2022 Cilt 27 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30951
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Item Impact of covid-19 lockdown precautions on air pollutants in Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Durak, Sevgi GüneşDue to the COVID-19 pandemic, the precautions taken in the early period of the pandemic have had a significant impact on the reduction of air pollutants. In this research, the changes in the concentrations of some air pollutants (PM10, NO2, SO2, CO, O3) concentrations have been investigated and evaluated between March 15 - May 31, 2019 and March 15 - May 31, 2020 in Turkey. According to the results, PM10, NO2 and SO2 concentrations decreased by up to 75%, 80% and 77% respectively. However, there has been an increase in CO and O3 concentrations in many cities. Pearson’s correlation analysis showed that there is a strong relevance between NO2 - CO and O3 - CO concentrations in the lockdown period. In addition, with the precautions, the positive correlation between PM10 and NO2 and between SO2 and CO increased, and the negative correlation between PM10 and O3 decreased.Item Yer altı araç otoparklarında jet fan tipi ve farklı hava değişim sayılarına göre yangın senaryosunun hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Bakır, Mustafa Sinan; Sökmen, Kemal FurkanBu çalışmada kapalı bir otoparkın BS 7346-7, 2013 standardına göre 4 MW yangın yükü altında yangın analiz sonuçları incelenmiştir. On ve 15 hava değişiminin, radyal ve eksenel jet fan kullanımının yangın üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Analizler PyroSim yazılımında yapılmıştır. Analizlerde eleman sayısından bağımsızlık çalışması yapılmıştır. Türbülans modeli olarak büyük girdap simülasyonu (BGS) modelini kullanılmıştır. On hava değişimli analizlerde radyal jet fanlı sonuçları; hava hızı 0,9154 m/s, ortalama sıcaklık 40,13°C, CO gaz seviyesi 100 ppm. Eksenel fanda; hava hızı 0,9176 m/s, ortalama sıcaklık 38,02°C, CO gazı seviyesi, 61,5 ppm, görüş mesafesi sonuçları elde edilmiştir. Görüş mesafesi her iki fan için 3 m ve elde edilmiştir. On beş hava değişimli analizde radyal fan sonuçları hava hızı 1,324 m/s, ortalama sıcaklık 29,98°C elde edilirken eksenel jet fanda hava hızı 1,318 m/s, ortalama sıcaklık, 28,15°C olarak elde edilmiştir. Görüş mesafesi ve CO miktarı her iki fan için 30 m ve 1 ppm olarak tespit edilmiştir. Çalışmada 10 hava değişim oranının CO oranı ve görüş mesafesi açısından yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Fan farklılığının ise çok etkili olmadığı tespit edilmiştir.Item Dynamic modeling and control of an electromechanical fin loading system(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-01) Özkan, BülentIn this study, the design of an electro-mechanical fin loading system which is utilized to simulate the effects of the aerodynamic moment occurring in an atmospheric flight on a missile system is dealt with. In this extent, the dynamic modeling of the dedicated loading system is constructed and then the control system is designed on that model. As the control algorithm, the classical control system operating with regard of the PID (proportional plus integral plus derivative) control action and the robust control system designed according to the H∞ norm are taken into consideration. Once the mentioned control systems are built, the relevant computer simulations are performed with the inclusion of a realistic control actuation system model in accordance with the consistent numerical values of the necessary parameters. As a result of this work, it is observed that the robust control system yields more satisfactory results than its classical counterpart even under more severe conditions.Item Yerel üçlü desen ile kulak görüntülerinin kişi, yaş ve cinsiyete göre sınıflandırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-11) Aydemir, Emrah; Asaad Qais Shalal, SootBireylerin kimliğini doğrulamaya yönelik ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Geleneksel olarak kimlik doğrulama sistemlerinde pasaportlar, kimlik kartları, anahtarlar kullanılır. Bu tür sistemler ile birlikte güvenliği arttırmak için şifreler de kullanılabilir. Maalesef bu tür güvenlik sistemlerinin dezavantajları arasında kimlik olarak kullanılan eşyanın kaybolması, kopyalanması, çalınması söz konusu olabilir. Şifrelerin ise unutulması ortaya çıkabilir. Bu tür durumlar kişiyi tehlikeye atabilir veya zor bir duruma sokabilir. Geleneksel kişi tanıma tekniklerinin bu tür eksiklikleri, herkes için büyük sorunlara neden olur. Bu tür durumlar ise araştırmacıları sağlam, güvenilir ve kusursuz bir kişisel tanımlama arayışına itmektedir. Bu arayış ise araştırmacıları biyometri sistemlerine itmektedir. Buradaki çalışma da 100 kişiye ait sağ ve sol kulak görüntüleri olan 2000 veri toplanmıştır. Toplanan bu dosyaların Yerel Üçlü Desen ile öznitelikleri çıkarılmıştır. Her bir görüntü dosyası için 1x512 boyutlarında vektör üretilmiştir. Tüm dosyalar için bu işlemler yapılmış ve birçok farklı sınıflandırma algoritmaları ile görüntüler kişi, yaş ve cinsiyet için sınıflandırılmıştır. Kişi tanıma için % 90,2 oranında doğruluk oranı elde edilirken, cinsiyet için % 99,8 oranında başarı elde edilmiştir. Son olarak yaş için ise % 86,1 oranında sınıflandırma başarısına ulaşılmıştır.Item Sürdürülebilir ulaşım planlaması için şehir içi otobüs hatlarında sefer çizelgeleme optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-23) Polat, Ulviye; Sağbaş, Aysun; Dermenci, Melike SelenÜlkemizde ve dünyada nüfusun sürekli artması ile birlikte, toplu taşıma ve ulaşım sistemlerinin planlanması ve bu süreçte yaşanan sorunların çözümü; çevresel duyarlılık, ekonomik ve toplumsal fayda açısından çok büyük önem arz etmektedir. Şehir içi toplu taşıma sistemlerinde sefer sıklıklarının ve sayılarının optimum seviyesinin belirlenmesi; maliyet, çevresel etki ve toplumsal refah ekseninde toplu taşımanın en önemli sorunlarından olup, şehirde yaşayan tüm bireyler için kritik bir konudur. Bu çalışmada; şehir içi toplu taşıma (otobüs) sistemlerinin verimli ve sürdürülebilir olarak planlanması amacıyla; Tekirdağ/Çorlu Belediyesi toplu taşıma ulaşım sistemlerinin günlük sefer sayılarının, sefer sıklıklarının ve yolcu taşıma kapasitelerinin mevcut durumu incelenerek sefer sayısı optimizasyonu yapılmıştır. Bu amaçla ulaşım yönetim sistemi verileri kullanılmış ve günlük sefer sayısı optimizasyonu için doğrusal hedef programlama modeli geliştirilmiştir. Model, LINGO paket programı yardımıyla çözülerek, gün bazında optimum sefer sayısı belirlenmiştir. Çalışmada seçilen pilot otobüs hattı için detaylı analizler gerçekleştirilmiştir. Mevcut durum sistem tasarımı ve optimum sistem tasarımı sonuçları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş olup fayda maliyet analizi yapılmıştır.Item Süperkritik ve klasik ortamda poliester boyamanın yaşam döngüsü analizi ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-26) Karadağ, Neslihan; Eren, Semiha; Yiğit, İdil; Eren, Hüseyin Aksel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-2326-686X; 0000-0002-1552-8612; 0000-0003-3908-5139Su hem yaşam için hem de sahip olduğu özellikleri nedeniyle de değerli bir kaynaktır. Bu nedenle, su kıtlığı ve artan çevre bilinci dünya çapında endişeye sebep olmaktadır. Tekstil sektörü genel olarak su tüketiminin yoğun olduğu proseslerden oluşmaktadır. Özellikle boyama işleminde çok fazla su kullanılmaktadır. Bu sebeple su kullanımının azalmasına yönelik boyama çalışmaların her geçen gün öneminin artacağı görülmektedir. Bu çalışmada, süperkritik karbondioksit (scCO2) ortamda susuz ve klasik sulu ortamda bir adet % 100 poliester dokuma kumaş açık ve koyu tonda olmak üzere boyanmış, boyama proseslerinin aşamaları her iki ortam için de yaşam döngüsü analizi (LCA) yöntemi ile değerlendirilmiştir. Analiz için SimaPro 9.3 programı kullanılmış ve yapılan karşılaştırma kümülatif olarak süperkritik ortamda yapılan boyamada çevresel etkinin klasik sulu ortamda boyamayla karşılaştırıldığında göre daha az olduğu dolayısıyla daha avantajlı olduğu sonucuna varılmıştır.Item Experimental investigation of crush energy absorption and strength properties of sandwich plates with aluminum facesheet/expanded polypropylene foam core(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-05) Türkoğlu, İbrahim KürşadDue to the developing electric vehicle industry in the last decade, weight reduction studies on vehicle bodies have gained great importance. Foam core sandwich structures stand out as the most ideal materials in terms of providing both weight reduction and strength conditions in the bodies of electric individual and public transportation vehicles. In this study, EPP foams with two different densities were placed between aluminum plates and sandwich structures were obtained by combining the two structures with an EVA-based adhesive. Compression and bending behaviors of the produced sandwich structures were investigated under quasi-static and dynamic loading conditions. With the tests carried out, the strength of the sandwich structures and the amount of energy they absorb were calculated and compared experimentally. According to the results obtained, it was observed that the denser D2 foam exhibited approximately 1.4 to 2.05 times more strength than the lower density D1 foam in all tests. In terms of the energy they absorb, the D2 foam absorbs 1.25 to 2.5 times more energy than the other foam. Contrary to this situation, only the dynamic compression test occurred in the tests performed. When the post-damage behavior of the sandwich structures was examined, it was also observed that the D2 foam returned to a very similar dimensions to its original size, giving more of the deformation after the damage at the end of 72 hours.Item Betonarme kirişlerin davranışını etkileyen parametrelerin deneysel incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-06) Gündoğay, Abdullah; Yaman, Sıla; Kabaş, Hamide Tekeli; Demir, Fuat; Esen, Barış; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7350-1592Kiriş elemanlar, döşemelerden gelen düşey yükler ile deprem, rüzgar yükü gibi yatay yüklerin kolon elemanlara aktarılmasını sağlarlar. Dolayısıyla kirişlerin kapasite değerlerine etki eden parametrelerin net olarak ortaya konulması, kolonların kapasitesinin belirlenmesi kadar önem taşımaktadır. Ülkemizdeki mevcut betonarme binaların büyük çoğunluğunda beton basınç dayanımının proje dayanımından düşük olması, çekme donatısı oranının ve etriye aralığının yönetmeliklerde verilen sınır değerlere uygun olmaması karşılaşılan temel kusurlar arasında sayılabilir. Bu çalışmada, kiriş elemanlarda, beton dayanımı, çekme donatısı miktarı ve etriye aralığı parametrelerinin kiriş kapasitesi üzerindeki etkisi ½ ölçekli 16 adet betonarme kiriş numune üzerinde deneysel olarak incelenmiştir. Numuneler üç noktalı eğilme testine maruz bırakılmış ve her bir numunenin yük taşıma kapasitesi, sünekliği, enerji tüketme kapasitesi ve rijitliği hesaplanarak yorumlanmıştır. Literatürde özellikle çok düşük beton basınç dayanımına sahip kirişlerin deneysel çalışmaları oldukça az sayıdadır. Bu nedenle yapılan çalışma kapsamında üç farklı seviyede düşük beton dayanımı dikkate alınmıştır. Elde edilen sonuçlardan beton dayanımının 5 MPa olan numunede etriye sıklaştırmasının davranış açısından çok katkısı bulunmazken, 7 ve 9 MPa beton dayanımına sahip numunelerde hasarın daha ileri aşamalara taşınmasında katkı sağladığı görülmüştür.Item Üretim sistemlerinde darboğaz tespiti: Literatür araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-08) Akkurt, Nagihan; Hasgül, ServetÜretim sistemleri için darboğaz üretim verimliliğini kısıtlayan en etkili faktörlerden biridir. Darboğaza sebep olan bir süreç daha hızlı çalışır ise tüm hattın üretim hızı artacak ve böylelikle üretim süreçlerinin ve tedarik zincirinin devamlılığı sağlanacaktır. Bu sebeple darboğazın tespit edilmesi ve kontrol altına alınması işletmeler için önem kazanmıştır. Literatürde bu konuda çok sayıda yöntem ve çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ise literatürde bulunan darboğaz tespiti çalışmalarının incelenmesi, kullanılan yöntemlerin açıklanması ve analiz edilmesidir. Çalışma kapsamında 2007-2022 yıllarına ait toplam 48 makale incelenmiştir. İncelenen çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre darboğaz tespitinde en çok benzetim yönteminin kullanıldığı görülmektedir. Aynı zamanda dönüm noktası yöntemi, aktif dönem yöntemi ve matematiksel yöntemler de darboğaz tespitinde diğer yöntemlere göre daha fazla kullanılmaktadır. Son yıllarda ise artan yapay zeka çalışmaları ile birlikte makine öğrenmesi tabanlı yaklaşımlar kullanılmaya başlanmıştır. Literatürde bu kadar sayıda darboğaz tespit yönteminin açıklandığı ve bu konudaki çalışmaların derlenip analiz edildiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu sebeple yapılan çalışmanın ilgili araştırmacılara yol göstermesi hedeflenmektedir.Item Elektrik ihtiyacının sağlanmasında hibrit yenilenebilir enerji sistem tasarımı: Bursa tekstil fabrikası örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-19) Kılıç, Melike Yalılı; Adalı, Sümeyye; Aydın, Melek; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7050-6742; 0000-0002-5077-7358; 0000-0003-1620-5791Günümüzde artan enerji maliyetleri tüm sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de enerjinin verimli kullanımını gündeme getirmektedir. Üretim sürecinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı geleneksel yakıtlara kıyasla düşük maliyet değerlerine sahip, tükenmez ve yerli enerji kaynağı olması dolayısıyla enerji üretiminde önemli bir yer tutmaya devam edecektir. Güneş enerjisi, barındırdığı yüksek potansiyel dolayısıyla evsel ve endüstriyel kullanım için en çok tercih edilen yenilenebilir enerji kaynağı olarak önemini korumaktadır. Bu çalışmada Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde (DOSAB) bulunan bir tekstil fabrikasının elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla HOMER Pro programı kullanılarak şebekeye bağlı ve şebekeden bağımsız fotovoltaik sistem tasarımları gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda şebekeden bağımsız fotovoltaik sistemin fabrika için en uygun sistem olduğuna karar verilmiş olup, kurulacak sistemin net bugünkü maliyeti 2.625.139.000 TL (151.654.477,2 $), basit geri dönüş süresi ise 14,04 yıl olarak belirlenmiştir.Item Pamuk liflerinin kitosan ile yüzey modifikasyonu sonrası polielektrolit poli (akrilik asidin sodyum tuzu) varlığında reaktif boyanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-23) Çavdur, Tuba Toprak; Anis, Pervin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhaneli Meslek Yüksekokulu/Tekstil, Giyim Ayakkabı ve Deri Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8475-3197; 0000-0002-6295-637XReaktif boyarmaddeler pamuğun boyanmasında en yaygın kullanılan boyarmaddelerdir. Pamuklu kumaşların reaktif boyanması için yüksek miktarda kullanılan elektrolit kaçınılmaz olarak çevresel tehditler oluşturmaktadır. Kitosan üstün özelliklerinden dolayı tekstilde birçok alanda farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, sentetik polielektrolit poli(akrilik asidin sodyum tuzu) reaktif boyamada inorganik elektrolit sodyum klorür yerine kullanımı ve kitosanın kumaşın reaktif boyama davranışı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca kumaşların yıkama haslıkları ve ultraviyole koruma faktörleri de gözlemlenmiştir. Boyamadan önce kitosan ile muamele ve boyamada sodyum klorür kullanımı konvansiyonel boyamalara göre renk derinliklerini arttırmış ve bu artış kitosan konsantrasyonundaki artışla devam etmiştir. Öyle ki, %8 konsantrasyonda kitosan uygulamasını takiben %2 konsantrasyonda yapılan boyamadan, %3 konvansiyonel boyamanın renk kuvvetine benzer değerler elde edilmiştir. Sodyum klorür konsantrasyon artışının renk derinliği üzerindeki etkisi polielektrolitten daha belirgin olarak gözlemlenmiştir. Poli (akrilik asidin sodyum tuzunun) pamuğun reaktif boyamasındaki çalışma prensibinin iyonlaşamaması, sıcaklık-konsantrasyon-pH duyarlılığı ve hidrofobik boya kombinasyonları oluşturması nedeniyle nispeten karmaşık olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca boyarmaddelerin farklı tuz duyarlılıklarının da elektrolitlerin etkisinde farklılık yaratmış olabileceği düşünülmüştür. Kitosan aplike edilen ve boyanan numunelerin yıkama haslıkları iyi-mükemmel seviyede iken, kitosan aplikasyonunda kullanılan çapraz bağlayıcının bu değerleri 0,5 puan kadar artırdığı görülmüştür. Boyarmaddelerin ultraviyole koruma faktörünü arttırmada kitosandan daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.Item Comparative study for BIM-based LEED industrial building and non-LEED industrial building(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-02) Seyis, SenemThis study intends to do architectural and structural designs of a sustainable industrial building using BIM and LEED as well as compare the LEED industrial building and non-LEED industrial building. In this scope, the additional costs related to water and energy efficient systems were analyzed to calculate the respective break-even points. Literature review and case study were performed to achieve the research objective. In the case study, a reinforced concrete industrial building was designed via Autodesk Revit 2021 considering the selected sustainability criteria under the LEED v4.1 BD+C for New Construction rating system. The LEED industrial building can fulfill 31 credits and 8 prerequisites which allow to obtain 73 points and LEED Gold certificate. The initial cost of LEED industrial building is 154.222.607 TL while the initial cost of non-LEED industrial building is 139.080.060 TL. Break-even point for the cost of energy-efficient systems utilized in the LEED industrial building is 14 years. Breakeven point for the cost of water-efficient systems utilized in the LEED industrial building is 8 years. Results contribute to the architecture, engineering and construction industry and literature by providing constructive information about the design requirements and energy, water, and cost performance of the LEED industrial buildings.Item Developing a motion mechanism for a single module in a self-reconfigurable modular microrobotics system by using external magnetic actuators(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-10) Dokuyucu, Halil İbrahim; Özmen, Nurhan Gürsel; Çora, Ömer NecatiIn microrobotics field, self-reconfigurable modular robots (SRMRs) offer several advantages including adaptation to uneven environments, the capability of handling various sets of tasks, and continuous operation in the case of a malfunction of a single module. The current research direction in self-reconfigurable robotic systems is towards reaching million level number of modules working in coherence by means of locomotion, self-reconfiguration, and information flow. This research direction comes with new challenges such as miniaturizing the modules. One should consider looking for alternative ways of locomotion and self-reconfiguration when dealing with SRMRs having million level number of modules. Externally actuating the modules can be a good alternative to micro SRMRs. In this study, we developed a novel motion mechanism for a single module in a micro SRMR system by using external magnetic actuators. An assembly of elastic microtubes and permanent magnets is attached inside a cube-shaped module and periodic motion of the assembly is applied. The motion of a single microtube with permanent magnets inside is generated by using COMSOL Multiphysics software. The results of the simulations are compared with theoretical values to validate the motion mechanism that is introduced in the study.Item Mechanics of a hyperelastic inflated tube with emphasis on biological soft tissues(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-10) Büyükkaya, Ömer Faruk; Okyar, Ali FethiInflated hollow cylinder is an important problem encountered in a variety of fields in engineering. In industry, tires and fire hoses are pressurized from inside. In biomechanics, veins, arteries and intervertebral discs can also be modeled using the inflated cylinder problem. The soft ground substance of biological tissues in question are incompressible and portray large non-linear deformations under loading. Classical theories of linear elasticity are incapable of modeling such behavior. Instead, continuum mechanics based large displacement formulation and hyperelasticity are necessary to understand the deformation and mechanics of soft materials. In this study, inflation of a cylinder composed of an isotropic neo-Hookean type of material is analyzed in plane strain and generalized plane strain conditions. First, an analytical solution is established using a continuum mechanical framework. Second, the finite element method is employed to model the same problem. The numerical approach is verified by using a mesh sensitivity analysis and validated by using analytical solution. Therefore, the proposed analytical benchmark can quantify the accuracy of any commercial finite element software solution of neo-Hookean tube inflation. As a side result, it was also revealed that the hydrostatic pressure in the tube is more than six times the inflation pressure.Item Dizel motorlarda dimetil eter kullanımının HC emisyonlarına olan etkileri üzerine bir derleme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-14) Sezer, İsmetBu çalışma, dizel motorlarda dimetil eter (DME)’in saf veya yakıt katkısı olarak kullanımı üzerine yapılmış çeşitli çalışmaların sonuçlarından yararlanılarak derlenmiştir. Dizel motorlarda zararlı egzoz emisyonlarını azaltmanın birkaç yöntemi vardır. Bunlardan ilki motor tasarımında ve yakıt enjeksiyon sisteminde modifikasyonlar yaparak yanmanın iyileştirilmesidir, ancak bu pahalı ve zaman alıcı bir yöntemdir. İkinci yöntem ise katalitik konvektör ve partikül fitresi gibi donanımlar kullanmaktır, ancak bu donanımlar motor performansını olumsuz yönde etkilerler. Hem egzoz emisyonlarını azaltmak hem de motor performansını artırmak için uygulanan son yöntem çeşitli alternatif yakıtların veya yakıt katkılarının kullanılmasıdır. Dizel motorlardaki en önemli emisyonlar azot oksitler (NOx) ve partikül maddelerdir (PM). Çoğu araştırmacı emisyonları azaltmanın en iyi yolunun doğalgaz, biyogaz, biyodizel gibi alternatif yakıtların veya konvansiyonel ve bu alternatif yakıtlarla birlikte çeşitli yakıt katkılarının kullanılması olduğunu bildirmektedir. Bu nedenle, alternatif yakıtlar ve yakıt katkıları üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi pratik uygulamalar için oldukça önemlidir. Alternatif yakıtlar arasında oksijen içerikli yakıtlar büyük ilgi çekmektedir. DME içeriğinde oksijen bulunması, setan sayısının yüksek olması ve diğer istenen yakıt özellikleri nedeniyle dizel motorlarda kullanılmaya oldukça elverişlidir. Bu nedenle sunulan derleme çalışması, dimetil eterin dizel motorlarda yakıt veya yakıt katkısı olarak kullanılmasının hidrokarbon (HC) emisyonlarına olan etkilerinin incelenmesine odaklanmıştır.Item Polimerlerin elektrik iletkenliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Karabacak, Kübra; Çavuş, İbrahim Berk; Kıyılı, Onurİletken polimerler ve karışımları, diğer iletken malzemelerle kıyaslandığında, düşük yoğunluğa sahip, korozyon direnci yüksek işlenmesi kolay, düşük maliyetli ve kullanılan katkılarla birlikte metal ile kıyaslanabilir özellikte iletkenlik değerine sahip olmaktadır. Son yıllarda, metal – plastik değişimi üzerine birçok Ar-Ge çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalarda, havacılık, uzay ve savunma sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayinde kullanılmak üzere önemli polimer ve karışımları geliştirilmiştir. Metallerin en önemli özelliklerinden elektrik iletkenliği, elektromanyetik kalkanlama ve radyasyon emme, geliştirilen polimer ve karışımları ile sağlanabilmektedir. Polimer malzemelerin diğer avantajları ile, gelecekte bu sektörlerde daha fazla metalin yerini alacaktır. Bu çalışmada, polimerler ve karışımlarının elektriksel özellikleri ile ilgili özellikle son yıllarda yapılan ulusal ve uluslararası araştırma makaleleri derlenmiştir.Item Bursa atmosferindeki polisiklik aromatik hidrokarbon konsantrasyonları ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Sari, Mehmet Ferhat; Esen, Fatma; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7114-7286; 0000-0002-1445-0868Bu çalışmada Bursa’da 6 farklı noktada pasif hava örnekleyici kullanarak bir yıl boyunca dış ortam havasındaki PAH’ların konsantrasyon değerleri ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. En düşük konsantrasyon değeri arka plan olarak nitelendirilen Keles örnekleme noktasında ölçülmüş iken, en yüksek konsantrasyon değeri Sanayi/Tarım olarak nitelendirilen Hasanağa örnekleme noktasında ölçülmüştür. Elde edilen konsantrasyon değerleri Bursa’da daha önceki yıllarda yapılan çalışmalardan yüksek bulunmuştur. Bunun nedeninin yıllara göre sanayinin ve nüfusun artmasına bağlı olarak atmosferik PAH girdilerinin artması olduğu düşünülmüştür. PAH’ların muhtemel kaynaklarının belirlenmesinde ise literatürde sıklıkla kullanılan yöntem olan moleküler tanı oranlarından yararlanılmıştır. Elde edilen moleküler tanı oranlarına göre Bursa atmosferindeki PAH’ların en büyük kaynaklarının fosil yakıtların yanması ile trafik olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Bursa’da önceki yıllarda yapılan çalışmalarda belirlenen PAH kaynakları ile bu çalışmada belirlenen PAH kaynakları arasında benzerlik bulunmuştur.Item Reel sinüslerde ayrık Fourier dönüşümünün üç örneğine dayalı frekans kestirimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-18) Beyazıt, Hasan; Dilaveroğlu, Erdoğan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu/Elektrik Programı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendislik Bölümü.; 0000-0002-8099-3190; 0000-0002-8432-623XBu çalışmada, frekans kestiriminde kullanılan ve ayrık Fourier dönüşümün üç örneğine dayanan parabolik, Jacobsen, yanlılığı düzeltilmiş Jacobsen ve Quinn kestiricilerinin reel sinyaller üzerindeki davranışları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu kestiricilere alternatif olarak bir sinc fonksiyonu tabanlı frekans kestiricisi önerilmiş ve kestiricinin karesel ortalamalarının karekökü hataları (RMSE) bilgisayar benzetimleri yapılarak karşılaştırılmıştır. Önerilen sinc tabanlı kestirici, frekans aralığının geniş bir kısmında diğer kestiricilere göre düşük RMSE değerleri verdiği gözlenmiştir.Item Atmosferik basınçlı plazma uygulamasının 3B baskılara etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-23) Dal, Murat; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-5803-3097; 0000-0001-9126-0315Atmosferik basınçlı plazma, toz veya organik maddeden temizleme gibi yüzey özelliklerini iyileştirmek veya boyama ve kaplama için iyi yapışma özellikleri elde etmek için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmanın temel amacı, polilaktik asidin (PLA) daha yüksek yüzey enerjisi ve dolayısıyla iyi yapışma özellikleri sağlamak için plazma işleme uygulamasında optimum parametre seviyelerini belirlemektir. Yüzey enerjisi doğrudan yüzey temas açısı ile ilgili olduğundan, deneysel çalışma su temas açısının en aza indirilmesine dayanmaktadır. Sonuç, optimum parametre seviyeleri ile muamele edilmiş bir numune ile temas açısında yaklaşık %45 oranında kayda değer bir gelişme olduğunu göstermektedir. PLA'nın ıslanabilirliği, atmosferik plazma yüzey işleminin uygulanmasıyla geliştirilmiştir. Bu sonuçtan hareketle, tabakalar arası bağlanma performansının plazma işlemi ile de güçlendirileceği hipotezi ile her bir tabakada plazma ile muamele edilmiş PLA ile FDM ile üretilen numunelerin mukavemetini araştırmak için daha ileri çalışmalar yapılacaktır.Item Optimum design of thermo-plunger support in commercial vehicles by using structural design and finite element methods(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-28) Kılıçarpa, Ulaş Aytaç; Yıldız, Betül Sultan; Yıldız, Ali Rıza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-7493-2068; 0000-0003-1790-6987This paper focuses on creating an optimum design and development of thermo-plunger parts for commercial vehicles in order to save material, reduce mass and make more sustainable automobiles. In this paper, natural frequency analysis, topology, and topography optimization methods have been used to create a new design for the thermo-plunger part. Thermo-plunger means an electric heater that is used for heating the inside of automobiles effectively and quickly and providing customer thermal comfort. It is positioned in the vehicle body, and its support parts have been developed by structural optimization techniques because there is not enough space in the engine compartment for automatic transmission commercial vehicles. The aim of this study is to make a lightweight and reinforced thermo-plunger support part design. Initially, a draft design was created in 3D model software. After that, topology and topography optimizations were applied on this draft design. At the end of studies, a final optimum support design has been obtained. The final design is 41.1% lighter than the initial design. At the same time, above 50 Hz natural frequency value has been obtained on the final design to avoid resonance problems.