1983 Cilt 2 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17195
Browse
Browsing by Department "Farmakoloji ve Toksikoloji Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Euthanasia(Uludağ Üniversitesi, 1983) Ceylan, Selahattin; Veteriner Fakültesi; Farmakoloji ve Toksikoloji Bilim DalıBu terim, hayvanların özel olarak eğitilmiş personel tarafından insancıl veya merhametli sayılabilen yöntemlerle öldürülmesi şeklinde tanımlanır. Ancak, değişik amaçlarla hayvan öldürmelerini ifade eden çeşitli terimler v ardır; bunların arasında euthanasia'nın yerini iyi belirlemek gerekir. Beslenme ve hastalıkların eradikasyonu için hayvanların öldürülmesi "kesim", yalnızca beslenme için evde veya mezbahada öldürülmesi de "kasaplık" olarak adlandırılır. Besin dışında kürk, deri, yağ ve diş gibi ekonomik değeri olan hayvansal maddelerin elde edilmesi amacıyla yapılan öldürmeler de "hasat" olarak nitelendirilmektedir. Gariptir ki, beslenme veya salt sportif eğlence için yaban hayvanları ve balıkların öldürülmesi de çoğu kez insancıl şekilde olmamakla birlikte "avlanma ve balık avlama" diye terimlendirilir. Bir sürüdeki yaşlı, zayıf veya az verimli evcil hayvanların öldürülmesine de "ayıklama " denilmektedir. Hayvan zararlıları, parazitler veya istenmeyen diğer canlıların topluca öldürülmesi "imha" (extermination) kelimesiyle anlatılır. Bu terimlerden hiç biri euthanasia 'nın ifade ettiği anlamı karşılamaz. Euthanasia, insancıl, merhametli ve ağrısız olarak hayvanların öldürülmesi karşılığı olan mesleki bir terimdir. Sahibi tarafından öldürtülmek üzere getirilen hayvanlara uygulanacak öldürme işlem' i için imha ve benzeri terimler yerine "uyutma" terimi kullanılmalıdır; ama hayvan sahibinin uyutma sözcüğünün "anestezi" değil "euthanasia" anlamına geldiğini bilmesi gerekir.Item Türkiye' de zehirlenme olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1983) Ceylan, Selahattin; Veteriner Fakültesi; Farmakoloji ve Toksikoloji Bilim DalıSon zamanlarda, sanayileşme ve yoğun kentleşmenin çevre sorunlarını Türkiye'nin gündemine getirmesi ve bilim adamlarının basın-yayın aracılığı ile zehirli maddelerin yaşam ve doğal çevre üzerindeki etkilerini değişik yönleriyle sergilemesi, "zehir" ve "zehirlenme" kavramlarının toplumca daha iyi anlaşılmasına önayak olmuştur. Bunda en önemli etken, İzmit ve İzmir Körfezleriyle Haliç'in "ölü sular" haline dönüşmesi ve genel olarak endüstriyel, kentsel ve tarımsal çıkaklı artık ve artıkların çevrede açıkça izlenebilen bozucu etkileridir. "Teknolojik gelişimin faturası" olarak nitelendirilen çevre sorunlarının kıskacında bunalan insan, bugünün dünyasında, bir "zehir kokteyli" ile karşı karşıyadır. Hava, su ve besin kirlenmesinin beş duyu ile algılanabilir hale geldiği bir yaşam ortamında, akut zehirlenmeler nedeniyle de her yıl çok sayıda can kaybı olmaktadır. Elimizdeki sınırlı rakamsal veriler bile, yurdumuzda insan ve evcil hayvanlardaki zehirlenmelerin, trafik anarşisine benzer bir "katastrof" niteliğine büründüğünü ortaya koymaktadır.