Sağlık Bilimleri Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/24
Browse
Browsing by Department "Anatomi Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Item 13. yy’a ait geç dönem Bizans kafataslarının 3 boyutlu yöntem ile restorasyonu ve dijital prototiplendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-07-07) Uzabacı, Hüseyin; Kafa, İlker Mustafa; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Anatomi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-3259-82573 boyutlu modelleme ve yazıcıların sağlık alanında kullanımı gün geçtikçe artmaya ve geliştirilmeye devam etmektedir. 3 boyutlu modellemenin kullanım alanlarından biri de osteolojik materyal ve veriler üzerindedir. Anatomi, antropoloji, adli bilimler ve arkeoloji bilimleri açısından eski kemik kalıntılarının arşivlenmesi ve korunması, osteolojik materyaller üzerinde yapılacak çalışmalar için en önemli gerekliliklerden biridir. Eski ve yıllanmış kemik yapılar yıllar içerisinde deforme olmakta ve saklanmalarında zorluklar yaşanabilmektedir. Tez çalışmasında, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Osteoloji Koleksiyonu’nda yer alan 33 adet nispeten deforme olmuş ve 13. yy'a ait geç dönem Bizans kafatasları kullanılmıştır. Kafatasları kodlanıp, 3 boyutlu Hscan Prince Lazer tarayıcıyla modelleme yapılarak STL 3 boyutlu dosya formatında dijital arşiv olarak saklanmıştır. Deformiteler mümkün olduğunca restore edilip, eksik kemik yapılarının, mandibula hariç, yeniden modele eklenmesi gerçekleştirilmiştir. Deformitelerin restorasyonunda “Simetriye Dayalı Yeniden Yapılandırma” ve “Geometriye Dayalı Yeniden Yapılandırma” yöntemi kullanılarak, dijital restore edilmiş prototipler elde edilmiştir. Çalışmada ayrıca 3 boyutlu modellerden antropometrik noktalar arasındaki dijital ölçümler ile gerçek kemikler üzerindeki ölçümler karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda SPSS istatistik yazılımı kullanılmıştır. Prototiplendirilmiş kafataslarının plastik örneklendirilmesinde Zaxe X1 yazıcı ve PLA türü plastik materyal kullanılmıştır. 3 boyutlu tarama ile elde edilen eski kafatası materyallerini, dijital ortamda ve basılı olarak prototiplendirip, arşivlendirip, gerçek kemiklere yakın morfometrik veriler alıp daha kalıcı, tekrar kullanılabilir, daha hassas materyal olarak araştırma ve eğitim amacıyla kullanmayı hedeflemekteyiz. Çalışmada aynı zamanda restore edilerek prototiplendirilmiş tarihi kafataslarından 3 boyutlu yazıcı ile çıktı alınması ve birer sert plastik örneklerinin de arşive ve eğitime kazandırılması hedeflenmektedir.Item Ayak tabanı ve ayak bileği iç taraf bağlarının morfolojisi(Uludağ Üniversitesi, 2016-07-01) Babacan, Serdar; Kafa, İlker Mustafa; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Tıp; Anatomi Ana Bilim DalıAyak, vücudun yerle temas eden distal segmentidir. Ayakta bulunan kemikler, ligamentler ve tendonların dizilimi longitudinal ve transvers arkları oluşturur. Arkların devamlılığının sürdürülmesi ligamentler ve tendonlar tarafından sağlanmaktadır. Çalışmanın amacı, ayak tabanında ve ayak bileğinin iç tarafında bulunan bağların morfolojilerinin incelemek, kas tendonlarında görülen varyasyonların insidansını vermek, bağ kopmaları ve yırtılmaları sonucu yapılacak cerrahi işlemlerde kullanılmak üzere bağlara ait bölümlerin ortalama ölçüm değerlerini tahmin eden regresyon formülleri üretmektir. Çalışmamızda, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda bulunan 2'si kadın 13'ü erkek kadavraya ait toplam 30 ayak incelendi. Yapılan diseksiyonların ardından her bir ayağa ait genel özellikler ve bağlara ait özellikler olmak üzere toplam 60 değişken değerlendirildi. M. tibialis posterior tendonunun sonlanma yeri kemiklere göre sınıflandırıldı. M. flexor hallucis longus ve m. flexor digitorum longus'un tendonları arasındaki bağlantılar sınıflandırıldı. Bulguların analizleri istatistik programı SPSS (Statistical Package for the Social Sciences/ver.22)'de yapıldı. Ayağa ve bağlara ait tanımlayıcı istatistik sonuçları verildi. Ölçülen değişkenlerin sağ ve sol ayaktaki değerleri karşılaştırıldığında hiçbir değişkende anlamlı fark gözlenmedi. Yüksek korelasyon gösteren değişkenler arasından bağların proksimal ve distal tutunma yüzey genişlikleri ve iki tutunma yüzeyi arasındaki mesafenin tahmini değerinin hesaplanması için 28 değişkenin regresyon analizleri ile formülü üretildi. M. tibialis posterior tendonlarından 24 tanesinin os naviculare'de sonlanırken 6 tanesinin os cuneiforme mediale'de sonlandığı tespit edildi. 10 adet ayakta m. flexor hallucis longus tendonundan m. flexor digitorum longus tendonuna bağlantı ile atlama, 4 ayakta m. flexor digitorum longus tendonundan m. flexor hallucis longus tendonuna bağlantı ile atlama, 2 ayakta ise her iki kasın tendonundan da karşılıklı olarak birbirine bağlantı ile atlama tespit edilmiştir. Edinilen bulgular diğer araştırmacıların yapmış olduğu benzer çalışmaların sonuçları ile karşılaştırılmıştır.Item Bizans ve günümüz dönemlerine ait insan üst ekstremite uzun kemiklerinde uzunluk tayini(Uludağ Üniversitesi, 2017-06-07) Çini, Nilgün Tuncel; Arı, İlknur; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Tıp; Anatomi Ana Bilim DalıAdli Tıp ve Antropoloji'nin görevleri arasında canlı ve ölü bireylerin biyolojik profillerini çıkararak bireyin kimliklendirilmesi yer almaktadır. Kimliklendirme; yaş, ırk, cinsiyet ve boy gibi bireyin biyolojik ve etnik profilini ortaya koyan değişkenlerin değerlendirilmesi ile yapılır. Bireylerin boy tahmininde en çok kullanılan materyallerden birisi insan iskeletidir. Dekompoze olmuş iskeletlerin var olduğu durumlarda ekstremite uzun kemiklerinden boy tahmini yapılabilmektedir. Kitlesel felaketlerde bütün halde bulunamayan kemikler ile kimliklendirme daha zor hale gelmektedir. Diğer taraftan eski dönemlere ait insan kemik profillerinin ortaya konması ile de farklı dönemlere ışık tutulması sağlanabilmektedir. Dolayısı ile matematiksel hesaplamalar yapılarak anatomik oluşumlar arasındaki ilişkiler ortaya çıkarılıp bazı formüller geliştirilerek fragmente kemiklerden boy tahmini yapılabilmektedir. Bu amaçla, günümüze ait cinsiyeti bilinmeyen 33 adet humerus, 40 adet radius ve 29 adet ulna olmak üzere toplam 102 adet üst ekstremite kemiği ve Bizans dönemine ait tamamı erkek olan 96 adet humerus, 84 adet radius ve 56 adet ulna olmak üzere 236 üst ekstremite kemiği çalışmaya dâhil edilmiştir. Her bir kemiğin fotoğrafları alındıktan sonra dijital ortamda ImageJ programı kullanılarak ölçümler gerçekleştirilmiş, bazı değişkenler ise kumpas yardımı ile ölçülmüştür. Elde edilen veriler SPSS 22.0 programı ile istatistiki değerlendirmeye alınmıştır. Her bir kemik için sağ ve sol taraf ayrı olmak üzere betimleyici değerler verilmiştir. Anatomik oluşumlar arasında ilişkinin yönü ve dereceleri belirlenmiş olup bu ilişkiler kullanılarak boy tahminine yönelik çoklu regresyon formülleri üretilmiştir. Ayrıca Bizans kemikleri ile her bir değişken için karşılaştırmalı analizler yapılarak dönem farklılığı ortaya konmuştur.Item Çocuklarda fossa cubitalis’de yer alan venlere yerleştirilen periferik intravenoz kateterin, tespit aparatları ile sabitlenmesinin periferik intravenoz kateter komplikasyonları üzerine etkisinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-07-07) Güler, Müren; Coşkun, İhsaniye; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Anatomi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-3388-627XÇalışmamızda, çocuklarda fossa cubitalis’de yer alan venlere yerleştirilmiş periferik venöz kateterin (PVK) farklı tespit aparatları ile sabitlenmesinin PVK komplikasyonları üzerine etkisini prospektif ve randomize kontrollü olarak karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma, etik kurul onayı ve hastalardan alınan yazılı onam sonrası, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Klinikleri’nde, ürogenital sistem ve gastrointestinal sistem cerrahisi uygulanacak, 10 yaş altı, ASA (American Society of Anesthesiologists) skoru I-II olan, 60 hastada gerçekleştirildi. Hastalar HETB (hipoalerjenik elastik fiksasyon bandı) kullanılan Grup 1 (n=30) ve TA (tespit aparatı) kullanılan Grup 2 (n=30) olmak üzere rastgele iki gruba ayrıldı. Her iki grup, ameliyathane ve klinikte PVK ömrü ve komplikasyonları (enfeksiyon, infiltrasyon, ekstravazasyon, yerinden olma, kateter tıkanması, kateter katlanması) açısından takip edildi ve bu özellikler kaydedildi. HETB ve TA gruplarının yaş (ay), kilo (kg) ve boy (cm) parametrelerinin ortalama ve standart sapma değerleri ile cinsiyet, ASA skoru, tercih edilen ven, cerrahinin tipi ve kullanılan ekstremite yüzdesi hesaplandı. Her iki grup arasında; yaş, kilo, boy, cinsiyet, ASA skoru, tercih edilen ven, cerrahinin tipi ve kullanılan ekstremite değerleri açısından anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.383, p=0.823, p=0.974, p=0.739, p=0.825, p=390, p=602). Her iki grupta kateter tipi (çapı) yaş, kilo, boy ölçüm değerleri açısından karşılaştırıldığında benzer bulundu (p>0.05). Her iki grupta, PVK ömrü (süresi) benzerdi (p>0.05). PVK komplikasyonları görülmesi TA grubunda anlamlı olarak düşük bulundu (p=0.026). Sonuç olarak, bu çalışmadaki komplikasyon oranı önemli ölçüde azalmış olmakla birlikte, PVK ömrü ile ilgili anlamlı bir sonuç alınamamıştır. Komplikasyon oranının, bir tespit aparatı kullanılarak, iyi bir hemşirelik bakımı sağlanarak ve kateter yerleştirme bölgesinin sık sık değerlendirilmesiyle düşük tutulabileceği kanısındayız.Item Kadavralardan elde edilen beyinlerde kortekse ait sulcus ve gyrus'ların morfolojisinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-06-07) Güner, Nazan; Kafa, İlker Mustafa; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Tıp; Anatomi Ana Bilim DalıÇalışmamızda, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda kadavralardan diseke edilerek çıkarılan ve anatomik yapıları korunarak muhafaza edilmiş 8 adet bütün halde ve 9 adet sagittal olarak bölünmüş halde olmak üzere toplamda 25 beyin insan beyni hemisferi kullanılmıştır. Fotoğraflandırma, ölçümler ve değerlendirmeler öncesinde, beyinler zarlar ve damarlardan dikkatlice temizlenmiş ve sonraki aşamalar için hazırlanmışlardır. Ölçümlerin daha sağlıklı alınabilmesi amacı ile dikkatlice yapılan zar ve damar diseksiyonu sırasında beyin sulcus ve gyrus'larına hasar verilmemesi için dikkat edilmiştir. Temizleme işlemini takiben siyah zemin üzerinde sabit olarak CanonG12 fotoğraf makinesi ile dijital kayıtlar alınmış ve kodlanarak arşivlenmiştir. Dijital kayıtlardan, Image J (2.1.4.7) programı ile primer sulcus uzunlukları ölçülmüş, gyrus alanları programın morfometriye yönelik özellikleri kullanılarak hesaplanmıştır. Toplamda 78 adet parametre ölçülmüş ve bu parametrelerin sağ ve sol hemisferlere göre karşılaştırılması yapılmıştır. Bulguların analizleri istatistik programı SPSS (Statistical Package for the Social Sciences/ver.22)'de yapılarak değerlendirilmiştir. Sağ ve sol hemisferler arasında 78 parametreden, 3 tanesinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur. Bu parametreler, gyrus frontalis inferior (p=0,049), sulcus frontalis inferior (p=0,047), gyrus temporalis superior (p=0,042)' dir. Bunların yanında sulcus calcarinus'un değeri p=0,056 olarak bulunmuştur. Gyrus frontalis inferior ve gyrus temporalis superior'un alan ortalaması sol hemisferde sağa göre daha fazla bulunmuştur. Sulcus calcarinus ve sulcus frontalis inferior uzunluğunun ortalaması sol hemisferde sağa göre daha uzun bulunmuştur. Ölçümlerin dışında sulcus'ların varyasyonları da incelenerek kayıt edilmiştir. Özellikle primer sulcus'ların devamlı olup olmadığı, birbirleri ile devam edip etmedikleri değerlendirilmiştir. Sağ ve sol hemisfer arasında anlamlı bir sonuç bulunamamıştır. Edinilen bulgular diğer araştırmacıların yapmış olduğu benzer çalışmaların sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.Item Maksiller foramen incisivum’un 13.yy’a ait geç dönem Bizans ve günümüz kafataslarında morfolojik ve morfometrik özelliklerinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-07-07) Ertan, Erol; Şendemir, Erdoğan; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Anatomi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-6721-4041Maxiller foramen incisivum’un 13. yy’a ait geç dönem Bizans ve günümüz kafataslarında morfolojik ve morfometrik özelliklerinin karşılaştırılması konulu tez çalışmamızda, cinsiyeti belirlenemeyen 32 adet 13. yy’a ait geç dönem Bizans ve 24 adet 21. yy’a ait erişkin cranium’u veya maxilla’sı kullanılarak ölçümler yapıldı. Maxiller foramen incisivum’un; çapı, foramen incisivum ile foramen palatinum majus arası mesafe sağ-sol olarak, 3. dens molaris serotinus’un en uzak noktası arası mesafe sağ-sol olarak, spina nasalis posterior arası mesafe, sutura palatina transversa arası mesafe, foramen palatinum majus arası hatta uzaklık, dens incisivus medialis’in en yakın noktası arası mesafe sağ-sol olarak ölçüldü. Elde edilen değerlerin kayıt altına alınan istatistiksel hesaplamaları yapılarak günümüz ile Bizans, sağ taraf ile sol taraf karşılaştırılmaları yapıdı. İstatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmedi. Yapılan literatür taramalarında konu ile ilgili yeterli parametre bulunamadığı için karşılaştırma yapılamadı. Bu tez çalışmasından elde ettiğimiz değerlerin literatüre kazandırılması ile antropoloji ve tıp eğitimine katkı sağlayacağı inancındayız. Özellikle çok az çalışma konusu yapılmış olan foramen incisivum’un konum ölçülerinin bilinmesi açısından faydalı bir çalışma olduğu görüşündeyiz.Item Patellofemoral eklem diziliminin sağlıklı ve patolojik dizlerde manyetik rezonans görüntüleme tekniği ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-06-07) Işıklar, Sefa; Özdemir, Senem Turan; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Anatomi Ana Bilim DalıDizin ön kısmı için koruyucu nitelikte olan patellofemoral eklem, tibiofemoral eklemle uyum içinde çalışır. Diz eklemini yapan tibiofemoral ve patellofemoral eklemler, anatomik olarak belirli bir dizilime (uyuma) sahiptir. Patellofemoral eklemin normal fonksiyonu, büyük oranda patella ve troklear oluğun uyumuna bağlıdır. Diz eklemini oluşturan bu eklemlerden birinde görülen dizilim bozukluğu, diğerini de etkileyebilir. Bu çalışmanın amacı patellofemoral eklem dizilimi ve patellofemoral morfolojiyi manyetik rezonans görüntüleme tekniği kullanarak hem sağlıklı kontrol grubu hastalarında hem de menisküs hasarı, ön çapraz bağ total yırtığı ve kondromalazi patella tanısı almış dizlerde belirlemektir. Çalışmamıza dahil edilen 204 hastaya ait diz MR görüntüleri üzerinden patellar ve troklear morfoloji ve patellofemoral dizilimi tanımlayan ölçümler yapılmıştır. PACS sistemi üzerinden 30 lineer ve 13 açısal ölçüm yapılmış ve ölçümler üzerinden 13 indeksten yararlanılarak oranlar hesaplanmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri SPSS (Ver.22)'de yapılmıştır. Çalışmamızdan elde edilen sonuçlar patellar morfoloji, femur trokleası ve patellofemoral uyum ölçümleri olmak üzere üç ana başlıkta toplanmıştır. Buna göre patellar morfoloji açısından menisküs hasarı, ön çapraz bağ total yırtığı ve kondromalazi patella hasta grupları arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Femur trokleasının çalışılan tüm hastalık gruplarında sığlaştığını gösteren bulgulara ulaşılmıştır. Femur trokleası displazik olmasa da, artmış sulkus açısı ve azalmış sulkus derinliği de çalışmadan elde dilen sonuçlar arasındadır. Patellofemoral ilişkiyi gösteren ölçümlerden lateral patellar yer değiştirme ve uyum açısında hasta grupları arasında anlamlı farklılık tespit edilmiş; bunun dışındaki ölçümlerde ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır. Elde edilen sonuçlar literatür ile karşılaştırmalı olarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.