2012 Cilt 38 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18378
Browse
Browsing by Department "Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Altı aylık dönemde endokrinoloji polikliniği’ne başvuran adrenal insidentaloma hastalarının retrospektif değerlendirilmesi: tek merkez sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 2012-04-30) Peynirci, Hande; İrteş, Nurten; Ermurat, Selime; Sığırlı, Deniz; Ersoy, Canan; İmamoğlu, Şazi; Tıp Fakültesi; Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim DalıGörüntüleme yöntemlerinin ilerlemesi ve yaygın kullanılması, tesadüfen saptanan adrenal insidentalomalarla daha sık karşılaşılmasına neden olmuştur. Endokrinoloji Bölümüne 6 aylık dönemde başvuran ve başka şikayetler nedeniyle yapılan görüntülemeler ile adrenal kitle saptanan 182 hastanın dosya verileri retrospektif olarak incelendi. Bu çalışmada, adrenal insidentalomaların sıklığını, hormonal durumunu, görüntüleme yöntemlerindeki özelliklerini, tedavilerini ve histolojik tanılarını gözden geçirmeyi amaçladık. Başvuran hastaların 128’i (%70.3) kadın, 54’ü (%29.7) erkek, yaşlarının medyan değeri 54 yıl (18-85) idi. Bilgisayarlı tomografi ile belirlenen kitle boyutları medyan 26 mm (5-160) olarak saptandı. Endokrinolojik değerlendirme sonucunda 46 kitlenin (%25.3) fonksiyonel, 136 kitlenin (%74.7) nonfonksiyonel olduğu bulundu. 46 fonksiyonel adenom vakasının 24’ü (%52.2) Cushing sendromu, 16’sı (% 34.8) feokromositoma ve 6’sı (%13) aldosteron üreten adenom idi. Fonksiyonel olarak değerlendirilen 46 hastanın 38’i ve nonfonksiyonel olarak değerlendirilen 136 hastanın 22’si kitle boyutları 4 cm’in üstünde olduğu için operasyona yönlendirildi. Bu çalışmamızın sonuçları da göstermiştir ki, tesadüfen saptanan adrenal kitleler hormon aktif hatta malign olabilmektedir. Bu nedenle bu tür kitlelerin tanı, tedavi ve takipleri dikkatli yapılmalıdır.Item Oral antidiyabetik tedavi ile kan şekeri regüle edilememiş tip 2 diyabetli hastalarda tedaviye insülin glargin ve tek doz insülin glulisin eklenmesinin etkinliğinin retrospektif olarak değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012-04-10) Ersoy, Canan; Ünal, Oğuz Kaan; Yoğurt, İsmail; Hoyrazlı, Ayşe; Özışık, Seçil; Tekinalp, Atakan; Sığırlı, Deniz; İmamoğlu, Şazi; Tıp Fakültesi; Biyoistatistik Ana Bilim Dalı; Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim DalıBiri metformin olmak kaydıyla en az iki oral antidiyabetik ilaç (OAD=Oral Anti-diabetic Drug) ile kan şekeri regüle olmayıp (Hemoglobin A1c= HbA1c= %7-10) bazal-plus insülin tedavisi alan tip 2 diabetes mellitus (T2DM) tanılı hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. İncelenen 78 hasta dosyasından 15 hastanın bazal-plus tedavi aldığı ve devam ettiği belirlendi. Sabah açlık kan şekeri değerlerine göre insülin glargin (17:00’de) başlanıp titre edildiği, takiplerinde en yüksek postprandiyal kan şekeri değerlerine göre akşam öğününe insülin glulisin eklenip titre edildiği görüldü. İnsülin glargin sonrası sabah açlık, tokluk, gece 23:00 ve 02:00 kan şekeri değerlerinde, insülin glulisin sonrası akşam tokluk ve gece 23:00 kan şekeri değerlerinde anlamlı düşüş saptandı. HbA1c’de %8.3’ten %6.8’e anlamlı düşüş saptanırken (p<0.001), hipoglisemi ve kilo artışında anlamlı değişiklik saptanmadı. Sonuçta OAD ile kan şekeri regülasyonu sağlanamayan hastalarda bazal-plus insülin tedavisinin yan etki artışı yapmadan etkili kan şekeri regülasyonu ve HbA1c düşüşü sağladığı belirlendi. Bu sonuçlarla bazal-plus tedavisinin intensif insülin tedavisine geçişte uygun bir basamak olduğu kanaatine varıldı.