2016 Cilt 14 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/8953
Browse
Browsing by Department "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Diyabetik ketoasidozla başvuran çocuk olguların değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-07-02) Koyuncu, Ekrem; Sağlam, Halil; Tarım, Ömer; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Endokrinoloji Bilim DalıGiriş: Diyabetik ketoasidoz (DKA) insülin eksikliğinin ciddi bir sonucu olup tip 1 diabetes mellituslu (DM) çocuklarda önemli ölçüde mortalite ve morbiditeye neden olan bir durumdur. DKA olgularının geriye dönük olarak değerlendirilmesi; tedaviye yanıtın değerlendirilebilmesi ve komplikasyonların azaltılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Gereç ve Yöntem: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı’nda 01.01.1997-15.11.2012 tarihleri arasında DKA tanısıyla tedavi gören 379 hastaya ait toplam 412 DKA atağı retrospektif olarak incelendi. Başvurudan önce tip 1 DM tanısı olmayanlar yeni tanı tip 1 DM; başvurudan önce tip 1 DM tanısı olanlar ise eski tanı tip 1 DM olarak adlandırıldı. Bulgular: Yeni tanı tip 1 DM grubunda medyan semptom süresi 14 gün olup, en sık görülen semptomlar, sırasıyla poliüri, polidipsi ve kilo kaybı iken; eski tanı tip 1 DM grubunda medyan semptom süresi 2 gün olup en sık görülen semptomlar sırasıyla kusma, poliüri ve polidipsidir. Eski tanı tip 1 DM grubunda en sık DKA nedenleri; insülin dozunun atlanması (%58,6) ve diyete uyamama (%56) olarak bulunmuştur. Toplam 15 yıllık sürede, yeni tanı tip 1 DM grubunda 2 hasta beyin ödemi ve ilişkili komplikasyonlar sonucu kaybedilmiştir. Sonuç: DKA tablosu tip 1 DM’nin en önemli komplikasyonudur ve tip 1 DM ilişkili ölümlerin en önemli sebebidir. Tip 1 DM’de en sık başvuru semptomları olan poliüri, polidipsi ve kilo kaybının tip 1 DM bulguları olabileceği yönünde ebeveynlerin eğitilmesi ile DKA gelişimi azaltılabilir. Ağır DKA’lıların en yüksek oranda görüldüğü 0-5 yaş grubunda tanı ve tedavide özellikle daha dikkatli olunmalıdır.Item Syncope in children: Is rhythm holter monitoring necessary?(Uludağ Üniversitesi, 2015-10-02) Uysal, Fahrettin; Bostan, Özlem Mehtap; Çetinkaya, Fatma; Deniz, Tuba; Çil, Ergün; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Kardiyoloji Bilim DalıIntroduction: Holter monitoring (HM) is usually used in patients with syncope when etiology cannot be explained with history, physical examination and electrocardiography (ECG). In this study the objective was to evaluate the diagnostic value of HM in children with syncope. Materials and Methods: Databases were collected retrospectively by analyzing the HM results of 3.122 pediatric patients between 2010-2014. Gender, age at diagnosis, detailed clinical history, physical examination, 12-lead electrocardiographic and echocardiographic results were noted using standardized form. Results: The study included 323 patients with syncope with a mean age of 13.21±3.67. There were 199 female and 124 male patients in this study. Among all patients 284 (87.9%) had normal HM results, while 11 (3.4%) patients had abnormal Holter studies that consider to explain as syncope. Three of 11 patients with abnormal Holter results diagnosed through ECG before HM, hence, the diagnostic value of HM was calculated as 2.4%. In contrast, diagnostic value of HM in patients with positive family history was found to be 16.6%. In this study, 7 patients were considered to have long QT syndrome according to their HM findings. Conclusions: Detailed clinical history has a great value in children with syncope. As a result, HM has low diagnostic value if the patients are not in high risk group. However, HM was considered to be important because of concealed long QT syndrome especially if the patient had positive family history and exercise related syncope.