2003 Cilt 8 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/11222
Browse
Browsing by Department "Mimarlık Bölümü"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Osmanlı’dan günümüze yapı üretiminde mimarlık meslek örgütlenmesinin gelişimi(Uludağ Üniversitesi, 2003) Taş, Murat; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık BölümüTürkiye’de bugün, yapı sektörünün düzenli olarak işlemeyen bir örgüt yapısına sahip olması ve yapı üretim sistemindeki yanlışlıklar nedeniyle, fiziksel planlama ölçeğinden başlayarak yapı ölçeğine kadar uzanan kentsel gelişme süreci, kendiliğinden ve denetimsiz bir şekilde gelişme göstermektedir. Türkiye’deki yapı üretim sistemi, bu sistem içerisinde yer alan meslek gruplarının görev, yetki ve sorumlulukları ile mesleki ilişkileri ve örgütlenme biçimlerinin sorgulanması kaçınılmaz olmuştur. Mimarlık mesleği geçmişten gelen özellikleri nedeniyle yapı üretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Bu bildiride, birçok alanda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişin gözlemlendiği yapı üretim sisteminin ve mimarlığın da içerisinde yer aldığı yapı üretimindeki mesleki ilişkilerin ve örgütlenmenin gelişimi ele alınarak, 1999 depremleri sonrasında Türkiye’deki yasal düzenlemelerin biçimlendirdiği mimarlık mesleği ortamındaki gelişmeler irdelenmiştir.Item Yapı fiziği açısından günümüz hafif asma giydirme cephe sistem örneklerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2003) Sezer, Filiz Şenkal; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık Bölümüİnsanların yaşadıkları mekanlarda sağlıklı ve üretken olmaları, o mekanın ısıl konfor şartları ile yakından ilişkilidir. Binaların ısıl konforu sağlanırken, yıllık ısıtma enerjisi ihtiyaçlarının da minimumda tutulması dikkate alınması gereken önemli bir noktadır. Bunun yolu da doğru bir ısı yalıtımından geçmektedir. Hafif asma giydirme cephe sistemiyle inşa edilen binalarda ısıl konforun sağlanması; saydam kısımlarda farklı cam türlerinin kullanılması, opak kısımlarda ise yalıtım kalınlığı ve yalıtım tabakasında yapılan değişikliklerle mümkün olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hafif giydirme cephe sistemlerinde optimal konfor şartlarının sağlanmasında ısıl konfora odaklanarak, ülkemizde hafif asma giydirme cephe sistemlerinde saydam ve opak bölgelerde gerçekleştirilen mevcut uygulamaları değerlendirmek ve ısıl konforun sağlanması için bu uygulamalara öneriler getirmektir.Item Yapı tasarımında mimarın deprem bilinci(Uludağ Üniversitesi, 2003) Akıncıtürk, Nilüfer; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık Bölümü1999 Yılı, deprem-yapı-mimar ilişkisinde, yapı oluşturma sürecinde; devreye giren kişi, kurum ve yönetmeliklerin; mesleki, etik, sorumluluklar ve denetim açısından yeniden sorgulandığı bir dönüm noktası olmuştur. Deprem bilinci, mimar ve mühendisler, üreticiler, kullanıcılar açısından bir kez daha kazanılmaya ve kazandırılmaya çalışılmaktadır. Konu birbiriyle etkileşim içinde olan birçok konunun mimari açıdan farklı bir bakış açısıyla ele alınarak irdelenecektir. Eğitimci, tasarımcı, uygulayıcı ve kullanıcı olarak yapısal açıdan alınması gereken önlemler olarak değerlendirilecektir.Item Yerleşim alanlarında olası deprem zararlarının azaltılması(Uludağ Üniversitesi, 2003) Taş, Nilüfer; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık BölümüÜlkemiz başta depremler olmak üzere seller, fırtınalar, çığ düşmesi gibi çeşitli afet türlerinin etkisi altındadır. Yerleşmelerde depremlerden sonra görülen en belirgin etkiler, yapısal çevrenin yıkımı ve hasar görmesidir. Depremlerden sonra birçok yapı; konutlar, işyerleri, fabrikalar, okullar, hastaneler, tarihi ve kültürel değeri olan binalar vb., zarar görebilir ve/veya yıkılabilir. Yapılarla birlikte toplum için hayati önem taşıyan alt yapı; yollar, demiryolları, iletişim ağı, içme suyu şebekesi, doğal gaz boru hatları vb. de zarar görebilir. Bütün bunların bir sonucu olarak da normal hayat kesintiye uğrar. Bu kesintinin büyüklüğü; depremin büyüklüğüne ve de toplumun deprem zararlarını azaltmaya yönelik yapmış oldukları hazırlıklara göre farklılık gösterir. Yıkıcı depremlerden sonra oluşan yapısal çevre kayıplarının giderilmesi ve iyileştirilmesi çok uzun sürebilir. Ülke topraklarının büyük bir kısmının deprem riskine sahip olması, bu topraklar üzerinde önemli sanayi kuruluşlarının bulunması ve nüfusun büyük bir kısmının yaşaması tehlikenin boyutunu daha da arttırmaktadır. Geçmişte olan depremlerden dersler alarak, gelecekteki deprem etkilerinin azaltılabilmesi için; mutlaka deprem olmadan önce, halkın deprem hakkında eğitilmesi, yerleşimlerde ve yapılarda deprem risklerinin azaltılması, yeni düzenlemelerin ve önlemlerin alınması, deprem anında ve deprem sonrasında nelerin yapılması gerektiği önceden planlanması gereken önemli çalışmalardır. Bu makalenin amacı da, deprem zararlarının artmasındaki nedenleri ortaya koyarak, deprem öncesinde, anında ve sonrasında nelerin yapılması gerektiğini irdelemektir.