2006 Cilt 6 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15698
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bingöl sulu şartlarında yetişen arı otu (phacelia tanecetifolia benntham)’na uygulanan değişik sıra aralığının bazı tarımsal özelliklere ve arı merası olarak kullanılmasına etkisi üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Bakoğlu, Adil; Kutlu, Mehmet AliBu çalışma, Bingöl sulu şartlarında 2002 yılında arıotunun farklı sıra arası mesafelerinin (40 – 50 – 60 cm) bazı tarımsal karakterler üzerindeki etkilerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Çalışmada bitki boyu, salkım sayısı/bitki, çiçek sayısı/salkım, çiçek sayısı/m2 , arı sayısı/m2 , yan dal sayısı/bitki, yaş ve kuru madde verimleri (kg/da) incelenmiştir. Yan dal, yaş ve kuru madde verimi dışında, incelenen tüm özellikler bakımından sıra aralığı arasında farklılıklar örnekleme başlangıcından sonuna kadar istatistik olarak önemli değişiklikler göstermiştir. En yüksek bitki boyu 53.50 cm, salkım sayısı 71.23 adet/bitki, salkımda çiçek sayısı 11.50 adet/bitki, m2 ’de çiçek sayısı 8982.23 adet/m2 , arı sayısı 116 adet/m2 olarak tespit edilmiştir. En yüksek değerler 50 cm sıra aralığında ortaya çıkmıştır. Yan dal sayısı 3.16 adet/bitki, yaş ve kuru madde verimleri 1115.78 ve 305.27 kg/da olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlara göre Bingöl ve çevresinde arı otundan yüksek verim alabilmek için 50 cm sıra aralığı önerilebilir.Item Türkiye balarılarında genetik çeşitlilik ve korunmasının önemi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kence, AykutAnadolu çok çeşitli iklim koşullarına sahip olması, bölgeden bölgeye büyük farklılıklar gösteren jeolojik yapısı ve Afrika, Avrupa ve Asya arasında doğal bir köprü oluşturması nedeni ile bir çok canlı türünün evriminde önemli bir rol oynamıştır. Bal arıları geçirdikleri evrim sırasında Anadolu’nun yerel iklim koşullarına ve florasına uyum sağlayarak çeşitli ırk ve ekotipleri oluşturmuşlardır. Bu ırk ve ekotiplerin morfometrik ve genetik farkları incelendiğinde, balarılarının gerek morfometrik özelliklerinde, gerekse alozim, mitokondri DNA’sı ve mikrosatelitler açısından büyük bir çeşitlilik gözlenmiştir. Alozimlerde ve mikrosatelitlerde gözlenen alttürlere özgü çok sayıda nadir alel Anadolu’da bal arılarının uzun bir süredir evrimleşmekte olduğunu göstermektedir. Bu büyük çeşitlilik bal arılarının ileride meydana gelebilecek çevre değişimlerine uyum sağlayabilmeleri ve Dünyada ve Türkiye’de bal arıları ile yapılacak genetik ıslah çalışmaları için gereklidir ve korunmalıdır. Türkiye’de bulunan yerel balarısı ırkların yabancı ırklarla değiştirilmesi uygulamasının önüne geçilmelidir. Balarısı alttürlerinin ve ekotiplerinin bulundukları bölgelerde ıslah edilerek arıcıların hizmetine sunulması, ülkemizdeki balarısı genetik çeşitliliğinin günümüzde ve gelecekte yararlanılmak üzere korunması için en uygun çözüm gibi görünmektedir.