2019 Cilt 17 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/9319
Browse
Browsing by Subject "Children"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Erzurum'da hepatit B’li annelerin bebeklerine verilen pasif-aktif immunoprofilaksinin sonuçları, Türkiye(Uludağ Üniversitesi, 2019) Alay, Handan; Şahiner, Melek; Kadıoğlu, Berrin Göktuğ; Alay, Ragıp AfşinGİRİŞ ve AMAÇ: Hepatit B virüsü (HBV) ile infekte annelerden doğan bebekler pasif-aktif immünoprofilaksiye rağmen infekte olabilirler. Bu çalışmada HBV’nin bulaşmasında maternal vireminin rolünü ve HBV ile infekte annelerden doğan bebeklerin pasif-aktif immunoprofilaksi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmaya bir Kadın Hastalıkları ve Doğum hastanesinde 2014 ve 2016 yılları arasında HBV ile infekte anneler ve pasif-aktif immünoprofilaksi uygulanan bebekleri dahil edildi. Hastaların sosyodemografik verileri, hepatit belirteçleri, viral yükleri ve çocukların hepatit belirteçleri değerlendirildi. BULGULAR: 2014-2016 yılları arasında 26925 gebe kadın HBsAg için tarandı. 328 HBsAg pozitif gebe kadının 271’i hastanemizde doğum yaptı. Sadece 53 anne ve bebeğine ulaşabildik. HBsAg pozitif 53 anneden 2(% 3,72)’si HBeAg pozitif, 51(% 96,23) anne ise AntiHBe pozitifti. Beş annede(% 9,43) viral yük ≥2000 IU / ml idi. 28(% 52,83) annenin viral yüklerine ulaşılamadı. Maternal HBeAg durumu ve viral yük ile infant antikor yanıtı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki vardı (p <0,05). Doğum ağırlığı, gestasyonel yaş ve HBIG yapılma zamanı ile infant antikor yanıtı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktu (p> 0,05). TARTIŞMA ve SONUÇ: HBV ile infekte annelerin bebeklerinde pasif-aktif immunoprofilaksi, perinatal bulaşmanın önlenmesinde oldukça etkilidir. HBsAg taraması tüm gebelere hamilelikleri sırasında yapılmalıdır. Hamileliklerinde HBsAg pozitif olarak saptanan annelerin bebeklerine doğumdan 6-12 saat içinde pasif-aktif immunoprofilaksi verilmelidir. Sonrasında mutlaka immünizasyon sonuçları değerlendirilmelidir. Ebeveynlere taburculuk sırasında bilgi verilmesi, toplumun farkındalığını artıracak ve hepatit B'nin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacaktır.Item Kanser tedavisi alan çocuklarda bulantı-kusmaya yönelik semptom yönetimi: Kanıt temelli uygulamalar(Uludağ Üniversitesi, 2019) Gürcan, Meltem; Turan, Sevcan AtayKemoterapiye bağlı oluşan bulantı-kusma kanser tedavisi alan çocuklarda en yaygın görülen ve multidisipliner yaklaşım gerektiren semptomlar arasındadır. Son yıllarda antiemetik tedavi protokolleriyle ilgili gelişmelere rağmen, bulantı-kusmayla baş etme güçlükleri günümüzde hala devam etmektedir. Kontrol altına alınamayan bulantı-kusma deneyimleyen çocuklar, tedavi sürecinde uzama, yaşam kalitesinde azalma, sıvı-elektrolit dengesizliği, yetersiz beslenme ve tedaviye uyumda azalma gibi birçok sorun yaşamaktadır. Bu derlemede, çocuklarda bulantı-kusmaya yönelik kanıta dayalı, güncel ve güvenilir bilgilerin hemşireler için rehber niteliği taşıması amaçlanmıştır. Bulantıkusmayı azaltmak için farmakolojik yöntemlerin yanında integratif sağlık yaklaşımları da tercih edilmektedir. Hemşireler bulantı-kusmanın optimal düzeyde yönetilmesini sağlamak için yeterli bilgiye ve donanıma sahip olmalıdır. Bu doğrultuda, kanıta dayalı tedavileri uygulama ve integratif yöntemlerle ilgili rehberlik/danışmanlık yapmalı ve eğitim vermelidir. Bunun yanında, uygulama rehberlerini takip ederek, değişen bilgiler doğrultusunda klinik uygulamalarını güncelleştirmelidir. Kemoterapi protokollerine uygun standart, güncel antiemetik tedavilerin uygulanması çocukların yaşadığı bulantı-kusma semptomunun önlenmesini/azaltılmasını sağlayarak çocuk ve ebeveynlerin yaşam kalitesini arttıracaktır. Bu derlemede, bulantı-kusma yönetiminde uygulanan değerlendirme araçları ve standart tedavi yöntemlerinin yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, bulantı-kusmanın etkin yönetilmesi için hem farmakolojik hem integratif yöntemlerle ilgili daha fazla deneysel ve kanıta dayalı çalışmaların yapılması önerilmektedir.Item Yeni teşhis edilen hipertansiyonlu çocuklarda elastpq tekniği ile elde edilen böbrek kortikal sertliği anlamlı olarak artar(Uludağ Üniversitesi, 2019) Koç, Ayse Selcan; Cilsal, ErmanGİRİŞ: Bu çalışmada hipertansiyon (HT) olan çocuklarda, elastografi point qantifiation (ElastPQ) incelemesi ile elde edilen böbrek kortikal sertlik (KS) değişiminin değerlendirilmesi ve bu hastalardaki KS ile ilişkili parametrelerin tespit edilmesi amaçlandı. GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmaya 7–16 yaş aralığında okul çağında yeni tanı HT olan 40 çocuk ve 20 sağlıklı kontrol alındı. Rutin anamnez, fizik muayene ve laboratuvar incelemelerine ek olarak böbrek ultrasonografisi (USG) yapıldı. ElastPQ incelemesi ile böbrek KS düzeyi ölçüldü. BULGULAR: HT olan hastalarda; sistolik kan basıncı (SKB), diyastolik kan basıncı (DKB), nabız basıncı (PP), LDL kolesterol ve trigliserid düzeyleri, böbrek kortikal kalınlık ve KS değerleri sağlıklı kontrollere göre belirgin olarak yüksekti (p<0,05 her biri için). Böbrek KS ile tek değişkenli analizde SBP, DBP, PP ve böbrek kortikal kalınlık ile pozitif ve HDL ile negatif olarak ilişkili olduğu bulundu. Lineer regresyon analizinde, bu parametrelerden sadece SKB böbrek KS ile yakın olarak ilişkili olduğu tespit edildi (p<0,001 vs. β=0,395). SONUÇ: Yeni tanı HT olan çocuklarda ElastPQ tekniği ile elde edilen böbrek KS artar. Çalışmamızın sonucuna göre, HT olan çocuklarda hedef organ hasarının erken belirlemesinde böbrek KS bir kullanılabileceği kanısına varıldı. Ancak bu bulgu için ek çalışmaların yapılması gerektiği düşünüldü.