2003 Cilt 29 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18071
Browse
Browsing by Department "Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Safra yolu yaralanmalarının perkütan biliyer drenaj ile tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 2003-01-30) Sadıkoğlu, M. Yurtkuran; Sadıkoğlu, Ganime; Erdoğan, Cüneyt; Aile Hekimliği Ana Bilim DalıSafra yolu yaralanmaları genellikle iatrojenik nedenlidir. Başta laporoskopik kolesistektomi olmak üzere hepatobiliyer cerrahinin komplikasyonu olarak görülür. Safra yolu yaralanmalarının tedavisinde cerrahi olarak yapılabilecekler sınırlı ve zordur. Bu nedenle tedavi için en az invaziv yöntem safra yolunun kateterizasyonu veya geçici olarak plastik stent yerleştirilmesidir. Çalışmamızda 8 yıllık dönemde Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim dalında safra yolu yaralanması saptanan ve radyolojik yöntemlerle tedavi edilen 16 olgu sunularak tartışılmıştır. Olgularda peritona sızan safra perkütan kateter drenajı ile drene edildi ve perkütan biliyer drenaj uygulandı. Biliyer drenaj kateterleri 15-50 gün arasında (ortalama 28 gün) tutuldu. Olgular ortalama 44 ay (5-90 ay) izlendi. 16 hastadan 14’ü radyolojik yöntemlerle tamamen tedavi edildi. İki olguya cerrahi operasyon önerildi. Perkütan biliyer drenaj safra kaçağına neden olan yaralanmaların primer tedavisinde, etkin bir yöntemdir. Genellikle tam iyileşme sağlamaktadır.Item Tuberous sclerosis’de böbrek tutulumu: klinik ve radyolojik bulgular(Uludağ Üniversitesi, 2003-01-30) Sadıkoğlu, Ganime; Erdoğan, Cüneyt; Özdemir, Hakan; Alper, Züleyha; Tıp Fakültesi; Radyoloji Ana Bilim DalıTuberous sclerosis (TS) otozomal dominant geçişli, birçok organ sisteminde hamartomlarla karakterize bir hastalıktır. Klasik klinik triadı epilepsi, mental retardasyon ve adenoma sebaseum olarak adlandırılan deri lezyonlarıdır. Böbreklerde en sık görülen lezyon angiomyolipomdur (AML). AML hastaların % 40-80’inde saptanır. Bu lezyonlar büyümeye eğilimlidirler ve ciddi hemorajiye yol açabilirler. Çalışmamızda klinik bulgular ve radyolojik tetkiklerle (kranial BT-MR) TS tanısı alan 14 hasta böbrek tutulumu yönünden incelendi. Olguların yakınmaları, fizik muayeneleri, laboratuar bulguları, renal US ve BT bulguları retrospektif olarak değerlendirildi. Ondört olgunun 8’inde (%57) US ve BT tetkikleri ile renal AML saptandı. Bunlardan ikisinde böbrek fonksiyonları belirgin şekilde bozulmuştu. Bu iki olgu da ileri yaşta ve büyük AML’lar bulunan olgulardı. TS da böbrekte sıklıkla izlenen AML’lar yaş arttıkça boyut ve sayı olarak artmaya eğilimlidir. Böbrek yetmezliğine neden olabilirler. Ancak AML’ların nasıl ve neden büyüdüğü hala bilinmemektedir. Bu konuda ileri araştırmalara gerek duyulmaktadır.