2015 Cilt 13 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/8823
Browse
Browsing by Subject "Anne sütü"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Anne sütünde poliaminler(Uludağ Üniversitesi, 2014-06-25) Büyükuslu, NihalAnne sütü, tüm yeni doğanlar ve bebekler için ideal besindir. Yapısında, gelişimi sağlayan makro besin bileşenleri ve fonksiyonel bileşikler içerir. Anne sütü bileşenleri, erken doğum ve zamanında doğum yapan annelerde değişiklik gösterir. Hücre büyümesi ve farklılaşmasında rol oynayan poliaminler, endojen olarak sentezlenmelerinin yanı sıra diyet yoluyla alınan besinlerden ve barsak mikrobiyatasından ekzojen olarak da sağlanırlar. Yeni doğanlar için ilk ekzojen poliamin kaynağı olan anne sütünde, spermin ve spermidin konsantrasyonu putresine oranla daha yüksektir. Laktasyon süresince poliamin içerikleri, ilk hafta boyunca artarak 1-2 hafta sonrasında maksimum seviyeye ulaşır, daha sonra düşmeye başlar. Anne sütünde poliamin içeriği, anne sütünün alınma zamanı, emzirme süresi ve annenin diyetle aldığı poliamin miktarına bağlıdır. Yeni doğan ve bebeklik dönemlerinde poliamin alınması immün sisteminin oluşturulması ve barsak gelişiminde önemlidir. Anne sütünün yetmediği ve tamamlayıcı beslenme gereken durumlarda, formula veya inek sütü kullanılır. İnek sütünün poliamin içeriği anne sütündekine oranla daha düşüktür. İdeal formula kompozisyonunda besin bileşenlerinin yanı sıra gerekli büyüme ve gelişmeden sorumlu mikro besin maddeleri de yer alır. Poliaminlerle zenginleştirilmiş formula ile beslenme, bebeklerin immün sistemi gelişimine katkıda bulunabilir. Bu derlemede, anne sütünde bulunan poliaminlerin, fonksiyonları ve bebeğin gelişimi üzerine etkileri ile anne sütü, inek sütü ve formulalarda poliamin içeriklerinin karşılaştırılması amaçlamıştır.Item Neonatal bruselloz: İki hasta-iki farklı bulaş(Uludağ Üniversitesi, 2014-06-13) Akın, İlke Mungan; Şengül, Özlem Kalaycık; Özümüt, Sibel Sevük; Kıral, Asuman; Büyükkayhan, DeryaBruselloz, Orta Doğu, Asya, Doğu Avrupa, Orta ve Güney Amerika ülkeleri ile ülkemizin de dahil olduğu Akdeniz havzasında halen endemik olan sistemik bir enfeksiyon hastalığıdır. Neonatal bruselloz oldukça nadir görülür ve bebeğe bulaş yolları ile ilgili net bilgiler bulunmamaktadır. Bebeğe bulaşın, anne karnında plasentadan direkt olarak, doğum sırasında annenin genital sistemindeki sekresyonların ve kanın yutulması ya da enfekte anne sütünün içilmesi ile olabileceği düşünülmektedir. Bu raporda iki yenidoğan bebekte iki farklı bulaş yolu ve klinikleri sunulmaktadır. İlk olgu, 31. gebelik haftasında doğan solunum sıkıntısı, hepatosplenomegalisi, lökositozu olan prematüre bebekti. Hastadan doğar doğmaz alınan kan kültüründe brusella üremesinin öğrenilmesiyle değiştirilen antibiyotik tedavisi sonrasında mekanik ventilasyon desteği kesilebildi, hepatosplenomegalisi ve lökositozu düzeldi. İkinci olgu ise kardeşine bruselloz tanısı konulduğu için ailesi araştırılırken annesine doğumdan hemen önce bruselloz tanısı konan 28 günlük miadında doğan bebekti. Bebeğin doğumdaki ilk değerlendirmesi tamamen normalken, tıbbi öneriye rağmen emzirilmişti. Yaşamın 4. haftasında gelişen lökopeni ve nötropeni nedeniyle tekrar değerlendirildi ve brusella tüp aglutinasyon testinin pozitifleştiği saptandı. Hastaya verilen antibiyotik tedavisinden sonra hastanın değerleri normale dönmüştür. Her iki hastada da anne sütü annelerin tedavisi tamamlanıncaya kadar kesildi, bebekler mama ile beslendi. Her iki ailenin de kırsal kesimde yaşayan ve pastörize edilmemiş süt ürünlerini kullanan aileler olduğu görüldü. Her iki hastaya da trimetoprim sulfametoksazol ve rifampisin tedavisi 6 hafta süreyle herhangi bir komplikasyon gözlenmeksizin kullanıldı. Sonuç olarak; bruselloz ülkemiz gibi endemik ülkelerde, intrauterin ve neonatal enfeksiyonların ayırıcı tanısında mutlaka düşünülmeli ve araştırılmalıdır. Neonatal dönemdeki klinik bulgular farklı ve müphem olabileceği için ailenin geleneksel alışkanlıkları, özellikle kırsal kesimden gelen hastalarda sorgulanmalıdır.