2006 Cilt 32 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18251
Browse
Browsing by Subject "Insulin resistance"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Tip 2 diabetes mellituslu hastalarda mikroalbuminüri, insülin direnci ve kardiyovasküler risk(Uludağ Üniversitesi, 2006-08-03) Ersoy, Canan; Taşlı, Babürşah; Yıldız, Abdülmecit; İmamoğlu, Şazi; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Son çalışmalar tip 2 diyabette mikroalbuminüri (MAU) varlığı ile hedef organ hasarları ve kardiyovasküler hastalık riski arasındaki ilişkilere yönelmişlerdir. Bu çalışmada, Tip 2 diabetes mellituslu (DM) hastalarda MAU ile glisemik kontrol, insülin direnci (İR) ve diğer kardiyovasküler risk faktörleri arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. İnsülin gereksinimi olmayan, normal renal fonksiyonlu 29 mikroalbuminürik ve 68 normoalbuminürik tip 2 DM’lu hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalarda antropometrik ölçümler ve kan basıncı kaydedildi. Serum açlık ve tokluk kan şekerleri, insülin, CRP, transferrin, fibrinojen düzeyleri, lipid profili ve renal fonksiyonlar ölçüldü. İR, Homeostasis Model Assessment (HOMA) metodu ile hesaplandı. HDL-kolesterol düzeyleri MAU’li hastalarda daha düşük (45.3 ± 7.8 mg/dl’ye karşılık 49.8 ± 7.5 mg/dl) iken, kan basınçları, serum insülin ve HOMA-İR (8.64 ± 6.9 karşılık 5.42 ± 5.4) değerleri MAU’li hastalarda normoalbuminüriklerden daha yüksekti. HbA1C değerleri dikkate alındığında MAU gurubunda 18 (%62), normoalbuminüri gurubunda 26 (%38.8) hastanın glisemik kontrolü kötü idi. Kilolu, obez, hipertansif, dislipidemik hasta, retinopati veya nöropati sıklığı oranları her iki gurupta benzerdi. MAU bel çevresi, bel kalça oranı, VLDL-kolesterol ve trigliserid düzeyleri ile koreleydi. Lojistik regresyon analizi MAU için kadın cinsiyet, sigara kullanımı ve HOMA-IR değerinin >5.51 olmasının bir risk faktörü olduğunu gösterdi. Sonuçta İR MAU’li tip 2 diyabetli hastalarda artmıştır. İR’ni azaltan tedavi yaklaşımları bu hastalarda yararlı olacaktır