Browsing by Author "Dindar, Efsun"
Now showing 1 - 20 of 26
- Results Per Page
- Sort Options
Item Arıtma çamuru uygulanan topraklarda sulamadan kaynaklanan kirliliǧin azot mineralizasyonuna etkisi(Çevre Koruma ve Araştırma Vakfı, 2008) Dindar, Efsun; Topaç, Fatma Olcay; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludaǧ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliǧi Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1131-2021; AAH-1853-2021; CGC-2586-2022; 23984709100; 16319975800; 8574002200Bu araştırmada, Bursa-Özlüce bölgesinden alınan toprak örneklerine üç farklı orijinli arıtma çamuru 100t/ha oranında uygulanmış ve 12 aylık bir inkübasyon çalışması yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan fiziksel özellikleri benzer toprak örnekleri kirli Ayvalı deresi sularıyla sulanmış ve herhangi bir sulama yapılmamış iki farklı tarım arazisinden alınmıştır. Topraklara yapılan çamur uygulamaları, topraktaki toplam ve anorganik azot formları ile organik azot mineralizasyonu açısından kıyaslanmış ve sulamaya bağlı olası değişiklikler irdelenmiştir. Sonuçlar, arıtma çamuru uygulamasının her iki toprağın azot içeriklerini önemli ölçüde arttırdığı yönündedir. Topraklarda belirlenen mineralizasyon değerleri 3'er aylık inkübasyon dönemleri bazında incelendiğinde, çamur orijinine bağlı büyük farklılıklar gözlenmiştir (p<0,05). 12 aylık inkübasyon dönemi sonunda ise tüm uygulamalarda organik azotun %48-66'sı mineralize olmuştur. Çalışma sonuçları, Ayvalı deresinden sulanan ve sulanmayan topraklar açısından değerlendirildiğinde, sulanmayan toprakta belirlenen nitrat azotu konsantrasyonlarının inkübasyon periyodu süresince daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,001). 12 aylık inkübasyon dönemi sonunda hesaplanan organik azot mineralizasyon yüzdeleri kirli dere suyuyla sulanan toprakta (ortalama %54) ve sulanmayan toprakta (ortalama %64) p<0,05 düzeyinde farklı bulunmuştur.Item Arıtma çamuru verilen tarım topraklarında solucan aktivitesinin azot formlarına ve toprak enzim aktivitelerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2008-06-18) Dindar, Efsun; Başkaya, Hüseyin S.; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada, arıtma çamuru uygulaması yapılmış tarım topraklarında solucan aktivitesinin toprakta meydana getirdiği değişimler incelenmiştir. Arıtma çamurlarının azot ve fosfor içeriğinin yüksek olması, toprakların nutrient kaynaklarının artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Solucanlar toprak için önemli canlılardır. Toprağın fiziksel ve kimyasal yapısında olumlu değişimlere yol açmaktadır. Arıtma çamuru uygulamasıyla besin içeriği artan topraklarda, solucan aktivitesinin olması organik maddenin mineralizasyonunun artmasına dolayısıyla toprakta önemli bir nutrient olan azotun topraktaki döngüsüne etki etmektedir. Solucan aktivitesi bunun yanında topraktaki mikrobiyal aktivitenin de artmasına sebep olur. Bu ilişkiler doğrultusunda topraktaki bu değişimleri izlemek için biyolojik indikatörler olan enzim aktiviteleri kullanılmaktadır.Yürütülen bu çalışmada, iki farklı orijine sahip (kentsel ve gıda endüstrisi) arıtma çamurları 50, 100 ve 200 ton/ha oranında killi bünyeli tarım toprağına uygulanmış ve 3 aylık bir inkübasyon çalışması yapılmıştır. Yapılan uygulamalarda inkübasyon süresince azot formları (amonyum azotu, nitrat azotu ve toplam azot) ve enzim aktiviteleri (dehidrogenaz, alkali fosfataz, ß-glukosidaz, üreaz) analizlenmiştir.İnkübasyon dönemi incelendiğinde, ilk ay solucan kotlarında nitrat azotunun, bireyli topraklarda ise amonyum azotunun daha baskın olduğu bulunmuştur. Diğer inkübasyon dönemlerinde ise, solucan kotlarında amonyum, topraklarda da nitrat azotunun baskın olduğu belirlenmiştir. Arıtma çamuru ilavesi, toprak ve kotlardaki toplam azot konsantrasyonunu arttırmıştır. Kotlarda belirlenen toplam azot konsantrasyonunun, toprağa göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Alkali fosfataz enzim aktivitesi hariç diğer enzimler, tüm çamur uygulamalarında kotlarda toprağa kıyasla daha yüksek olarak tespit edilmiştir. Bireyli ve bireysiz topraklar kıyaslandığında ise, bireysiz topraklarda nitrat azotu, bireyli topraklarda ise amonyum azotunun daha baskın olduğu görülmektedir. Solucan aktivitesi inkübasyon sonunda arıtma çamuru uygulanmış topraklarda dehidrogenaz aktivitesi hariç, toplam azot, alkali fosfataz, ß-glukosidaz, üreaz seviyesinin bireysiz topraklara göre düşmesine yol açmıştır.Item Atık aktif çamur dezentegrasyonu: Mekanik, termal ve kimyasal yöntemler(Uludağ Üniversitesi, 2017-02-17) Çırakoğlu, Canan; Dindar, Efsun; Şağban, F. Olcay Topaç; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Çamur dezentegrasyon yöntemleri, atıksu çamurlarının çürüme işleminde hız sınırlayıcı adım olan hidroliz aşamasını elimine etmek, stabilizasyon derecesini ve oluşan biyogaz miktarını arttırmak amacıyla uygulanan ön arıtma yöntemleridir. Bu çalışmada çamura uygulanan farklı dezentegrasyon yöntemlerinin (mekanik, termal ve kimyasal) çamurun çözünebilirliğine olan etkisi, çözünmüş kimyasal oksijen ihtiyacı (ÇKOİ) parametresindeki değişimler üzerinden irdelenerek kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre uygulanan prosesler çamurun ÇKOİ içeriğini %34 ila %75 arasında değişen oranlarda arttırmıştır. 150oC de uygulanan termal yöntem ile kavitasyon sayısının (KS) 0,2 olarak ayarlandığı şartlarda işletilen hidrodinamik kavitasyon en etkin dezentegrasyonu gerçekleştirmiştir. Kimyasal yöntemler kıyaslandığında ise alkali ilaveli yöntemlerin asidik yöntemlerden daha etkin olduğu tespit edilmiştir. Yüksek çözünebilirlik değerlerine ulaşılması ve diğer yöntemlere göre daha ekonomik bir alternatif olmasından dolayı hidrodinamik kavitasyon yönteminin anaerobik çamur çürütme performansının arttırılması için uygun bir yöntem olabileceği sonucuna varılmıştır.Item Atık aktif çamurda biyogaz üretiminin artırılmasına termal ve kimyasal dezentegrasyonun etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-27) Dindar, Efsun; Yılmaz, N. Aleyna; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-4572-2512; 0000-0003-3051-3598Çamur dezentegrasyon yöntemleri, atıksu çamurunun çürüme sürecinde hız sınırlayıcı adım olan hidroliz fazını ortadan kaldırmak, oluşan biyogaz miktarını ve stabilizasyon derecesini artırmak için uygulanan ön işlem yöntemleridir. Bu çalışmada, çözünmüş kimyasal oksijen ihtiyacı parametresindeki değişimler incelenerek farklı dezentegrasyon yöntemlerinin (termal ve kimyasal) çamurun çözünürlüğüne etkisi araştırılmıştır. Termal dezentegrasyon kapsamında yapılan çalışmalarda atık aktif çamur, kapalı tüplerdeki blok ısıtıcılarda ısıl işleme tabi tutulmuştur. Kimyasal(alkali) dezentegrasyon için, atık aktif çamurun pH'ı 10 ve 11 olacak şekilde NaOH ilave edilmiştir. Çalışma sonucunda, BMP testi ile termal dezentegrasyon, alkali dezentegrasyon, aşı+ham çamur ve aşı çamurundan biyogaz üretimi sırasıyla 202.5, 189.8, 104 ve 80.5 ml olarak bulunmuştur. Çalışma kapsamında uygulanan kimyasal ve termal dezentegrasyon yöntemlerinin her ikisi de biyogazın verimini olumlu yönde etkilemiştir. Biyogaz verimliliği açısından termal dezentegrasyon yöntemi daha etkili bir yöntem gibi görünmektedir.Item Atık mineral yağ ile kirlenmiş topraklarda organik azot fraksiyonlarının belirlenmesi(Gazi Üniversitesi, 2017-05-30) Dindar, Efsun; Cihan, Neşe; Şağban, Fatma Olcay Topaç; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendiliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; 23984709100; 57195634684; 16319975800; 8574002200Atık mineral yağ kirliliği uzun vadede ciddi çevresel problemlere sebep olmaktadır. Bu durum organik madde bakımından zengin olan toprağın üst tabakasında besinlerin kullanılabilirliğini etkilemekte ve toprağa su ve oksijen girişini engellemektedir. Bu çalışmada, arıtma çamuru uygulaması yapılmış toprağa iki farklı dozda (%1 ve %5) atık mineral yağ uygulanmış ve 3 aylık bir inkübasyon çalışması yürütülmüştür. Örneklerde amonyum, nitrat ve toplam azot ile hidroliz olabilir azot formları (HO-amino, HO-amid, HOheksozamin, HO-rest azotu) belirlenmiştir. Çalışma sonuçları, inkübasyon sonunda atık mineral yağ içeren toprakta toplam azot konsantrasyonlarının azaldığını göstermiştir. Yüksek dozda kirlenmiş toprakta azot mineralizasyonunun ve nitrifikasyonun inhibe olduğu belirlenmiştir. Hidroliz olabilir azot formlarının miktarı HO-amino-azot>HO-amid-azot=HO-rest-azot>HO-heksozamin-azot şeklinde bulunmuştur. Toplam azot içerisindeki hidroliz olabilir formlar %94-%96 arasında tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, aminoasitlerin hızlı mineralize olduğunu ve mineral azotun amid-N fraksiyonunda biriktiğini gösterirken, diğer yandan bu süreçte mineral yağ karbonunun da mikroorganizmalarca karbon kaynağı olarak tercih edildiği belirlenmiştir.Item Biodegradation of crude oil-contaminated soil using canned-food-industry wastewater sludge for soil application(Korean Society Food Science & Technology-Kosfost, 2017-07-01) Dindar, Efsun; Şağban, F. Olcay Topaç; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; 23984709100; 8574002200; 16319975800The objective of this study was to evaluate the effects of crude oil (application doses of 0.5% and 5%) from hydrocarbon contamination on the removal of the Total Petroleum Hydrocarbons (TPH) from soil and to determine the removal of TPH at different temperatures (18A degrees C and 28A degrees C) during an incubation period of 240 days. The possible use of wastewater sludge as a biostimulating agent in crude oil-contaminated soils was also evaluated. The results of the 240 days of incubation indicated that the TPH removal percentages in crude oil-contaminated and sludge-treated soils at 18A degrees C were 89% and 79%, for doses of 0.5 and 5%, respectively. Incubation at 28A degrees C resulted in higher TPH removal with removal percentages of 83% (dose of 0.5%) and 91% (dose of 5%). The degradation of crude oil in contaminated soil treated with a 5% dose was significantly enhanced by the addition of wastewater sludge, whereas no apparent biostimulating effect on TPH removal was observed in the case of low-dose (0.5%) crude oil contamination.Item Biodegradation of used engine oil in a wastewater sludge-amended agricultural soil(TÜBİTAK, 2016-05-08) Dindar, Efsun; Topaç, Fatma Olcay Şağban; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; 23984709100; 16319975800; 8574002200Soil contamination by used engine oil is a common occurrence in most developing countries. This has been shown to have harmful effects on the environment and human beings at large. Used oils are considered to be hazardous waste materials. These are composed of toxic chemicals, such as heavy metals (which come from additives and wear and tear of engine parts), combustion products, light hydrocarbons, polar compounds, uninuclear and polynuclear aromatic compounds, resinous materials, and organometallic compounds. Some of these pollutants are carcinogenic in nature. The objective of this study was to evaluate the effects of used engine oil (doses of 0.5% and 5%) with hydrocarbon pollution on total petroleum hydrocarbon (TPH) removal from soil and determine the fate of TPHs at different temperatures (18 degrees C and 28 degrees C) during an incubation period of 240 days. The possible use of wastewater sludge as a biostimulating agent in used engine oil-contaminated soils was also evaluated. The results of 240 days of incubation indicated that TPH removal percentages in used engine oil-contaminated+sludge amended soils at 18 degrees C were 68% and 66% for doses of 0.5% and 5%, respectively. Incubation at 28 degrees C resulted in higher TPH removal with values of 56% (dose of 0.5%) and 74% (dose of 5%). Based on the first-order kinetics model, the high dose (5%) of used engine oil-contaminated soil amended with wastewater sludge showed the highest biodegradation rate of 0.00562/day and half-life of 123.13 days at the end of the incubation period at 28 degrees C. These rates were significantly higher than those of the control soil (0.00366/day and 189.01 days).Item Bioremediation of petroleum-contaminated soil(Uludağ Üniversitesi, 2013-03-20) Dindar, Efsun; Olcay, Fatma; Şağban, Topaç; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Environmental pollution with petroleum and petrochemical products has attracted much attention in recent decades. Contamination of the natural environment with oil derivatives causes soil, including arable land, to degrade, while the occurrence of many spots and areas of contamination may result in underground environments. This has been shown to have harmful effects on the environment and human beings at large. Improving our knowledge of the effects and remediation of oil-related pollution therefore is important for the future of developing countries with respect to the sustainable use of the environment. Bioremediation is one of the most popular remediation technologies in use due to the relatively low cost. It is a rapidly developing field of environmental restoration, utilizing natural microbial activity to reduce the concentration and/or toxicity of various chemical substances such as petroleum products and aliphatic and aromatic hydrocarbons. Biodegradation is a natural process carried out by soil and aquatic microorganisms, mostly bacteria and fungi. Certain bacterial strains have a demonstrated ability to break down or transform the chemical substances present in petroleum products. The goal of oil-spill bioremediation methods is to provide favorable conditions of oxygen, temperature and nutrients to maximize biological hydrocarbon breakdown. This paper is a short overview of petroleum hydrocarbon biodegradation and bioremediation.Item Biostimulating effects of wastewater sludges on stressed soils(Uludağ Üniversitesi, 2013-12-09) Şağban, F. Olcay Topaç; Dindar, Efsun; Başkaya, Hüseyin S.; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Soil pollution is accepted as a pressing problem in many parts of the world resulting in efforts to develop a variety of soil remediation technologies. Properly processed wastewater sludge which contains significant amounts of nitrogen, phosphorus, organic matter and other trace elements is accepted as a promising nutrient source for microbes in soils contaminated with various contaminants. The objective of the present study was to determine the potential use of municipal wastewater sludge as a biostimulating agent in soils which has been irrigated with a polluted river water for long time and evaluate the soil enzyme activities. The results of 45 days incubation period indicated a significant improvement (1.5 to 5 fold in comparison to unamended polluted soil) in urease, alkaline phosphatase, dehydrogenase and β-glucosidase activities in sludge amended soils. Maximum values were observed in soils amended with 200 t/ha sludge. Although, the sludge dose of 100 t/ha increased the enzyme activity levels of polluted soil significantly, it seemed to be inadequate to increase activity levels of polluted soil to reference soil levels. Consequently, municipal sludge amendment with dose of 200 t/ha appeared to enhance the nutrient status of soil system, providing the removal of the anthropogenic stress caused by the irrigation from a polluted river.Item Biostimulation of azo dye-contaminated soils by food industry sludge(Taylor & Francis, 2010) Topaç, Fatma Olcay; Dindar, Efsun; Uçaroğlu, Selnur; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAG-8515-2021; AAH-1131-2021; 16319975800; 23984709100; 26642753300; 8574002200The release of synthetic organic dyes into agricultural lands may pose serious environmental problems due to probable stress effects on the natural equilibrium of soils. Remediation of dye-threatened soils by means of effective and economic methods is, therefore, urgently required especially in developing and underdeveloped countries. In this study, biostimulation effect of canned food industry sludge on dye-contaminated soils was evaluated by the response of nitrogen-related processes in soil. For this purpose, varying doses of Reactive Black 5 (RB5) and Sulfanilic acid (SA) were added to soil pots. Following a pollution period of 60 days, sludge samples were added to each pot (100t/ha) and the mixtures were further incubated for 30 days. The results indicated that exposure to RB5 ( = 40 mg/kg dry soil) and SA( = 32 mg/kg soil) apparently reduced (10% to 27%) the urease activity, arginine ammonification rate, nitrification potential, and ammonia oxidisers in soil. The results of the biostimulation period showed that the examined parameters in RB5- and SA-contaminated soils responded positively (3% to 36%) to the application of wastewater sludge. Accordingly, it is concluded that wastewater sludge from canned food industry may be used as an effective and economic biostimulating agent for agricultural lands polluted with synthetic textile dyes and related metabolites.Item Biostimulation of soils contaminated with petroleum products using wastewater sludge: The effect of dehydrogenase activity.(Parlar Scientific Puplications, 2017) Dindar, Efsun; Şağban, Fatma Olcay Topaç; Alkan, Ufuk; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1131-2021; AAH-1853-2021The objective of this study was to evaluate the removal efficiencies of total petroleum hydrocarbons (TPH) from soil contaminated with used engine oil and crude oil (doses of 0.5 % and 5%) and to determine the fate of TPH at different temperatures (18 C-omicron and 28 C-omicron) for an incubation period of 12 months. The results of the incubation study indicated that TPH removal percentages in soils contaminated by used engine oil at 18 C-omicron were 69% and 72%, for doses of 0.5% and 5%, respectively. Incubation at 28 C-omicron resulted in higher TPH removals with values of 81% (dose of 0.5%) and 87% (dose of 5%). Higher TPH removal percentages were obtained in a crude oil contamination trial at 18 C-omicron, with values of 88% and 84%, for doses of 0.5 and 5%, respectively. Incubation at 28 C-omicron resulted in higher TPH removals with values of 86% (dose of 0.5%) and 91% (dose of 5%). Dehydrogenase activity levels in used engine and crude oil contaminated soils were apparently lower than those in control soil. Application of wastewater sludge accelerated the DHA levels for all treatment. Based on the first order kinetics model, a high dose of (5%) used engine oil contaminated soil amended with wastewater sludge showed the highest biodegradation rate of 0.00563/day and had a half-life of 123.07 days at the end of incubation period for 28 C-omicron. For crude oil, a high dose of (5%) crude oil contaminated soil amended with wastewater sludge showed a biodegradation rate of 0.00511/day and a half-life of 135.54 days.Item Effect of a sulfonated azo dye and sulfanilic acid on nitrogen transformation processes in soil(Elsevier, 2009-10-30) Topaç, Fatma Olcay; Dindar, Efsun; Uçaroğlu, Selnur; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAG-8515-2021; AAH-1131-2021; 16319975800; 23984709100; 26642753300; 8574002200Introduction of organic dyes into soil via wastewater and sludge applications has been of increasing concern especially in developing or under-developed countries where appropriate management strategies are scarce. Assessing the response of terrestrial ecosystems to organic dyes and estimating the inhibition concentrations will probably contribute to soil remediation studies in regions affected by the same problem. Hence, an incubation study was conducted in order to investigate the impact of a sulfonated azo dye, Reactive Black 5 (RB5) and sulfanilic acid (SA), a typical representative of aromatic sulfonated amines, on soil nitrogen transformation processes. The results apparently showed that nitrogen related processes in soil can be used as bioindicators of anthropogenic stress caused by organic dyes. It was found that urease activity, arginine ammonification rate, nitrification potential and ammonium oxidising bacteria numbers decreased by 10-20% and 7-28% in the presence of RB5 (>20 mg/kg dry soil) and SA (>8 mg/kg dry soil), respectively. Accordingly, it was concluded that organic dye pollution may restrict the nitrogen-use-efficiency of plants, thus further reducing the productivity of terrestrial ecosystems. Furthermore, the response of soil microbiota to SA suggested that inhibition effects of the organic dye may continue after the possible reduction of the parent dye to associated aromatic amines.Item Effect of wastewater sludge application on enzyme activities in soil contaminated with crude oil(Springer, 2017-03) Dindar, Efsun; Topaç, Fatma Olcay; Başkaya, Hüseyin Savaş; Kaya, Tuba; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; 23984709100; 16319975800; 8574002200; 57194332132Crude oil affects soil ecosystems, resulting in significant losses in soil quality. The objective of the present study was to evaluate the effects of hydrocarbon pollution (crude oil) on soil enzyme activities and determine the removal of total petroleum hydrocarbons (TPH) during an incubation period of 150 days. The potential use of wastewater sludge as a biostimulating agent in petroleum-contaminated soils was also evaluated. The degradation of crude oil in contaminated soil was significantly enhanced after the addition of wastewater sludge. The results also indicated that significant TPH degradation in crude oil-contaminated soils (80% for dose of 0.5% and 83% for dose of 5% at 18 degrees C) (94% for dose of 0.5% and 92% for dose of 5% at 28 degrees C) occurred after an incubation period of 150 days. Enhanced enzyme activity levels in contaminated soils indicated that crude oil (0.5% and 5%, w/w) stimulated microbial growth and enzyme activity in the soil environment. Urease activity (UA) levels in crude oil contaminated soils were generally higher than initial UA levels in soil during the incubation period. Soil UA exhibited a stronger response to petroleum treatment. Alkaline phosphatase (APA) and beta-Glucosidase (BGA) activities were not affected crude oil pollution. However, contamination of crude oil had a negatively effect on soil dehydrogenase activity (DHA).Publication Effects of canned food industry sludge amendment on enzyme activities in soil with earthworms(Gh Asachi Technical Univ Iasi, 2013-12-01) Dindar, Efsun; Şağban, Fatma Olcay Topaç; Alkan, Ufuk; Başkaya, Hüseyin Savaş; DİNDAR, EFSUN; Şağban, Fatma Olcay Topaç; ALKAN, UFUK; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; EJF-7179-2022; EMO-7525-2022Wastewater sludges are organic and nutrient-rich materials that could be used to improve soil tilth. However, the land application of sludge needs to be properly managed to avoid the detrimental effects on micro and macroorganisms in the soil. Earthworms are one of the most important soil macroorganisms. Addition of sludge to the soil environment may impact earthworm activity, and in turn, soil productivity and health. In this study, sludge from the canned food industry was added to soil microcosms containing earthworms at application rates of 20, 40 and 80 g kg(-1) dry sludge. Alkaline phosphatase, dehydrogenase, beta-glucosidase and urease activities were measured in the earthworm casts and the surrounding soil throughout a 90 day incubation period at 20 degrees C. Enzyme activities significantly depended on the type of sampled material (soil or cast), the sludge dose, and the incubation time. The addition of canned food industry sludge resulted in increased enzyme activities in the earthworm casts and the surrounding soils (reaching approximately 3-175% and 11-125%, respectively). The enzyme activities in the casts were higher than those in the surrounding soil until the 60th day of the experiment. However, all of the enzyme activities in the earthworm casts decreased after the 60th day due to nutrient depletion. The present study suggests that the accumulated earthworm casts produced from the digestion of canned food industry sludge may enhance the microbial activity and nutrients/organic matter content of surface and subsurface soils, potentially resulting in improved soil productivity.Item Effects of wastewater sludge amendments on soil enzyme activities in earthworm cast(Destech Publications, 2014-01) Dindar, Efsun; Topaç, Fatma Olcay; Başkaya, H. S.; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1131-2021; AAH-1853-2021Land application of sludge needs to be properly managed to avoid the detrimental effects on micro and macroorganisnns in the soil. Addition of sludge to the soil environment may impact earthworm activity, and in turn, soil productivity and health. In this study, two wastewater sludges which were different in origin (municipal and canned-food industry) were added to soil microcosms containing earthworms at different application rates. Alkaline phosphatase, dehydrogenase, beta-glucosidase and urease activities were measured in the earthworm casts collected from sludge-amended and control pots throughout a 30 day incubation period at 20 degrees C. These results suggest that sludge origin was the primary factor that influence soil ecosystems.Item Evaluation of soil enzyme activities as soil quality indicators in sludge-amended soils(Triveni Enterprises, 2015-07) Dindar, Efsun; Şağban, Fatma Olcay Topaç; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-4572-2512; 0000-0002-6364-4087; 0000-0002-5932-2181; AAH-1131-2021; AAH-1853-2021; 23984709100; 56733065900; 8574002200Soil enzymatic activities are commonly used as biomarkers of soil quality. Several organic and inorganic compounds found in municipal wastewater sludges can possibly be used as fertilizers. Monitoring and evaluating the quality of sludge amended soils with enzyme activities accepted as a beneficial practice with respect to sustainable soil management. In the present study, variation of some enzyme activities (Alkaline phosphatase, dehydrogenase, urease and P-glucosidase activities) in soils amended with municipal wastewater sludge at different application rates (50, 100 and 200 t ha(-1) dry sludge) was evaluated. Air dried sludge samples were applied to soil pots and sludge-soil mixtures were incubated during a period of three months at 28 degrees C. The results of the study showed that municipal wastewater sludge amendment apparently increased urease, dehydrogenase, alkaline phosphatase and beta-glucosidase activities in soil by 48-70%, 14-47%, 33-66% and 9-14%, respectively. The maximum activity was generally observed in sludge amended soil with dose of 200 t ha(-1). Urease activity appeared to be a better indicator of soil enhancement with wastewater sludge, as its activity was more strongly increased by sludge amendment. Accordingly, urease activity is suggested to be soil quality indicator best suited for measuring existing conditions and potential changes in sludge-amended soil.Item Ham petrol ve atık yağ ile kirlenmiş topraklarda arıtma çamuru uygulamasının enzim aktivitelerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2017-02-23) Dindar, Efsun; Şağban, F. Olcay Topaç; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Petrol kökenli ürünler toprak ekosisteminde büyük tahribatlar yaratır. Bu durum, bu maddelerin düşük biyolojik organik bileşik karışımlarının çoğu zaman potansiyel karsinojenik ve mutajenik olarak tarif olmasından kaynaklanmaktadır. Biyolojik parçalanmaya dayanıklı petrol kökenli hidrokarbonların toprakta birikmesi, enzim aktiviteleri ve mikroorganizma varlığı gibi biyolojik parametrelerin değişmesine sebep olmaktadır. Bu çalışmada, ham petrol ve atık mineral motor yağı ile seçilen oranlarda (%0,5 ve %5) kirletilen topraklara organik kirleticinin parçalanmasını kolaylaştırmak amacıyla arıtma çamuru ilave edilmiştir. Hazırlanan örneklerle 12 aylık bir inkübasyon çalışması yürütülmüş olup seçilen enzim aktiviteleri (üreaz, dehidrogeneaz, alkali fosfataz, β-glukosidaz) analizlenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, arıtma çamuru ilavesi ham petrol ve atık yağ ile kirlenmiş topraklarda enzim aktivitelerinin iyileşmesine katkıda bulunmuştur. Üreaz, alkali fosfataz ve dehidrogenaz aktivitelerinin ham petrol ve atık mineral yağ kirliliğinden olumsuz etkilendiği tespit edilmiş olup β-glukosidaz aktivitesinde ise olumsuz bir etki gözlenmemiştir. Ham petrol ve atık yağ ile kirlenmiş topraklar arasında bir kıyaslama yapıldığında kirletici tipleri açısından enzim aktiviteleri üzerinde önemli bir farklılık tespit edilmemiştir.Item Hidrodinamik kavitasyon ile dezentegre edilen çamurlardaki çözünmüş azot ve fosfor seviyelerinde meydana gelen değişimler(Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık, 2017-05-29) Dindar, Efsun; Şağban, Topaç; Etyam, Canan; Olcay, Fatma; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-1131-2021; 57209850078; 23984709100; 16319975800; 57209850078Bu çalışmada, bir gıda işleme fabrikasındaki atıksu arıtma tesisinden kaynaklanan atık aktif çamur, orifis bazlı bir hidrodinamik kavitasyon cihazı ile laboratuvar ölçeğinde mekanik olarak dezentegre edilmiştir. Çamur dezentegrasyonu için optimum işletme şartlarının belirlenmesi amacıyla farklı delik çaplarına (3, 4, ve 5 mm) sahip orifis plakaları kullanılmış ve kavitasyon sistemi üç farklı kavitasyon sayısını (0,2, 0,5 ve 0,8) sağlayacak şekilde işletilmiştir. Kavitasyonun sonundaki en yüksek çözünmüş toplam kjeldahl azotu (ÇTKN) değerleri, 3 ve 4 mm’lik orifis plakalarının kullanıldığı ve kavitasyon sayısının 0,2’ye ayarlandığı şartlarda tespit edilmiştir. Ancak başlangıç ÇTKN değerleri göz önüne alındığında 3 mm’lik orifis plakasının kullanıldığı ve kavitasyon sayısının (Cv) 0,2’ye ayarlandığı durumda meydana gelen artışın daha belirgin olduğu görülmüştür. Uygulanan hidrodinamik kavitasyon yöntemi çözünmüş toplam fosfor (ÇTP) içeriklerinde de artışa neden olmuştur. Özellikle kavitasyonun ilk 90 dakikasında belirgin artışlar meydana gelmiştir. Çalışma sonuçları, 150 dakikalık kavitasyonun ardından çamurdaki toplam azot ve toplam fosforun, sırasıyla %47’sinin ve %50’sinin çözünmüş formlara dönüştüğünü göstermektedir. Çözünmüş azot ve fosfor konsantrasyonlarında meydana gelen bu artışa göre, orifis plakalı hidrodinamik kavitasyon yöntemi etkili bir çamur dezentegrasyonu sağlayabilmiştir.Item Hydrodynamic cavitation of waste activated sludge(Mary Ann Liebert, 2017-08) Keskinler, Bülent; Şaǧban, Fatma Olcay Topaç; Dindar, Efsun; Çırakoğlu, Canan; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1853-2021; AAH-1131-2021; 16319975800; 23984709100; 57203389417Hydrodynamic cavitation systems have shown considerable promise for wastewater treatment. These systems are also used as a sludge pretreatment device to increase treatment efficiency of anaerobic sludge digestion systems. Although there are some literature related to disintegration of waste-activated sludge by hydrodynamic cavitation, effects of some operational variables in an orifice-based system, such as cavitation number and orifice diameter on sludge solubilization efficiency, are missing. In this study, waste-activated sludge that originated from a food processing facility was disintegrated mechanically on a laboratory scale using an orifice-based hydrodynamic cavitator. Use of NaOH, Ca(OH)(2), and H2O2 together with hydrodynamic cavitation was also evaluated. Results showed that after 150min of cavitation, disintegration degrees of 32% to 60% were obtained. Based on results, optimum cavitation number and orifice diameter selected for disintegration of waste-activated sludge were 0.2 and 3mm, respectively. Enhanced solubilization was achieved in the case of hydrodynamic cavitation combined with chemical addition. The best results for the disintegration of solids and organic carbon release in terms of soluble chemical oxygen demand (SCOD) were obtained for the combined system of H2O2 addition with a dose of 20mg/L and hydrodynamic cavitation. According to biochemical methane potential test (BMP) results, 20% to 89% higher biogas production was observed in disintegrated sludges comparing to raw sludge.Item The influence of wastewater sludge amendment on the nitrogen content and urease activity of soil with earthworms(Parlar Scientific Publications (P S P), 2010) Dindar, Efsun; Topaç, Fatma Olcay; Alkan, Ufuk; Başkaya, Hüseyin Savaş; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-6364-4087; AAH-1131-2021; AAH-1853-2021; 23984709100; 16319975800; 6603651365; 8574002200The effects of wastewater sludge amendments on nitrogen forms and urease activity in soil and earthworm (Lumbricus terrestris) casts were investigated. Two different wastewater sludges (municipal and canned food industry) were added to clay loam agricultural soil samples at doses of 20, 40 and 80 g dry raw sludge kg(-1). Following sludge amendment, an incubation study was performed and mineral nitrogen (NH(4)(+)-N+NO(3)(-)-N), total-N and urease activity were determined in soil and earthworm casts. Results indicated that the addition of wastewater sludge significantly increased urease activity, mineral-N and total-N contents of soil and casts. Furthermore, urease activity, mineral-N and total-N contents of casts were found to be significantly higher than that of the surrounding soil. Application of canned food industry sludge at a dose of 80 g kg(-1)(200 t ha(-1)) was the most effective application on nitrogen and urease contents. On the other hand, 40 g kg(-1) (100 t ha(-1)) treatment was found to be the most suitable dose for municipal wastewater sludge.