2006 Cilt 15 Sayı 2

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 16 of 16
  • ItemOpen Access
    Wittgenstein’ın felsefi metamorfozu
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Panova, Elena; Osman, Fikret; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Bu makalede yazar, Wittgenstein’ın “erken” ve “geç” dönemlerine ait birbirinden oldukça farklı olan iki ayrı felsefesini ve bu felsefeler doğrultusunda da felsefi bir yöntem olma iddiasında bulunan tüm analitik programların, materyalist-diyalektik felsefe açısından eleştirel bir analizini sunmaktadır.
  • ItemOpen Access
    Osmanlı klâsik döneminde kadınların servet edinme yolları (Bursa örneği)
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Maydaer, Saadet; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Klâsik dönem Osmanlı toplumunda kadınların sosyal ve ekonomik hayatta erkekler kadar etkin bir biçimde rol aldıklarını söylemek pek mümkün değildir. Ancak bu durum, kadınların hiçbir ekonomik faaliyette bulunmadıkları anlamına gelmez. Bu dönemde kadınlar çeşitli yollarla maddi kaynaklara sahip olmuşlar ve bunları diledikleri şekilde değerlendirmişlerdir. Bu çalışma, kadınların genelde klâsik dönem Osmanlı toplumunda, özelde Osmanlı Bursa’sında hangi yollarla maddî kazanç sağlayabildiklerini ortaya koymayı hedeflemektedir.
  • ItemOpen Access
    Hukukî çoğulculuk bağlamında Osmanlı ve İsrail hukuklarına bir bakış
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Kumaş, Mehmet Salih; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Postmodern süreçte öne çıkan anlayışlardan biri de hukukî çoğulculuk teorisidir. Bu teori, Batı toplumları için yeni bir olgu olarak görülse de Batı dışı toplumlarda asırlardan beri varolan sosyal bir olguyu ifade etmektedir. Modernist/pozitivist hukuk anlayışının bir sonucu olarak Batı’da gelişen monist hukuk anlayışına bir eleştiri anlamına gelen bu hukuk teorisi, daha çok özel hukuk alanıyla sınırlı olmak üzere, bir toplumda birbirinden farklı hukuk sistemlerinin birlikte bulunmasına veya bir davanın birden farklı şekilde çözümüne imkân veren bir hukuk anlayışını ifade etmektedir. Tarihte ve günümüzde birçok örneğine rastladığımız bu hukuk anlayışının uygulanmasında farklı sebepler söz konusu olmaktadır. Bu durumun doğal sonucu olarak da hukukî çoğulculuğun farklı yapıları ve şekilleri görülmektedir. Bu çalışma, Osmanlı ve İsrail uygulamalarından hareketle hukukî çoğulculuk uygulamaları arasındaki bu farklılıklara bir ışık tutmayı amaçlamaktadır.
  • ItemOpen Access
    Bir tefsir problemi olarak bütün varlıkların Allah'ı tesbîh etmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Kiraz, Celil; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Kur'ân’da bütün varlıkların Yüce Allah’ı tesbîh ettiği ifade edilmektedir. Akıllı varlıkların Allah’ı tesbîh etmesi anlaşılır bir şeydir; fakat akıl sahibi olmayan varlıkların tesbîhinin ne anlama geldiği konusu, müfessirler arasında tartışmalı bir konudur. Bir kısım müfessir bunun, akıl sahibi olmayan varlıkların hakîkî anlamda, sözlü olarak, insanlar tarafından anlaşılmayan bir şekilde gerçekleştiğini ifade etmektedir. Bir kısım müfessir ise bunun, söz konusu varlıkların Allah’ın yüceliğine delâlet etmesi şeklinde gerçekleştiğini kabul etmektedir. Bu makalede, zikredilen iki görüşü savunan müfessirlerin, görüşlerini nasıl temellendirdiklerine ve ne gibi deliller ileri sürdüklerine değinilmektedir.
  • ItemOpen Access
    Emîn er-Reyhânî’nin yazılarında tabiat teması
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Şahin, Şener; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Gurbet psikolojisinin de etkisiyle, tabiata ve tabiata ait unsurlara karşı hissedilen derin sevgi 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Arap dünyasından Amerika’ya göç eden edip ve şairlerin hemen tamamının ortak özelliğini teşkil etmektedir. Ancak bu sevgi, hiçbir mehcer edibinde Reyhânî’de görüldüğü kadar güçlü ve derin olmamıştır. Çoğu mehcer edibi için doğuya özgü tabiat unsurlarına yönelme sadece bir nostaljiden ibaretken, ‘tabiat merkezli tefekkür’ Reyhânî için hemen her etkinlikten ve meseleden öncelikli bir yere sahip olmuş, hayat tarzından üslubuna kadar onun kişiliğini çepeçevre kuşatmıştır.
  • ItemOpen Access
    Mevlevîliğin Bursa’daki izleri
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Tek, Abdurrezzak; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Bu çalışmada XV. yüzyıldan itibaren Bursa’da oluşmaya başlayan Mevlevî kültürü ile farklı semtlerde kurulan Mevlevî tekkeleri ele alınmıştır. Bunlar arasında özellikle Ahmed Cunûnî Dede tarafından Pınarbaşı semtinde kurulan ve tekkelerin kapatılmasına kadar varlığını sürdüren âsitâne, postnişînleri, vakfiyeleri, günümüze kadar ulaşmış olan kabir taşları ve kaynaklarda Mevlevî dervişi olarak tanıtılan kişiler hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.
  • ItemOpen Access
    XVIII. yüzyılda Bursa halkının ekonomik yapısı
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Karataş, Ali İhsan; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    En eski tarihli ve zengin şer’iyye sicillerine sahip olan Bursa, bu hususiyetiyle şehir tarihinin farklı yönleriyle ele alınması bakımından araştırmacılara geniş imkânlar sunmaktadır. Eğitim, yerleşim, ticaret ve gündelik hayat gibi konuların yanında halkın ekonomik durumunun incelenmesi de şehir tarihi araştırmalarında önemli bir yer tutar. Zira ekonomik durum, sosyal hayatın her alanını doğrudan etkilemektedir. Toplumların ekonomik durumlarının tespiti için elimizdeki en önemli kaynaklar tereke kayıtlarıdır. Ölenlerin geride bıraktıkları menkul ve gayrimenkul her türlü eşyasını, alacak ve borçlarını ihtiva eden bu kayıtlar ilgili dönem toplumunu mukayeseli şekilde incelemeye fırsat tanımaktadır. Bu çalışmada tereke kayıtları esas alınarak kadın-erkek, Müslim-gayrimüslim gibi XVIII. yüzyıl Bursa toplumunu oluşturan halkın iktisadî durumu fakirlik, orta hallilik ve zenginlik bakımlarından ele alınmaya çalışılacaktır.
  • ItemOpen Access
    Politik teoloji
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Çınar, Aliye; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Bu yazı, politik teoloji konusunu ele alır. Carl Schmitt’e göre “egemen, olağanüstü duruma karar veren” kişidir. Onun düşüncesinde politik olan devleti önceler. Çünkü politik olan ideal bir dünyada değil de, bu dünyada işler. Klasik teizmin ve deizmin tanrısı Varlık iken, modern devlet rasyonel ilke (Varlık) üzerine ikame edilmiştir. Bu hakiki anlamda siyasal olana ne kadar uygundur? Zira politik düşünce “insanî güdü ve ilgilerin, baskı ve arzuların birbiriyle ilişkisinin oluşturduğu toplumsal gerçeklikte ve insanda kök salar.”
  • ItemOpen Access
    Tasavvufta sekîne kavramı
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Çift, Salih; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Sekîne Kur’ân’da ve hadislerde farklı bağlamlarda ve değişik anlamlarıyla geçen bir kelimedir. Tasavvufta ise sekîne genel olarak ilham manasında kullanılmakla birlikte tarih boyunca pek çok sufi bu kavrama yeni anlamlar yüklemişler ve farklı şekillerde yorumlamışlardır.
  • ItemOpen Access
    Makdisî’nin Ahsenü’t-Tekâsim’indeki bilgiler ışığında Kur’an kıraatlarına ilişkin tespitler
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Maşalı, Mehmet Emin; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Dördüncü asrın ünlü coğrafya bilgini Makdisî (ö. 390/1000), İslam coğrafyasının muhtelif bölgelerine gerçekleştirdiği gezi ve gözlemlere ilişkin coğrafi ve kültürel mülahazalarını aktardığı Ahsenü’t-tekâsîm fî ma’rifeti’l- ekâlîm isimli eserinde, İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde hangi kıraatların okunup takip edildiği konusu başta olmak üzere Kur’an kıraatlarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu araştırma, Makdisî’nin Kur’an kıraatlarıyla ilgili tespit ve değerlendirmelerinin takdim ve tahlilini hedeflemektedir.
  • ItemOpen Access
    Temel tasavvuf klasiklerinde dünyâ algısına toplu bir bakış
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Erginli, Zafer
    Tasavvuf düşüncesinde dünyâ kavramı, insan bilincinin farklı seviyelerine göre farklı şekillerde anlaşılmıştır. Sûfîlerin tasavvuftaki bilinç türleri olarak ortaya koydukları avâm, havâss ve ehass gruplamasına göre dünyâ karşısındaki tutumun da değiştiği görülmektedir. Sûfîlerin avâmın dünyâ algısını âfet, havâssın dünyâ algısını nîmet, ehassın dünyâ algısını âyet olarak gördükleri söylenebilir. Sûfîlerin hedefi bilinçte tevhîdin gerçekleşmesidir. Sûfîler verâ, zühd, sabır, şükür, tevekkül gibi terimlerin avâm, havâss ve ehassa mahsûs üç boyutunun varlığını kabul etmektedirler. Bu da, insan bilincinde yükselişe yardım eden hiçbir tavrın, hiçbir aşamada değer ve işlevselliğini yitirmediğini göstermektedir.
  • ItemOpen Access
    Hadislerden inanç esası tesbiti
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Yücedoğru, Tevfik; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Hadislerden inanç esasları tespiti usul tartışmalarının en hararetli kısmını oluşturmaktadır. Özellikle hicri ikinci asırdan itibaren uydurma hadis faaliyetlerinin hız kazanması kelâm âlimlerini ilke tespitine yöneltmiş ve buna bağlı olarak bazı prensiplerin benimsenmesini beraberinde getirmiştir. Bu makale, hadislerden itikâdî ilke tespitinde gerekli olan usûlleri konu edinmektedir.
  • ItemOpen Access
    Kur’ân’da iman kavramı
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Yücedoğru, Tevfik; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Kur’ân’da, bireyin emniyet içinde yaşama isteği ve ilahi mesaja teslimiyet göstermek, iman olarak adlandırılmaktadır. Hem kendini hem de çevredekileri huzur, güven ve sükûn hisleriyle yaşatmak şeklinde değerlendirilebilecek iman ve taşıyıcısı mü’min, aynı zamanda Allah’ın yeryüzünde arzu ettiği insan tipinin ortaya çıkmasını gerçekleştiren kişi denilebilir. Bu makalede iman ve onun taşıyıcısı mü’minin, Kur’an’da kazandığı kavram anlamaları üzerinde durulacaktır.
  • ItemOpen Access
    Oryantalistlerin fıkhî hadislerin menşei ile ilgili görüşleri ve tenkidi
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Kahraman, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Yaklaşık iki asrı aşkın bir süredir genelde İslâm, özelde ise hadis hakkında araştırma yapan Oryantalistler, hadisin menşei hakkında Müslüman âlimlerden bütünüyle farklı düşünmektedir. Oryantalistlerin fıkhî hadislerin menşei ile ilgili görüşleri, genel olarak hadisin orijinalitesi konusundaki kanaatlerinin bir uzantısıdır. Bu araştırmada önce Oryantalistlerin hadisin menşei hakkındaki genel yaklaşımları üzerinde durulacak, sonra özellikle fıkhî/hukukî hadislerin ortaya çıkışı ile ilgili görüşleri ele alınacaktır. Daha sonra da bütün bu görüşler değerlendirilmeye çalışılacaktır. Çalışmada, genel itibariyle Oryantalistlerin de zaman zaman yaptığı gibi, Müslüman âlimler tarafından yazılmış eserlerde yer alan H.I ve II. asır ile ilgili bilgi ve beyânlar temel alınacaktır.
  • ItemOpen Access
    Din faktörü ışığında cahiliye şiirine bir bakış
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Yalar, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Bu makale, Cahiliye Arap şiirine din faktörü çerçevesinde ışık tutmak üzere kaleme alınmıştır. Böylece bu şiirin zihinsel ve duygusal arka planının değerlendirilmesine zemin hazırlanmak istenmiştir. Çalışmada önce cahiliye Arap toplumunda genel olarak dini hayatın durumu kısaca gözden geçirilmiş, ardından da dinin cahiliye şiirindeki yeri ele alınmıştır. Bu çerçevede cahiliye şiirinin, tarihsel gerçekliği ile ilgili farklı görüşlere de kısaca değinilerek, dönemin belli başlı din anlayışlarına ne ölçüde ışık tuttuğu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla belli başlı dinî inançların cahiliye şiirindeki yansımaları üzerinde durulmuş ve somutlaştırıcı örneklerine yer verilmiştir.
  • ItemOpen Access
    Dâvûd-İ Kayserî ve genel hatlarıyla düşüncesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2006) Karadaş, Cağfer; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
    Davûd el-Kayserî, Save asıllı olmakla birlikte Kayseri’de dünyaya gelmiş, ilk eğitimi orada aldıktan sonra dönemin ilim merkezleri olan Karaman’a ardından Mısır’a gitmiştir. Mısır’da temel dini bilimleri öğrenen Kayserî, İran’a geçmiş ve ölünceye kadar yanında kalacağı hocas Kaşanî ile karşılaşmıştır. Kaşanî’nin ölümü sonrası Osmanlı Sultanı Orhan’ın daveti ile İznik’e gelmiş ve yeni yapılan medreseye hoca tayin edilmiştir. Tasavvuf, kelam ve felsefe alanında iyi yetişmiş olan Kayserî, hocası Kaşanî gibi İbn Arabî’in takipçilerindendir. Başta Fususü’l-hikem şerhi olmak üzere İbn Arabî düşüncesi çerçevesinde verdiği eserler yıllardır önemini korumuş ve insanları etkilemiştir. Bu gün dahi bu eserler entelektüel çevrelerde önemsenmekte ve izlenmektedir.