2021 Cilt 20 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16366
Browse
Browsing by Subject "City-state"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atina Demokratia’sının tragedyası(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-22) Yıldızdöken, ÇiğdemDithyramboslardan gelişen ve Attika topraklarında gün yüzüne çıkan tragedyalar, polis’in sözcüsü olmakla Atina’nın demokratik düşüncesinin polis’te kök salmasını ve filizlenmesini sağlayarak kent devletinin, varlık tarzlarından başta dini ve politik olmak üzere ontolojik-egzistansiyal-epistemolojik ve estetik temelini oluşturacak asli-kurucu unsurları açığa çıkarmıştır. Tragedya, kurucu unsurları birbirine karşıt iki eş değer güce sahip fenomenleri bir arada sunarak, bizi kahramanın içsel çatışmasından toplumun ve polis’in içsel çatışmasına yöneltmektedir. Buna bağlı olarak eski dünyanın evrensel-aristokratik değerleri karşında beliren yeni dünyanın “fark”ı gözeten demokratik değerleri verili bir hakikatin ananke’sini değil, yaratma eylemi ile görünür olan gerçekliği oluşturmaktadır. Bu yaratma eylemiyle bir yurttaş, düşünce ufkunda kendi varlığını var etmektedir. Bu nedenle Olymposcu söylemin yazgısal düşüncesi var-etme, var-laşma ile yazgının gücü karşısında alaşağı edilen sanatın değerini ters-yüz etmektedir. Böylece tragedyalarla evrensel yazgı karşısında bireyi gözeten Dionysoscu söylem polis’in duygularını ve bilinçaltına fırlatılmış içgüdüsel bilgeliğini sahnede görünür kılarak seyirci nezdinde bilişsel bir sürecin oluşumunu sağlayan temel yapıyı tesis etmektedir. Öyle ki tanrısal gücün tezahürü olarak Dionysos, karşıtlığın aradalığında hakikat perdesi ile örtülmüştür. Örtünün kaldırılması ile gizlenmiş olanın açığa çıkması, logosentrik dünya görüşünün bertaraf ettiği diyalektik dürtünün, bengiliğin gücüne olan diyalektik nüfuzunu görüleyebilmesiyle olanaklıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki, polis’in trajik bilinci tüm karşıt fenomenleriyle “daha yücesini isteme” doğrultusunda uzlaşıya da hazırdır. Bu uzlaşı bir tür denge olarak tragedyalar eşliğinde yurttaşa sunulmaktadır. Bu hususta polis’in erdemi olarak politik tavrı açığa çıkaran sophrosyne toplumsal, siyasal, ahlakî açmazların çözümüne ilişkin mahiyette kendini ele vermektedir. Sophrosyne, artık eski gelenekçe sahiplenilen aristokratların erdemi olmaktan çıkarak bu yeni Diyonizyak dünya alanında polis uğruna demos’un erdemine dönüşür. Bu doğrultuda çalışmamız M.Ö. 6. yüzyıl Atina polis’ine odaklanarak demokratia ve tragedya arasındaki ilişkiyi tesis eden kurucu öğelerin ne olduğuna yönelik bir irdelemeyi içerirken, trajik bilincin tragedyada demokratik unsurlarla kendini nasıl görünür kıldığına dair gerçekleştirilecek araştırmanın sorumluluğunu da almaktadır. Ancak çalışmamızda araştırmamızın değeri açısından Antik Yunanlıları trajik düşünceye iten şeyin ne olduğu meselesi ele alınarak philosophia ile olan münasebete ilişkin yanıt denemesine de yer verilecektir.