2011 Cilt 12 Sayı 21
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13853
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bursa’da kolera salgını ve alınan karantina önlemleri (1890-1895)(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Kumaş, Nursal; Sosyal Bilimler EnstitüsüKolera bulaşıcı bir hastalık olup, salgına dönüşebilme özelliğine sahiptir. Tarihin çeşitli dönemlerinde, dünyanın pek çok yerinde ortaya çıkmış olan bu hastalık, binlerce insanın ölmesine neden olmuştur. 19.yüzyılın sonlarında, Bursa ve çevresinde de kolera vakaları görülmeye başlanmıştır. Osmanlı Hükümeti hastalığın yayılmasını engellemek için hızlı davranmış ve birtakım karantina önlemleri almıştır. Şehrin giriş ve çıkış noktalarını kontrol altına alabilmek amacıyla, Doğu yönünde Duaçınarı’nda, Batı yönünde ise Acemler’de, iki ayrı tahaffuzhâne yapılmış ve hastalar on gün süre ile gözetim altında tutulmuştur. Belediyenin de aldığı etkili önlemler ve dikkatli uygulamalar neticesinde, hastalık yayılmadan kontrol altına alınmış ve çok az sayıda ölüm vakası gerçekleşmiştir. Bir süre sonra da, kademeli olarak gözetim süresi azaltılmış ve sonunda hastalığın artık görülmemesi ile tahaffuzhâneler kaldırılarak, karantina uygulamasına son verilmiştir.Item Industrial regions of Bursa according to the City’s Drainage Map of 1909(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Akkuş, Mine; Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi BölümüOne of the places standing out with especially silk fabric and floss silk production, the city of Bursa will never lose its value in historical phases of the Ottoman Empire. The emerge of Industrial Revolution and after European based industrial growth which influenced the entire world and increased incrementally in 20th century had changed the socio-economical and cultural ambiance in late eras of the Ottoman Empire with the political life and signs of this change had occurred in Bursa as well. There had been formed industrial districts with factories and works towards the production of silk yarn. It is possible to determine the factories that existed in past and also the ones been added in early 20th century and accordingly occurred industrial districts by consulting the original Drainage Map of 1909 of Bursa.Item Manzum halk hikâyeleri içerikli bir yazma eser(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Türker, ÇiğdemGöttingen (Almanya) Georg August Üniversitesi Kütüphanesinde, içinde beş manzum halk hikâyesi bulunan bir yazma bulunmaktadır. Herhangi bir başlığı olmayan mecmua niteliğindeki yazmada sırasıyla Kitâb-ı Muhammed Hanifî, Kitâbı Caèfer-i Dayyâr, Kitâb-ı Kesük Baş, Kitâb-ı Cimcime-i Sultanî, Dâsitân-ı İbrahim Mahlûk adlı metinler bulunmaktadır. Bu yazıda, hikâyeler hakkında kısaca bilgi verildikten sonra, eserin dil özellikleri ve söz varlığına değinilmektedir. Ayrıca hikâyelerde geçen úula-, ıvuú, ãumat, yoġunda-, taşum gibi Tarama Sözlüğünde yer almayan bazı sözcükler belirlenerek metinlerden hareketle bu sözcüklere anlam verilmeye çalışılmaktadır.Item “Medya,” “ve,” Etik”: Bir oksimoron analizi(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Demir, Gökhan Yavuz; Fen Edebiyat Fakültesi; Sosyoloji BölümüMedya ve etik ilişkisi, medyanın denetlenemez gücü arttıkça daha çok çalışmanın konusu haline geliyor. Etikten yoksun günümüz dünyasının en acil arayışı etiktir. Bu sebeple medyayı etik kılmak, daha adil ve daha demokratik bir sosyal hayat için zaruridir. Peki medya etik olabilir mi? Bu makalede medyanın doğası gereği asla etik olamayacağına ve aslında hiçbir zaman da etik olmadığına dikkat çekilecektir. Etik adil olmaksa ve adil olmak da ancak yorumların çeşitliliğinde mümkünse; o vakit “medya ve etik” ifadesi sadece bir oksimorondur.Item Mehmet Ziya’nın gözüyle antik dönemde Bursa ve çevresi (Eleştirel bir bakış)(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Doğancı, Kamil; Fen Edebiyat Fakültesi; Tarih BölümüBursa ve yöresi Neolitik dönemden itibaren iskana uğramış bir bölgedir. Ünlü coğrafyacı Strabo’ya (M.Ö. 64-M.S. 21) göre bölge Trakya kökenli Bithynler tarafından iskan edilmiş ve bu nedenle daha sonraki dönemde de Bithynia olarak adlandırılmıştır. Bithynia bölgesi önce Lidya Krallığına daha sonra M.Ö. 546 yılında da Perslerin Anadolu Satraplığına bağlanmıştır. Büyük İskender’in M.Ö. 334’deki Granikos Muharebesinde Persleri yenmesiyle tüm Anadolu gibi Bithynia da Makedonya İmparatorluğu’nun parçası durumuna gelmiştir. İskender’in ölümünden sonra generalleri arasındaki mücadeleler sırasında güçlenen Zipoites M.Ö. 297’de Bithynia Krallığını kurmuştur. M.Ö. 74 yılında da son Bithynia kralı IV. Nikomedes vasiyetle krallığını Roma’ya bırakmıştır. Bundan sonra Bithynia ve çevresi önce Roma, ardından Bizans ve Osmanlı hakimiyetlerine girmiştir. Bursa ve çevresinde antik dönemde Khios (=Gemlik), Nikaia (İznik), Apamea (=Mudanya) vb. gibi önemli yerleşimler bulunuyordu.Item Müşir Namık Paşa Lâyihası(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Aslan, Taner; Düzbakar, Ömer; Eğitim Fakültesi; İlköğretim BölümüII. Abdülhamit, devletin idarî, malî, siyasî, ilmî vb. sorunlarını kurduğu merkezî sistem ile aşmaya çalışmış; vilayetlerin problemlerini tayin ve tespit için valilerden ve vilayet ileri gelenlerinden raporlar istemiş, bu raporlar doğrultusunda hızlı ve kalıcı çözümler üretmeye çalışmıştır. II. Abdülhamit, Irak ve Arabistan coğrafyasına özel önem vermiş, özellikle Basra’nın öneminden dolayı Irak’ın her açıdan gelişmesini sağlamak için, Irak idarecilerinden raporlar istemiştir. Bu raporlardan biri de Müşir Namık Paşa’nın Irak üzerine kaleme aldığı lâyihasıdır. Lâyiha, genel olarak Arabistan yarımadası ve özelde ise Irak ve Bağdat’ın içerisinde bulunduğu askerî, siyasî, sosyal ve iktisadî sorunlar ve bu sorunların kaynağına dair genel bilgiler ve çözüm önerileri içermektedir.Item On the Turkish plural suffix +lAr(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Baydar, TurgutThe plural suffix +lAr is a noun inflectional suffix, which has been used to make nouns plural since Old Turkish. Today, this suffix is actively used in Turkish used in Turkeyand other modern Turkish dialects. In this study, in contrast to what is presented in existing grammars, attention is drawn through witnessed examples to the fact that the plural suffix +lAr establishes a relationship between the words / word groups it is attached to and the predicate of the sentence.Item Osmanlı’da ziraat eğitimi: Halkalı Ziraat Mektebi(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Doğanay, Fatma Kaya; Demirel, Muammer; Eğitim FakültesiOsmanlı’da Tanzimat Fermanı’yla başlayan dönemde birçok alanda yenileşme çabaları olmuş, bu arada ziraat alanı da ihmal edilmeyerek ülke tarımı geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmaların başında da bir ziraat mektebi açılması gelmiştir. İlk olarak 1847 yılında bir basma fabrikası açılması düşünüldüğünde Fabrikalar Müdürü Hüsnü Efendi böyle bir mektebin açılması konusunda çeşitli görüşmeler yapmıştır. Pamuk ziraatıyla ilgili olan bu ilk mektep Yeşilköy’de hava alanı yakınındaki Ayamama Çiftliği’nde açılmıştır.1 Bu ilk ziraat mektebi ziraat tatbikat mektebidir. Üç sene sonra ise mektep Nafia Nezareti’ne bağlanmıştır. II. Abdülhamid, her alanda reformlara hız verdiğinde ziraat alanında uygulamalı modern bir mektebin yurt kalkınmasındaki önemini takdir ederek ziraat mektebi açılmasına karar vermiştir. 1891 yılında inşası biten mektebe ilk olarak Tıbbiye Mülkiyesi içinde Baytar Mektebi’ne giden 19 talebe yatılı olarak alınmış ve asıl talebe alımı bir sene sonra gerçekleşmiştir. Bu mektebin adı Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi’dir. 1894’ten sonra baytar sınıfları İstanbul’daki binaya taşındığından Halkalı yalnız ziraat mektebi olmuştur. Öğrenim süresi dört senedir. Öğrencileri idadi öğrenimini tamamlamış kişilerden seçilmiştir. II. Meşrutiyet’ten sonra bu alanda da Avrupa’ya öğrenci gönderilmiş ve dönüşlerinde mektepte hoca olarak görev almışlardır. Mektep, I. Dünya Savaşı sırasında kapanmışsa da hükümet merkezi Ankara’ya taşındıktan sonra İstanbul Ziraat Mektebi adıyla yeniden açılmıştır.Item Türkiye’de 1939–1945 yıllarında tarih öğretim programları ve tarih ders kitaplarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-12) Boykoy, Seher; Fen Edebiyat Fakültesi; Tarih BölümüHazırlanan bu makalenin amacı, 1939–1945 yıllarını kapsayan II. Dünya Savaşı Döneminde Türkiye’de tarih öğretiminin gelişimini, dönemin müfredat programları, ders kitapları, öğretim yöntemleri, egemen tarih anlayışı, hükümet programlarındaki esaslar, maarif şuraları, kitle iletişim araçları açısından incelemektir. Bu çalışmada 1939–1945 Döneminin incelemeye alınmasının nedeni, bu dönemin Atatürk’ün ölümünden sonraki ilk yılları kapsaması ve dünya savaşı gibi olağanüstü bir gelişmeye tanıklık etmesidir. Çalışma kapsamında, tarih müfredat programlarına ayrıntılı olarak yer verilmiş; içerik, yöntem, sınıf kademesi, haftalık ders saati süresi, zorunlu-seçmeli olması açılarından karşılaştırma yapılmıştır. Bu programlar yanında, dönem boyunca okutulan tarih ders kitapları, dönem boyunca toplanan maarif şuralarına ilişkin kayıtlar, Türk eğitim hayatının tarihsel sürecini konu alan yayınlar, tarih öğretimi alanındaki otoritelerin yayınları ve süreli yayınlardan yararlanılmıştır. Bu suretle, ülkemizde 1939–1945 sürecinde tarih öğretiminin tarihsel gelişimi belirlenmeye çalışılırken; siyaset-eğitim ilişkisi, bir başka ifadeyle eğitim politikalarının okullardaki tarih ders programlarını ve kitaplarını nasıl etkilemiş olduğu da izlenmiş olacaktır.