2022 Cilt 27 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30951
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atmosferik basınçlı plazma uygulamasının 3B baskılara etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-23) Dal, Murat; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-5803-3097; 0000-0001-9126-0315Atmosferik basınçlı plazma, toz veya organik maddeden temizleme gibi yüzey özelliklerini iyileştirmek veya boyama ve kaplama için iyi yapışma özellikleri elde etmek için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmanın temel amacı, polilaktik asidin (PLA) daha yüksek yüzey enerjisi ve dolayısıyla iyi yapışma özellikleri sağlamak için plazma işleme uygulamasında optimum parametre seviyelerini belirlemektir. Yüzey enerjisi doğrudan yüzey temas açısı ile ilgili olduğundan, deneysel çalışma su temas açısının en aza indirilmesine dayanmaktadır. Sonuç, optimum parametre seviyeleri ile muamele edilmiş bir numune ile temas açısında yaklaşık %45 oranında kayda değer bir gelişme olduğunu göstermektedir. PLA'nın ıslanabilirliği, atmosferik plazma yüzey işleminin uygulanmasıyla geliştirilmiştir. Bu sonuçtan hareketle, tabakalar arası bağlanma performansının plazma işlemi ile de güçlendirileceği hipotezi ile her bir tabakada plazma ile muamele edilmiş PLA ile FDM ile üretilen numunelerin mukavemetini araştırmak için daha ileri çalışmalar yapılacaktır.Item Betonarme kirişlerin davranışını etkileyen parametrelerin deneysel incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-06) Gündoğay, Abdullah; Yaman, Sıla; Kabaş, Hamide Tekeli; Demir, Fuat; Esen, Barış; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7350-1592Kiriş elemanlar, döşemelerden gelen düşey yükler ile deprem, rüzgar yükü gibi yatay yüklerin kolon elemanlara aktarılmasını sağlarlar. Dolayısıyla kirişlerin kapasite değerlerine etki eden parametrelerin net olarak ortaya konulması, kolonların kapasitesinin belirlenmesi kadar önem taşımaktadır. Ülkemizdeki mevcut betonarme binaların büyük çoğunluğunda beton basınç dayanımının proje dayanımından düşük olması, çekme donatısı oranının ve etriye aralığının yönetmeliklerde verilen sınır değerlere uygun olmaması karşılaşılan temel kusurlar arasında sayılabilir. Bu çalışmada, kiriş elemanlarda, beton dayanımı, çekme donatısı miktarı ve etriye aralığı parametrelerinin kiriş kapasitesi üzerindeki etkisi ½ ölçekli 16 adet betonarme kiriş numune üzerinde deneysel olarak incelenmiştir. Numuneler üç noktalı eğilme testine maruz bırakılmış ve her bir numunenin yük taşıma kapasitesi, sünekliği, enerji tüketme kapasitesi ve rijitliği hesaplanarak yorumlanmıştır. Literatürde özellikle çok düşük beton basınç dayanımına sahip kirişlerin deneysel çalışmaları oldukça az sayıdadır. Bu nedenle yapılan çalışma kapsamında üç farklı seviyede düşük beton dayanımı dikkate alınmıştır. Elde edilen sonuçlardan beton dayanımının 5 MPa olan numunede etriye sıklaştırmasının davranış açısından çok katkısı bulunmazken, 7 ve 9 MPa beton dayanımına sahip numunelerde hasarın daha ileri aşamalara taşınmasında katkı sağladığı görülmüştür.Item Bursa atmosferindeki polisiklik aromatik hidrokarbon konsantrasyonları ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Sari, Mehmet Ferhat; Esen, Fatma; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7114-7286; 0000-0002-1445-0868Bu çalışmada Bursa’da 6 farklı noktada pasif hava örnekleyici kullanarak bir yıl boyunca dış ortam havasındaki PAH’ların konsantrasyon değerleri ve muhtemel kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. En düşük konsantrasyon değeri arka plan olarak nitelendirilen Keles örnekleme noktasında ölçülmüş iken, en yüksek konsantrasyon değeri Sanayi/Tarım olarak nitelendirilen Hasanağa örnekleme noktasında ölçülmüştür. Elde edilen konsantrasyon değerleri Bursa’da daha önceki yıllarda yapılan çalışmalardan yüksek bulunmuştur. Bunun nedeninin yıllara göre sanayinin ve nüfusun artmasına bağlı olarak atmosferik PAH girdilerinin artması olduğu düşünülmüştür. PAH’ların muhtemel kaynaklarının belirlenmesinde ise literatürde sıklıkla kullanılan yöntem olan moleküler tanı oranlarından yararlanılmıştır. Elde edilen moleküler tanı oranlarına göre Bursa atmosferindeki PAH’ların en büyük kaynaklarının fosil yakıtların yanması ile trafik olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Bursa’da önceki yıllarda yapılan çalışmalarda belirlenen PAH kaynakları ile bu çalışmada belirlenen PAH kaynakları arasında benzerlik bulunmuştur.Item Dizel motorlarda dimetil eter kullanımının HC emisyonlarına olan etkileri üzerine bir derleme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-14) Sezer, İsmetBu çalışma, dizel motorlarda dimetil eter (DME)’in saf veya yakıt katkısı olarak kullanımı üzerine yapılmış çeşitli çalışmaların sonuçlarından yararlanılarak derlenmiştir. Dizel motorlarda zararlı egzoz emisyonlarını azaltmanın birkaç yöntemi vardır. Bunlardan ilki motor tasarımında ve yakıt enjeksiyon sisteminde modifikasyonlar yaparak yanmanın iyileştirilmesidir, ancak bu pahalı ve zaman alıcı bir yöntemdir. İkinci yöntem ise katalitik konvektör ve partikül fitresi gibi donanımlar kullanmaktır, ancak bu donanımlar motor performansını olumsuz yönde etkilerler. Hem egzoz emisyonlarını azaltmak hem de motor performansını artırmak için uygulanan son yöntem çeşitli alternatif yakıtların veya yakıt katkılarının kullanılmasıdır. Dizel motorlardaki en önemli emisyonlar azot oksitler (NOx) ve partikül maddelerdir (PM). Çoğu araştırmacı emisyonları azaltmanın en iyi yolunun doğalgaz, biyogaz, biyodizel gibi alternatif yakıtların veya konvansiyonel ve bu alternatif yakıtlarla birlikte çeşitli yakıt katkılarının kullanılması olduğunu bildirmektedir. Bu nedenle, alternatif yakıtlar ve yakıt katkıları üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi pratik uygulamalar için oldukça önemlidir. Alternatif yakıtlar arasında oksijen içerikli yakıtlar büyük ilgi çekmektedir. DME içeriğinde oksijen bulunması, setan sayısının yüksek olması ve diğer istenen yakıt özellikleri nedeniyle dizel motorlarda kullanılmaya oldukça elverişlidir. Bu nedenle sunulan derleme çalışması, dimetil eterin dizel motorlarda yakıt veya yakıt katkısı olarak kullanılmasının hidrokarbon (HC) emisyonlarına olan etkilerinin incelenmesine odaklanmıştır.Item Elektrik ihtiyacının sağlanmasında hibrit yenilenebilir enerji sistem tasarımı: Bursa tekstil fabrikası örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-19) Kılıç, Melike Yalılı; Adalı, Sümeyye; Aydın, Melek; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7050-6742; 0000-0002-5077-7358; 0000-0003-1620-5791Günümüzde artan enerji maliyetleri tüm sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de enerjinin verimli kullanımını gündeme getirmektedir. Üretim sürecinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı geleneksel yakıtlara kıyasla düşük maliyet değerlerine sahip, tükenmez ve yerli enerji kaynağı olması dolayısıyla enerji üretiminde önemli bir yer tutmaya devam edecektir. Güneş enerjisi, barındırdığı yüksek potansiyel dolayısıyla evsel ve endüstriyel kullanım için en çok tercih edilen yenilenebilir enerji kaynağı olarak önemini korumaktadır. Bu çalışmada Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde (DOSAB) bulunan bir tekstil fabrikasının elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla HOMER Pro programı kullanılarak şebekeye bağlı ve şebekeden bağımsız fotovoltaik sistem tasarımları gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda şebekeden bağımsız fotovoltaik sistemin fabrika için en uygun sistem olduğuna karar verilmiş olup, kurulacak sistemin net bugünkü maliyeti 2.625.139.000 TL (151.654.477,2 $), basit geri dönüş süresi ise 14,04 yıl olarak belirlenmiştir.Item Güneş panellerinde polimer kompozit malzeme kullanımı ile optimum ısı transferi performansının elde edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-05) Korkut, Talha Batuhan; Gören, AytaçFotovoltaik (FV) modüller, üzerine düşen güneş ışınlarından elektrik üretimini sağlayan ve yüzeyinde birden çok FV hücre bulunan yapılardır. FV hücreler, sadece direkt gelen ışınları değil, yüzeye gelen tüm ışığın belirli dalgaboyu aralığını enerji üretimi için kullanabilirler. FV modüller, yapıları gereği sıcaklıkları, ortam sıcaklığına kıyasla daha fazla olmakta ve bu durum FV hücrelerin elektriksel verim ve güç üretim düşümüne neden olmaktadır. Bu sebeple, FV modüllerde depolanan ısı enerjisinin dışarıya transferi konusunda akademik çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. Örneğin, FV modüllerden ısı enerjisi elde edilerek sıfır enerji tüketim hedefi altında konutların ısıtma yükü karşılanmakta ve ilerleyen çalışmalar ile birlikte sistem/enerji verimi arttırılmaktadır. Bu çalışma, FV modüllerin ısı iletim performansının geliştirilmesine yönelik polimer esaslı takviye malzemelerin kullanımı ile oluşturulan kompozit yapılar incelenerek, FV modülde depolanan ısı enerjisinin azaltılmasını hedef almıştır. Bu amaçla, takviye malzemeler araştırılmış ve karbon, cam elyaf, aramid (kevlar) takviye malzemelerinin iki farklı parametre altında araştırılması uygun görülmüştür. Bu iki parametre, herbir takviye malzemenin farklı tabaka kalınlıklarındaki ve birbirleri ile oluşturduğu hibrit yapıdaki sahip oldukları ısı iletim performansını araştırmaktadır. Araştırma sonucunda karbon elyaf takviye malzemesi ile oluşturulan yapının 6,51 W/mm2 ısı akısı ile birlikte optimum yapı olduğu elde edilmiştir. Isı iletim performansında karbon elyafı cam elyaf (0,013 W/mm2 ) ve aramid (4.10-4 W/mm2 ) takip etmiştir. Bu araştırma polimer kompozit malzemeler ile lamine edilmiş FV modül ve konvansiyonel tip FV modül arasındaki ısı akısı farkını 0,0242 W/mm2 olarak elde ederek FV modüllerden elde edilebilen ısı enerjisinin arttırımına katkıda bulunmuştur.Item Milimetre dalga bandında invazif olmayan bir yöntem ile sıvılarda glikoz seviyesinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-06) Göktaş, Ömer Faruk; Çankaya, İlyas; Ermeydan, Esra ŞengülDiyabet çağımızın en önemli halk sağlığı problemlerinden biridir. Kandaki glikoz seviyesinin kontrolü için kandaki glikoz oranının belirlenmesi gereklidir. Cihaz perspektifinden bakıldığında kandaki glikoz oranının belirlenmesinde invazif ve minimal invazif yöntemler kullanılmaktadır. Her iki yöntem de incelendiğinde enfeksiyonel ve psikolojik riskleri beraberinde getirdikleri görülmektedir. Bu sebeplerden dolayı araştırmacılar invazif olmayan bir yöntem geliştirmek için çeşitli araştırmalar yapmaktadırlar. Milimetre dalgalar (mm-dalga), doku üzerinde herhangi bir zararlı etki yapmadığından doku katmanında invazif olmayan glikoz ölçümüne imkân sunar. Kanın karmaşık geçirgenliği mm-dalga bandında glikoz konsantrasyonu için oldukça hassastır. Bu çalışmada, 30 – 35 GHz bandında çeşitli glikoz oranlarına sahip sıvılarda mm-dalga yansıması, vektör ağ analizörü kullanılarak açık uçlu koaksiyel prob ve WR-28 adaptörü kullanılarak ayrı ayrı elde edilmiştir. Elde edilen veriler her iki yöntem için 0.1 g/ml, 0.19 g/ml, 0.26 g/ml ve 0.33 g/ml glikoz konsantrasyonuna sahip sulu çözeltilerde, şekerli - şekersiz gazozda ve kola - diyet kola - kola zero gibi sıvılarda glikoz seviyesinin belirlemesinde S11-yansıma katsayısı verisinin ayırt edici olduğunu göstermiştir. Elde edilen sonuçlar mm-dalgaların glikoz seviyesinin tespiti ve takibi için umut verici olduğunu göstermiştir.Item Pamuk liflerinin kitosan ile yüzey modifikasyonu sonrası polielektrolit poli (akrilik asidin sodyum tuzu) varlığında reaktif boyanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-23) Çavdur, Tuba Toprak; Anis, Pervin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhaneli Meslek Yüksekokulu/Tekstil, Giyim Ayakkabı ve Deri Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8475-3197; 0000-0002-6295-637XReaktif boyarmaddeler pamuğun boyanmasında en yaygın kullanılan boyarmaddelerdir. Pamuklu kumaşların reaktif boyanması için yüksek miktarda kullanılan elektrolit kaçınılmaz olarak çevresel tehditler oluşturmaktadır. Kitosan üstün özelliklerinden dolayı tekstilde birçok alanda farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, sentetik polielektrolit poli(akrilik asidin sodyum tuzu) reaktif boyamada inorganik elektrolit sodyum klorür yerine kullanımı ve kitosanın kumaşın reaktif boyama davranışı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ayrıca kumaşların yıkama haslıkları ve ultraviyole koruma faktörleri de gözlemlenmiştir. Boyamadan önce kitosan ile muamele ve boyamada sodyum klorür kullanımı konvansiyonel boyamalara göre renk derinliklerini arttırmış ve bu artış kitosan konsantrasyonundaki artışla devam etmiştir. Öyle ki, %8 konsantrasyonda kitosan uygulamasını takiben %2 konsantrasyonda yapılan boyamadan, %3 konvansiyonel boyamanın renk kuvvetine benzer değerler elde edilmiştir. Sodyum klorür konsantrasyon artışının renk derinliği üzerindeki etkisi polielektrolitten daha belirgin olarak gözlemlenmiştir. Poli (akrilik asidin sodyum tuzunun) pamuğun reaktif boyamasındaki çalışma prensibinin iyonlaşamaması, sıcaklık-konsantrasyon-pH duyarlılığı ve hidrofobik boya kombinasyonları oluşturması nedeniyle nispeten karmaşık olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca boyarmaddelerin farklı tuz duyarlılıklarının da elektrolitlerin etkisinde farklılık yaratmış olabileceği düşünülmüştür. Kitosan aplike edilen ve boyanan numunelerin yıkama haslıkları iyi-mükemmel seviyede iken, kitosan aplikasyonunda kullanılan çapraz bağlayıcının bu değerleri 0,5 puan kadar artırdığı görülmüştür. Boyarmaddelerin ultraviyole koruma faktörünü arttırmada kitosandan daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.Item Polimerlerin elektrik iletkenliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-15) Karabacak, Kübra; Çavuş, İbrahim Berk; Kıyılı, Onurİletken polimerler ve karışımları, diğer iletken malzemelerle kıyaslandığında, düşük yoğunluğa sahip, korozyon direnci yüksek işlenmesi kolay, düşük maliyetli ve kullanılan katkılarla birlikte metal ile kıyaslanabilir özellikte iletkenlik değerine sahip olmaktadır. Son yıllarda, metal – plastik değişimi üzerine birçok Ar-Ge çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalarda, havacılık, uzay ve savunma sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayinde kullanılmak üzere önemli polimer ve karışımları geliştirilmiştir. Metallerin en önemli özelliklerinden elektrik iletkenliği, elektromanyetik kalkanlama ve radyasyon emme, geliştirilen polimer ve karışımları ile sağlanabilmektedir. Polimer malzemelerin diğer avantajları ile, gelecekte bu sektörlerde daha fazla metalin yerini alacaktır. Bu çalışmada, polimerler ve karışımlarının elektriksel özellikleri ile ilgili özellikle son yıllarda yapılan ulusal ve uluslararası araştırma makaleleri derlenmiştir.Item Reel sinüslerde ayrık Fourier dönüşümünün üç örneğine dayalı frekans kestirimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-18) Beyazıt, Hasan; Dilaveroğlu, Erdoğan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu/Elektrik Programı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendislik Bölümü.; 0000-0002-8099-3190; 0000-0002-8432-623XBu çalışmada, frekans kestiriminde kullanılan ve ayrık Fourier dönüşümün üç örneğine dayanan parabolik, Jacobsen, yanlılığı düzeltilmiş Jacobsen ve Quinn kestiricilerinin reel sinyaller üzerindeki davranışları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu kestiricilere alternatif olarak bir sinc fonksiyonu tabanlı frekans kestiricisi önerilmiş ve kestiricinin karesel ortalamalarının karekökü hataları (RMSE) bilgisayar benzetimleri yapılarak karşılaştırılmıştır. Önerilen sinc tabanlı kestirici, frekans aralığının geniş bir kısmında diğer kestiricilere göre düşük RMSE değerleri verdiği gözlenmiştir.Item Süperkritik ve klasik ortamda poliester boyamanın yaşam döngüsü analizi ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-26) Karadağ, Neslihan; Eren, Semiha; Yiğit, İdil; Eren, Hüseyin Aksel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-2326-686X; 0000-0002-1552-8612; 0000-0003-3908-5139Su hem yaşam için hem de sahip olduğu özellikleri nedeniyle de değerli bir kaynaktır. Bu nedenle, su kıtlığı ve artan çevre bilinci dünya çapında endişeye sebep olmaktadır. Tekstil sektörü genel olarak su tüketiminin yoğun olduğu proseslerden oluşmaktadır. Özellikle boyama işleminde çok fazla su kullanılmaktadır. Bu sebeple su kullanımının azalmasına yönelik boyama çalışmaların her geçen gün öneminin artacağı görülmektedir. Bu çalışmada, süperkritik karbondioksit (scCO2) ortamda susuz ve klasik sulu ortamda bir adet % 100 poliester dokuma kumaş açık ve koyu tonda olmak üzere boyanmış, boyama proseslerinin aşamaları her iki ortam için de yaşam döngüsü analizi (LCA) yöntemi ile değerlendirilmiştir. Analiz için SimaPro 9.3 programı kullanılmış ve yapılan karşılaştırma kümülatif olarak süperkritik ortamda yapılan boyamada çevresel etkinin klasik sulu ortamda boyamayla karşılaştırıldığında göre daha az olduğu dolayısıyla daha avantajlı olduğu sonucuna varılmıştır.Item Sürdürülebilir ulaşım planlaması için şehir içi otobüs hatlarında sefer çizelgeleme optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-23) Polat, Ulviye; Sağbaş, Aysun; Dermenci, Melike SelenÜlkemizde ve dünyada nüfusun sürekli artması ile birlikte, toplu taşıma ve ulaşım sistemlerinin planlanması ve bu süreçte yaşanan sorunların çözümü; çevresel duyarlılık, ekonomik ve toplumsal fayda açısından çok büyük önem arz etmektedir. Şehir içi toplu taşıma sistemlerinde sefer sıklıklarının ve sayılarının optimum seviyesinin belirlenmesi; maliyet, çevresel etki ve toplumsal refah ekseninde toplu taşımanın en önemli sorunlarından olup, şehirde yaşayan tüm bireyler için kritik bir konudur. Bu çalışmada; şehir içi toplu taşıma (otobüs) sistemlerinin verimli ve sürdürülebilir olarak planlanması amacıyla; Tekirdağ/Çorlu Belediyesi toplu taşıma ulaşım sistemlerinin günlük sefer sayılarının, sefer sıklıklarının ve yolcu taşıma kapasitelerinin mevcut durumu incelenerek sefer sayısı optimizasyonu yapılmıştır. Bu amaçla ulaşım yönetim sistemi verileri kullanılmış ve günlük sefer sayısı optimizasyonu için doğrusal hedef programlama modeli geliştirilmiştir. Model, LINGO paket programı yardımıyla çözülerek, gün bazında optimum sefer sayısı belirlenmiştir. Çalışmada seçilen pilot otobüs hattı için detaylı analizler gerçekleştirilmiştir. Mevcut durum sistem tasarımı ve optimum sistem tasarımı sonuçları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş olup fayda maliyet analizi yapılmıştır.Item Üretim sistemlerinde darboğaz tespiti: Literatür araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-08) Akkurt, Nagihan; Hasgül, ServetÜretim sistemleri için darboğaz üretim verimliliğini kısıtlayan en etkili faktörlerden biridir. Darboğaza sebep olan bir süreç daha hızlı çalışır ise tüm hattın üretim hızı artacak ve böylelikle üretim süreçlerinin ve tedarik zincirinin devamlılığı sağlanacaktır. Bu sebeple darboğazın tespit edilmesi ve kontrol altına alınması işletmeler için önem kazanmıştır. Literatürde bu konuda çok sayıda yöntem ve çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ise literatürde bulunan darboğaz tespiti çalışmalarının incelenmesi, kullanılan yöntemlerin açıklanması ve analiz edilmesidir. Çalışma kapsamında 2007-2022 yıllarına ait toplam 48 makale incelenmiştir. İncelenen çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre darboğaz tespitinde en çok benzetim yönteminin kullanıldığı görülmektedir. Aynı zamanda dönüm noktası yöntemi, aktif dönem yöntemi ve matematiksel yöntemler de darboğaz tespitinde diğer yöntemlere göre daha fazla kullanılmaktadır. Son yıllarda ise artan yapay zeka çalışmaları ile birlikte makine öğrenmesi tabanlı yaklaşımlar kullanılmaya başlanmıştır. Literatürde bu kadar sayıda darboğaz tespit yönteminin açıklandığı ve bu konudaki çalışmaların derlenip analiz edildiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu sebeple yapılan çalışmanın ilgili araştırmacılara yol göstermesi hedeflenmektedir.Item Yer altı araç otoparklarında jet fan tipi ve farklı hava değişim sayılarına göre yangın senaryosunun hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Bakır, Mustafa Sinan; Sökmen, Kemal FurkanBu çalışmada kapalı bir otoparkın BS 7346-7, 2013 standardına göre 4 MW yangın yükü altında yangın analiz sonuçları incelenmiştir. On ve 15 hava değişiminin, radyal ve eksenel jet fan kullanımının yangın üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Analizler PyroSim yazılımında yapılmıştır. Analizlerde eleman sayısından bağımsızlık çalışması yapılmıştır. Türbülans modeli olarak büyük girdap simülasyonu (BGS) modelini kullanılmıştır. On hava değişimli analizlerde radyal jet fanlı sonuçları; hava hızı 0,9154 m/s, ortalama sıcaklık 40,13°C, CO gaz seviyesi 100 ppm. Eksenel fanda; hava hızı 0,9176 m/s, ortalama sıcaklık 38,02°C, CO gazı seviyesi, 61,5 ppm, görüş mesafesi sonuçları elde edilmiştir. Görüş mesafesi her iki fan için 3 m ve elde edilmiştir. On beş hava değişimli analizde radyal fan sonuçları hava hızı 1,324 m/s, ortalama sıcaklık 29,98°C elde edilirken eksenel jet fanda hava hızı 1,318 m/s, ortalama sıcaklık, 28,15°C olarak elde edilmiştir. Görüş mesafesi ve CO miktarı her iki fan için 30 m ve 1 ppm olarak tespit edilmiştir. Çalışmada 10 hava değişim oranının CO oranı ve görüş mesafesi açısından yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Fan farklılığının ise çok etkili olmadığı tespit edilmiştir.Item Yerel üçlü desen ile kulak görüntülerinin kişi, yaş ve cinsiyete göre sınıflandırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-11) Aydemir, Emrah; Asaad Qais Shalal, SootBireylerin kimliğini doğrulamaya yönelik ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Geleneksel olarak kimlik doğrulama sistemlerinde pasaportlar, kimlik kartları, anahtarlar kullanılır. Bu tür sistemler ile birlikte güvenliği arttırmak için şifreler de kullanılabilir. Maalesef bu tür güvenlik sistemlerinin dezavantajları arasında kimlik olarak kullanılan eşyanın kaybolması, kopyalanması, çalınması söz konusu olabilir. Şifrelerin ise unutulması ortaya çıkabilir. Bu tür durumlar kişiyi tehlikeye atabilir veya zor bir duruma sokabilir. Geleneksel kişi tanıma tekniklerinin bu tür eksiklikleri, herkes için büyük sorunlara neden olur. Bu tür durumlar ise araştırmacıları sağlam, güvenilir ve kusursuz bir kişisel tanımlama arayışına itmektedir. Bu arayış ise araştırmacıları biyometri sistemlerine itmektedir. Buradaki çalışma da 100 kişiye ait sağ ve sol kulak görüntüleri olan 2000 veri toplanmıştır. Toplanan bu dosyaların Yerel Üçlü Desen ile öznitelikleri çıkarılmıştır. Her bir görüntü dosyası için 1x512 boyutlarında vektör üretilmiştir. Tüm dosyalar için bu işlemler yapılmış ve birçok farklı sınıflandırma algoritmaları ile görüntüler kişi, yaş ve cinsiyet için sınıflandırılmıştır. Kişi tanıma için % 90,2 oranında doğruluk oranı elde edilirken, cinsiyet için % 99,8 oranında başarı elde edilmiştir. Son olarak yaş için ise % 86,1 oranında sınıflandırma başarısına ulaşılmıştır.Item Yüz görüntülerine ayrık kosinüs dönüşümü uygulanarak görüntü sınıflandırma sonuçlarının iyileştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-06) Şener, Abdullah; Ergen, BurhanGünümüzde teknolojinin gelişmesi yapay zekâ çalışmalarının da hızlı bir şekilde gelişmesine olarak sağlamaktadır. Gelişen yapay zekâ çalışmaları arasında son zamanlarda popülerliği yüksek olan konulardan birisi sanal ortamlarda gerçekçi sahte yüzlerin oluşturulması ve kullanılmasıdır. Yapılan çalışmada içerisinde sahte ve gerçek yüzlerin yer aldığı görüntüler kullanılarak yüzlerin sahte/gerçek olduğunu ayırt etmek için bir dizi çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmada iki farklı sınıflandırma modeli (VGG, Xception) ve görüntüler üzerinde üç faklı yöntem (normal görüntü, Fourier dönüşümlü görüntü, Ayrık Kosinüs dönüşümlü görüntü) uygulanarak ayrı ayrı sınıflandırma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar karşılaştırılarak araştırmacılara kaynak olarak sunulmuştur.