Sünnet ve komplikasyonları

Loading...
Thumbnail Image

Date

2005

Authors

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Sünnet; glans penisi örten prepisyum adı verilen sünnet derisinin belirli şekil ve uzunlukta cerrahi yolla kesilerek alınması ve penis uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir. Çok uzun zamandır uygulanan bir gelenek olması yanında, dünya üzerinde en çok uygulanan cerrahi işlemdir. Tüm dünyadaki erkeklerin ortalama %25’i dinsel, kültürel, tıbbi ya da ailevi seçim dolayısıyla sünnet edilmektedirler. 19. yüzyılda yenidoğanda rutin sünnet uygulamasına hastalıklardan korunmak amaçlı başlanmış ve kısa sürede özellikle İngilizce konuşan ülkelerde kabul görmüştür. Bugün Amerika’da yenidoğan sünneti çok yaygın olarak uygulanan bir operasyondur. Sünnet derisi gestasyonun 3-5. aylarında gelişir. Glans ve prepisyumun iç yüzünü örten çok katlı yassı epitel ilk zamanlar birbirine yapışıktır. Yaşamın ilk 3-4. ayında yassı hücreler keratinize olur ve smegmayı oluşturur. İnfant smegması yetişkin erkeklerde Tyson’s glandlarından üretilen yağlı maddeyle karıştırılmamalıdır. Yetişkin smegması sünnet derisi altında glansı kayganlaştırıcı etkilidir. Penisin büyümesi ve ereksiyonuyla infant smegmasının oluşması iki epitel yüzeyinin birbirinden ayrışmasını sağlar. Bu süreç doğumdan sonraki birkaç yılda tamamlanır. Yenidoğanların yalnızca %4’ünde prepisyum geri çekilebilir. Yenidoğanların ancak % 50’sinde prepisyum, eksternal üretral meayı görebilecek kadar retrakte edilebilir. Altı aylık bebeklerin ancak % 20’sinde prepisyum tam olarak geri çekilebilir. Normal çocukların % 10’unda üç yaşına kadar prepisyum geri çekilemez. Altı yaşındakilerin bile % 37’sinde glanstan prepisyum tam olarak ayrılamaz. Pubertede tam ayrışma oluşur. Bu ayrışma 10-14 yaşına kadar sürmektedir. Bu çocukların çoğunda fimozis tanısı yanlış olarak konulur.

Description

Keywords

Sünnet, Yenidoğan, Prepisyum, Fimozis

Citation

Balkan, E. ve Kılıç, N. (2005). "Sünnet ve komplikasyonları". Güncel Pediatri, 3(2), 22-23.