2006 Güz Sayı 7
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16361
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Item A.H. Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanında saçma ve gerçeklik kavramları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Göksel, NilBu çalışmada, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanındaki Hayri İrdal ve Halit Ayarcı karakterlerinden hareketle, insanın gerçeklikle nasıl bir ilişki kurduğu ve bugünün insanının kendi çağını bir korku ve akıl mücadelesi içinde nasıl biçimlendirdiğinin ipuçları gösterilmeye çalışılacaktır.Item Bir düşünce ve mantık problemi olarak paradoks(Uludağ Üniversitesi, 2006) Hacınebioğlu, İsmail LatifParadoks düşüncenin, iddianın, ifadelerin, mantıksal olarak doğruluk, tutarlılık, geçerlilik ölçüleri dikkate alındığında dinamik bir problem zemini oluşturmaktadır. Paradoksun fark edilmesi, ortaya konması düşüncenin bulunduğu noktayı fark etmek anlamındadır. Bu makalede paradoksun ne olduğu ve argümanlar açısından nasıl kullanıldığı üzerinde durduk. Argümanlardaki önermelerin ve kabullerin kendi içindeki bütünlüğü bozulmadan aynı anda çelişiği ile gerçeklik iddiası paradoksu oluşmaktadır. Neredeyse tüketilemez paradokslardan Yalancı Paradoksu, Zenon Paradoksları ve Metafiziksel Paradoksları Örnekleme olarak aldık.Item Filozof olarak Jean-Paul Sartre(Uludağ Üniversitesi, 2006) Demirdöven, İsmail H.Bu yazıda J.P.Sartre'in, "Varoluş", "İnsan", "Toplum" ve "Hümanism" kavramları, onun felsefi görüşü çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmektedir. Bir yazın adamı olmanın ötesinde, aynı zamanda yirminci yüzyılın adından en çok söz ettiren filozoflarının başında gelen J.P. Sartre'ın; felsefenin Ontoloji. Epistemoloji ve Etik gibi en temel alanlarına ilişkin görüşleri bulunmaktadır. Yirminci yüzyılda. Sartre gibi bir grup filozofun ortak hareket noktası; yaşadığı koşullar içinde İNSAN'dır. Onların, felsefenin adı geçen alanlarıyla ilgileri; İNSAN ve İNSANIN YAŞAMI'na, bu dünyadaki konumuna ilişkin sorunlar aracılığıyla olmuştur. Sartre in "İnsanın varoluşu" bağlamında üzerinde önemle durduğu başlıca kavramlar ve temaların. "Anlamsızlık". "Bozuntu (Bunaltı)". Ortada bırakılmışlık ve yalnızlık duygusu". "Otonom özgürlük ahlâkı", "Aşma". "Sorumluluk"... gibi kavramlar ve temalar olduğu görülür. Sartre. "L'Etre et le Néant (Varlık ve Hiçlik)" yapıtında, insan(ın) varoluşunu ontolojik olarak ele almış, daha sonra da böyle bir varoluşa uygun biçimde insanın değerleri üzerinde durmuştur. Sartre'ın bir "bilinç felsefesi" olarak da adlandırılabilecek olan "Varoluşçuluk'la çözmek istediği sorunun, yirminci yüzyıl insanının değer anlayışını yeni bir etik temel üzerinde inşa etmek olduğu söylenebilir.Item Husserl'in felsefesinde doğal tavrın gerekliliği: Fenomenolojik indirgeme ve özel dil üzerine tartışma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Eyim, AhmetHusserl'in erken dönem felsefesinde önemli bir yer tutan ve fenomenolojik indirgemenin temeline koyduğu doğal tavrın varlığı, indirgemenin özel dil olmadığının en önemli kanıtlarından biridir. Bu yazı, Husserl'in fenomenolojik indirgemesinin her ne kadarda indirgemenin objesi diğer öznelere kapalı olsa da, bir özel dil oluşturmak anlamına gelmediğini savunmaktadır. Konuştuğumuz ve düşünmek için kullandığımız dil bize doğal tavır tarafından verilmektedir. Dile sahip olmayan bir özne fenomenolojik indirgeme yapamaz çünkü indirgemenin dayandığı algılama ve refleksiyon için doğal tavır ve bir dile ihtiyaç vardır.Item Küresel bir tehdit: Terörizm(Uludağ Üniversitesi, 2006) Taşçıer, FeyselBu çalışma, terörizm sorununun günümüzde nasıl küresel bir tehdit durumuna geldiğini inceleyerek, terörizm kavramı üzerine bugüne kadar yaşanan tartışmalarda dile getirilen birbirinden farklı yaklaşımların temelinde bulunan 'tanım sıkıntısına' işaret etmektedir. Bu çerçevede, terörizm sorunu konusunda yaşanan tartışmalarda bir kavram kargaşasının yaşandığı kabulünden hareketle, konu hakkında yaşanan kavram kargaşasının çözümlenebilmesinin yolunun da ancak temel kavramlar üzerinde sağlanabilecek bir uzlaşımla olanaklı olacağı savı incelenmeye çalışılmaktadır.Item Küreselleşme sorunu "ötekilik" ve "karşı-ötekilik"(Uludağ Üniversitesi, 2006) Akdemir, MüslimKüreselleşen dünyanın önerdiği farklılıkların birlikteliği fikri uygarlıklar arası işbirliğini sağlayacak yerde çatışmaları ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni Batı düşüncesinin belirlediği tarihsellik üzerine bu bakış açılarının oturmuş olmasıdır. Batılı toplumlar, kendilerini korumak amacıyla "öteki"ni üretmiştir. Bu durum Batılı olmayan toplumlarda ise "öteki" olmanın getirdiği kompleksle bir savunma mekanizmasına dönüşerek karşı-ötekilik" yaratmıştır.Item Liberal eğitim nedir?(Uludağ Üniversitesi, 2006) Strauss, Leo; Hünler, HakkıLiberal eğitim kültür içerisinde ya da kültüre doğru eğitimdir. Liberal bir eğitimin tamamlanmış ürünü kültürlü bir insan olmadır. "Kültür" (cultura) öncelikle tarım anlamına gelir: toprağın bakımını yaparak, toprağı kendi doğasına göre ıslah ederek toprağı ve toprak ürünlerini ekme, sürme, yetiştirme, biçme. "Kültür”, bu kök anlamın türevi olan bir yolda günümüzde esasen zihnin ekilip biçilmesi, zihnin doğuştan yetilerinin zihnin doğasına göre bakımı ve ıslahı anlamına gelir. Nasıl ki toprağın toprağı ekip biçenlere gereksinimi varsa, zihnin de öğretmenlere gereksinimi vardır. Fakat öğretmenler çiftçiler kadar kolay yetişmez. Öğretmenlerin kendileri öğrencidir ve öğrenci olmak zorundadır. Fakat sonsuz bir geri dönüş olamaz: nihayetinde, yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenler de var olmak zorundadır. Yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenler büyük zihinlerdir ya da böyle bir konuda herhangi bir belirsiz-anlamlılıktan kaçınacak bir yolda söylendikte, en büyük zihinlerdir. Böyle insanlar son derece ender bulunur. Onlardan herhangi biriyle herhangi bir sınıfta karşılaşmamız olası değildir, Onlardan herhangi biriyle herhangi bir yerde karşılaşmamız olası değildir. Bir kimsenin yaşadığı zamanda hayatta olan tek bir öğretmen varsa bahtın açıklığındandır. Öğrenciler, hangi yeterlik düzeyinde olurlarsa olsunlar. pratik amaçlar adına, yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenlere, en büyük zihinlere büyük kitaplar aracılığıyla ulaşırlar. O halde, liberal eğitim. en büyük zihinlerin geride bıraktıkları büyük kitapları hass bir özenle okumaktan ibaret olacaktır daha deneyimli öğrencilerin yeni başlayanlar da dahil daha acemi öğrencilere yardımcı olduğu bir okumadır bu.