2008 Cilt 17 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14841
Browse
Browsing by BUU Author "Kurt, Abdurrahman"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item İslam ve geri kalmışlık sorunu(Uludağ Üniversitesi, 2008) Kurt, Abdurrahman; İlahiyat FakültesiDin sosyoloğu Max Weber, İslam-kalkınma ilişkisi arasında olumsuz bir bağ kurmaktadır. Weber, tüm rasyonellikleri bünyesinde bulunduran kapitalizmin zemin hazırlayıcıları olarak, “serbest pazar”, “rasyonel teknoloji”, “rasyonel hukuk”, “otonom şehirler” ve bunların ortaya çıkardığı “burjuva sınıfı”nı görür. Ona göre kapitalizmin zemin hazırlayıcıları olan söz konusu olgular, Çin ve Hindistan’da olduğu gibi, İslam toplumlarında da yer edinememiştir. 1960’lı yıllarda Maxime Rodinson, Weber’in İslam tezini ciddi şekilde eleştiren ilk Batılı sosyal bilimcilerdendir. Rodinson’a göre İslam, kapitalizme uyum gösterecek tarzda ticari aktiviteye taraftar görünmektedir. Bize göre İslam toplumlarının geri kalışının, iç ve dış etmenleri olmak üzere, çok yönlü sebepleri vardır. Bu makale konuyla ilgili iddiaları ve geri kalmışlığın sebeplerini irdelemektedir.Item Sosyolojik din tanımları ve dine teolojik bakış sorunu(Uludağ Üniversitesi, 2008) Kurt, Abdurrahman; İlahiyat FakültesiDin tanımları, dinden neyi kastettiğimize bağlı olarak farklılık gösterirler. İşlevsel tanımlama dinin fertlere ve topluma sağladığı farz edilen yararları tasvir eder ve dinin ne yaptığı ya da ne işe yaradığı; özsel tanımlama ise dinin içeriği ya da özüyle ilgili karakterleri içerir ve dinin ne olduğu üzerine yoğunlaşır. İşlevsel tanımlar, dünyevi görünüşlerine; insan ve toplum üzerindeki sosyal ve psikolojik etkilerine göre; özsel tanımlar, kutsal, aşkın, ilahi ve tabiatüstü gibi gerçek özü ve içeriği açısından dini tanımlamaktadır. Monotetik (tek yönlü) olan bu her iki tanım, aralarında sınırlar çizerek birbirlerini dışlayıcıdırlar. Son yıllarda politetik adı verilen kapsayıcı bir tanımlama ile her iki vurgu birleştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu yaklaşım tarzında, milliyetçilik, komünizm ya da “insanlık dini” gibi seküler oluşumların da din kabul edilmesi riski vardır. Bize göre her üç kategori de en azından bir yönüyle eleştirilebilir olduğundan dine içeriden bakan din sosyologlarının din tanımları daha bütüncül bir niteliktedir.Item Üç Kur’an yorumunda kadının ötekiliği(Uludağ Üniversitesi, 2008) Durmuşoğlu, Kadriye; Kurt, Abdurrahman; Sosyal Bilimler EnstitüsüKur’ân kadını kadın erkek ikilemine indirgemeksizin insan olması temelinde ele alır. Kadın ve erkeğin yaratılış niteliklerini dikkate alarak hak ve sorumlulukları belirler. Bireysel ve sosyal kimliğine vurgu yaparak toplumsal değişimin ve istikrarın belirleyici kutuplarından biri kılar. Kadına cinsiyet ayrımcılığında bakmaz. Kadının Kur’an yorumlarında farklılaşan anlamı Gadamer’in Ben-Sen diyalojik ilişkisinde Sen’in anlamlandırılmasının farklı formlarında yorumcunun kadına yönelik bakış açısının düzeyinde ele alınır. Yorumcunun anlatım farklılığı Sen’i nesnel-obje ve kendi menfaatine aracı kılmaktan gerçekten Sen’i Ben gibi özne/birey, insan olarak mevcut ve kendilerine mahsus varoluşlarıyla algılama arasında değişimde belirlenir. Bu anlamlandırmada yorumcunun Öteki’ni/Seni/Kadını anlama biçimi, ‘öteki’ye atfedilen nitelikleri ve imkânları tespit edilir. Kur’an ve üç yorumunda Ben-Sen diyalojik ilişki boyutunda Sen’in/Ötekinin/Kadının anlamı odağında kadının ötekileştirilerek nesnelleştirilen konumunun Kur’an yorumlarında kimliğin anlama yansıyan subjektiflik boyutunda hayatın kültürel formlarında olduğu neticesine ulaşılır.