1975 Cilt 2 Sayı 3-4

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21995

Browse

Now showing 1 - 11 of 11

Gebelik disproteinemisinin kollum kanserine etkisi
(Bursa Üniversitesi, 1975) Kıyan, Suat; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
Kollum Kanserlerinin başlangıç dönemlerinde bir disproteinemi saptanmıştır. Bununla beraber gebelik esnasında reversibl bir disproteinemi bulunur. Multiparlarda daha çok kollum kanseri görüldüğü için çok doğurma sonucu olarak devamlı bir disproteineminin varlığını ve bu disproteineminin hastalık üzerindeki sebep veya hazırlayıcı faktör olarak etkisini araştırmak istedik. Çalışmalarımız 30 adet 4 veya daha fazla doğum yapmış sağlıklı kadınla 20 adet hiç doğum yapmamış sağlıklı kadını içermektedir. Bunların kan protein fraksiyonlarının elektroforetik karşılaştırması yapılmış ve sadece çok doğuranlarda, alfa 2 fraksiyonunda açıklanamayan anlamlı (signifikant ) bir azalma saptanmıştır.
Primer üreter tümörü ve lokal eksizyonla tedavi
(Bursa Üniversitesi, 1975) Türkeri, Yılmaz; Özyurt, Mustafa; Kaleli, Adnan; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim Dalı
Primer bir üreter tümörü sunulmuş ve lokal eksizyonun tedavideki yeri literatürün ışığı altında tartışılmıştır.
Koroidea'nın angiografik görünümü ve klinik önemi
(Bursa Üniversitesi, 1975) Özçetin, Hikmet; Oğul, Erhan; Yöney, Erhan; Tıp Fakültesi; Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada, Urografin % 60 kullanılarak yapılan ve orbitada yeri şgal eden bir patolojisi olmiyan şahıslara ait 100 lateral karotid angiogramı tetkik edilerek koroideal pleksusun % 71 ranında görüldüğü saptanmış ve bu orana tesir eden faktörler tartışılmış, görünümün sabit olması nedeni ile intraorbital lezyonlarda bir tanı vasıtası olacağı üzerinde durulmuştur.
İki kız kardeşde crouzon tipinde kraniofasial dizostoz
(Bursa Üniversitesi, 1975) Özçetin, Hikmet; Balkır, Nihat; Pehlivan, Nevzat; Tıp Fakültesi; Nöropsikiyatri Ana Bilim Dalı
Kraniostenozlar arasında Crouzon hastalığının yeri hakkında kısaca bilgi verilerek herediter eğilim gösteren bir ailenin: digital impresyon, sella ve optik kanal deformasyon, maksillerhipoplazi, mandibüler prognatizm, yüksek damak, bilateral ekzoftalmus, diverjan strabismus, iyi görme, ekspojur keratit, temporal görme alanı defekti, normal intrakraniel basınç, anormal EEG bulguları olan birincisi brakisefalik, ikincisi dolikosefalik olan 18 ve 14 yaşlarındaki iki kız kardeşde herediter eğilimli Crouzon hastalığı bildirilmiştir.
Sulfonilüre grubundan yeni bir oral antidiabetik (Glibornürid) ile yapılan klinik araştırma
(Bursa Üniversitesi, 1975) Arınık, Ayhan; İmamoğlu, Şazi; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Bu çalışma üçü erkek, yedisi kadın on senil tip diabetli vakada yapılmıştır. Vakalara ağızdan elli miligram glibornürid erilmiş ve otuzar dakika ara ile yüzelli dakika kan şekeri takibi yapılmıştır. Elde edilen neticeler istatistiki olarak saplanmış ve kan şekerinde otuzuncu dakikadan itibaren anlamlı bir düşüş husule geldiği tespit edilmiştir.
Tek akciğer anestezisinde Halothane ve Methoxyfurane’ in katekolamin düzeyine etkileri
(Bursa Üniversitesi, 1975) Özyurt, Gürayten; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
Tek akciğer anestezisi sırasında Halothane uygulanan 15 hasta, Methoxyflurane uygulanan 15 hastada ameliyat öncesi ve sonrası katekolamin düzeyleri Burn-Field yöntemine göre saptandı. Ameliyat sonrası değerleri Halothane grubunda anlamlı bir yükselme, Methoxyflurane grubunda ise anlamlı bir düşme göstermiştir. Hafif plan anestezisinin; hiperkapninin neden olduğu katekolamin artışını dengelediğine inanmaktayız. Sonuç olarak, tek akciğer anestezisinde hafif plan Methoxyflurane anestezisinin Halothane anestezisine oranla daha uygun olacağı kanısındayız.
% 50 ve % 70 oksijen yüzdeleri uygulanan tek akciğer anestezilerinde kan gazları bulguları
(Bursa Üniversitesi, 1975) Özyurt, Gürayten; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
% 50 oksijen yüzdesi ile Halothane ve Methoxyflurane, % 70 oksijen yüzdesiyle Methoxyflurane uyguladığımız üç grup ve toplam 144 hastada ameliyatın belirli sürelerde alınan arteriyel kandan kan gazları bulgularını karşılaştırdık. Bulduğumuz sonuçlara göre; her iki akciğeri sağlam veya tek akciğerinde lezyon olan hastalarda, sırtüstü ve yan konumda yapılan ameliyatlarda % 50 oksijen yüzdesi yeterli olabilmektedir. Oysa, göğüsün açıldığı ve akciğerin kollabe edildiği ameliyatlarda ise hipoksemi için sınır kabul edilen 70 mm. Hg. in üstünde po2 sağlanması için % 70 oranında oksijen zorunludur. Her iki akciğerinde parenkim bozuklukları olan Mitral Stenozlu hastalarda % 70 oksijen yüzdesi ile bütün konumlarda normal po2 elde edilebilmektedir. Ayrıca her iki oksijen yüzdesi ile de pco2 in yüksek bulunması akciğer anestezisinin başka bir sorunudur.
İnsülinin periferide keton cisimleri üzerine olan tesirinin diabetik şahısların ön kolunda araştırılması
(Bursa Üniversitesi, 1975) Arınık, Ayhan; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada, 12 diabetik şahısta, insülinin periferide keton cisimleri üzerine olan tesiri araştırılmıştır. Bu maksatla hastaların brakial arterine sabit bir süratle (dakikada 100 mikroünite) insülin perfüze edilmiş ve Aseton-Asetoasetik asid (A-AA) ve Beta Oksi Butirik Asid (BOBA) ütilizasyonları incelenmiştir. İnsülin tesiri ile A-AA fraksiyonu ütilizasyonun BOBA fraksiyonu ütilizasyonuna nazaran daha fazla olduğu görülmüştür.
Diallyl-Nor-Toksiferin' in anestezide kullanılışı
(Bursa Üniversitesi, 1975) Sağlam, Figen; Kutlay, Oya; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada yeni bir kürar, diallyl- bis- nor- toksiferin diklorid kullanılmıştır ve diğer kürarlarla kıyaslanmıştır. Ameliyat süresince rahat bir çalışma olanağı sağlaması ve ameliyat bittikten sonra yeterli solunumun sağlanabilmesi bakımından diğer kürarlardan üstün olduğu belirtilmiştir.
Adeno-tonsillojen enfeksiyonların tedavisinde Türkiye üniversitelerinin cerrahi uygulamalarına ilişkin istatistik araştırma
(Bursa Üniversitesi, 1975) Arat, Metin; Tezel, İlker; Hızalan, İbrahim; Mığdısoğlu, Serkis; Tıp Fakültesi; Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
Son zamanlarda Waldeyer sisteminin immuno-biolajik fonksiyonuna yönelik çalışmalar kronik adeno- tonsillojen enfeksiyon probleminin çözümünde bazı disiplinler ile K. B. B. arasında görüş ve uygulama farklarına neden olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye 'nin 9 üniversitesinin istatistik verileri toplanmış ve K.B.B. disiplinlerinin cerrahi uygulamalardaki tutumları incelenerek literatür gözden geçirilmiştir. Neticeler, üniversitelerimizdeki cerrahi uygulama akseptanslarının variatif olduğunu göstermiştir.
Post travmatik Supraseller Arachnoid kist vak'ası ve literatüre bakış
(Bursa Üniversitesi, 1975-01-01) Alp, Hızır
Nadir görülen bir supraseller arachnoid kist vak' ası takdim edildi. Bu nedenle, supraseller arachnoid kistlerin tanımları için gerekli laboratuvar yöntemleri üzerinde duruldu. Hastalığın etio- patogenezine ait hipotezler incelendi. En çok ayrılması lazım gelen hastalıklarla mukayeseleri yapıldı. Özetle, direkt radyolojik bulgu vermiyen, fakat muntazam olmıyan bitemporal hemianopsi gösteren, sisternografide supraseller hava birikmesi olan durumlarda arachnoid kist' i de hatırlanmalı ve araştırmalar buna göre düzenlenmelidir.

Browse

Browsing by Issue Date