarının değişimi tespit edildi. Aynı şartlar altında ham propolisin salınım miktarı ile kıyaslandı. Kapsüllerin pH 7,4’e propolis aktif bileşenlerinin %95’ inden fazlasını saldığı tespit edildi.Item Amerika birleşik devletleri’nde toplu arı ölümleri ve koloni çökme bozukluğu (KÇB) üzerine bir derleme(Uludağ Üniversitesi, 2007) Kandemir, İrfanBu derlemede son günlerde medyayı son derece meşgul eden ve arıcılar arasında tedirginlik yaratan koloni çökme bozukluğu derinlemesine incelenmektedir. Hastalığın ortaya çıkması, özellikle ABD’de konu ile ilgili araştırmalar ve gelişmeler, hastalığa yol açan etmenler, öngörüler ve yapılması gerekenler özetlenerek aktarılmaktadır. ABD dışındaki ülkelerde ve Türkiye’de söz konusu hastalık ve durumun tartışılıp ülkemiz arıcılarının bilgilendirilmesi ve tavsiyelerde bulunulması amaç edinilmiştir.Item Amino acid composition and some physicochemical parameters of multi-floral honey from mountainous regions of Kyrgyzstan(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Mazhitova, Aichurok; Smanalieva, JamilaMountain animal food products are at the center of attention due to their intrinsic value and, as such, mountain beekeeping products deserve attention and effort for their valorisation. The work aimed at investigating the quality traits of mountain honey samples from Kyrgyzstan, giving particular emphasis on the amino acid profiles and their possible relationship with the other chemical-physical characteristics. The moisture content, acidity, pH, and diastase activity of honey samples were within the limits established by normative documents. The honey samples showed a higher diastase activity (26.34 – 77.9 Schade units), which demonstrates the high quality and superiority of mountain honey. The amino acid content of Kyrgyz honey was investigated for the first time. The major amino acids were proline (1553 mg/kg), followed by phenylalanine (805 mg/kg), lysine (349 mg/kg), and arginine (261 mg/kg). The sum of essential amino acids ranged from 675 to 4506 mg/kg and that of total amino acids from 1539 to 8958 mg/kg. Weak positive correlations were found between the altitude of the collection area and asparagine, glutamine, histamine, glycine, threonine, alanine, proline, valine, and total amino acidity. The results form a basis for the establishment of quality standards for mountain honey.Item Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca)’nın bazı önemli özellikler(Uludağ Üniversitesi, 2017-11-05) Sıralı, Recep; Cınbırtoğlu, Şeref; Develi, Zeynep ŞebnemAnadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) Türkiye’deki en yaygın arı ırkıdır. Bu arı ırkı, kuzeydoğu ve güneydoğu bölgeleri hariç ülkenin orta kısımlarındaki yerli arı popülâsyonunu oluşturmaktadır. Bu arı ırkı doğu arılarının bir dalı olarak sınıflandırılmıştır. Son zamanlarda yapılan genetik çalışmalar, bu bal arısı ırkının Doğu Avrupa arılarının bir dalı olduğunu doğrulamıştır. Renk, verim, morfolojik, fizyolojik ve davranış özellikleri bakımından büyük varyasyon gösteren Anadolu arısı, çeşitli bölgelere adapte olmuş birçok ekotipe sahiptir. Anadolu arı ırkının her ekotipi endemik çevresel koşullara sahip yaşam alanında farklı özellikler ortaya koymaktadır. Anadolu arı ırkının en yaygın ekotipleri Muğla arısı ve Orta Anadolu arısıdır. Anadolu arıları kirli sarı renkte ve küçük vücut yapısına sahiptir. İtalyan, Karniyol ve Kafkas arılarına oranla oldukça hırçın bir ırktır. Bu arı ırkı bazı çok iyi özelliklere de sahiptir. Nektar toplama, kışlama yeteneği ve oğul eğilimi yüksek fakat yağmacılık eğilimi düşüktür. Ayrıca kış döneminde az bal tüketen Anadolu bal arısı ırkı, uygun koşullarda hızlı gelişir. Besin durumuna bağlı olarak iyi larva besleme eğilimi Anadolu arısının önemli davranış özelliklerindendir. Bunlara ek olarak kovan içerisinde ilave petek örme ve propolisi fazla taşıyıp kullanma gibi arzu edilmeyen özelliklere sahiptir.Item Anadolu’nun farklı illerinden toplanan propolis örneklerinin kimyasal karakterizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-04-29) Keskin, Şaban; Yatanaslan, Levent; Karlıdağ, SemiramisPropolis; bal arılarının bitkilerin farklı kısımlarından topladıkları reçineleri işleyerek kovanlarında depoladıkları viskoz yapışkan reçinemsi bir maddedir. Bu reçinemsi madde arıcılar tarafından farklı tekniklerle hasat edilerek ham propolis olarak endüstriye arz edilmektedir. Endüstrinin içeriği bilinen, belirli standartlarda propolis ürünleri üretebilmeleri adına bölgelerin propolislerinin balsam, toplam fenolik madde, kimyasal kompozisyon gibi kalite parametreleri açısından ortaya koyulması gerekmektedir. Bu çalışmada Marmara bölgesi ve civarındaki bazı illerden elde edilen propolis örnekleri analiz edilerek belirli özellikleri aydınlatıldı. %70’lik etanol ile hazırlanan propolis ekstraktları analize tabi tutuldu. Etanolde çözünen kısım olarak tanımlanan balsam miktarı gravimetrik olarak tayin edildi. Toplam fenolik madde miktarı Folin-Ciocalteu yöntemine göre belirlendi. Ekstraktların kimyasal kompozisyonu Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometresi (GC-MS) metoduyla aydınlatıldı. Analiz edilen örneklerin balsam oranlarının %35 ile %72 arasında değiştiği tespit edildi. Ekstraktların toplam fenolik madde miktarının 28 ile 80 mg gallik asit eşdeğeri (GAE)/ mL aralığında olduğu belirlendi. GC-MS ile yapılan içerik analizinde, propolis ekstraktlarının uçucu bileşenler, fenolik asitler/flavonoidler, terpenik bileşikler, serbest yağ asitleri ve esterleri ve organik asitleri ihtiva ettiği görüldü. Örneklerin kimyasal bileşiminin kavak tipi propolis ile yüksek benzerlik gösterdiği görülmekle birlikte farklı bitkisel kaynaklardan bileşenleri de içerdikleri tespit edildi.Item Ankara’daki tozlaştırıcı arılardan halictidae (apiformes: apoidea: hymenoptera) familyası üzerine faunistik çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 2007) Dikmen, Fatih; Çağatay, NeşeTozlaştırıcı arılar, Apoidea üst familyası üyesi Apiformes grubu içinde yer alan arı familyalarını içerir. Türkiye’de balarıları ve bombus arıları dışındaki tozlaştırıcı arılar ile ilgili çok az çalışma vardır. Bu çalışmada tozlaştırıcı arılardan Halictidae familyası ele alınmış, Ankara ve çevresinden 6 cinse ait 17 tür saptanmıştır. Türlerin ziyaret ettikleri bitkiler, Ankara, Türkiye ve Dünya yayılışları verilmiştir. Bu tipteki öncü faunistik ve sistematik çalışmaların artması ile ülkemizde tozlaştırıcı arıların tarımda ve ekosistem yönetiminde kullanılabilirliği de artacaktır.Item Antibacterial effects of Anatolian propolis on paenibacillus larvae(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-20) Sevim, Elif; Bozdevedi, Arif; Pınarbaş, Müberra; Kekeçoğlu, Meral; Akpınar, Rahşan; Keskin, Merve; Kolaylı, Sevgi; Karaoğlu, Şengül AlpayPaenibacillus larvae (P. larvae) is a pathogenic bacterium causing American Foulbrood Disease (AFB) in honeybee larvae. It is necessary to develop alternative strategies for the control of this disease due to the serious honeybee colonies loses and the use of antibiotics. Recent studies are aimed at the investigating natural fighting agents against P. larvae. In our study, it was aimed to demonstrate potential antibacterial efficacy of ethanol extract of Anatolian Propolis (EAP) against P. larvae strains PB35 and SV35 which were isolated in Turkey. The total phenolic content (TPC) and flavonoid content (TFC) of EEAP were determined as 181.73±5.20 mg Gallic Acid Equivalents (GAE)/g, and 42.33±1.40 mg Quercetin Equivalents (QE)/g, respectively. It was found that EAP contains different amounts of ferulic, caffeic, coumaric acids, rutin, and caffeic acid phenethyl ester (CAPE). The antibacterial activity of the EAP was determined by using agar-well diffusion, microdilution, and Bioscreen C techniques. The Minimal Inhibition Concentration (MIC) values of the EAP were determined as 74.87 μg/ml against strain PB35 and SV35 using both microdilution and Bioscreen C teqnique. In both techniques, Minimal Bactericidal Concentration (MBC) values of the EAP were evaluated as 149 and 598.4 μg/ml against strain PB35 and SV35, respectively. The fact that EAP shows low concentrations of bacteriostatic (MIC) and bactericide (MBC) activity values against P. larvae strains, spore-forming bacilli, which are agents of AFB disease, suggests that it may be a potential source in AFB disease control.Item Antimicrobial activity of Egyptian sidr honey and its synergistic action with antimicrobial agents(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-16) Omran, Nageh S. M.; Hassan, Mostafa M. M.; Abdel-Rahman, Mohamed F.; Desoky, Abd El-Aleem S.S.; Hamouda, Sayed M.Determine the in vitro antibacterial potential activity sidr honey produced in upper Egypt against five references bacterial strains (Gram positive and Gram negative strains) and its synergistic effect with some antimicrobial agents. Material & Methods: fifteen Sidr honey samples were collected from three Governorates in Upper Egypt. Honey samples were diluted and tested against Staphylococcus aureus, Streptococcus agalactiae, Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae and Bacillus cereus by agar dilution method. Post determination of the minimum inhibitory concentration (MIC) values, six honey samples were examined for their synergistic action with the ineffective antimicrobial agents. Results: In vitro antimicrobial sensitivity test, all bacterial strains showed multidrug resistance action against the 13 tested antimicrobial agents with high multiple antibiotic resistance (MAR) index, it was ≥ 0.38. All Sidr bee honey samples showing antibacterial activity against the five tested references bacterial strains. All Sidr bee honey samples, showed better synergistic effect with all antimicrobial agents against.Item Antimicrobial analysis of propolis samples from different regions in Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2003) Silici, Sibel; Kaftanoğlu, OsmanPropolis (bee glue) is a resinous material which honey bees make by collecting material (A. mellifera L.) from plants and mixing it with beeswax. Propolis is used to reduce the entry of air into the hive and to enforce the thin sides of the frame. Propolis is used in folk medicine, apitherapy, cosmetics and the pharmaceutical industry for varies purposes because of reported antibacterial, antiviral and antifungal properties and anti-inflammatory properties. In this research the antibacterial activity of propolis collected from the different regions of Turkey is investigated. Antibacterial activity was assayed using S. aureus and E. coli. All of the propolis samples exhibited activity against S. aureus while the antibacterial activity against E. coli was found to be weaker.Item Api turizm’in Türkiye’deki yeri ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2018-02-10) Suna, BelmaTurizm, önceden sadece dinlenmek ve deniz, kum, güneş üçlüsünden faydalanmak şeklinde algılanmakta ve bu doğrultuda gerçekleştirilmekteydi.Günümüzde ise turizm, kapsam ve uygulama bakımından çok farklı yönlerde gelişme göstermiştir.Bunun sebebi, insanların deniz-kum-güneş üçlemesine olan bakış açısının değişmesidir.Turizm politikaları doğrultusunda ortaya çıkan sürdürülebilir turizm kavramı beraberinde eko turizm, alternatif turizm, özel ilgi turizmi, yeşil turizm, doğa ve kültür turizmi, kırsal turizm gibi turizm türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.Bu bağlamda Türkiye, 2016 yılı itibariyle arı yetiştiriciliğinde dünyada ilk 4 ülke arasında yer almaktadır (Bölgesel Arıcılık Ağı Analiz Raporu, 2017). Bu ise ülkemizde api turizmin uygulanabilirliği fikrini ortaya çıkarmaktadır. Bu araştırmanın amacı, api turizmin genel turizm kapsamı içinde yerinin belirlenmesidir. Diğer taraftan arıcılığın yoğun olduğu ülkemizin çeşitli bölgelerinin api turizm merkezi haline getirilmesi konusunda bir farkındalık yaratmak araştırmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Bu araştırma api turizmin yeri ve Türkiye için önemini belirtmek amacıyla hazırlanmış bir derleme çalışmasıdır.Item Apiterapi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Çakmak, İbrahim; Uludağ Üniversitesi.Apis mellifera latince bal arısının bilimsel adıdır. Api kelimesi Apis'den gelmekte olup, arı anlamında, terapi, tedavi-koruma-kontrol anlamındadır. Apİterapi bilirnde yeni bir disiplin olup 1990' lı yıllarda hızla büyümeye ve önem kazanmaya başlamıştır. Bu bilim dalı, arı ürünlerinin insanlarda beslenme bozuklukları, eksiklikleri ve tıpta hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılacağını araştırmaktadır. Arı ürünlerine bilimsel çalışma ve araştırmalarla desteklenmeden hangi amaçla, nasıl, nerelerde kullanılacağını bilmeden mucize ilaçlar gibi sarılmak yanlıştır.Item Apiterapi: 1. arı zehri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-17) Altıntaş, Levent; Bektaş, NeslihanArıcılık, ülke ekonomisine katkı sağlayan önemli bir yetiştiricilik alanıdır ve arıcılıktan elde edilen ürünler insan sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Geçmişten günümüze arı ürünleri besin maddesi olarak değerlendirildiği gibi, içerdiği etkin maddeler sebebiyle tedavi amacıyla da kullanılmıştır. Apiterapi diye de nitelendirilen bu uygulama alanı incelendiğinde, arı zehrinin ayrı bir öneme sahip olduğu dikkati çeker. Apitoksin olarak da bilinen arı zehri; arının karın boşluğunda yer alan zehir bezlerinde üretilen ve biyolojik olarak birçok etkisi (immun sistem, merkezi ve çevresel sinir sistemi, kardiovasküler sistem, antibakteriye!, fungusit, antiviral, antiinflamatuvar, antiartrit, antikanser, yara iyileştirici etki gibi) bulunan bir maddedir. Hazırlanan bu derleme kapsamında; arı zehrinin; fiziksel ve kimyasal özellikleri, biyolojik etkileri, üretimi ve kullanımına yönelik özet bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Ardahan yöresinde bal arısı (Apis mellifera L.) kolonilerinde kışlama kayıpları ve muhtemel sebepleri üzerine bir anket(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-20) Cengiz, Mahir Murat; Yazıcı, KemalArdahan yöresindeki gezginci ve sabit arıcılara uygulanan anket sonuçlarının değerlendirildiği araştırmada, arıcılık işletmelerinin sonbahar bakım ve kontrolleri, kışlatma ve hastalıklarla ilgili özellikleri incelenmiştir. Yöredeki arıcıların %90.60’ının sonbahar yemlemesi yaptığı, sonbahar beslemesinde çoğunlukla şeker şurubunu %57.75 kullandıkları ve bal şurubu ile besleme yapmanın pek yaygın olmadığı anlaşılmaktadır. Anket sonuçları Ardahan yöresindeki arıcıların sonbahar dönemindeki ana arı kontrolü ile varroa mücadelesi konularında duyarlı olduklarını göstermektedir. Yörede gezginci arıcıların büyük bir çoğunluğu (%67.65) kışlatma kayıplarının %10 ve daha az olduğunu bildirirken, sabit arıcılar %54.95 oranında kışlatma kayıplarının %10-19 arasında olduğunu belirmişlerdir.Item Arı poleni proteinleri ve fonksiyonel özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-22) Bakkaloğlu, ZeynepBal ve arı ürünlerinden biri olan polen arılar için önemli besin kaynaklarındandır. Polen özellikle ergin, yaşlı ve larva dönemindeki arıların beslenmesinde protein, vitamin ve mineral madde gibi ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmaktadır. Polen içerisindeki protein oranı ile arıların beslenmesinde temel protein ihtiyacını karşıladığı için kovana yeterli düzeyde alınmalı ve uygun şartlarda depolanmalıdır. Arı poleni insan sağlığı için besleyici ve terapötik özelliklere sahiptir. Apiterapide, ilaç sanayinde, gıda endüstrisinde, arı yetiştiriciliğinde, hayvan yemi olarak, kozmetik sanayinde ve polinasyon çalışmaları gibi geniş bir kullanıma sahip arı poleninin fonksiyonel etkileri henüz tam olarak bilinememektedir. Arı poleninin teknik açıdan fonksiyonel gıda maddesi olarak olası kullanımı, fiziksel, kimyasal ve teknofonksiyonel özelliklerinin bilinmesine bağlıdır. Ancak arı polenlerinin çeşitli alanlarda kullanımında bu etkileri gözardı edilmektedir. Bunun nedeni arı polenlerinin toplandığı mevsim ve bölgeye bağlı olarak protein içeriğinin değişmesi ve bu değişimin polen proteinlerinin fonksiyonel özellikleri üzerine etkilerinin net şekilde ortaya konmamasıdır. Bu derleme ile literatür bilgileri ışığında, arı poleni proteinleri ve sahip oldukları fonksiyonel özelliklere temel oluşturulmuş ve daha fazla araştırma yapılmasına dikkat çekilmesi hedeflenmiştir.Item Arı poleni ve arı ekmeği(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-03) Silici, SibelPolen ve nektar balarısının (Apis mellifera L.) beslenmesi için gerekli bileşenlerdir. Nektar bal arıları için karbonhidrat sağlarken polen protein, lipit ve vitamin sağlar. Tarlacı işçi arılar tarafından toplanan polen bal arısı sekresyonları ile birleştirilir. Polen sepetine (korbikula) doldurulduktan sonra bozulmasını önlemek için ince bir tabaka bal ve balmumu ile kaplanır. Zamanla bu karışım farklı enzimler, mikroorganizmalar, nem ve sıcaklığın etkisiyle bir takım biyokimyasal değişikliklere uğrar. Kimyasal olarak değişikliğe uğramış bu polen “arı ekmeği” olarak adlandırılmaktadır. Arı ekmeğinin kimyasal kompozisyonu polenden farklıdır. Arı ekmeği bitki polenine göre daha yüksek oranda K vitamini, indirgenmiş şeker ve sindirim enzimleri içermektedir. Mevcut literatüre göre arı poleni ve arı ekmeği inasan beslenmesi için önemli olan ve vücutta sentezlenemeyen çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) iyi kaynağıdırlar. Bununla birlikte özellikle arı ekmeği konusunda bilimsel araştırma sayısı azdır ve bu konuda çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Arı poleninin bazı fiziksel, fonksiyonel ve kimyasal özellikleri ve biyolojik etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-08-22) Eşerler, Sude; Vardarlı, Sevilay; Savaş, Güliye; Mutlu, CerenBal arıları çiçekli bitkilerden topladıkları polenleri ağız salgıları ve bitki nektarları ile karıştırarak arı poleni üretmektedir. Arı polenleri gelişiminin ilk dönemlerinde olan arı larvalarının beslenmesi amacıyla kullanılırken aynı zamanda arıcılar tarafından kovan girişlerine yerleştirilen polen tuzakları ile toplanıp işlenerek insanlar tarafından da tüketilmektedir. Bileşiminde su, karbonhidratlar, proteinler, aminoasitler, lipitler, yağ asitleri, karotenoidler, fenolik bileşikler, enzimler, vitaminler ve mineraller bulunan arı poleninin sağlık açısından antimikrobiyal, antioksidan, antikanser ve antiinflamatuar özellikler gibi birçok olumlu etkisinin bulunduğu belirtilmiştir. Zengin besinsel özellikleri ve sağlık etkileri nedenleriyle doğrudan tüketilebilen arı poleni bunların yanı sıra çözünürlük, su ve yağ tutma kapasitesi ve emülsifikasyon gibi gıda teknolojisi açısından önemli fonksiyonel özellikleri nedeniyle de farklı gıdalara bileşim unsuru olarak ilave edilmektedir. Bununla birlikte giderek artan sağlıklı beslenme bilinci ve alternatif doğal ürünler arayışına olan eğilim diğer arıcılık ürünlerine olduğu gibi arı polenine olan ilgiyi de artırmaktadır. Buradan hareketle ilgili çalışma arı poleninin bazı fiziksel, fonksiyonel ve kimyasal özellikleri ile metabolizma üzerindeki biyolojik etkileri ve gıdalarda kullanım imkanları hakkındaki bilgilerin derlenmesi amaçlanarak gerçekleştirilmiştir.Item Arı sütünün yapısı, insanlar ve arılar için önemi(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-21) Akyol, Ethem; Baran, YavuzTürkiye gerek florası gerekse koloni varlığı ile iyi bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Arılar hem bitkilerin tozlaşmalarını sağlamaları hem de ürünleri ile insanlar için büyük bir öneme sahiptirler. Arı sütü 6-15 günlük yaştaki işçi arıların kafalarındaki hypopharyngeal ve mandibular salgı bezlerinden salgıladıkları, ana arı ve genç larvaları besledikleri, beyaz-krem renginde, besin değeri çok yüksek kıvamlı bir gıda maddesidir. İşçi arılar ana arı ve genç larvaları arı sütü ile beslerler. Ana arı ile işçi arılar arasında genetiksel olarak hiç bir farklılık yoktur. Diploit larvalar; 3 günlük yaştan sonra nektarbal ve polen karışımı ile beslenirse işçi, arı sütü ile beslenirse ana arı olarak gelişir. Ana arılar 3-4 yıl işçi arılar ise 6-7 hafta kadar yaşarlar. İşçi arılar dişi olmasına rağmen yumurtalıkları gelişmemiştir ve yumurtlamazlar Kraliçe arıların yumurtalıkları mükemmel bir şekilde gelişmiştir ve günde 1500-2000 yumurta yumurtlarlar. Ana arı daha iri yapılı olmasına rağmen gelişmesini 16 günde, işçi arılar ise 21 günde tamamlarlar. İşçi ve ana arı arasındaki tüm bu farklılıkların yegane nedeni beslenme farklılıklarıdır. Arı sütünün arılar üzerindeki bu müthiş etkileri nedeniyle insanlar da kullanmaya başlamışlar ve kullanımı her geçen gün hızla yaygınlaşmaktadır.