2004 Cilt 30 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18145
Browse
Browsing by Type "Olgu bildirimi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Geniş vestibüler akuaduktus sendromu: 2 olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2004-05-20) İnci, Nusret; Hızalan, İbrahim; Turgut, Özlem Kaya; Tezel, İlker; Onart, Selçuk; Erişen, Levent; Basut, Oğuz; Coşkun, Hakan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kulak-Burun-Boğaz Anabilim Dalı.Çocuk ve adolesan yaş grubunda nörosensoriyal işitme kaybının (NSİK) % 1,5’u “Geniş Vestibüler Akuaduktus Sendrom (GVAS)”lu hastalardır. Bu hastalarda NSİK sıklıkla yüksek frekanslarda, bilateral ve progresif tarzda olup, bazen ünilateral ve flüktüan şekilde de olabilir. Son yıllarda GVAS’nin oluşmasında kompleks etiyolojinin rol aldığı anlaşılmıştır. GVAS’da işitme kaybının nedeni açık olmamasına rağmen, minor baş travmaları ile arttığı bilinmektedir. Tedavide steroid, hiperbarik oksijen gibi ajanlarla tedavi sonrası başarısızlık durumunda koklear implant uygulaması söz konusudur. Kliniğimizde iki yıl önce ani NSİK nedeni ile yatırdığımız yedi ve yirmi yaşlarında iki bayan hastamıza yapılan tetkikleri sonucunda GVAS tanısı konulmuştur. Bu makalede, olgularımızın klinik ve radyolojik bulguları literatür verileri ışığında sunulmuştur.Item İdiyopatik sol ventriküler taşikardi’li bir olgunun radyofrekans kateter ablasyonu ile tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 2004-05-11) Gemici, Kani; Çiçek, Davran; Tekiner, Fatih; Cordan, Jale; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.Ventriküler taşikardi’li (VT) hastaları değerlendirmek sıklıkla zordur. Sürekli monomorfik ventriküler taşikardi, sıklıkla geçirilmiş miyokard infarktüsü ve kardiyomiyopati gibi yapısal kalp hastalıkları ile ilişkilidir. Bununla birlikte bazı VT’li hastalarda, organik kalp hastalığı bulunamamıştır. İlaç tedavisi genellikle yetersizdir. İdiyopatik VT elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi (EKO) ve koroner anjiyografi (KAG) yapılarak yapısal kalp hastalığı olmadığı gösterilmiş hastalarda oluşan VT atakları olarak tanımlanır. Hemodinamik olarak genellikle stabil olması, fokal orijinli olması, etrafında skar dokusu olmaması ile VT’yi radyofrekans ablasyona oldukça duyarlı kılar. Radyofrekans kateter ablasyonu seçilmiş hastalarda atakları bitirebilir ve kür sağlayabilir, antiaritmik ajanların uzun süreli kullanımı ile oluşabilecek yan etkilerden hastayı kurtarır. Bizde burada idiyopatik sol VT’li bir olgumuzun radyofrekans kateter ablasyonu ile küratif tedavisini sunduk.Item Joubert sendromu: beş olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2004-05-14) Saraç, Vedat; Yazıcı, Zeynep; Aktürk, Çağlar; Erdoğan, Cüneyt; Okan, Mehmet; Köksal, Nilgün; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Joubert sendromu otozomal resesif geçiş gösteren, hipotoni, ataksi, epizodik hiperpne nöbetleriyle seyreden bir hastalıktır. Klinik olarak anormal göz hareketleri, nistagmus, hiperpne-apne epizodları ve mental-motor gelişme geriliği izlenir. Temel radyolojik bulgular; vermisin tam veya parsiyel yokluğu, hipoplastik serebeller pediküller ve buna bağlı 4. ventrikül deformitesidir. Joubert sendromunda pons ve inferior kollikulus arasındaki beyin sapı bölgesinde (istmus) disgenezise bağlı ponto-mezansefalik birleşkede uzama, incelme ve interpediküler fossada derinleşme izlenir. Ayrıca süperior serebeller pediküllerde kalınlaşma ile 4. ventrikülde lobulasyon ve genişlemeye neden olan vermis hipoplazisi görülür. Bu üç bulgu aksiyal MR görüntülerde ‘molar diş’ görünümüne neden olur. Bu yazıda, Joubert sendromlu beş hastanın klinik ve radyolojik bulguları sunulmaktadır.Item Vertebrobaziler dolikoektaziye bağlı hemifasiyal spazm(Uludağ Üniversitesi, 2004-07-16) Şanal, Bekir; Gökalp, Gökhan; Kaçar, Emre; Parlak, Müfit; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.Hemifasiyal spazm (HFS), 7. kranial sinirin innerve ettiği fasiyal kasların tek taraflı istemsiz ve ağrısız kontraksiyonudur. Sıklıkla 7. kranial sinirin bir komşu arter tarafından kök giriş bölgesinde vasküler dolikoektaziye bağlı kompresyonu ile oluşmaktadır. Fasiyal sinirin vasküler patolojiye bağlı kompresyonunu ve diğer kranial sinirleri değerlendirmede 3B CISS MR sekansı, konvansiyonel görüntülere ek olarak yapılması gerekli bir görüntüleme yöntemidir. Bu yazıda, 3B CISS MRG yöntemi ile vertebrobaziler dolikoektazi ve buna bağlı nörovasküler basının gösterildiği hemifasiyal spazmı olan bir olgunun klinik ve radyolojik bulgularını sunmayı ve tartışmayı amaçladık.