Browsing by Author "Turgut, Mehmet"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atmosferik plazma işlemi kullanılarak farklı kauçuk ve nonwoven malzemelerin yapışma davranışının iyileştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-03-22) Turgut, Mehmet; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-9126-0315İki farklı malzemenin yapıştırılmasında eğer malzemelerden biri düşük yüzey enerjisine sahip ise yapışma problemleri görülmektedir. Kauçuk malzemenin farklı bir malzeme ile yapıştırılmasında istenilen mukavemeti elde edebilmek için yüzey enerjisini yükseltmeye ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu makalede; atmosferik plazma işlemi yardımıyla malzeme yüzeyindeki enerji artışı sağlama çalışmaları kapsamında, farklı kauçuk malzemelerinin (NBR/HNBR/ACM/FKM) yüzeyi ile nonwoven yüzeyler arasında oluşan yapışmanın nitelik ve nicelik değişimleri incelenmiştir. Yapıştırma bağı döner mil keçelerinin çalıştığı ortam şartlarında da bağ yapısı bozulmadan korunmalıdır. Bu çalışma sonuçlarına göre, atmosferik plazma uygulaması kauçuk malzeme-nonwoven malzeme yapıştırma işlemlerinde kayda değer iyileşmeler sağlamaktadır.Item Atmosferik plazma yüzey işlemi ile farklı şartlar altında kauçuk-nonwoven arası yapışma davranışının geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-05) Turgut, Mehmet; Çavdar, Kadir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0002-0006-5440; 0000-0001-9126-0315Bu çalışmada, kauçuk malzeme ile nonwoven malzemelerin yapıştırılması sırasında uygulanan atmosferik plazma yüzey işleminin etkileri araştırılmıştır. Farklı malzemelerin yapıştırılmasında yaşanan en büyük sıkıntılardan biri malzemenin düşük yüzey enerjiye sahip olmasından dolayı ortaya çıkan yapışma problemidir. Döner mil keçelerin üretiminde büyük çoğunlukla kullanılan kauçuk malzemenin, yapıştırılmasında istenilen yapıştırma kuvvetini elde edebilmek için kauçuk malzemenin yapıştırıcı uygulanacak tabakasının yüzey enerjisini yükseltmeye ihtiyaç duyulabilmektedir. Bu çalışma ile atmosferik plazma yüzey işlemi ile farklı ortam şartlarında ve farklı malzemeler kullanılarak yapışma kuvvetinde meydana gelen artış ortaya konulmuştur. Atmosferik plazma uygulanan parçaların yüzey kontrolleri de su kırılma testi ile yapılmıştır. Atmosferik plazma yüzey işlemi uygulanmış parçalar ile yüzey işlemi uygulanmamış parçaların yapışma davranışları, aynı şartlar altında farklı kauçuk malzemelerinin atmosferik plazma yüzey işlem ile yapışma kuvvetine karşı gösterdikleri etkileri ve farklı şartlar altında aynı kauçuk malzemenin atmosferik plazma uygulaması sonrası gösterdikleri yapışma davranışları incelenmiştir. Atmosferik plazma yüzey işlemi, kauçuk malzeme yüzeyi ile nonwoven yüzeyler arasında oluşan yapışmanın nitelik ve direnci geliştirmesinin yanında oluşan bu yapıştırma özellikleri döner mil keçelerinin çalıştığı ortam şartlarında da etkisini korumaktadır.Item Clinical and epidemiological features of Turkish children with 2009 pandemic influenza A (H1N1) infection: Experience from multiple tertiary paediatric centres in Turkey(Informa Healthcare, 2011-12) Çiftçi, Ergin; Tuygun, Nilden; Özdemir, Halil; Tezer, Hasan; Şensoy, Gülnar; Devrim, İlker; Dalgıç, Nazan; Kara, Ateş; Turgut, Mehmet; Tapısız, Anıl; Keser, Melike; Bayram, Nuri; Kocabaş, Emine; Dinleyici, Ener Çağrı; Özen, Metehan; Soysal, Ahmet; Kuyucu, Necdet; Tanır, Gönül; Çelikel, Elif; Belet, Nursen; Evren, Gültaç; Aytaç, Didem Büyüktaş; Cengiz, Ali Bülent; Canoz, Perihan Yasemen; Derinoz, Oksan; İnce, Erdal; Hacımustafaoğlu, Mustafa; Anıl, Murat; Özgür, Özlem; Kuzdan, Canan; Özaydin, Eda; Aşılıoğlu, Nazik; Dizdarer, Ceyhun; Ceyhan, Mehmet; Bucak, İbrahim Hakan; Kendirli, Tanıl; Yakut, Halil İbrahim; Fisgin, Tunç; Unal, Nurettin; Altındağ, Hakan; Kılınç, Ayse Ayzit; Zohre, Seray Umut; Elhan, Atilla Halil; Doğru, Ülker; Çelebi, Solmaz; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.; 7006095295Background: In April 2009 a novel strain of human influenza A, identified as H1N1 virus, rapidly spread worldwide, and in early June 2009 the World Health Organization raised the pandemic alert level to phase 6. Herein we present the largest series of children who were hospitalized due to pandemic H1N1 infection in Turkey. Methods: We conducted a retrospective multicentre analysis of case records involving children hospitalized with influenza-like illness, in whom 2009 H1N1 influenza was diagnosed by reverse-transcriptase polymerase chain reaction assay, at 17 different tertiary hospitals. Results: A total of 821 children with 2009 pandemic H1N1 were hospitalized. The majority of admitted children (56.9%) were younger than 5 y of age. Three hundred and seventy-six children (45.8%) had 1 or more pre-existing conditions. Respiratory complications including wheezing, pneumonia, pneumothorax, pneumomediastinum, and hypoxemia were seen in 272 (33.2%) children. Ninety of the patients (11.0%) were admitted or transferred to the paediatric intensive care units (PICU) and 52 (6.3%) received mechanical ventilation. Thirty-five children (4.3%) died. The mortality rate did not differ between age groups. Of the patients who died, 25.7% were healthy before the H1N1 virus infection. However, the death rate was significantly higher in patients with malignancy, chronic neurological disease, immunosuppressive therapy, at least 1 pre-existing condition, and respiratory complications. The most common causes of mortality were pneumonia and sepsis. Conclusions: In Turkey, 2009 H1N1 infection caused high mortality and PICU admission due to severe respiratory illness and complications, especially in children with an underlying condition.Publication Education of healthcare personnel working with pediatric patients during covid-19 pandemic within the framework of infection control(Aves Yayıncılık, 2020-11-28) Oygar, Pembe Derin; Büyükcam, Ayşe; Bal, Zümrüt Şahbudak; Dalgıc, Nazan; Bozdemir, Sefika Elmas; Karbuz, Adem; Çetin, Benhur Şırvan; Kara, Yalçın; Çetin, Ceren; Hatipoğlu, Nevin; Uygun, Hatice; Aygün, Fatma Deniz; Torun, Selda Hançerli; Okur, Dicle Şener; Çiftdoğan, Dilek Yılmaz; Kara, Tuğçe Tural; Yahşi, Aysun; Özer, Arife; Demir, Sevliya Ocal; Akkoç, Gülsen; Turan, Cansu; Salı, Enes; Şen, Semra; Erdeniz, Emine Hafize; Kara, Soner Sertan; Emiroğlu, Melike; Erat, Tuğba; Aktürk, Hacer; Gürlevik, Sibel Laçinel; Sütcü, Murat; Aydın, Zeynep Gökçe Gayretli; Atıkan, Başak Yıldız; Yeşil, Edanur; Güner, Gizem; Çelebi, Emel; Efe, Kadir; İsançlı, Didem Kızmaz; Durmuş, Habibe Selver; Tekeli, Seher; Karaarslan, Ayşe; Bülbül, Lida; Almış, Habip; Kaba, Özge; Keles, Yıldız Ekemen; Yazıcıoğlu, Bahadir; Oğuz, Şerife Bahtiyar; Ovalı, Hüsnü Fahri; Doğan, Hazal Helin; Çelebi, Solmaz; Çakır, Deniz; Karasulu, Burcugül; Alkan, Gülsüm; Yenidoğan, İrem; Gül, Doruk; Küçükalioğlu, Burcu Parıltan; Avcu, Gülhadiye; Kukul, Musa Gürel; Bilen, Melis; Yaşar, Belma; Üstün, Tuğba; Kılıç, Ömer; Akın, Yasemin; Cebeci, Sinem Oral; Turgut, Mehmet; Yanartaş, Mehpare Sarı; Şahin, Aslıhan; Arslanoğlu, Sertaç; Elevli, Murat; Öz, Sadiye Kübra Tuter; Hatipoğlu, Halil; Erkum, İlyas Tolga; Demirbuğa, Asuman; Özçelik, Taha; Sarı, Emine Ergül; Akkuş, Gökhan; Hatipoğlu, Sadık Sami; Dinleyici, Ener Cağrı; Hacımustafaoğlu, Mustafa; Özkinay, Ferda; Kuruğol, Zafer; Cengiz, Ali Bülent; Somer, Ayper; Tezer, Hasan; Kara, Ateş; ÇELEBİ, SOLMAZ; TURAN, CANSU; HACIMUSTAFAOĞLU, MUSTAFA KEMAL; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı.; IVB-4013-2023; JHN-1091-2023; CTG-5805-2022Objective: In the early stages of any epidemic caused by new emerging pathogens healthcare personnel is subject to a great risk. Pandemic caused by SARS-CoV-2, proved to be no exception. Many healthcare workers died in the early stages of pandemic due to inadequate precautions and insufficient protection. It is essential to protect and maintain the safety of healthcare personnel for the confinement of pandemic as well as continuity of qualified healthcare services which is already under strain. Educating healthcare personnel on appropiate use of personal protective equipment (PPE) is as essential as procuring them.Material and Methods: A survey is conducted on 4927 healthcare personnel working solely with pediatric patients from 32 different centers. Education given on PPE usage were questioned and analyzed depending on age, sex, occupation and region.Results: Among four thousand nine hundred twelve healthcare personnel from 32 different centers 91% (n=4457) received education on PPE usage. Of those who received education only 36% was given both theoretical and applied education. Although there was no differences among different occupation groups, receiving education depended on regions.Conclusion: It is essential to educate healthcare personnel appropiately nationwidely for the continuity of qualified healthcare services during the pandemic.Publication Efficacy and safety of ruxolitinib in patients with myelofibrosis: A retrospective and multicenter experience in Turkey(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2021-01-01) Soyer, Nur; Ali, Ridvan; Turgut, Mehmet; Haznedaroglu, Ibrahim C.; Yilmaz, Fergun; Aydogdu, Ismet; Karakus, Volkan; Ozgur, Gokhan; Kis, Cem; Ceran, Funda; Ilhan, Gul; Ozkan, Melda; Aslaner, Muzeyyen; Ince, Idris; Yavasoglu, Irfan; Gediz, Fusun; Sonmez, Mehmet; Guvenc, Birol; Ozet, Gulsum; Kaya, Emin; Vural, Filiz; Tobu, Mahmut; Durusoy, Raika; Pir, Ali; KAYA, PİR ALİ; Vural, Filiz; Şahin, Fahri; Saydam, Guray; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.; 0000-0001-5118-6894; 0000-0001-9178-2850; 0000-0001-7423-7180; 0000-0002-7798-4349; 0000-0001-6621-3138; 0000-0002-2176-4371; 0000-0001-8605-8497; 0000-0003-1041-8462; W-3827-2017; ABH-5764-2020; AAB-7711-2022; JYO-9281-2024; W-2951-2017; HRC-6282-2023; W-7916-2019; B-7408-2009; A-4238-2018Background/aim: The aim of this study is to assess the efficacy and safety of ruxolitinib in patients with myelofibrosis. Materials and methods: From 15 centers, 176 patients (53.4% male, 46.6% female) were retrospectively evaluated. Results: The median age at ruxolitinib initiation was 62 (28-87) and 100 (56.8%) of all were diagnosed as PMF. Constitutional symptoms were observed in 84.7%. The median initiation dose of ruxolitinib was 30 mg (10-40). Dose change was made in 69 (39.2%) patients. Forty seven (35.6%) and 20 (15.2%) of 132 patients had hematological and nonhematological adverse events, respectively. The mean spleen sizes before and after ruxolitinib treatment were 219.67 +/- 46.79 mm versus 199.49 +/- 40.95 mm, respectively (p < 0.001). There was no correlation between baseline features and subsequent spleen response. Overall survival at 1-year was 89.5% and the median follow up was 10 (1-55) months. We could not show any relationship between survival and reduction in spleen size (p = 0.73). Conclusion: We found ruxolitinib to be safe, well tolerated, and effective in real-life clinical practice in Turkey. Ruxolitinib dose titration can provide better responses in terms of not only clinical benefit but also for long term of ruxolitinib treatment.Item Kurkuminin İshikawa hücre hattında canlılık ve apoptoz üzerindeki etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-12) Başaloğlu, Hatice Kübra; Yenisey, Çiğdem; Turgut, Mehmet; Uyanıkgil, Emel Öykü Çetin; Uyanıkgil, YiğitKurkumin (diferuloilmetan), başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinde kanser tedavisi için alternatif tıpta kullanılmaktadır. Son yıllarda, kurkuminin bazı kanser tiplerine karşı doğal bir antitümöral ajan olduğu öne sürülmektedir. Bu araştırmanın amacı, Ishikawa endometriyal kanser hücre hattı üzerinde kurkuminin antitümöral etkilerini değerlendirmektir. Ishikawa hücreleri 10, 20, 40, 80 ve 100 μM konsantrasyonlarda kurkumin ile inkübe edildi. 24, 48 ve 72 saatlik inkübasyon sonrası apoptoz, kaspaz 3/7 değerleri ve hücre canlılığı değerlendirildi. Kurkuminin in vitro olarak, Ishikawa hücre canlılığını üzerinde inhibe edici etki gösterdiği saptandı. Ayrıca 48 saat kurkumin ile 10 ve 20 μM konsantrasyonlarda apoptoz en yüksek düzeyde iken, 100μM konsantrasyonlarda hücrelerin apoptoz yerine nekroza gittiği gözlendi. Öte yandan kaspaz 3/7 enzim sonuçları, 80 μM kurkumin konsantrasyonunda en yüksek düzeyde saptandı. Kurkumin, Ishikawa hücre hattı üzerinde farklı hücre ölüm yolağını etkilemektedir.Publication Patterns of hydroxyurea prescription and use in routine clinical management of polycythemia vera: A multicenter chart review study(Galenos Yayincilik, 2020-01-01) Büyükaşık, Yahya; Turgut, Mehmet; Saydam, Güray; Yavuz, Selim; Ünal, Ali; Ar, Muhlis Cem; Ayyıldız, Orhan; Altuntaş, Fevzi; Okay, Mufide; Çiftçiler, Rafiye; Meletli, Özgür; Soyer, Nur; Mastanzade, Metban; Güven, Zeynep; Soysal, Teoman; Karakuş, Abdullah; Yiğenoğlu, Tuğce Nur; Uçar, Barış; Gökçen, Ece; Tuğlular, Tülin; Ali, Rıdvan; ALİ, RIDVAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.; GXD-8209-2022Objective: This study aimed to evaluate real-life data on patterns of hydroxyurea prescription/use in polycythemia vera (PV).Materials and Methods: This retrospective chart review study included PV patients who had received hydroxyurea therapy for at least 2 months after PV diagnosis. Data were collected from 10 representative academic medical centers.Results: Of 657 patients, 50.9% were in the high-risk group (age 60 years and/or history of thromboembolic event). The median duration of hydroxyurea therapy was 43.40 months for all patients; 70.2% of the patients had ongoing hydroxyurea therapy at last followup. Hydroxyurea was discontinued in 22.4% of the patients; the most common reason was death (38.5%). The predicted time until hydroxyurea discontinuation was 187.8 months (standard error: +/- 21.7) for all patients. This duration was shorter in females (140.3 +/- 37.7 vs. 187.8 +/- 29.7) (p=0.08). This trend was also observed in surviving patients aged >= 50 years at hydroxyurea initiation (122.2 +/- 12.4 vs. 187.8 +/- 30.7, p=0.03). Among the patients who were still on hydroxyurea therapy, 40.3% had a hematocrit concentration of >= 45% at their last followup visit, and the rate of patients with at least one elevated blood cell count was 67.8%.Conclusion: Hydroxyurea prescription patterns and treatment aims are frequently not in accordance with the guideline recommendations. Its discontinuation rate is higher in females.Item A pediatric case of concomitant leishmania and brucella infection(Uludağ Üniversitesi, 2013-09-30) Canöz, Perihan Yasemen; Tümgör, Gökhan; Bucak, İbrahim Hakan; Leblebisatan, Göksel; İstifli, Fatma Levent; Turgut, MehmetVisceral leishmaniasis (Kala-azar) is a disease caused by protozoan parasites of the Leishmania Genus, and Brucellosis is a zoonotic disease infecting human host by infective animals. A sixteen year-old girl presented to our clinic with complaints of fatigue, myalgia, pallor, stomach ache, leg swelling, and diffuse body rash. Physical examination revealed findings of elevated body temperature, splenomegaly, upper and lower extremity edema, and diffuse erythema. Patients’ brucella agglutination test was positive at titers 1: 640. Since the treatment of Brucellosis was unsuccessful, other disease processes were investigated and extracellular and intracellular amastigots were detected in the bone marrow aspirate preparations. Kala-azar dipstick (rk-39) was also positive. We present a 16 year-old girl who was diagnosed with Kala-azar and Brucellosis together infection and successfully treated.Item Polycythemia vera: Diagnosis, clinical course, and current management(TÜBİTAK, 2018-08-09) Büyükaşık, Yahya; Ar, Cem; Turgut, Mehmet; Yavuz, Selim; Saydam, Güray; Ali, Rıdvan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Anabilim Dalı.; 7201813027Very important developments related to polycythemia vera (PV) have occurred during the last two decades. The discovery of Janus kinase (JAK) 2 mutations has changed both the diagnosis and clinical management of PV. Currently JAK2 molecular testing is essential in the diagnostic work-up and JAK2 mutation positivity is a major diagnostic criterion. The discovery of JAK2 mutations suggested that abnormal JAK-STAT signaling was a pivotal feature in the pathogenesis of Philadelphia-negative myeloproliferative neoplasms. This idea led to the development of JAK inhibitors. Currently ruxolitinib, a JAK1/JAK2 inhibitor, is also approved for PV patients with hydroxyurea resistance or intolerance. International collaborations have made it possible to describe disease characteristics and evolution better. Presently it is possible to quantify the symptomatic burden of the disease and to estimate prognosis. In spite of these developments, management of PV still largely depends on estimation of thromboembolic risk and trying to decrease the risk with or without cytoreductive medications. Different approaches have been proposed by international disease experts for the diagnosis, thromboembolic risk estimation, and drug selection. This paper aims to review clinical aspects of PV and propose a management algorithm. The authors also point to still unresolved questions and unmet needs in diagnosis and management.Item Prilokain kullanımı sonrası gelişen edinsel methemoglobinemi(Uludağ Üniversitesi, 2013-07-22) Konca, Çapan; Kahramaner, Zelal; Çoban, Mehmet; Mahanoğlu, Yeliz; Tekin, Mehmet; Turgut, MehmetPrilokain, pek çok alanda kullanılan lokal anestetik bir ajandır, ancak hayatı tehdit edebilen bir yan etki olan methemoglobinemiye neden olabilmektedir. Methemoglobinin O2 taşıma kapasitesi düşüktür ve doku düzeyinde hipoksiye neden olabilir. Sünnet operasyonundan iki saat sonra ağız bölgesinde, ellerinde ve ayak parmaklarında morarma yakınması ile acil servise başvuran 54 günlük bebeğin fizik muayenesinde mevcut durumu açıklayacak patoloji saptanmadı. Oksijen tedavisine yanıtsız olan hasta yoğun bakım ünitesine alındı. Sünnet işlemi öncesi 2 mg/kg prilokain yapıldığı öğrenilen, oksijen tedavisine rağmen satürasyon değerleri düşük seyreden ve kan gazı incelemesinde methemoglobin düzeyi %24,7 saptanan hastaya methemoglobinemi tanısı konuldu. Hastaya 300 mg/kg/doz askorbik asit başlandı ve 24 saatlik izlem sonrası şifa ile taburcu edildi. Cerrahi girişim sonrasında siyanoz gelişen ve SaO2 ile pO2 değerleri arasında uyumsuzluk saptanan hastalarda methemoglobinemi düşünülmeli ve gelişebilecek problemler açısından tam donanımlı çocuk yoğun bakım ünitelerinde izlenmelidirler.Item Retrospective and multicenter analysis of efficacy and safety of ruxolitinib in 176 Turkish patients with myelofibrosis: updated data(Pergamo-Elsevier Sciens Ltd, 2018-10) Soyer, Nur; Turgut, Mehmet; Haznedaroğlu, İbrahim; Yılmaz, Fergün; Aydoğdu, İsmet; Pir, Ali; Karakuş, Volkan; Özgür, Gökhan; Kis, C.; Ceran, Funda; İlhan, Gül; Özkan, Melda; Arslaner, M.; İnce, İdris; Ali, Rıdvan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Dahiliye Bilim Dalı.Publication SARS-CoV-2 seropositivity among pediatric health care personnel after the first peak of the pandemic: Nationwide surveillance in Turkey(Elsevier, 2021-09-22) Oygar, Pembe Derin; Büyükçam, Ayşe; Bal, Zümrüt Şahbudak; Dalgıç, Nazan; Bozdemir, Şefika Elmas; Karbuz, Adem; Çetin, Benhür Şırvan; Kara, Yalçın; Çetin, Ceren; Hatipoğlu, Nevin; Uygun, Hatice; Aygün, Fatma Deniz; Torun, Selda Hançerli; Okur, Dicle Şener; Çiftdoğan, Dilek Yılmaz; Kara, Tuğçe Tural; Yahşi, Aysun; Özer, Arife; Demir, Sevliya Öcal; Akkoç, Gülsen; Turan, Cansu; Salı, Enes; Şen, Semra; Erdeniz, Emine Hafize; Kara, Soner Sertan; Emiroğlu, Melike; Erat, Tuğba; Aktürk, Hacer; Gürlevik, Sibel Laçinel; Sütcü, Murat; Aydın, Zeynep Gökçe Gayretli; Atıkan, Başak Yıldız; Yeşil, Edanur; Güner, Gizem; Çelebi, Emel; Efe, Kadir; İsançlı, Didem Kızmaz; Durmuş, Habibe Selver; Tekeli, Seher; Karaaslan, Ayşe; Bülbül, Lida; Almış, Habip; Kaba, Özge; Keleş, Yıldız Ekemen; Yazıcıoğlu, Bahadır; Oğuz, Şerife Bahtiyar; Ovalı, Hüsnü Fahri; Doğan, Hazal Helin; Çelebi, Solmaz; Çakır, Deniz; Karasulu, Burcugül; Alkan, Gülsüm; Yenidoğan, İrem; Gül, Doruk; Küçükalioğlu, Burcu Parıltan; Avcu, Gülhadiye; Kukul, Musa Gürel; Bilen, Melis; Yaşar, Belma; Üstün, Tuğba; Kılıç, Ömer; Akın, Yasemin; Cebeci, Sinem Oral; Bucak, İbrahim Hakan; Yanartaş, Mehpare Sarı; Şahin, Aslıhan; Arslanoğlu, Sertaç; Elevli, Murat; Çoban, Rabia; Öz, Sadiye Kübra Tüter; Hatipoğlu, Halil; Erkum, İlyas Tolga; Turgut, Mehmet; Demirbuğa, Asuman; Özçelik, Taha; Çiftci, Diclehan; Sarı, Emine Ergül; Akkuş, Gökhan; Hatipoğlu, Sadık Sami; Dinleyici, Ener Çağrı; Hacımustafaoğlu, Mustafa; Özkınay, Ferda; Kuruğol, Zafer; Cengiz, Ali Bülent; Somer, Ayper; Tezer, Hasan; Kara, Ateş; TURAN, CANSU; ÇELEBİ, SOLMAZ; HACIMUSTAFAOĞLU, MUSTAFA KEMAL; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.; IVB-4013-2023; JHN-1091-2023; CTG-5805-2022Background: Understanding SARS-CoV-2 seroprevalence among health care personnel is important to ex-plore risk factors for transmission, develop elimination strategies and form a view on the necessity and frequency of surveillance in the future.Methods: We enrolled 4927 health care personnel working in pediatric units at 32 hospitals from 7 different regions of Turkey in a study to determine SARS Co-V-2 seroprevalence after the first peak of the COVID-19 pandemic. A point of care serologic lateral flow rapid test kit for immunoglobulin (Ig)M/IgG was used. Seroprevalence and its association with demographic characteristics and possible risk factors were analyzed.Results: SARS-CoV-2 seropositivity prevalence in health care personnel tested was 6.1%. Seropositivity was more common among those who did not universally wear protective masks (10.6% vs 6.1%). Having a COVID-19-positive co-worker increased the likelihood of infection. The least and the most experienced personnel were more likely to be infected. Most of the seropositive health care personnel (68.0%) did not suspect that they had previously had COVID-19.Conclusions: Health surveillance for health care personnel involving routine point-of-care nucleic acid testing and monitoring personal protective equipment adherence are suggested as important strategies to protect health care personnel from COVID-19 and reduce nosocomial SARS-CoV-2 transmission. (C) 2021 The Author(s). Published by Elsevier Ltd on behalf of International Society for Infectious Diseases.Publication Study for the diagnostic screening of paroxysmal nocturnal hemoglobinuria in older patients with unexplained anemia and/or cytopenia(Clin Lab Publ, 2020-01-01) Ozdemir, Zehra N.; Ilhan, Osman; Özet, Gülsüm; Falay, Mesude; Yenerel, Mustafa; Tuğlular, Tulin; Turgut, Mehmet; Güvenç, Birol; Unal, Ali; Ayyıldız, Orhan; Andıç, Neslihan; Hacihanefioğlu, Abdullah; Şahin, Fahri; Şencan, Mehmet; Özsan, Güner H.; Yıldırım, Rahşan; Tiftik, Eyüp N.; Tombak, Anil; Salim, Ozan; Kaya, Emin; Akay, Olga M.; Okan, Vahap; Pehlivan, Mustafa; Saydam, Güray; Ali, Ridvan; ALİ, RIDVAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.; GXD-8209-2022Background: Paroxysmal nocturnal hemoglobinuria (PNH) is a rare acquired hematopoietic stem cell disease that may lead to weakness and death of patients, if unrecognized and untreated. Although consensus guidelines were reviewed recently for the diagnostic screening of PNH with multi-parameter flow cytometry (FCM), until now, no study has investigated the efficiency of such clinical indications in older patients.Methods: Overall, 20 centers participated in the study and a total of 1,689 patients were included, 313 of whom were at geriatric age and 1,376 were aged 18 - 64 years. We evaluated the efficiency of consensus clinical indications for PNH testing using FCM in peripheral blood samples and compared the results of older patients and patients aged 18 - 64 years.Results: PNH clones were detected positive in 7/313 (2.2%) of the older patients. Five (74.4%) of the patients with PNH clones had aplastic anemia, 1 had unexplained cytopenia, and 1 patient had myelodysplastic syndrome (MDS) with refractory anemia. PNH clones were not detected in any older patients who were screened for unexplained thrombosis, Coombs (-) hemolytic anemia, hemoglobinuria, and others (e.g., elevated lactate dehydrogenase (LDH), splenomegaly). We detected PNH clones in 55/1376 (4%) samples of the patients aged under 65 years. Forty-two (76.4%) patients with PNH clones had aplastic anemia, 2 patients had Coombs (-) hemolytic anemia, 3 patients had unexplained cytopenia, 1 patient had MDS with refractory anemia, 1 patient had hemoglobinuria, and 6 (10.9%) had others (e.g., elevated LDH, splenomegaly). PNH clones were not detected in any patients who were screened for unexplained thrombosis. There was no statistical difference between the geriatric population and patients aged 18 - 64 years in terms of clinical indications for PNH screening with FCM (p = 0.49).Conclusions: Our results showed that the current clinical indications for PNH screening with FCM were also efficient in older patients. We suggest that older patients with unexplained anemia, myelodysplastic syndrome with refractory anemia, and unexplained cytopenia should be screened for PNH with FCM to identify patients who would benefit from treatment.Item Yenidoğanda ilk beslenme zamanı ile kan lokosit tablosu arasındaki ilişki(Bursa Üniversitesi, 1981) Günay, Ünsal; Özeke, Turgut; Turgut, Mehmet; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Sağlıklı yenidoğanın ilk beslenmeye başlama zamanı konusundaki görüşler çeşitlidir. İsveç ve Macaristan gibi gelişmiş ülkelerde bile anne sütü beslenmesinin hayatın 12. saatinden sonra verilmeye başlanması oldukça yaygındır (tüm doğumların % 27 ve % 59 'u). Ancak geç beslenmeye başlamanın birçok olumsuz etkileri olabilir. Bunlar arasında sıvı, elektrolit, glukoz ve bilirubin metabolizmaları üzerine olan etkiler yılabilir. Bu çalışmada ilk beslenmeye başlama zamanı ile kan lokosit tablosu arasındaki ilişki araştırılmıştır. Sistematik örnekleme metoduyla 3 gruba ayrılan yenidoğanlardan Grup l'e ilk beslenmeleri hayatın 4'üncü saatinde, Grup II'ye 8'inci ve Grup III'e de 12. ci saatinde verilmiştir. Her 3 grupta da lokosit sayısı ve formülü, mutlak granülasit ve mutlak lenfasit sayıları, 5 ve 10'uncu günlerde tayin edilmiştir. Birinci grup bebeklerde I'inci gün lokosit sayısı ve mutlak granülasit sayısında anlamlı derecede yükseklik saptanmıştır. Bunun hayatın ilk günü kazanılacak infeksiyonlardan korunmada olumlu etkisi olabileceği düşünülmüştür.Item Yenidoğanda ilk beslenme zamanı ile serum bilirubin düzeyleri arasındaki ilişki(Bursa Üniversitesi, 1980) Günay, Ünsal; Özeke, Turgut; Turgut, Mehmet; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi.Yenidoğmuş sağlıklı bir bebeğin beslenmeye başlama zamanı konusundaki görüşler çeşitlidir. Geç beslenmeye başlanan yenidoğanlarda sıvı, elektrolit ve bilirubin metabolizmasında çeşitli bozukluklar görülebilir. Çalışmamızda ilk beslenme zamanı ile bilirubin düzeyleri arasındaki ilişki araştırılmaktadır. Sistematik örnekleme metodu ile 3 gruba ayrılan yenidoğanlardan Grup 1'e ilk beslenmeleri hayatın 4'üncü saatinde, Grup II'ye 8'inci ue Grup IlI'e de 12'inci saatinde verilmiştir. Her 3 grupta serum bilirubin düzeyleri 0, 1, 3, 5, 7 ve 10 'uncu günlerde belirlenmiştir. Erken beslenmeye başlanan Group I'in 5 ve 3 'üncü gün bilirubin düzeylerinde anlamlı düşüklük saptanmıştır. Bu nedenle sağlıklı yenidoğan bebeklerin hayatın 4 'üncü saatinde beslenmesinin fizyolojik hiperbilirubinemi azaltıcı etki yaptığı sonucuna varılmıştır.