2002 Cilt 1 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/19995
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item 25 Mayıs, Mustafa Kemal Havza’da(Uludağ Üniversitesi, 2002) Özeke, Turgut; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı16 Mayıs 1919’da 9. Ordu kıtaatı müfettişi ve yaveri şehriyari Mustafa Kemal Paşa, Cuma selamlığı merasiminden sonra, saat 16.00’da karargahı ile beraber İstanbul’dan ayrılmış, bindiği Bandırma vapuru, Kız Kulesi açıklarında aranmış, düşman zırhlıları arasından yoluna devam etmiştir. Güvertede arkadaşlarına Mustafa Kemal “Bunlar işte böyle; yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde. Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz Anadolu’ya ne silah, ne cephane götürüyoruz. Biz ideali ve imanı götürüyoruz.” der. Bandırma vapuru 17 Mayısta şiddetli fırtına nedeni ile İnebolu’ya yanaşamaz Kemal Paşa, 18 Mayısta Sinop’tan, Samsun’daki tümen komutanlığına geldiğine dair telegraf çektirir. 19 Mayıs 1919’da sabah saat 06.00’da Samsun limanına girilmiş ve sandallar vasıtası ile karaya çıkılmıştır. Askeri bando eşliğinde halk ve yetkililer tarafından coşkun sevgi ile karşılanırlar. Kemal Paşa 20 Mayısta Damat Ferit Paşa’ya “İzmir’in Yunan askerleri tarafından işgali hadisesi yakından temas ettiğim millet ve orduyu tasavvur ve tasvir edilemeyecek kadar üzmüştür. Millet ve ordu, mevcudiyetine karşı yapılan bu haksız tecavüzü kabul etmeyecektir.” diye telegraf çeker. Yine aynı tarihte Kazım Karabekir Paşaya da “Umumi durumumuzun almakta olduğu vahim şekilden pek elemli ve müteessirim. Millet ve memleket borçlu olduğumuz en son vicdani vazifeyi yakından müşterek çalışma ile en iyi yerine getirmek mümkün olacağı kanaatiyle bu memuriyeti kabul ettim Bir an evvel zatıalinize kavuşmak arzusundayım.” diye telegraf çeker. Paşa 22 Mayısta Sadarete gönderdiği raporda “...millet birlik olup hakimiyet esasını Türklük duygusunu hedef almıştır” der. 23 Mayısta Ali Fuat Paşaya geldiğini bildirmiş, 24 Mayısta ise, “bazı şikayetleri yerinede tetkik etmek ve önlem almak üzere” karargahını Havzaya taşıyacağının İstanbula iletmiştir. Mustafa Kemal ve beraberindekiler 25 Mayıs 1919 günü sabahın erken saatlerinde, Samsun Mıntıka Palas otelinden eski bir araba ve yaşlı bir şoförle hareket ederler. Kırma taşlı yollarda araba çok yavaş hareket eder. Bozulduğu birkaç kere de arabayı itmek zorunda kalırlar. Dağ başını duman almış marşı orada söylenir, tarlasında çift süren köylü ile olan konuşması orada geçer ve bunları tarih kitapları yazmıştır. Samsun’la Havza arasında Kavak kasabası vardır. Saat 15 sularında Kavağa gelen Paşa halkı dinler, “Siz bir müdafaa cemiyeti kurun ve Havza’ya bana haber verin”der. Halk ve şehrin ileri gelenleri “Emrindeyiz Paşam!” diye sevgi gösterirler. Mustafa Kemal Havza’ya geleceğini kaymakama bildirir. Yaveri Muzaffer Bey tarafından Mesudiye oteli hazırlanır (bu otel halen müze yapılmıştır ve alt katında itfaiye vardır). Otelin o zamanki sahibi 50 yataklı otelde, kalan Pontusçu müşterilerini yalvara yakara çıkardığının anlatır. Oturduğu masada eski bir telegraf makinası ve kendi el yazısı ile kaymakamdan asayiş ve Rumlar’ın taşkınlıkları ile ilgili bilgileri istediği yazı durmaktadır. Paşa Çanakkale kahramanı olarak halk tarafından tanınır. Askerden dönenler onun kahramanlıklarını anlata anlata bitiremezler. Sivas’ta ve diğer şehirlerde bu durumu kendisine büyük avantaj sağlamış halk kendisine sahip çıkmıştır. Havza halkı da onu büyük bir merasimle karşılar. Külot pantolon, çizme ve kalpaklı paşanın omzunda padişah yaveri kordonlar vardır ve kendisi 38 yaşındadır. Burada Mustafa Kemal 18 gün kalır. Oteli daha çok çalışma yeri olarak kullanır, geceleri telegrafhaneye gidip telegraf başına çağırdıkları ile bağlantı kurar. Yerli halkın anlattıklarına göre çoğu kez eşraftan Osman Ağazadeler’in evinde barınmıştır.Item Atatürkçü düşünce’nin matematiği(Uludağ Üniversitesi, 2002) Yurtkuran, Mustafa; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Nefroloji ve Romatoloji Bilim DalıÇağdaş bilimin öngörüsüne göre, gelecek geçmişteki malzemeler kullanılarak bugünün temsilcileri tarafından belirlenmektedir. Eksenine değişimin oturduğu bu yeni anlayışa göre, süreç içerisinde varlık her zaman oluşum halindedir. Günümüzde, kişilerin “Analiz ve çözüm üretme yeteneklerinin önem kazanması” matematik eğitiminin sadece fen ve mühendislik alanlarında değil tüm bilim dallarında yer almasına sebep olmuştur. Matematik kalıcıdır, matematik karmaşık sorunları net ve anlaşılır hale getirir. Matematik çarpıtılamaz, matematik sömürülemez, matematik formülünden çıkar sağlanamaz; çünkü açık, net ve anlaşılırdır. Bu olağanüstü özellikleri nedeniyle bilimin temeli matematiktir. Gerçeklere ve yaşam pratiğine dayalı “Atatürkçü Düşünce” hiçbir tartışmaya müsaade etmeyecek şekilde matematik formüllerle anlatılabilir ve anlatılmalıdır noktasından hareketle Cumhuriyet Kanunlarımızı düzenleyen Atatürkçü Düşüncenin niteliklerine formüler bir bütünlük kazandıracak Matematiksel anlatımı gerçekleştirmeye çalıştım.Item Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanında Uludağ Üniversitesi “onur doktoru” unvanı veriliş töreni(Uludağ Üniversitesi, 2002) Yurtkuran, Mustafa; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Nefroloji ve Romatoloji Bilim DalıSayın Cumhurbaşkanım, Sayın Valim, Değerli Konuklar, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş’a, “Onur Doktoru” unvan ve belgesi takdim törenine hoş geldiniz. Bugün “Onur Doktoru” belgesi takdim edeceğimiz konuğumuz bir Cumhurbaşkanıdır. Dünyada ender yetişen bir devlet adamıdır, Türk büyüğüdür, Kıbrıs Türk ulusunun lideridir ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’da Ulu Önder Atatürk’ün başlattığı, Türk ulusunun bağımsızlık ve aydınlanma mücadelesinin günümüzdeki önderlerinden biridir. Sayın Cumhurbaşkanı bugün Kıbrıs’tan yola çıkarak sadece bu tören için şehrimize geldiler ve törenimizden sonra tekrar Kıbrıs’a dönecekler. Yoğun işleri içerisinde Üniversitemize gösterdikleri bu ilgi, verdikleri önem ve bağışladıkları büyük onur için Üniversitem adına teşekkürlerimi saygılarımla arz ederim. Değerli Konuklar, Bugün burada Uludağ Üniversitesi olarak; Kıbrıs Türk Ulusunun haklı davasına olan desteğimizi ifade etmek için bu töreni düzenledik. Belki bu salondaki pek çok kişinin doğumundan önce başlayan ve bugün de devam eden ‘Kıbrıs Türkünün “Ulusal Onur” ve “Yaşam Hakkı” savaşına olan inancımızı göstermek için bu töreni düzenledik. 27 Ocak 1924'te başlayan “Kıbrıs ve Kıbrıs Türküne” adanmış bir ömre duyduğumuz saygıyı ifade edebilmek için bu töreni düzenledik. Müftülük, Evkafın Türk Halkına Devri gibi konularda etkili görevler, Kıbrıs Türk Kurumları Federasyon Başkanlığı, Türk Mukavemet Teşkilat Kuruculuğu, Zürih Antlaşması, Atina ve Londra Konferansları, 1964’te ‘İstenmeyen Şahıs’ ilanı, 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı ve 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruluşu ile devam eden “tarih kitabı” gibi bir yaşama olan hayranlığımızı göstermek için bu töreni düzenledik.