2018 Cilt 16 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/9106
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ağır adet kanaması olan ergenlerin kanama diyatezi açısından değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018) Evim, Melike Sezgin; Baytan, Birol; Güneş, Adalet Meral; Tıp Fakültesi; Çocuk Hematoloji Bilim DalıAğır adet kanaması; 7 günü geçen ya da bir siklusta 80 ml’den fazla kanama olarak tanımlanır. Demir eksikliği anemisinin yanı sıra; sosyal ve fiziksel aktivitelere katılmada isteksizlik, okula devamsızlıklara neden olarak yaşam kalitesini azaltır. En sık neden henüz tam olgunlaşmamış hipotalamik-hipofizer aksa bağlı anovulatuar sikluslar olmakla birlikte, ikinci sık neden altta yatan bir kanama hastalığıdır.Item BRUE - bebeklerde kısa süreli düzelen açıklanamayan olaylar(Uludağ Üniversitesi, 2018) Dorum, Bayram Ali; Köksal, Nilgün; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Neonatoloji Bilim DalıDaha öncesinde “Açıkça yaşamı tehdit eden olaylar” “Apparent life-threatening events” (ALTE) olarak tanımlanan olgular, 2016 yılında, Amerikan Pediatri Akademisi tarafından “Kısa süreli düzelen açıklanamayan olaylar”-“Brief Resolved Unexplained Events” (BRUE) olarak yeniden isimlendirilmiştir. BRUE tanısı için; kısa süren, bu süre sonunda düzelen, öykü ve fizik muayene ile açıklanamayan bir olayın şu özelliklerden birini içermesi gerekir; siyanoz ya da solukluk; solunumun azalması, düzensizleşmesi yada olmaması; tonusta belirgin değişiklik; bilinç durumunda değişiklik. Böyle bir olayın düşük riskli mi yoksa yüksek riskli mi olduğu, epidemiyolojik olarak ortaya konmalıdır. Düşük riskli olarak değerlendirilmesi için şu kriterler karşılanmalıdır; doğumda ≥32 haftalık ve doğum sonrası yaşın 60 günün üzerinde olması, daha önce benzer bir olay olmaması, 1 dakikadan kısa sürmesi, eğitimli sağlık personeli tarafından canlandırmaya gerek duyulmaması ve herhangi bir öykü veya fizik muayene bulgusu saptanmaması. Düşük riskli olaylar, hastaneye yatırma, daha fazla araştırma veya ev monitorizasyonu gerektirmez. Aksine, yüksek riskli olayları olan bebekler hastaneye yatırılmalı, izlenmeli ve altta yatabilecek bir patoloji açısından incelenmelidir.Item Kistik fibrozis dışı bronşektazi tanılı olguların değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018) Korkmaz, Serpil; Canıtez, Yakup; Çekiç, Şükrü; Efe, Hülya Poyraz; Ocakoğlu, Gökhan; Sapan, Nihat; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıGİRİŞ ve AMAÇ: Bronşektazi, bronş duvarının kalıcı dilatasyonu ile seyreden kronik inflamatuar bir hastalıktır. Bu çalışmada kistik fibrozis dışı bronşektazi tanılı çocuk olguların araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya kliniğimizde Ocak 2010-Ocak 2015 tarihleri arasında kistik fibrozis dışı bronşektazi tanısı konularak takip edilen 98 olgu alındı. Olguların; klinik, laboratuvar ve radyolojik incelemeleri dosya kayıtlarından geriye dönük olarak değerlendirildi. BULGULAR: Olguların kız erkek oranı 1,3 idi (56/42). Olguların medyan yaşları 12,2 yıl (1-18), tanı yaşları medyan 6 yıl (1-17 yıl) ve takip süreleri medyan 38 ay (3-140 ay) olarak bulundu. Olgularda en sık görülen semptom öksürüktü (n=91, %93) ve ikinci sırada balgam çıkarma yer alıyordu (n=56, %57). İlk tanı konulması sırasında yapılan solunum fonksiyon testlerinde olguların; %29,1’inda (n=21) restriktif, %23,6’sında (n=17) ise obstrüktif tipte, son kontrollerinde ise %17,3’ünde (n=9) restriktif, %44,2’ünde (n=23) obstrüktif tipte değişiklik vardı. Etiyolojik faktörler içinde en sık neden postenfeksiyöz akciğer hastalıklarıydı (n=41, %42). Bronşektaziler, en sık akciğer sol alt lobda (n: 52, %54,7), ikinci sırada sağ alt lobda (n=32, %33,7) saptandı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Bronşektazi ülkemizde hala önemli bir sağlık sorunudur ve tedavi edilmediğinde akciğerde kalıcı değişikliklere neden olmaktadır. Çocuklarda postenfeksiyöz akciğer hastalıkları bronşektazinin en önemli nedenlerinden biridir. Erken tanı tedavi başarısını artırır.Item Nöral tüp defektli yenidoğanların kısa dönem sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 2018) Çakır, Salih Çağrı; Dorum, Bayram Ali; Özkan, Hilal; Taşakapılıoğlu, Özgür; Köksal, Nilgün; Toker, Rabia Tütüncü; Okan, Mehmet Sait; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; Neonatoloji Bilim DalıGİRİŞ ve AMAÇ: Nöral tüp defektleri (NTD) yenidoğanlarda en sık saptanan konjenital anomalilerden biridir. Türkiyedeki görülme sıklığı 3/1000’dir. NTD’lerin etiyolojisi multifaktöriyel olup önemli bir kısmının folik asit desteği ile önlenebilmesi mümkündür. NTD olan hastaların uzun dönem medikal, cerrahi ve bakım desteği ihtiyacı vardır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada retrospektif olarak 2013-2017 yılları arasında Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde yatan NTD’li hastaların özellikleri incelenmiştir. BULGULAR: Toplam 29 NTD’li hasta incelendi. Hastaların 16’sı (%55) erkek, 13’ü (%45) kız idi. Ortalama gestasyon yaşı 37,5±1,97 hafta, ortalama doğum ağırlığı 3050±703,29 gramdı. NTD gelişimi için altı hastada maternal risk faktörü saptandı. . Hastaların hiçbirinde prekonsepsiyonel folik asit kullanımı yoktu. Hastaların tümü antenatal dönemde ultrason ile tanınmış olup 16 hasta 22 gestasyonel haftadan önce tanınıp terminasyon önerilmiştir. NTD’lerin 23’ü meningomyelosel (%79), 1’i meningosel, 3’ü ensefalomyelosel, 1’i ensefalosel, ve 1’i akrani şeklindeydi. Hastaların on birinde bacak hareketlerinde tam kayıp, dokuzunda kısmi kayıp mevcuttu. Tam motor defisiti olanların hepsinde, kısmi motor defisiti olanların ise 4’ünde (%44) lezyon seviyesi L4’den üst seviyelerdeydi. Yedi hastanın meningomyelosel kesesi yırtıktı. Hidrosefalisi olan 19 hastanın 17’sine ventrikülo peritoneal şant, birine lumboperitoneal şant takılması gerekti. Şant takılması 11 hastada meningomyelosel operasyonu ile aynı zamanda yapıldı. TARTIŞMA ve SONUÇ: NTD’lerin önlenebilir etiyolojik risk faktörlerinin bilinmesi ve çocuk sahibi olmayı düşünen ailelerin bu konuda daha çok bilinçlendirilmesi gerekmektedir.