2011 Cilt 9 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/6496
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çocuklarda pandemik 2009 influenza A (H1N1) enfeksiyonu(Uludağ Üniversitesi, 2011-07-12) Çakır, Deniz; Çelebi, Solmaz; Hacımustafaoğlu, Mustafa; Salı, Enes; Özgür, Taner; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim DalıGiriş: Kasım-Aralık 2009 tarihleri arasında inşuenza benzeri hastalık tanımına uyan ve pnömoniyle gelişen, hastaneye yatırılan 68 olgu ile ilgili deneyimlerimizin paylaşılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Kanıtlanmış pandemik 2009 inşuenza pozitif olgular ile negatif olgular klinik belirti ve bulgular, laboratuvar ve radyolojik görüntüleme sonuçları, hastanede ve yoğun bakımda yatış süreleri, almış oldukları tedaviler ve komplikasyonlar açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Her iki grup arasında cinsiyet dağılımı açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Pozitif olgularda 5 yaş üstü olgu sayısı aynı yaş grubundaki negatif olgulara göre anlamlı oranda yüksek saptandı (p=0,004). Pozitif olguların %78,8'inin, negatif olguların %68,8'inin altta yatan hastalığı vardı (p=0,57). Pozitif grupta ishal görülme oranı negatif gruptan anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0,02). Mevsimsel inşuenza aşılanma oranlarının düşüklüğü dikkat çekiciydi. Her iki grup arasında aşılanma oranları açısından anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,99). Sonuç: Hastalığın ciddiyeti pozitif ve negatif olgularda benzer seyretmiştir. Her iki grupta da altta yatan hastalığı olanların oranının yükseldiği dikkat çekmektedir.Item Henoch Schönlein purpuralı 137 olgunun 10 yıllık retrospektif değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011-07-18) Dönmez, Osman; Yıldırım, Nihal Sargın; Durmaz, Oğuzhan; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Nefroloji Bilim DalıGiriş: Bu çalışmamızda Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Nefroloji Bilim Dalında 1999-2009 yılları arasında en az bir yıllık izlemi olan HSP tanısı alan çocuklar laboratuar, klinik ve izlem sonuçları ile değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Bilim Dalında 1999-2009 yılları arasında en az bir yıllık izlemi olan HSP’li çocukların epidemiyolojik, klinik, laboratuar bulguları ve tedavi bilgileri dosya kayıtları incelenerek elde edildi. Bulgular: Çalışmaya alınan 137 HSP’li hastanın 48’i kız (%35), 89’u erkek (%65) idi. Tüm olgularda nontrombositopenik purpurik döküntüler gözlendi. Seksen bir (%59,1) hastada Eklem tutulumu, 4 (%2,9) hastada pulmoner tutulum, 99 (%72,3) hastada gastrointestinal (GİS) tutulum mevcuttu. Otuz hastaya böbrek biyopsisi yapıldı ve hastaların 16’sında (%11,7) evre 1, 2’sinde (%1,5) evre 2A, 3’ünde (%2,2) evre 2B, 3’ünde (%2,2) evre 3A, 5’inde (%3,6) evre 3B ve 1’inde (%0,7) evre 4 tutulum saptandı. Meadow sınıflamasına göre hastalar klinik açıdan değerlendirildiğinde en sık mikroskobik hematüri 55 (%40,1) görüldü. Onbeş (%10,9) hastada akut nefritik sendrom saptanırken 7 (%5,19) hastada da nefrotik sendrom, 4 (%2,9) hastada Ailevi Akdeniz Ateşi, 1 (%0,7) hastada Poliarteritis Nodosa saptandı. Laboratuvar bulgularında 60 (%43,8) hastada lökosit >10.000 saptandı. Hastaların 72’si (%52,6) herhangi bir tedavi uygulanmadan izlendi, diğer hastalarda hastalığın ağırlığına göre steroid, NSAİİ veya immünsüpresif tedavi uygulandı. Takipteki hastaların 16’sında (%11,7) nüks saptandı. Sonuç: Henoch Schönlein purpurası spontan iyileşebilen, ancak kimi zaman ölümle sonuçlanabilecek kadar ağır komplikasyonlara yol açabilen ve kimi zaman da atipik seyirle gidebilen bir hastalıktır. Akut dönemde hastaların komplikasyonlar açısından çok yakın izlemi ve olabilecek nüksler ve özellikle böbrek tutulumu açısından uzun süreli izlemleri son derece gereklidir.Item Neonatal alloimmün trombositopeni(Uludağ Üniversitesi, 2011-07-06) Evim, Melike Sezgin; Güneş, Adalet Meral; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Hematoloji Bilim DalıNeonatal Alloimmün Trombositopeni (NAT) yenidoğan döneminde ağır trombositopeniye neden olan nadir bir hastalıktır. Anne ve bebek arasındaki trombosit antijen uyumsuzluğu sonucunda annede fetal trombositlere karşı gelişen antikorlar, fetusa geçerek intrauterin dönemden itibaren trombositopeniye yol açabilir. Klinik bulgular hafif ya da ağır olabilir. Olguların yaklaşık yarısı ilk gebelikte görülür. İzleyen gebeliklerde görülme sıklığı artar. Olay antikorların uzaklaşması ile kendini sınırlar. Ancak, gebelik süresince anne ve fetusun dikkatli ve yakından izlenmesi ve endikasyonu olduğu takdirde tedavinin hemen düzenlenmesi gerekir. Artmış mortalite ve morbiditesi nedeniyle erken tanınması, tedavi edilmesi ve ailenin sonraki gebeliklerdeki riskler hakkında bilgilendirilmesi önemlidir.Item Riketsli olguların retrospektif değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011-07-29) Ocak, Muzaffer; Eren, Erdal; İstanbullu, Kenan; Sağlam, Halil; Tıp Fakültesi; Çocuk Endokrinoloji Bilim DalıGiriş: Rikets, büyüme plaklarında enkondral kalsifikasyonun bozulması sonucunda azalmış büyüme hızı ve iskelet deformiteleri ile seyreden bir grup hastalıktır. Ülkemizde D vitamini yetersizliği ve nutrisyonel riketsin bebek ve çocukları etkileyen önemli bir sorun olduğu bilinmektedir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada rikets tanısı alan ve yaşları 0,5 ile 13 yıl arasında değişen, 2006-2010 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Endokrin Polikliniğinden takip edilen 20 hasta incelendi. Nütrisyonel rikets tanısı, hipokalsemi yanında riketse özgü radyolojik bulgular ve alkalen fosfataz (ALP) yüksekliği veya 25-OH vitamin D (25-OHD) düşüklüğünden birisinin olmasına ve tedaviye yanıtına göre tanımlandı. İstatistik karşılaştırmalarda p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çalışmanın analizleri SPSS 16.0 programı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya 14’ü erkek 6’sı kız olmak üzere 20 hasta dahil edildi. Olguların 10’u nutrisyonel rikets, 5’i hipofosfatemik rikets, 5’i de D vitamini bağımlı rikets tip 1 olarak değerlendirildi. Hastaların radyolojik değerlendirmesinde 11 hastada radius ve ulnanın distal metafizinde düzensizlik ve genişleme, 3 hastada alt ekstremitede "0 bacak" deformitesi saptandı. Hastaların 10’u ilçe, 5’i köy, 5’i il merkezinden gelmişti. Hastaların geliş nedenlerine bakıldığında; 5 hasta büyüme geriliği, 4 hasta yürümede bozukluk, 4 hasta tekrarlayan pnömoni, 4 hasta nöbet, 3 hasta kemik deformiteleri, 2 hasta tetani ve 1 hasta ballismus nedeniyle tarafımıza başvurmuştu. Sonuç: Rikets halen çocukluk çağında bir sorun olmaya devam etmektedir. Özellikle büyüme geriliği, yürüme bozukluğu nedeniyle başvuran olgularda rikets tanısı akla gelmelidir. D vitamini alımına rağmen rikets bulguları olan çocuklar aile hekimi veya çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilip vitamin D bağımlı rikets ve hipofosfatemik rikets düşünülmeli, gerekli vakalar 3. basamak sağlık hizmetleri veren çocuk endokrinoloji uzmanına tetkik ve tedavisi amacıyla yönlendirilmelidir.