Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi / Uludağ University Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5064
Browse
Browsing by Department "Devlet Konservatuvarı"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item 20. yüzyıl yeni-klasikçilik akımında barok üslup: m. ravel’in “le tombeau de couperin” örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-15) Uzar, Aylin Çakıcı; Devlet Konservatuvarı; Müzik Bölümü19. yüzyıl sonlarında müzikte etkisini gösteren “Barok hareketi”, özellikle Almanya ve Fransa’da birçok bestecinin eserlerinde bir üslup olarak ortaya çıkmıştır. Yeniklasizm olarak sınıflandırılan bu akım kısa sürede Avrupa’ya yayılmış ve Fransız müziği için daha güçlü bir kimlik arayışındaki Ravel’in de içinde bulunduğu bestecileri etkisi altına almıştır. Bu çalışmada, 20. yüzyıl müziğinde önemli bir akım haline gelen “Yeni-klasikçi” anlayış araştırılmış, bu üslupta yazılmış eserler ve besteciler hakkında bilgi verilmiştir. Bu bilgilere “Yeni-klasik” düşüncede eserleri olan Fransız besteciler de dâhil edilmiş, Maurice Ravel’in 20. yüzyıl Fransız müziğindeki yeri ve önemi söz konusu bağlamda ayrıca değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra M. Ravel’in “Yeni-klasik” üslupta önemli eserlerinden biri olan, solo piyano için “Le Tombeau de Couperin” süitinin ortaya çıkma süreci ve süitin bölümlerinin stilistik yapısından bahsedilmiştir.Item Beethoven’ın son dönem üslubu, son piyano sonatları ve “Op. 106, Hammerklavier”(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-31) Uzar, Aylin Çakıcı; Devlet KonservatuvarıBeethoven’ın üç evre altında incelenen ve bestecinin sanatsal yaratıcılığı ile müziğindeki üslup değişikliklerinin anlaşılmasını sağlayan süreçlere bakıldığında, literatüre “Son Dönem” olarak geçmiş olan 1812-1827 yılları, bestecinin yoğun olarak Bach’tan ilham aldığı, ancak kendine özgü müzik dilini ortaya koyduğu bir “yenilikçi üslup” a işaret etmektedir. Son piyano sonatları olarak bilinen op. 101, 106, 109, 110 ve 111, bu üslubun piyanistik eserler sınıflandırmasındaki en önemli örnekleridir. Bu çalışmada, Op. 106 Hammerklavier Sonatı, gerek bahsi geçen yenilikçi üslup, gerekse son dönem piyano sonatları arasındaki yeri bağlamında incelenecek ve Beethoven’ın –çoğunlukla- bestecilik yönüne değinen kaynaklarda hissedilen eksikliğe binaen, eserin piyanistik anlamdaki değerine işaret edilecektir.Item Bursa merkez belediyeleri bünyesinde gerçekleştirilen müzik ve çalgı eğitimine ilişkin öğretmen görüşleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-31) Coşkun, Murat; Göğüş, İsmail M.; Sosyal Bilimler Enstitüsü; 0000-0003-0504-3643; 0000-0001-9076-807XBu araştırma; Bursa Büyükşehir Belediyesi ve merkez ilçe belediyeleri bünyesinde müzik ve çalgı eğitimi faaliyetlerinin uygulamadaki durumunu tespit ederek belirlenen problemlere ve iyileştirilmesine yönelik öneriler getirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada önce Bursa merkez belediyelerinde yapılan müzik ve çalgı eğitimi faaliyetlerinin geçmişi ve günümüze ait uygulamaları kısaca tanıtılmıştır. Daha sonra Bursa Büyükşehir Belediyesi ve üç merkez ilçe belediyesi bünyesinde gerçekleştirilen müzik ve çalgı eğitiminin etkinliğini tespit etmeye yönelik olarak görevli öğretmenlerden mevcut durumun ve olması gereken durumun tespitine yönelik görüşleri alınarak ortaya çıkan bulgular yorumlanmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda söz konusu kurumlarda gerçekleştirilen müzik ve çalgı eğitiminde amaçların belirlenmediği, içeriğin öğretmenler tarafından bireysel olarak oluşturulduğu, uygulamaların eğitimin amacını gerçekleştirecek şekilde düzenlenmediği anlaşılmış, verilen eğitimin daha verimli hale getirilebilmesi için önerilerde bulunulmuştur.Item Kemandan viyolaya geçiş süreci(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-01) Çalgan, Görkem; Devlet KonservatuvarıKemandan viyolaya geçiş sürecinde, bu iki çalgı arasındaki yapısal farklılıklar nedeniyle öğrenciler karmaşık bir uyum süreci geçirmektedirler. Fizikteknik, ton üretme, vibrato, entonasyon ve anahtar değişikliği gibi sorunların yaşandığı bu sürecin çabuk ve kolay aşılması, öğrencinin viyola üzerindeki kontrolünün bir an önce oluşturulması açısından önemlidir. Bu çalışmada, geçiş sürecinde doğabilecek sorunları birebir yaşamış öğrencilere rehberlik edilerek oluşturulmuş çözümler için tutulan yol ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Bu yöntem ve öneriler kullanılarak, öğretmenlerin öğrencilerine rehberlik edip onları kemancı konumundan, gerçek viyolacı konumuna getirmelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.Item Klasik bale temsilinin sanatçı adayları üzerindeki etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2018-01-31) Göğüş, Gülay; Göğüş, İsmail M.; Devlet Konservatuvarı; Müzik BölümüÇalışma; Uludağ ve Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencilerinin görev aldığı bir klasik bale temsili hakkında; sanatçı adayı öğrencilerin düşüncelerini değerlendirmek üzere yapılan betimsel bir araştırmadır. Bale eseri olarak seçilen (Çaykovski) “Fındıkkıran”, Bursa ve Mersin’de sahnelenmiş, bu süreçte görev alan sanatçı adayı öğrencilerin birbirleriyle olan iletişimleri, birlikte çalışmanın paylaşımları ve etkileri de araştırılmıştır. Çalışmada sanatçı adayı öğrencilerin düşünceleri anket uygulanarak alınmıştır. Her iki kurumda toplam 191 kişi çalışmaya katılmış, Türkiye’deki evrensel sanat müziği, opera-bale etkinliklerinin yeterliliği, izlenen bale temsiline ilişkin duygu ve düşüncelerini belirtmişlerdir. Bale temsili büyük beğeni kazanırken, evrensel sanat müziği ve onun önemli parçaları olan opera-bale etkinliklerinin yetersizliğine dikkat çekilmiştir.Item Programlı müzik: İzlenimci müzikte doğa betimlemeleri ve C. Debussy’nin ‘su’ temalı piyano parçaları(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-31) Çalgan, Beril; Devlet KonservatuvarıProgramlı müziğin en temel içeriklerinden biri doğa betimlemeleridir. İzlenimci müzik sanatında da, izlenimci (empresyonist) resim sanatında olduğu gibi, doğa ve doğayla ilgili öğeler önem kazanmış ve eserlere konu olmuştur. Bu araştırmada, doğa betimlemesi içeren programlı müziğin izlenimcilikteki ve C. Debussy’nin ‘su’ teması içeren programlı solo piyano parçalarındaki etkisi incelenmiştir. Bu çalışmada araştırma yöntemi olarak taramaya dayalı betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır; söz konusu piyano parçaları derlenerek kronolojik olarak listelenmiş ve C. Debussy’nin bu parçalardaki ‘su’ programının betimsel çözümlemeleri sunulmuştur. Bunun yanı sıra, programlı müzik kavramı, programlı müziğin izlenimcilik akımındaki yeri ve müzik sanatındaki işlevi araştırılmıştır.Item Robert Levin’in Mozart yorumculuğu bulgularının uygulama prensipleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-31) Ünaldı, Özgür; Devlet Konservatuvarı; 0000-0002-9233-271XAvusturyalı klasik dönem bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart hakkında yapılan araştırmalar piyanist ve müzikolog Robert Levin’in öncülüğünde hızlanarak gelişme kaydetmiş, bulgular müzisyenler ve müzikologlar arasında yayılmaya başlamıştır. Mozart’ın beste yapma ve eser yorumlama davranışlarını detaylarıyla inceleyen Levin, sadece Mozart değil, klasik dönem hatta genel olarak yorumculuk anlayışını değiştirebilecek güçte bulgular elde etmiştir. Bu bulgular ışığında Levin, bir bütün olarak yorumculuk disiplinine, sanatına ve bilimine büyük katkılar sağlamıştır. Ancak yapılan kayıtlar, gerçekleşen konserler ve yarışmalardan anlaşılmaktadır ki, geçtiğimiz yüzyılın yorumculuk alışkanlıkları bugün bu bulgulara hala direnmektedir. İşte bu çalışmanın amacı, bilgilerin uygulanabilmesine katkıda bulunarak bu direnci ortadan kaldırmak, Mozart yorumu konusundaki temel sorun ve yeni bulguların en zorlayıcı taraflarından biri olan doğaçlama konusunu inceleyip yöntemler geliştirerek hem yorumcuya hem de yorumcu adayı öğrencilere yol göstermektir.Item Rus Viyola Okulunun kuruluşu ve gelişimi: Vadim Borisovski(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-14) Ünaldı, Elena; Devlet Konservatuvarı; Müzik Bölümü; 0000-0003-3260-065220. yüzyılda solo viyola yorumculuğu hızla gelişmeye başlamış, Alman viyolacı Paul Hindemith, İskoç viyolacı William Primrose, İngiliz viyolacı Lionel Tertis ve Rus viyolacı Vadim Borisovski sayesinde yeni bir seviyeye ulaşmıştır. Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarında profesör olan Vadim Borisovski, öğretmenlikle beraber hayatı boyunca solist ve Beethoven Yaylı Dörtlüsü’nün viyola sanatçısı olarak konserler vermiştir. Pedagog olarak kendine ait çalışma yöntemlerini, disiplinini ve sahne tecrübesini öğrencilerine aktaran Borisovski, 47 yıl öğretmenlik yapmış ve çok sayıda profesyonel viyola sanatçısı yetiştirerek Rus Viyola Okulunu dünya standartlarına ulaştırmıştır. Bu çalışmanın amacı Rus Viyola Okulunun kurulması ve gelişmesi ile çalışma yöntemleri ve önde gelen Rus viyola sanatçılarının önemini anlatmaktır.