2010 Cilt 36 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18364
Browse
Browsing by Department "Üroloji Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Mesane kanserlerinde tümör ile ilişkili doku eozinofilisinin önemi nedir?(Uludağ Üniversitesi, 2010-01-12) Aytaç, Berna; Vuruşkan, Hakan; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim DalıDoku eozinofil varlığı tümörlerde araştırılmalı mıdır? Tümör ile ilişkili doku eozinofil miktarı patoloji raporlarında belirtilmeli midir, yoksa bununla uğraşmak sadece zaman ve emek kaybı mıdır? Literatüre bakıldığında birçok tümör tipinde doku eozinofilisinin sağ kalıma iyi etkisi mevcuttur, ancak farklı tümör tipleri bunu inkar etmekte, eozinofillerin bir takım mediatörler yardımıyla tümör büyümesini uyardığını göstermektedir. Bazı tümörlerde ise sağ kalım ile ilişkisi gösterilememiştir. Mesane tümörlerinde doku eozinofilisinin tümöre etkisini gösteren çok az sayıda araştırma mevcuttur. Çalışmamızdaki amaç ürotelyal karsinoma tanısı almış vakalarda, doku eozinofilisinin prognostik faktörler ve sağ kalım ile ilişkisini incelemek, bunun sonucunda literature katkıda bulunmaktır. Retrospektif çalışmamız 1996–2002 yılları arasında tanı almış 90 ürotelyal karsinoma olgusunu kapsamaktadır. Hastalara ait klinik bilgiler toplanıp, patoloji kesitlere tekrar bakıldı. Her hastaya ait kesitler histolojik grade, vasküler veya perinöral invazyon, lenf nodu metastazı ve en büyük büyütme alanındaki (HPFx400) eozinofil sayısına göre değerlendirildi. Eozinofil sayısı düşük, orta ve yüksek olarak gruplandırıldı. Yapılan istatistiki çalışmalar sonucunda doku eozinofil sayısının, tümör boyutu, histolojik grade, lenfovasküler invazyon, perinöral invazyon, lenf nodu metastazı ve sağ kalım ile ilişkisi bulunamamıştır. Mesane tümörlerinde doku eozinofilisinin sağ kalım ile ilişkisini kanıtlamak için daha fazla sayıda yayına ihtiyaç vardır. Daha büyük serili çalışmalarda doku eozinofilisinin araştırılması tümör tedavisine, eozinofilinin çeşitli ajanlarla stimülasyonu veya baskılanması gibi ek tedavi seçeneklerinin eklenmesi açısından yararlı olabilirItem Renal hücreli karsinomalarda intratümöral ve ekstratümöral lenfosit infiltrasyonu sağ kalımı etkilemekte midir?(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-19) Aytaç, Berna; Vuruşkan, Hakan; Tıp Fakültesi; Patoloji Ana Bilim Dalıİntratümöral ve ekstra tümöral lenfositik infiltrasyon, organizmanın yeni ortaya çıkan neoplazik oluşuma karşı gösterdiği tepkidir ve Renal cell carcinoma (RCC) larda oldukça belirgin şekilde saptanır. Yapılan araştırmalarda bu infiltrasyon birçok tümör tipinde sağ kalımı olumlu etkilerken RCC’de tam tersi sonuçlar bulunmuştur. Çalışmamızın amacı RCC tanısı almış olgularda intra ve ekstra tümöral lenfositik infiltrasyonun sağ kalıma etkisini araştırarak literatüre katkıda bulunmaktır. Çalışmamıza 2000-2004 yılları arasında RCC tanısı almış 136 hasta dahil edildi. Hastaların klinik ve takip bilgileri dosyalarından, kişilerin kendisinden veya ailelerinden elde edildi. Patolojik kesitler histolojik tip, tümör lokalizasyonu, evresi, tümör grade’i, perirenal invazyon, kapsüler invazyon ve intra / ekstratümöral lenfosit infiltrasyonu yoğunluğu açısından tekrar bakıldı. İntratümöral lenfositik infiltrasyon değerlendirilirken nekrozdan uzak alanlardan en az 3, büyük tümörlerde ise en az 4 tümörlü kesit seçildi. Ekstratümöral lenfositik infiltrasyon için tümör çevresi böbrek dokusundan uzak, 1 kesite bakıldı. Ortaya çıkan intratümöral inflamasyon skoru (IIS) ve ekstratümöral inflamasyon skoru (EIS) ile histolojik tip, tümör lokalizasyonu, evresi, tümör grade’i, perirenal invazyon, kapsüler invazyon ve sağ kalım arasındaki ilişkiye bakıldı. IIS ile tümör grade’i arasında ilişki bulundu (p=0.01) ancak EIS ile grade arasında anlamlılık yoktu (p >0.05). IIS ve EIS ile tümör evresi arasında ilişki görülmedi (p>0.05). Aynı şekilde histolojik tip, perirenal invazyon, kapsüler invazyon, sağ kalım ile IIS ve EIS arasında anlamlılık saptanmadı. RCC’lerde inflamasyon yoğunluğunun bilinmesi, tedavi açısından karar vermede zorlanılan olgularda yönlendirici bir rol oynayabilir.