2022 Cilt 27 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30951
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atmosferik basınçlı plazma uygulamasının 3B baskılara etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-23) Dal, Murat; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-5803-3097; 0000-0001-9126-0315Atmosferik basınçlı plazma, toz veya organik maddeden temizleme gibi yüzey özelliklerini iyileştirmek veya boyama ve kaplama için iyi yapışma özellikleri elde etmek için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmanın temel amacı, polilaktik asidin (PLA) daha yüksek yüzey enerjisi ve dolayısıyla iyi yapışma özellikleri sağlamak için plazma işleme uygulamasında optimum parametre seviyelerini belirlemektir. Yüzey enerjisi doğrudan yüzey temas açısı ile ilgili olduğundan, deneysel çalışma su temas açısının en aza indirilmesine dayanmaktadır. Sonuç, optimum parametre seviyeleri ile muamele edilmiş bir numune ile temas açısında yaklaşık %45 oranında kayda değer bir gelişme olduğunu göstermektedir. PLA'nın ıslanabilirliği, atmosferik plazma yüzey işleminin uygulanmasıyla geliştirilmiştir. Bu sonuçtan hareketle, tabakalar arası bağlanma performansının plazma işlemi ile de güçlendirileceği hipotezi ile her bir tabakada plazma ile muamele edilmiş PLA ile FDM ile üretilen numunelerin mukavemetini araştırmak için daha ileri çalışmalar yapılacaktır.Item Betonarme kirişlerin davranışını etkileyen parametrelerin deneysel incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-06) Gündoğay, Abdullah; Yaman, Sıla; Kabaş, Hamide Tekeli; Demir, Fuat; Esen, Barış; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7350-1592Kiriş elemanlar, döşemelerden gelen düşey yükler ile deprem, rüzgar yükü gibi yatay yüklerin kolon elemanlara aktarılmasını sağlarlar. Dolayısıyla kirişlerin kapasite değerlerine etki eden parametrelerin net olarak ortaya konulması, kolonların kapasitesinin belirlenmesi kadar önem taşımaktadır. Ülkemizdeki mevcut betonarme binaların büyük çoğunluğunda beton basınç dayanımının proje dayanımından düşük olması, çekme donatısı oranının ve etriye aralığının yönetmeliklerde verilen sınır değerlere uygun olmaması karşılaşılan temel kusurlar arasında sayılabilir. Bu çalışmada, kiriş elemanlarda, beton dayanımı, çekme donatısı miktarı ve etriye aralığı parametrelerinin kiriş kapasitesi üzerindeki etkisi ½ ölçekli 16 adet betonarme kiriş numune üzerinde deneysel olarak incelenmiştir. Numuneler üç noktalı eğilme testine maruz bırakılmış ve her bir numunenin yük taşıma kapasitesi, sünekliği, enerji tüketme kapasitesi ve rijitliği hesaplanarak yorumlanmıştır. Literatürde özellikle çok düşük beton basınç dayanımına sahip kirişlerin deneysel çalışmaları oldukça az sayıdadır. Bu nedenle yapılan çalışma kapsamında üç farklı seviyede düşük beton dayanımı dikkate alınmıştır. Elde edilen sonuçlardan beton dayanımının 5 MPa olan numunede etriye sıklaştırmasının davranış açısından çok katkısı bulunmazken, 7 ve 9 MPa beton dayanımına sahip numunelerde hasarın daha ileri aşamalara taşınmasında katkı sağladığı görülmüştür.Item Bursa atmosferindeki polisiklik aromatik hidrokarbon konsantrasyonları ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Sari, Mehmet Ferhat; Esen, Fatma; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7114-7286; 0000-0002-1445-0868Bu çalışmada Bursa’da 6 farklı noktada pasif hava örnekleyici kullanarak bir yıl boyunca dış ortam havasındaki PAH’ların konsantrasyon değerleri ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. En düşük konsantrasyon değeri arka plan olarak nitelendirilen Keles örnekleme noktasında ölçülmüş iken, en yüksek konsantrasyon değeri Sanayi/Tarım olarak nitelendirilen Hasanağa örnekleme noktasında ölçülmüştür. Elde edilen konsantrasyon değerleri Bursa’da daha önceki yıllarda yapılan çalışmalardan yüksek bulunmuştur. Bunun nedeninin yıllara göre sanayinin ve nüfusun artmasına bağlı olarak atmosferik PAH girdilerinin artması olduğu düşünülmüştür. PAH’ların muhtemel kaynaklarının belirlenmesinde ise literatürde sıklıkla kullanılan yöntem olan moleküler tanı oranlarından yararlanılmıştır. Elde edilen moleküler tanı oranlarına göre Bursa atmosferindeki PAH’ların en büyük kaynaklarının fosil yakıtların yanması ile trafik olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Bursa’da önceki yıllarda yapılan çalışmalarda belirlenen PAH kaynakları ile bu çalışmada belirlenen PAH kaynakları arasında benzerlik bulunmuştur.Item Comparative study for BIM-based LEED industrial building and non-LEED industrial building(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-02) Seyis, SenemThis study intends to do architectural and structural designs of a sustainable industrial building using BIM and LEED as well as compare the LEED industrial building and non-LEED industrial building. In this scope, the additional costs related to water and energy efficient systems were analyzed to calculate the respective break-even points. Literature review and case study were performed to achieve the research objective. In the case study, a reinforced concrete industrial building was designed via Autodesk Revit 2021 considering the selected sustainability criteria under the LEED v4.1 BD+C for New Construction rating system. The LEED industrial building can fulfill 31 credits and 8 prerequisites which allow to obtain 73 points and LEED Gold certificate. The initial cost of LEED industrial building is 154.222.607 TL while the initial cost of non-LEED industrial building is 139.080.060 TL. Break-even point for the cost of energy-efficient systems utilized in the LEED industrial building is 14 years. Breakeven point for the cost of water-efficient systems utilized in the LEED industrial building is 8 years. Results contribute to the architecture, engineering and construction industry and literature by providing constructive information about the design requirements and energy, water, and cost performance of the LEED industrial buildings.Item Developing a motion mechanism for a single module in a self-reconfigurable modular microrobotics system by using external magnetic actuators(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-10) Dokuyucu, Halil İbrahim; Özmen, Nurhan Gürsel; Çora, Ömer NecatiIn microrobotics field, self-reconfigurable modular robots (SRMRs) offer several advantages including adaptation to uneven environments, the capability of handling various sets of tasks, and continuous operation in the case of a malfunction of a single module. The current research direction in self-reconfigurable robotic systems is towards reaching million level number of modules working in coherence by means of locomotion, self-reconfiguration, and information flow. This research direction comes with new challenges such as miniaturizing the modules. One should consider looking for alternative ways of locomotion and self-reconfiguration when dealing with SRMRs having million level number of modules. Externally actuating the modules can be a good alternative to micro SRMRs. In this study, we developed a novel motion mechanism for a single module in a micro SRMR system by using external magnetic actuators. An assembly of elastic microtubes and permanent magnets is attached inside a cube-shaped module and periodic motion of the assembly is applied. The motion of a single microtube with permanent magnets inside is generated by using COMSOL Multiphysics software. The results of the simulations are compared with theoretical values to validate the motion mechanism that is introduced in the study.Item Dizel motorlarda dimetil eter kullanımının HC emisyonlarına olan etkileri üzerine bir derleme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-14) Sezer, İsmetBu çalışma, dizel motorlarda dimetil eter (DME)’in saf veya yakıt katkısı olarak kullanımı üzerine yapılmış çeşitli çalışmaların sonuçlarından yararlanılarak derlenmiştir. Dizel motorlarda zararlı egzoz emisyonlarını azaltmanın birkaç yöntemi vardır. Bunlardan ilki motor tasarımında ve yakıt enjeksiyon sisteminde modifikasyonlar yaparak yanmanın iyileştirilmesidir, ancak bu pahalı ve zaman alıcı bir yöntemdir. İkinci yöntem ise katalitik konvektör ve partikül fitresi gibi donanımlar kullanmaktır, ancak bu donanımlar motor performansını olumsuz yönde etkilerler. Hem egzoz emisyonlarını azaltmak hem de motor performansını artırmak için uygulanan son yöntem çeşitli alternatif yakıtların veya yakıt katkılarının kullanılmasıdır. Dizel motorlardaki en önemli emisyonlar azot oksitler (NOx) ve partikül maddelerdir (PM). Çoğu araştırmacı emisyonları azaltmanın en iyi yolunun doğalgaz, biyogaz, biyodizel gibi alternatif yakıtların veya konvansiyonel ve bu alternatif yakıtlarla birlikte çeşitli yakıt katkılarının kullanılması olduğunu bildirmektedir. Bu nedenle, alternatif yakıtlar ve yakıt katkıları üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi pratik uygulamalar için oldukça önemlidir. Alternatif yakıtlar arasında oksijen içerikli yakıtlar büyük ilgi çekmektedir. DME içeriğinde oksijen bulunması, setan sayısının yüksek olması ve diğer istenen yakıt özellikleri nedeniyle dizel motorlarda kullanılmaya oldukça elverişlidir. Bu nedenle sunulan derleme çalışması, dimetil eterin dizel motorlarda yakıt veya yakıt katkısı olarak kullanılmasının hidrokarbon (HC) emisyonlarına olan etkilerinin incelenmesine odaklanmıştır.Item Dynamic modeling and control of an electromechanical fin loading system(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-01) Özkan, BülentIn this study, the design of an electro-mechanical fin loading system which is utilized to simulate the effects of the aerodynamic moment occurring in an atmospheric flight on a missile system is dealt with. In this extent, the dynamic modeling of the dedicated loading system is constructed and then the control system is designed on that model. As the control algorithm, the classical control system operating with regard of the PID (proportional plus integral plus derivative) control action and the robust control system designed according to the H∞ norm are taken into consideration. Once the mentioned control systems are built, the relevant computer simulations are performed with the inclusion of a realistic control actuation system model in accordance with the consistent numerical values of the necessary parameters. As a result of this work, it is observed that the robust control system yields more satisfactory results than its classical counterpart even under more severe conditions.Item Elektrik ihtiyacının sağlanmasında hibrit yenilenebilir enerji sistem tasarımı: Bursa tekstil fabrikası örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-19) Kılıç, Melike Yalılı; Adalı, Sümeyye; Aydın, Melek; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7050-6742; 0000-0002-5077-7358; 0000-0003-1620-5791Günümüzde artan enerji maliyetleri tüm sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de enerjinin verimli kullanımını gündeme getirmektedir. Üretim sürecinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı geleneksel yakıtlara kıyasla düşük maliyet değerlerine sahip, tükenmez ve yerli enerji kaynağı olması dolayısıyla enerji üretiminde önemli bir yer tutmaya devam edecektir. Güneş enerjisi, barındırdığı yüksek potansiyel dolayısıyla evsel ve endüstriyel kullanım için en çok tercih edilen yenilenebilir enerji kaynağı olarak önemini korumaktadır. Bu çalışmada Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde (DOSAB) bulunan bir tekstil fabrikasının elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla HOMER Pro programı kullanılarak şebekeye bağlı ve şebekeden bağımsız fotovoltaik sistem tasarımları gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda şebekeden bağımsız fotovoltaik sistemin fabrika için en uygun sistem olduğuna karar verilmiş olup, kurulacak sistemin net bugünkü maliyeti 2.625.139.000 TL (151.654.477,2 $), basit geri dönüş süresi ise 14,04 yıl olarak belirlenmiştir.Item Experimental investigation of crush energy absorption and strength properties of sandwich plates with aluminum facesheet/expanded polypropylene foam core(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-05) Türkoğlu, İbrahim KürşadDue to the developing electric vehicle industry in the last decade, weight reduction studies on vehicle bodies have gained great importance. Foam core sandwich structures stand out as the most ideal materials in terms of providing both weight reduction and strength conditions in the bodies of electric individual and public transportation vehicles. In this study, EPP foams with two different densities were placed between aluminum plates and sandwich structures were obtained by combining the two structures with an EVA-based adhesive. Compression and bending behaviors of the produced sandwich structures were investigated under quasi-static and dynamic loading conditions. With the tests carried out, the strength of the sandwich structures and the amount of energy they absorb were calculated and compared experimentally. According to the results obtained, it was observed that the denser D2 foam exhibited approximately 1.4 to 2.05 times more strength than the lower density D1 foam in all tests. In terms of the energy they absorb, the D2 foam absorbs 1.25 to 2.5 times more energy than the other foam. Contrary to this situation, only the dynamic compression test occurred in the tests performed. When the post-damage behavior of the sandwich structures was examined, it was also observed that the D2 foam returned to a very similar dimensions to its original size, giving more of the deformation after the damage at the end of 72 hours.Item Güneş panellerinde polimer kompozit malzeme kullanımı ile optimum ısı transferi performansının elde edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-05) Korkut, Talha Batuhan; Gören, AytaçFotovoltaik (FV) modüller, üzerine düşen güneş ışınlarından elektrik üretimini sağlayan ve yüzeyinde birden çok FV hücre bulunan yapılardır. FV hücreler, sadece direkt gelen ışınları değil, yüzeye gelen tüm ışığın belirli dalgaboyu aralığını enerji üretimi için kullanabilirler. FV modüller, yapıları gereği sıcaklıkları, ortam sıcaklığına kıyasla daha fazla olmakta ve bu durum FV hücrelerin elektriksel verim ve güç üretim düşümüne neden olmaktadır. Bu sebeple, FV modüllerde depolanan ısı enerjisinin dışarıya transferi konusunda akademik çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. Örneğin, FV modüllerden ısı enerjisi elde edilerek sıfır enerji tüketim hedefi altında konutların ısıtma yükü karşılanmakta ve ilerleyen çalışmalar ile birlikte sistem/enerji verimi arttırılmaktadır. Bu çalışma, FV modüllerin ısı iletim performansının geliştirilmesine yönelik polimer esaslı takviye malzemelerin kullanımı ile oluşturulan kompozit yapılar incelenerek, FV modülde depolanan ısı enerjisinin azaltılmasını hedef almıştır. Bu amaçla, takviye malzemeler araştırılmış ve karbon, cam elyaf, aramid (kevlar) takviye malzemelerinin iki farklı parametre altında araştırılması uygun görülmüştür. Bu iki parametre, herbir takviye malzemenin farklı tabaka kalınlıklarındaki ve birbirleri ile oluşturduğu hibrit yapıdaki sahip oldukları ısı iletim performansını araştırmaktadır. Araştırma sonucunda karbon elyaf takviye malzemesi ile oluşturulan yapının 6,51 W/mm2 ısı akısı ile birlikte optimum yapı olduğu elde edilmiştir. Isı iletim performansında karbon elyafı cam elyaf (0,013 W/mm2 ) ve aramid (4.10-4 W/mm2 ) takip etmiştir. Bu araştırma polimer kompozit malzemeler ile lamine edilmiş FV modül ve konvansiyonel tip FV modül arasındaki ısı akısı farkını 0,0242 W/mm2 olarak elde ederek FV modüllerden elde edilebilen ısı enerjisinin arttırımına katkıda bulunmuştur.Item Heat input effect of the FCAW process on the microstructure and mechanical properties of structural steel joints(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-09) Gürol, UğurFlux-cored wires are commonly used in structural and pipeline welding, shipbuilding, offshore constructions, and petrochemical and power generation industries. The higher heat inputs in the multipass welding result in shorter production time while considerably changing the properties of the welded joint. In this study, robotic flux cored arc welding with varying heat inputs (between 0.56-2.52 kJ/mm) was performed to determine the effect of heat input on weld microstructure, hardness, tensile properties, and impact toughness in the structural steel joints. Results exhibited that decrease in heat input from 2.52 to 0.56 kJ/mm changed the majority of the microstructure from polygonal ferrite to acicular ferrite. Furthermore, this increased by 56%, 37%, and 47% in yield strength, tensile strength, and hardness values, respectively, while decreasing by 30% and 15% in elongation and Charpy impact test results, respectively. Moreover, all welded joints displayed a satisfying toughness value higher than the requested value of 47 J, even at the test temperature of -50 °C. Finally, it can be concluded that the optimum results were obtained with a heat input of 1.26 kJ/mm, considering the minimum requirements of the AWS A5.20 standard and the expectations in applications.Item Impact of covid-19 lockdown precautions on air pollutants in Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Durak, Sevgi GüneşDue to the COVID-19 pandemic, the precautions taken in the early period of the pandemic have had a significant impact on the reduction of air pollutants. In this research, the changes in the concentrations of some air pollutants (PM10, NO2, SO2, CO, O3) concentrations have been investigated and evaluated between March 15 - May 31, 2019 and March 15 - May 31, 2020 in Turkey. According to the results, PM10, NO2 and SO2 concentrations decreased by up to 75%, 80% and 77% respectively. However, there has been an increase in CO and O3 concentrations in many cities. Pearson’s correlation analysis showed that there is a strong relevance between NO2 - CO and O3 - CO concentrations in the lockdown period. In addition, with the precautions, the positive correlation between PM10 and NO2 and between SO2 and CO increased, and the negative correlation between PM10 and O3 decreased.Item Mechanics of a hyperelastic inflated tube with emphasis on biological soft tissues(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-10) Büyükkaya, Ömer Faruk; Okyar, Ali FethiInflated hollow cylinder is an important problem encountered in a variety of fields in engineering. In industry, tires and fire hoses are pressurized from inside. In biomechanics, veins, arteries and intervertebral discs can also be modeled using the inflated cylinder problem. The soft ground substance of biological tissues in question are incompressible and portray large non-linear deformations under loading. Classical theories of linear elasticity are incapable of modeling such behavior. Instead, continuum mechanics based large displacement formulation and hyperelasticity are necessary to understand the deformation and mechanics of soft materials. In this study, inflation of a cylinder composed of an isotropic neo-Hookean type of material is analyzed in plane strain and generalized plane strain conditions. First, an analytical solution is established using a continuum mechanical framework. Second, the finite element method is employed to model the same problem. The numerical approach is verified by using a mesh sensitivity analysis and validated by using analytical solution. Therefore, the proposed analytical benchmark can quantify the accuracy of any commercial finite element software solution of neo-Hookean tube inflation. As a side result, it was also revealed that the hydrostatic pressure in the tube is more than six times the inflation pressure.Item Milimetre dalga bandında invazif olmayan bir yöntem ile sıvılarda glikoz seviyesinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-06) Göktaş, Ömer Faruk; Çankaya, İlyas; Ermeydan, Esra ŞengülDiyabet çağımızın en önemli halk sağlığı problemlerinden biridir. Kandaki glikoz seviyesinin kontrolü için kandaki glikoz oranının belirlenmesi gereklidir. Cihaz perspektifinden bakıldığında kandaki glikoz oranının belirlenmesinde invazif ve minimal invazif yöntemler kullanılmaktadır. Her iki yöntem de incelendiğinde enfeksiyonel ve psikolojik riskleri beraberinde getirdikleri görülmektedir. Bu sebeplerden dolayı araştırmacılar invazif olmayan bir yöntem geliştirmek için çeşitli araştırmalar yapmaktadırlar. Milimetre dalgalar (mm-dalga), doku üzerinde herhangi bir zararlı etki yapmadığından doku katmanında invazif olmayan glikoz ölçümüne imkân sunar. Kanın karmaşık geçirgenliği mm-dalga bandında glikoz konsantrasyonu için oldukça hassastır. Bu çalışmada, 30 – 35 GHz bandında çeşitli glikoz oranlarına sahip sıvılarda mm-dalga yansıması, vektör ağ analizörü kullanılarak açık uçlu koaksiyel prob ve WR-28 adaptörü kullanılarak ayrı ayrı elde edilmiştir. Elde edilen veriler her iki yöntem için 0.1 g/ml, 0.19 g/ml, 0.26 g/ml ve 0.33 g/ml glikoz konsantrasyonuna sahip sulu çözeltilerde, şekerli - şekersiz gazozda ve kola - diyet kola - kola zero gibi sıvılarda glikoz seviyesinin belirlemesinde S11-yansıma katsayısı verisinin ayırt edici olduğunu göstermiştir. Elde edilen sonuçlar mm-dalgaların glikoz seviyesinin tespiti ve takibi için umut verici olduğunu göstermiştir.Item Optimum design of thermo-plunger support in commercial vehicles by using structural design and finite element methods(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-28) Kılıçarpa, Ulaş Aytaç; Yıldız, Betül Sultan; Yıldız, Ali Rıza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-7493-2068; 0000-0003-1790-6987This paper focuses on creating an optimum design and development of thermo-plunger parts for commercial vehicles in order to save material, reduce mass and make more sustainable automobiles. In this paper, natural frequency analysis, topology, and topography optimization methods have been used to create a new design for the thermo-plunger part. Thermo-plunger means an electric heater that is used for heating the inside of automobiles effectively and quickly and providing customer thermal comfort. It is positioned in the vehicle body, and its support parts have been developed by structural optimization techniques because there is not enough space in the engine compartment for automatic transmission commercial vehicles. The aim of this study is to make a lightweight and reinforced thermo-plunger support part design. Initially, a draft design was created in 3D model software. After that, topology and topography optimizations were applied on this draft design. At the end of studies, a final optimum support design has been obtained. The final design is 41.1% lighter than the initial design. At the same time, above 50 Hz natural frequency value has been obtained on the final design to avoid resonance problems.Item Pamuk liflerinin kitosan ile yüzey modifikasyonu sonrası polielektrolit poli (akrilik asidin sodyum tuzu) varlığında reaktif boyanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-23) Çavdur, Tuba Toprak; Anis, Pervin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhaneli Meslek Yüksekokulu/Tekstil, Giyim Ayakkabı ve Deri Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8475-3197; 0000-0002-6295-637XReaktif boyarmaddeler pamuğun boyanmasında en yaygın kullanılan boyarmaddelerdir. Pamuklu kumaşların reaktif boyanması için yüksek miktarda kullanılan elektrolit kaçınılmaz olarak çevresel tehditler oluşturmaktadır. Kitosan üstün özelliklerinden dolayı tekstilde birçok alanda farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, sentetik polielektrolit poli(akrilik asidin sodyum tuzu) reaktif boyamada inorganik elektrolit sodyum klorür yerine kullanımı ve kitosanın kumaşın reaktif boyama davranışı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca kumaşların yıkama haslıkları ve ultraviyole koruma faktörleri de gözlemlenmiştir. Boyamadan önce kitosan ile muamele ve boyamada sodyum klorür kullanımı konvansiyonel boyamalara göre renk derinliklerini arttırmış ve bu artış kitosan konsantrasyonundaki artışla devam etmiştir. Öyle ki, %8 konsantrasyonda kitosan uygulamasını takiben %2 konsantrasyonda yapılan boyamadan, %3 konvansiyonel boyamanın renk kuvvetine benzer değerler elde edilmiştir. Sodyum klorür konsantrasyon artışının renk derinliği üzerindeki etkisi polielektrolitten daha belirgin olarak gözlemlenmiştir. Poli (akrilik asidin sodyum tuzunun) pamuğun reaktif boyamasındaki çalışma prensibinin iyonlaşamaması, sıcaklık-konsantrasyon-pH duyarlılığı ve hidrofobik boya kombinasyonları oluşturması nedeniyle nispeten karmaşık olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca boyarmaddelerin farklı tuz duyarlılıklarının da elektrolitlerin etkisinde farklılık yaratmış olabileceği düşünülmüştür. Kitosan aplike edilen ve boyanan numunelerin yıkama haslıkları iyi-mükemmel seviyede iken, kitosan aplikasyonunda kullanılan çapraz bağlayıcının bu değerleri 0,5 puan kadar artırdığı görülmüştür. Boyarmaddelerin ultraviyole koruma faktörünü arttırmada kitosandan daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.Item Polimerlerin elektrik iletkenliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Karabacak, Kübra; Çavuş, İbrahim Berk; Kıyılı, Onurİletken polimerler ve karışımları, diğer iletken malzemelerle kıyaslandığında, düşük yoğunluğa sahip, korozyon direnci yüksek işlenmesi kolay, düşük maliyetli ve kullanılan katkılarla birlikte metal ile kıyaslanabilir özellikte iletkenlik değerine sahip olmaktadır. Son yıllarda, metal – plastik değişimi üzerine birçok Ar-Ge çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalarda, havacılık, uzay ve savunma sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayinde kullanılmak üzere önemli polimer ve karışımları geliştirilmiştir. Metallerin en önemli özelliklerinden elektrik iletkenliği, elektromanyetik kalkanlama ve radyasyon emme, geliştirilen polimer ve karışımları ile sağlanabilmektedir. Polimer malzemelerin diğer avantajları ile, gelecekte bu sektörlerde daha fazla metalin yerini alacaktır. Bu çalışmada, polimerler ve karışımlarının elektriksel özellikleri ile ilgili özellikle son yıllarda yapılan ulusal ve uluslararası araştırma makaleleri derlenmiştir.Item Production and characterization of nanocomposites with graphene and graphene oxide(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-06) Koçyiğit, NihayetThe aim of this study was to i.) obtain Graphene (G)/epoxy, Graphene Oxide (GO)/epoxy, G/carbon fiber reinforced plastic (CFRP), GO/CFRP nanocomposites by G and GO addition to epoxy and CF matrices and ii.) investigate the effect of G and GO addition on tensile strength of the nanocomposites produced. The graphene was not homogeneously distributed in polymer matrices; therefore, the G was converted into the GO using hummers method. The characterization GO was carried out by SEM, EDX, FTIR and X-RD analysis, which confirmed the successful production of the GO. The G/epoxy, GO/epoxy, G/CFRP and GO/CFRP nanocomposites were obtained by adding G and GO to epoxy and CF at a rate of 0.1, 0.2, and 0.3%. The effect of G and GO on tensile strength of the nanocomposites was determined using a tensile test. The addition of G and GO at 0.2% rate yielded the best results. The effect of GO on tensile strength was better compared to that of the G.Item Reel sinüslerde ayrık Fourier dönüşümünün üç örneğine dayalı frekans kestirimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-18) Beyazıt, Hasan; Dilaveroğlu, Erdoğan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu/Elektrik Programı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendislik Bölümü.; 0000-0002-8099-3190; 0000-0002-8432-623XBu çalışmada, frekans kestiriminde kullanılan ve ayrık Fourier dönüşümün üç örneğine dayanan parabolik, Jacobsen, yanlılığı düzeltilmiş Jacobsen ve Quinn kestiricilerinin reel sinyaller üzerindeki davranışları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu kestiricilere alternatif olarak bir sinc fonksiyonu tabanlı frekans kestiricisi önerilmiş ve kestiricinin karesel ortalamalarının karekökü hataları (RMSE) bilgisayar benzetimleri yapılarak karşılaştırılmıştır. Önerilen sinc tabanlı kestirici, frekans aralığının geniş bir kısmında diğer kestiricilere göre düşük RMSE değerleri verdiği gözlenmiştir.Item Süperkritik ve klasik ortamda poliester boyamanın yaşam döngüsü analizi ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-26) Karadağ, Neslihan; Eren, Semiha; Yiğit, İdil; Eren, Hüseyin Aksel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-2326-686X; 0000-0002-1552-8612; 0000-0003-3908-5139Su hem yaşam için hem de sahip olduğu özellikleri nedeniyle de değerli bir kaynaktır. Bu nedenle, su kıtlığı ve artan çevre bilinci dünya çapında endişeye sebep olmaktadır. Tekstil sektörü genel olarak su tüketiminin yoğun olduğu proseslerden oluşmaktadır. Özellikle boyama işleminde çok fazla su kullanılmaktadır. Bu sebeple su kullanımının azalmasına yönelik boyama çalışmaların her geçen gün öneminin artacağı görülmektedir. Bu çalışmada, süperkritik karbondioksit (scCO2) ortamda susuz ve klasik sulu ortamda bir adet % 100 poliester dokuma kumaş açık ve koyu tonda olmak üzere boyanmış, boyama proseslerinin aşamaları her iki ortam için de yaşam döngüsü analizi (LCA) yöntemi ile değerlendirilmiştir. Analiz için SimaPro 9.3 programı kullanılmış ve yapılan karşılaştırma kümülatif olarak süperkritik ortamda yapılan boyamada çevresel etkinin klasik sulu ortamda boyamayla karşılaştırıldığında göre daha az olduğu dolayısıyla daha avantajlı olduğu sonucuna varılmıştır.