2021 Cilt 3 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/27542
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Item 19. ve 20. yüzyıl modern Batı ezoterik/okültist hareketleri üzerine Dion Fortune'un katkısı bağlamında bir değerlendirme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-01-12) Akyar, Nevfel; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-2712-7576On dokuzuncu ve yirminci yüzyılda Batı okültizmi ve ezoterizmi Helena Blavatsky, MacGregor Mathers, Aleister Crowley, İsrail Regardie ve Dion Fortune gibi başat şahsiyetlerin ellerinde şekillenmiştir. Blavatsky’nin kendinden öncekilerin ezoterik bakış açısını oryantal öğelere öncelik vererek yeniden biçimlendirmesi modern dönemin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ondan sonrakiler Blavatsky’nin öğretisini reddetmemekle beraber az çok değiştirerek oluşturdukları deneyimlerini yeni kardeşlik cemiyetlerine tatbik etmekteydiler. Meşhur olan mahlasıyla Dion Fortune yirminci yüzyıl Batı ezoterik akımlarına yön veren kişiler arasında kuvvetli kalemi, kendine has üslubu ve yeni sayılabilecek kabulleriyle farklı bir şahsiyet olmuştur. Onun, modern Batı ezoterik cemiyetlerinin bir çoğuyla ilişkili çalışmalar yapması, önemli okültistlerden dersler almış olması ve sonunda da kendi topluluğunu kurması bu alanda göz ardı edilemez bir etkisi ve katkısının olduğunu göstermektedir. Bu çalışma Blavatsky ve sonrasındaki Batı Ezoterizmini genel hatlarıyla incelerken Fortune’un ortaya koyduğu yönteme ve yeni bakış açısına odaklanmaktadır. Bu çerçevede söz konusu katkıyı karşılaştırmalı bir bakış açısıyla aktarmayı ve yorumlamayı amaçlamaktadır.Item Roma Katolik Kilisesi’nde enterdi uygulamaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-09) Meydan, Emine; Güç, Ahmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü.; 0000-0003-4614-6235Enterdi, papa veya papanın yetki verdiği ruhbanların kişileri, toplulukları veya bir ülkeyi kiliseden, kilisenin sağladığı vaftiz, nikâh, dinî usullere göre gömülme gibi hizmetlerden mahrum etmesidir. Bu yasaklar belli bir süre için olabileceği gibi uzun yıllar da devam edebilir. Önceleri bir ıslah çabası olarak görülen enterdi zamanla otoriter güç uygulamasına dönüşmüştür. Aforoz cezasının bir nevi hafifletilmiş hali gibi görülen enterdi X. yüzyıldan itibaren tarih sahnesine çıkmıştır. Uygulamanın bu isimle anılması XII. yüzyılda yaygınlık kazanmıştır. Orta Çağ -özellikle XII. ve XIII. yüzyıllar- enterdinin kademeli şekilde papalar tarafından geliştirildiği ve yoğun olarak kullanıldığı çağdır. 1198’de İngiltere ve Leon, 1199’da Normandiya ve Fransa, 1200’de Fransa ve 1208’de İngiltere Krallıklarına verilen enterdi cezaları tarih kitaplarında yer almıştır. Bu makale, Türkiye’de Dinler Tarihi alanında nispeten ihmal edilmiş olan enterdi konusunda bilgi vermek amacıyla kaleme alınmıştır. Bu açıdan enterdinin tanımı, etkileri, aforozdan ayrılması, papalar tarafından geliştirilmesi ve kullanılması konu edilmiştir.Item Osmanlı saray hekimliğinden Papalığın hizmetinde İbranice kitap sansürcülüğüne bir Yahudi âlimin hayat hikâyesi: Domenico Yeruşalmî (ö. 1622) ve Sefer ha-Zikuk(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-25) Meral, YasinKatolik Kilisesi 16. yüzyılda Reform hareketlerine bir cevap olarak Hıristiyanlık inancı açısından sakıncalı görülen kitapların yasaklanması ve sansürden geçirilmesine önem göstermiştir. Bu çerçevede Index adı verilen listelerle yasaklı kitaplar ilan edilmeye başlanmış diğer taraftan da sansür komisyonları kurularak kitaplardaki sakıncalı ifadeler basılmadan önce çıkarılmış, basılanların da üzeri mürekkeple çizilmiştir. İtalya’nın farklı şehirlerinde sansür komisyonlarında genellikle Hıristiyanlığı kabul eden Yahudi dönmeleri istihdam edilmiştir. Bunun temel sebebi, bu dönmelerin İbranice bilgileri ve Yahudi dinî literatürüne olan aşinalıklarıdır. Bu sansürcülerin başında da Domenico Yeruşalmî gelmektedir. 1555 yılında Kudüs’te doğan Domenico, 1578/9-1588/9 yılları arasında İstanbul’da Sultan III. Murad’ın özel hekimi olarak görev yapmıştır. İstanbul’dan İtalya’ya giden Domenico, 1593 yılında Venedik’te Hıristiyan olmuştur. Domenico hem sansür kitabı hazırlamış hem de Yeni Ahit’i İbraniceye tercüme etmiştir. Domenico’dan günümüze gelen en önemli çalışma, sansür el kitabı olarak hazırladığı Sefer ha-Zikuk’tur. 1596 yılında Mantua’da sansür komisyonunda görevliyken hazırladığı bu eser, sansür tarihinin en ilginç örneklerinden biridir. Domenico, bu eserin girişinde sansürcüler için takip edilmesi gereken ilkeleri listelemektedir. Bu ilkelerde Hıristiyanlığa yönelik tahkir ifadelerinin silinmesi veya değiştirilmesi belirtilmektedir. Ayrıca reenkarnasyon gibi Kilise açısından sapkın olarak kabul edilen düşünceler de bu listede yer almaktadır. Domenico, bu eserinde yüzlerce eserin isimlerini ve basıldıkları yerleri vererek hangi sayfa ve hangi satırdaki hangi kelimenin silineceğini belirtmektedir. Bazı eserler farklı basım yerleri dikkate alınarak tekrar edilmiştir. Domenico’nun sansürcü olarak imzasının yer aldığı pek çok eser günümüze ulaşmıştır. Bu eserler incelendiğinde Domenico’nun kendisinin belirlediği esaslara uymada titiz olmadığı görülmektedir. Bu makalede Domenico’nun yaşam hikâyesi, Hıristiyan oluşu ve Sefer ha-Zikuk’un içeriği hakkında bilgi verilecektir.Item Yeni dinî hareketlerin salgın hastalıklar ve tedavi yöntemleri karşısındaki tutum ve davranışları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-07) Battal, EmineKoronavirüs yayılmaya başladıktan sonra salgın toplumsal, ekonomik, siyasal olduğu kadar dinî perspektiften de değerlendirmeye tabi tutulmuş ve farklı inanç sistemlerinin bu tür hastalıklara nasıl baktığı gündeme gelmiştir. XX. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkmaya başlayan ve yeryüzünün inanç haritasının önemli bir parçası haline gelen Yeni Dinî Hareketler de konu ile ilgili tartışmalardaki yerini almıştır. Bu makalede ilk olarak Yeni Dinî Hareketlerin salgın hastalıkları nasıl yorumladıkları ele alınmıştır. Ardından Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında getirilen kısıtlamalara yönelik tepkileri ya da yaşanan bu kriz karşısındaki çözüm önerileri tespit edilmeye çalışılmış, son olarak da birey ve toplum sağlığını korumak amacıyla geliştirilen aşıların uygulanması karşısındaki tutum ve davranışları incelenmiştir. Bir yandan Yeni Dinî Hareketlerin sayıca çokluğu diğer taraftan salgın hastalıklara yönelik tutum ve yaklaşımların çeşitliliği, söz konusu hareketlerin tamamının konu ile ilgili düşünceleri ile pratikteki uygulamalarından bahsetmeyi oldukça zor, hatta imkânsız bir girişim haline getirmektedir. Bu nedenle örnek olarak daha ziyade salgın döneminde gerek söylemleri ile gerekse eylemleriyle öne geçerek kendisinden söz ettirmeyi başaran hareketlere müracaat edilmiştir.Item Yahudilikte itikâdî bir sapkınlık örneği olarak Apikoros(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-13) Bektaş, Rumeysaİtikâdî açıdan sapkın kabul edilen kimseler, Yahudi dinî literatüründe çeşitli terimlerle isimlendirilmiştir. Başta İbn Meymun (ö. 1204) olmak üzere Yahudi âlimler, sapkın kimseleri sapkınlık türlerine göre kategorize etmişlerdir. Sonraki süreçte ise benzer düşünce ve davranışa sahip Yahudileri de aynı kategoriye dâhil ederek Tanrı’nın sapkınlara vereceği cezaları bildirmek suretiyle onları uyarmışlardır. Yahudi dinî literatüründe itikâdî açıdan sapkın kimseler için kullanılan yaygın kavramlardan bir tanesi de apikorostur. Yunan filozof Epikür’den (ö. MÖ. 270) türeyen apikoros sözcüğü, özel bir isimken ilerleyen süreçte inançsız veya inancında kusurlu kimseleri ifade eden bir tür ismine dönüşmüştür. Yahudiliğin temel inanç esaslarıyla çelişen düşüncelere sahip olan apikoroslar, Yahudi din adamlarının cephe aldığı bir grup haline gelmiştir. Yahudileri doğru yoldan çıkardıkları gerekçesiyle Yahudi dinî literatüründe apikoroslarla nasıl mücadele edileceği gibi birçok husus ele alınmıştır. Bu çalışmada apikoros kavramının kökeni, apikorosların düşünce yapıları, Yahudiler üzerindeki etkileri, Yahudi toplumundaki konumları, ahirette alacakları cezalar gibi çeşitli hususlar ele alınmıştır.Item Yahudilikte salgın hastalıklarla mücadele ve aşılanmaya karşı yaklaşımlar: Covid-19 örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-13) Uzun, Sema Nur2019 yılının sonunda Çin’de ortaya çıkan Covid-19 salgını 2020 yılının başlarında tüm dünyaya yayılmıştır. Hastalığın yayılmasıyla mücadelede pek çok ülke, hastalığı taşıyanlara ve hatta tüm nüfusa karantina uygulaması başlatmıştır. 2020 yılının sonunda ise Covid-19 aşılarının üretimine başlanmıştır. Bu gelişmeler tüm dünyada olduğu gibi Yahudi cemaatlerinde de gerek hastalıkla mücadelede izlenmesi gereken yöntemler gerekse kısa sürede onay alan aşılar hakkında tartışmaların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu makalede, Yahudilikte genel olarak salgın hastalıklar ve özelde Covid-19 salgını karşısında insan hayatını korumaya yönelik dinî yaklaşımlar sunulmaktadır. Buna göre, Tanah döneminden itibaren günümüze değin Yahudi düşüncesinde, sağlığın korunması ve insan hayatının kutsallığı temel bir ilke olarak yer almıştır. Yahudi hahamlar yüzyıllardır, günümüzde yaşanan koronavirüs salgınında olduğu gibi, hastayı ve hastalığa yakalanma riski olan diğer kişileri izole etmeyi gerekli görmüşlerdir. Hastalığın yayılmasını önlemek için dinî ayinlerin askıya alınmasına yönelik talimatlar vermişlerdir. Ayrıca salgın hastalıklara karşı sağlık alanındaki yetkililerin uyarılarına uymayı ve bu doğrultuda onların tavsiyeleri gereğince aşı olmayı dinî bir yükümlülük kabul etmişlerdir. Bununla birlikte Yahudilik içinde azınlık olmakla birlikte söz konusu yöntem ve uygulamalara muhalif grupların bulunduğu da görülmektedir.