Bursa Uludağ Üniversitesi Dergileri
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/28
Browse
Browsing by BUU Author "Acar, Yalçın"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Item 24 ocak istikrar programı üzerine(Uludağ Üniversitesi, 1987) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.İthal ikamesine dayalı sanayileşme politikasının hatalı uygulanmasına paralel olarak döviz ihtiyacı giderek artan Türkiye ekonomisi 70'li yılların ikinci yarısında ciddi bir bunalıma sürüklenmişti. 1974 ve 1978 yıllarında karşılaşılan iki petrol şokunun da etkisiyle sorunlar daha da büyümüş ve ekonominin dengeleri büsbütün bozulmuştu. Fiyat artışlarının hızlanması, döviz darboğazı, KİT açıkları, tasarrufların azalması, yatırımların gerilemesi, büyüme hızının düşmesi, işsizliğin artması ve gelir dağılımının daha da bozulması bu sorunların başlıcalarını oluşturmaktaydı. Bu sorunları çözmek ve ekonominin bozulan dengelerini tekrar sağlayabilmek amacıyla 24 Ocak İstikrar Programı uygulamaya konmuştur. Yakında altıncı yılını tamamlayacak olan bu programın sonuçlarına geçmeden önce kısaca ana özelliklerine değinmekte yarar vardır.Item 70 sonrası uluslararası enflasyona Bretton - Woods sisteminin etkileri(Bursa Üniversitesi, 1981) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat Bölümü.Birinci Dünya Savaşına kadarki dönemde ülkelerde <> cari idi. Yani her ülke kendi para birimini belli ağırlıkta altın ile belirliyordu ve altın paraların gerek basımı, gerek dolaşımı, gerekse tekrar altına dönüştürülmesi serbestti. Ayrıca, altının ithal ve ihracı da hiç bir kayda tabi değildi: Bu sistemde, merkez bankaları arasındaki tek ödeme aracı da yine altındı.Item Cumhuriyet idaresinin dervraldığı ekonominin genel durumu(Uludağ Üniversitesi, 1983) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Modern Türkiye'nin tarihi Cumhuriyetin ilanı ile başlar . Yeni Türk Devleti çok zor koşullar altında kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı 1918 yılında sona erdiği halde, Türkiye, 24 Temmuz 1923'de imzalanan Lozan Antlaşmasına kadar beş yıl daha Bağımsızlık Savaşına devam etmek zorunda kalmıştır. Eğer, Birinci Dünya Savaşı (1914-18) öncesindeki Trablus (1911-12) ve Balkan (1912-13) savaşları da dikkate alınırsa, 1911 den 1923'e kadar peşpeşe gelen bu savaşların tahribatını tahmin etmek zor değildir. Osmanlı döneminden devralınan borçların tasviyesi için kurulan Düyunu Umumiye, demir ve denizyollarına el atmış yabancı şirketler, ithal mallarını koruyan bir gümrük rejimi ve yıllarca süren savaşların meydana getirdiği tahribat Cumhuriyet İdaresinin devraldığı ekonominin ilk anda göze çarpan özellikleridir. 1923'den günümüze yarım yüzyıldan fazla zaman geçmiştir. Bugün ulaştığımız yeri iyi değerlendirebilmek için nereden başladığımızı bilmekte yarar vardı . Aksi halde katedilen mesafeyi ölçmek mümkün değildir. Bu itibarla, aşağıdaki bölümlerde, mevcut bilgiler dahilinde, Cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki ekonomimizin durumu gözden geçirilmeye çalışılacaktır.Item Türkiye'de 70 sonrası enflasyonu ve nedenleri üzerine(Uludağ Üniversitesi, 1988) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Enflasyon Latince kökenli bir kavramdır ve şişme anlamına gelmektedir. Ekonomistler ise enflasyonu fiyatlar genel seviyesinin hissedilir ölçüde ve devamlılık arz eden biçimde yükselmesi şeklinde tanımlamaktadır. Nedenlerine göre enflasyonu üç gruba ayrımı mümkündür: A) Talep Enflasyonu: bu tür enflasyon daha çok parasal nedenlerle toplam mal ve hizmet talebinin toplam mal ve hizmet arzını aşması halinde ortaya çıkmaktadır. Klasik iktisatçılar, talep enflasyonunun nedenleri, ekonomide para arzı artışının milli gelir artışından daha hızlı seyretmesine bağlarken Keynes, para arzında artış olmasa bile para talebinde meydana gelecek artışların talep enflasyonuna neden olabileceği ifade etmiştir. B) Maliyet Enflasyonu: Bu tür enflasyon, üretim maliyetini oluşturan faktörlerden birinin veya birkaçının fiyatlarının artması yüzünden maliyetlerin yükselmesi ve yükselen maliyetlerin fiyatlara yansıması halinde ortaya çıkmaktadır. Genellikle devalüasyonlar ve kur ayarlamaları, faiz oranlarının yükselmesi kar oranlarındaki yükselmeler, aşırı ücret artışları ve dolaylı vergilerdeki artışlar maliyet enflasyonunun başlıca nedenlerini oluşturmaktadır. C) Yapısal Enflasyon: Tekelleşmenin yaygın olduğu ekonomilerde firmalar ürettikleri malların fiyatını tek yanlı kararlarla yükselterek karlarını daha da arttırmaya çalışmakta ve bu şekilde başlayan fiyat artışları kümülatif bir hal alarak ekonominin hemen hemen bütün kesimlerine yayılmaktadır.Item Ülkemizde devlet girişimciliğine bir örnek: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)(Uludağ Üniversitesi, 1986) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi ülkemizde devlet girişimciliği nin en belirgin örneklerinden birini oluşturmaktadır. Bu proje, batıdan doğuya doğru Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Siirt'ten oluşan altı ilimizin bazılarını tamamen bazılarını ise kısmen içine almaktadır. Başka bir ifade ile, GAP, Fırat ve Dicle nehirlerinin kıyı bölgeleri ile Suruç, Harran, Ceylanpınar, Nusaybin ve Silopi ovalarını kapsamaktadır. GAP, bağımsız bir proje olmayıp bölgede tasarlanan sulama ve enerji amaçlı 13 adet alt projeden oluşmaktadır. Bu projelerden 7'si Fırat, 6'sı Dicle Havzasında yer almaktadır. Projenin tamamlanması ile 1.6 milyon hektarlık alan sulu tarıma açılacak; ayrıca, yılda 24 milyar kwh'lık hidroelektrik enerjisi üretilebilecektir. 1.6 milyon hektarlık alan halen ülkemizde devlet tarafından gerçekleştirilen tüm sulanan alanlardan daha fazladır. 24 milyar kwh'lik enerji ise, örneğin 1985 yılında ülkemizde termik ve hidrolik kaynaklardan elde edilen enerjinin % 70'den fazlasına eşit bulunmaktadır.Item Ülkemizde KİT'ler ve özelleştirme(Uludağ Üniversitesi, 1987) Acar, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Ülkemizde KİT'lerin özel sektöre devri 24 Ocak İstikrar Programı ile tekrar gündeme gelmiştir ve bu konudaki tartışmalar halen devam etmektedir. KİT'lerin özelleştirilmesinin sağlayacağı fayda ve yaratacağı sorunlara geçmeden önce bu kuruluşların doğuş nedenleri ile tarihsel gelişimine kısaca göz atmakta yarar vardır. Kanımızca, bu bize özelleştirme konusuna daha sağlıklı şekilde yaklaşma imkanı verecektir .