Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5060
Browse
Browsing by BUU Author "Becermen, Metin"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Adorno’nun Hegel ve Marx’ın diyalektik görüşünü eleştirisi üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2010) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Bu çalışmada Adorno’nun Hegel’in ve Marx’ın diyalektik görüşlerini eleştirisi üzerinde durulacaktır. Adorno’ya göre Hegel, diyalektik süreci bir olumlama ile bitirir. Yani Hegel, olumsuzlamayı son noktada bir olumlamaya varmak için kullanır. Keza, Marx da, aynı şekilde olumsuzlamanın olumsuzlanması düşüncesi bağlamında Hegel ile aynı görüşleri paylaşır. O da, toplumsal süreci bir son noktaya taşır ve komünist toplumda sona erdirir. Marx, Hegel’den farklı olarak, devleti toplum içerisinde eritmeye çalışsa bile, sonuçta diyalektiği bir olumlamaya feda eder. Ama, Adorno’ya göre, diyalektik sonu olmayan bir süreçtir. Diyalektik kendini bir sonla bağlamaz; bu, daha çok, “ucu açık” bir sürece tekabül eder. Bu süreçte, diyalektik, bir sonla bağlanmadan, sürekli olarak var olur.Item An inquiry on relation among discourse, truth and power in Michel Foucault(Uludağ Üniversitesi, 2018-03-15) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.; 0000-0002-7585-265XFoucault calls his work “a critical history of the thought.” However, the critical history of the thought is the time, when any truth games appear, but not the time, when the truth is obtained or hindered. This history is directly linked to the power and to how the power operates. Foucault, who also deals with the power matter in line with the relation between discourse, truth and power, inquires function of the power in any enclosed institutions formed depending on development conditions of the capitalism such as hospitals, jails, etc. His main problem is to deal with the power by acting with any power relationship and to make a power solution accordingly. In this context, Foucault also adopts the states as a matter depending on analysis of modern institutions. He thinks that there is a resistance opportunity in wherever the power is available. Resistance means in some ways setting forth a different discourse and developing a game other than the power game. Therefore, Foucault, who thinks that, when the power is at stake, one should go out of the existing game and leave the state our of the game, makes a critical room for philosophy at this point.Item Kent ve felsefe ilişkisi üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2015) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Kentin bağrından çıkan felsefi düşünce, hayata, olan-bitene, varolana, dünyaya yönelik farklı bir bakışı ifade etmektedir. Kent, sadece felsefeye değil, insani olan her şeye zemin oluşturmaktadır. Kent kavramı, kentin ne olduğu üzerine oldukça geniş bir “literatür” bulunmaktadır. Ancak kent ve felsefe ilişkisi üzerine, bu yazıda, farklı bir düşünme gerçekleştirilmektedir. Felsefi düşüncenin kent yaşamına ait olduğu zaten bilinmektedir. Felsefi düşüncenin olgunlaşması için, kültürün olgunluk düzeyine ulaşması gerekmektedir. Kültürün en önemli taşıyıcısı da dildir. Dil sanatla –özellikle şiirle-, dinle, politikayla yoğrularak belirli bir olgunluğa ulaşır; bu olgunluğun kendini gösterdiği en üst düzey, felsefi düşünmedir. Felsefe dilin, konuşmanın ve yazının, ulaşabileceği en olgun düzeydir. Dil felsefeyi, felsefi düşünceyi taşıyan yegane unsurdur. Felsefenin dili de kültürle ve kültürün şekillendiği temel mekân olan kentle ve kentte bu olgunlaşmayı gerçekleştirir. Kent, felsefi düşüncenin kendine bir yaşam ve ifade alanı bulduğu yerdir. Felsefe hem kentle ilişkisinde sanatla, dinle, politikayla zenginleşerek hem de bütün bu alanlar üzerine bir düşünme etkinliği olarak kendini kentte ortaya koymuştur. Felsefe kentin çocuğudur. Kültürün kendini ifade ettiği en iyi yer olan kent felsefenin de doğup şekillenmesine zemin oluşturmuştur. Bu nedenle kent üzerine düşünmek ve kent üzerine felsefi bir bakış ortaya koymak için böyle bir yazı kaleme alınmıştır.Item Kitap inceleme: Ontolojinin ışığında bilgi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Item Nietzsche ve Adorno’da sanat ve hakikat ilişkisi üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2009) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Bu yazıda, ilkin, Nietzsche’nin sanat ve hakikat ilişkisine değinilirken, özellikle onun müzik ve hakikat ilişkisi üzerine düşünceleri dile getirilmektedir. Bu bağlamda, Nietzsche’nin görüşlerini ortaya koyabilmek için başvurduğu Wagner ve Schopenhauer’in sanata ve müziğe dair düşünceleri ile onların Nietzsche üzerindeki etkilerine de değinilmektedir. İkinci olarak, Adorno’nun sanat ve hakikat üzerine düşünceleri üzerinde durulmakta ve onun müzik konusundaki görüşleri dile getirilmektedir. Sonuç olarak, Nietzsche ve Adorno’nun sanat ve hakikat görüşleri arasındaki ayrılıklar ve benzerlikler ortaya konmakta ve onların sanata verdikleri önem ile müziğe tanıdıkları ayrıcalık üzerinde durulmaktadır.Item Nietzsche’nin “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” sözü üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2013) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Bu yazıda, Nietzsche’nin “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacı unutma!” sözü üzerinde durularak, felsefe metinlerini çevirmenin önemi dile getirilecektir. Bu yapılırken Nietzsche’ye dair bazı yanlış anlamalar da ele alınıp değerlendirilecek ve bu şekilde Nietzsche’nin sözünün değeri ve önemi ortaya konacaktır.Item Popper’ın Marx’ın tarih, toplum ve siyaset görüşünü eleştirisi üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2010) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Bu çalışmada, Popper’ın Marx’ın tarih ve toplum görüşünü eleştirisi üzerinde durulmakta ve bu bağlamda, Popper’ın Marx’ı eleştirisindeki haklı ve haksız değerlendirmeler ortaya konmaya çalışılmaktadır. Popper, Marx’ın geleceğe dair öndeyilerini eleştirirken, onun ekonomik temelli tarih anlayışına karşı çıkar. Bu noktada, Popper, Marx’ın, bütün iyimserliğine rağmen, demokratik bir toplum anlayışından uzaklaştığını söyler. Ancak, Marx’ın, istediği şey tam da “gerçek demokrasi”nin ve “gerçek özgürlük”ün hayat bulduğu bir toplumun yaratılmasıdır. Bununla birlikte, böyle bir toplumun yaratılması, politika açısından, toplumsallığın nasıl düzenleneceği problemini ortaya çıkarır. Çalışmanın sonunda bu sorun açıklanmaya çalışılacaktır.Item A reading essay on Hegel’s view of right(Uludağ Üniversitesi, 2014) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.In this study, Hegel’s view of right shall be comprehensively taken in hand which Hegel had mentioned in his Philosophy of Right and the concept of the constitutional state idea shall be emphasized in reference to the present problems pursuant to Hegel’s judgments. In this regard, to what extent the forming of a state which is subject to the constitution can provide opportunities for us to cope with the existing problems shall be tried to put forward. Primarily, the concept of universal put forth by Hegel shall be addressed and the importance of thinking upon the possibility of a universal right shall be emphasized. Later on, Hegel’s approach towards right shall be explained, thus creating the framework of the concept of right. Lastly, an evaluation shall be carried out depending on Hegel’s ideas and what meanings of Hegel’s statements which may hold in today’s world shall be tried to set forth.Item Relation of law and violence from a foucauldian perspective(Uludağ Üniversitesi, 2016) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.In this paper, the relation of law and violence is being addressed within the frame of the thoughts of Foucault. Thus, first it was examined what law and violence means, and then it was tried to reveal how Foucault approaches the subject. Foucault deals with the problem of law in the context of power relations. At this point, it is being observed that there is a connection among state, law and violence. In addition, it is also being observed that body is the object of violence and law functions as an interference to the living space of the individual. In this study, all these problems will be tried to be discussed.Item A study on the criticisms about Foucault’s opinion of power(Uludağ Üniversitesi, 2015) Becermen, Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.In this study, will be made the evaluation of some criticisms made for Foucault’s power views in the context of state and power relationship. While doing this, first of all Foucault’s views about the power will be discussed shortly in this context and then the criticisms will be examined. Finally, an evaluation will be made moving from Foucault’s ideas. Foucault criticizes the viewpoints discussing the power dependent on the state. Because according to him, such kind of evaluations remains insufficient while discussing power problem. However, power has a wider and more common basis. Of course, the state has an important role in the functioning of the power; however this is not mean that power is equal to the state. On the other hand, the power is running not only with the power of the rules but also through the norms when the law is concerned. Right runs in the context of a “game of norm”. This doesn’t mean that to reduce the rules to the norms or to say that the rules are insignificant in legal procedures. This, rather, emphasizes the role of norm in the law.