2009 Cilt 10 Sayı 17
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13797
Browse
Browsing by Department "Fen Edebiyat Fakültesi"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bandırmalızâde Hâşim Baba Dîvânı’nda tasavvufî unsurlar(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Yalçınkaya, Mehmet Akif; Fen Edebiyat Fakültesi; Türk Dili ve Edebiyatı BölümüXVIII. yüzyıl şairlerinden Mustafa Hâşim Baba 1718 yılında İstanbul Üsküdar’da doğmuştur. Bandırmalızâde Tekkesi şeyhi Yusuf Nizâmeddin Efendi’nin oğludur. Celvetî âdâb ve erkânına göre yetişen Hâşim Baba, daha sonra Bektâşîliğe meyletmiş, hatta bir ara dedebabalık makamına kadar yükselmiştir. Fakat ne Celvetîlerce Celvetîliği ne de Bektâşîlerce Bektaşîliği kabul görmemiştir. Vefatından sonra Hâşim Baba’nın takipçileri tarafından kurulan Hâşimiyye tarikatı kendisine nispet edilmiştir. Ömrünü irşa ve tarikat hizmetlerine adamış olan Hâşim Baba’nın muhtelif kütüphanelerde Divân’nın yazma nüshaları mevcuttur. Divânında Celvetîliğin ve Bektâşilîğin tesirleri görülür. Hâşim Baba’nın eserleri: Divân, Vâridât, Ankâ-yı Meşrık, Devriyye-i Ferşiyye. Bu çalışmamızda Hâşim Baba Dîvânı’nda yer alan tasavvufî unsurları incelemeye çalışacağız.Item Bursa yerli ağızlarında isim işletme ekleri(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Baştürk, Şükrü; Uluocak, Mustafa; Eroğlu, Süleyman; Şahin, Hatice; Fen Edebiyat Fakültesi; Türkçe Eğitimi BölümüTürkiye Türkçesi ağızlarıyla ilgili çalışmaların özellikle son yıllarda büyük artış gösterdiği bilinmektedir. Bu artışa bağlı olarak bugüne kadar çok az incelenmiş ya da hiç ele alınmamış bölge ağızları üzerinde yoğunlaşan çalışmalar dikkati çekmektedir. Bugüne kadar bir iki çalışmayla ele alınmış Bursa yerli ağızları için Uludağ Üniversitesi destekli bir proje ile başlatılan yerli ağızları derleme ve inceleme çalışmalarının ardından Bursa bölgesi ağızlarının genel özellikleri ve fiil çekimi ortaya konmuştur. Özellikle Bursa yerli ağızlarında fiil çekimi konusunu tamamlayacağı düşünülen bu yazıda Bursa yerli ağızlarında isim işletimi ele alınacaktır.Item The cultural values which evolved from Hasan Dede and his social environment in Şehitler Village(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Taş, Hülya; Fen Edebiyat Fakültesi; Türk Dili ve Edebiyatı BölümüVillage Sehitler is 10-11 km away from Inegöl and 30 km away from Bursa. It is believed that the village was established by Hasan Dede, who was a descendant of Ahmet Yesevi. All the members of the village are Alawii. The rules put forth by Hasan Dede and other Alawii elders are still dominant in daily life. These rules also from the basis of Alawii philosophy. Since the village was invaded, burnt and pillaged by Greek soldiers during the Turkish war of Independence, there remained no written resource about Hasan Dede. This study is based on mutual talks with the villagers and focused on legends, beliefs and traditions set forth by Hasan Dede and his followers.Item “Hibe” as an instrument of transgeneration commodity transfer in the Ottoman society(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Abacı, Zeynep Dörtok; Fen Edebiyat Fakültesi; Tarih Bölümü‘Donation as a means for intergenerational capital transfer’ has not become a separate research subject in the Ottoman studies so far today. The aim of the present article is to put forward the subject as a research problem. Data were collected from randomly selected court records of such cities as Bursa, Kayseri, Kastamonu and Mardin. More comprehensive study of the present research subject will also contribute to our understanding of the matter of age groups about which we almost have no idea in addition to many other titles.Item Klasik Türk şiirinde derviş tipi(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Erol, Teymur; Fen Edebiyat Fakültesi; Türk Dili ve Edebiyatı BölümüTasavvufî düşünceye paralel olarak ortaya çıkan dervişlik, edebi eserlere bir motif olarak önemli ölçüde yansımıştır. Günümüze kadar devam eden dervişane yaşam tarzı, tekke ve zaviye muhitiyle sınırlı kalmamış, geçmişin bu kültürel mirası şairlerin dizelerinde ölümsüzleşmiştir. Bu makalede Klasik Türk Şiiri'ndeki "derviş tipi"ni ana hatlarıyla vasıflandırmak için 30 divan taranmış, böylece genel bir kanaate varılmaya çalışılmıştır. Divanların seçiminde yalnız mutasavvıf şairlerin değil aynı zamanda din dışı şiirleriyle öne çıkan şairlerin divanları da gözden geçirilmiştir. Şairlerin düşünce ve yaşayışları, dergâhların manevi atmosferinden beslenmiştir. Ele alınan divanların şairleri, dini tutumları ne olursa olsun dervişliği işlemişlerdir. Şairler, bazen bir şiirin tümünde konu olarak dervişliği seçmiş, bazen de doğrudan ya da imlemeyle beyit düzeyinde konuya temas etmişlerdir.Item Lover and the World Sultan (Muhibbi)(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Durmaz, Gülay; Fen Edebiyat Fakültesi; Türk Dili ve Edebiyatı BölümüKanuni (the Lawgiver), who is also known as the Magnificent Suleyman, was both a great sultan and conqueror along with his advanced culture and art. He was one of the ruler poets of the XVI century. Suleyman was not only known as a great sultan but also as a distinguished poet. In his poets under the name Muhibbi (lover) he gave up his position as a sultan, becoming a slave for his lover. Therefore, his loved one became the sultan of the all the rulers.Item Restaurierungen der Ulucamii(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Yavaş, Doğan; Fen Edebiyat Fakültesi; Sanat Tarihi BölümüKeşif, onarım ve yahut yenileme gibi faaliyetlere yapılan masraflarla birlikte, vakıfların işleyişi, hassa mimarlarının görevleri, sanat erbabı ve ehl-i vukuf ile ilgili bilgileri de sunan inşaat defterleri, bir yapının tarihsel gelişiminde geçirdiği değişimler konusunda da sanat tarihçilerine çok önemli ipuçları vermektedir. Bunlardan bazılarını bu makalemizde ele aldığımız belgelerde de bulabiliyoruz. Türk cami mimarisinde bir dönüm noktası teşkil eden Bursa Ulucamii hakkında detaylı incelemeler ve yayınlar bulunmasına rağmen mimarının kimliği ortaya konulamamış olmakla birlikte, Yeşil Külliye’nin mimarı olan Hacı İvaz bin Ahî Bayezid ya da Niğbolu savaşında Yıldırım Bayezid’e esir düşen bir gayrı Müslim mimar olabileceği düşünülmektedir. İnşa edildiği XIV. Yüz yıl sonundan günümüze gelinceye dek bir çok defa onarım geçiren ulucaminin bu zaman içinde geçirdiği değişimleri de arşiv belgeleri vasıtasıyla öğreniyoruz. Minarelerin külâhlarının bir zamanlar ahşaptan olduğunu, helâların güney-batıdaki köşede yer aldığını, caminin bitişiğinde ise tavanı nakışlı iki büyük sofa bulunduğunu, avlusunda muvakkit ile müezzinler için bir oda yapıldığını, avluda bulunan bir kaç dükkânın istimlâk edilerek avlunun genişletildiğini, güney doğu duvarında hünkâr mahfili için bir kapı açılıp daha sonra kapatıldığını buna örnek olarak verebiliriz.Item Tarihi kaynaklarda Selçuklu - Osmanlı bağlantısı(Uludağ Üniversitesi, 2009-12-01) Gündüz, Sema; Fen Edebiyat Fakültesi; Sanat Tarihi BölümüAnadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Beyliği’nin tarihsel süreçleri izlendiğinde, yüzyıl ve coğrafya olarak iki farklı dağılım alanının olduğu ortaya çıkar. Osmanlı Beyliği’nin siyasal ve kültürel yapısının oluşum sürecinde, devletin ileri gelenleri konumunda olan sanat yaratıcılarının kendilerinden önceki kültürle nasıl bir bağ kurdukları önemlidir. Bu bağın sanat eserleri dışında okunabilirliğini sağlayan en önemli veriler dönem kaynaklarıdır. Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey, Lütfi Paşa, Hoca Sadettin Efendi ve Solakzade gibi dönem tarihçilerinin 15. yüzyıldan itibaren kaleme aldığı tarih kaynaklarında Osmanlılar, “köken”, “toprak”, ve “hükümdarlık hakkı” yada “hükümdarlık mirası” olmak üzere bir devletin oluşum sürecindeki üç asal konuda kendilerini Selçuklular ile ilişkilendirmişlerdir. Kurulan bu ilişki ile Osmanlı hükümranlığı, Selçuklulardan alınan yasal bir hak olarak dile getirilirken, kendilerini Selçukluların yerine koymuş oldukları da düşünülebilir.