Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/18595
Browse
Browsing by BUU Author "Dirimtekin, Tuğrul"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Denetçi bağımsızlığının kuvvetlendirilmesi üzerine iki öneri(Bursa Üniversitesi, 1982) Stettler, Howard F.; Dirimtekin, TuğrulDenetçinin bağımsızlığı üçüncü kişilerin güvenilir finansal bilgiler almak istemeleri sonucu önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, denetçinin bağımsızlığının meslek için yegane konu olduğunu vurgulamak ve bağımsızlığın kuvvetlendirilmesi üzerinde açık görüşlerin neler olduğunu ortaya koymaktır. Denetçinin bağımsızlığı konusu ilk olarak 1933 yılında ve 1934 yılında Federal Güvenlik Yasası'nda mevcut bir hükümle ele alınmıştır. Önceleri gelişigüzel üzerinde durulmuşsa da sonraları bu konunun denetim uygulamaları ile de ortaya çıkan önemi göstermiştir ki; bağımsızlık, yönetim kadrosu, yöneticiler ve finansal grupların hakları açısından çok önemlidir. Yönetim, hileler ve muhasebe hataları, amirler ise daha çok yasal kar payı ödemelerinin yapılabilmesi için gerekli fonun sağlanması ile ilgilenirler. Kamuoyuna iletilen genellikle kurumların karlarına ilişkin kayıtlar ile hisse senetleri ve tahvillerin fiyatlarını gösteren belgeler olmaktadır. Kurum yöneticileri bazen kar paylarını sermayeye ilave etmek durumunda kalabilirler. Böylece, kar ve zarar hesabının doğru olarak saptanması ve sonucun sermayeye ilave edilmesi gerekli olsa bile kann ancak belirli bir kısmı sermayeye·ilave edilebilir ve yasal olarak dağıtılması gereken kısım ortaklara dağılır. Bu hesaplamaların doğru olarak yapılıp yapılmadığının araştırılması ve ortaklar aleyhine bir durumun olmaması için denetçiler tarafından bu konunun incelenmesi oldukça yaygındır. 1890 larda işletmelerin birleşmeleri olgusu denetimi içe dönük olarak kullanma eğilimini yaratmıştır. Kurumların birleşmeleri sırasında bilançoların denetlenmesi ve gerekli verilerin sağlanması, çoğu zaman kurum sahiplerinin menfaatlerine uygun biçimde yapılmıştır. Bağımsızlık hakkı ve denetçinin hakları gözönüne pek alınmamış ve işletmelerin menfaatleri ve itibarı finansal gruplar karşısında daha ön planda tutulmuştur. 1933 yıllarında her ne kadar temettü kayıtlarına aş'ırı önem verilmişse de, bazı ileriyi görebilen işletmeler kısaltılmış bilançolar yanında kan veren, kar ve zarar hesabına da yer vererek ek finansal bilgi vermeyi uygun bulmuşlardır. Bu bilgiler her zaman denetlenmiş değildirler. Ancak, bankerlerin de bulunduğu bazı kredi görüşmelerinde denetlenmiş bilançoların sunulması istenmiştir. Bu gelişmelerle beraber genel kabul görmüş muhasebe prensipleri açıklanmış ve Serbest Muhasebe Uzmanlarının önemli fonksiyonu olan onay yetkisi kendilerine verilmiştir. Ocak 1933 kararları onay yetkisi bakımından yol gösterici olmuş ve daha sonra 1 Temmuz 1933'te New York Menkul Kıymetler Borsasının yaptığı bir açıklama ile borsa listelerinde işletmelerin yer alabilmesi ancak finansal tablolarının denetlenmiş olması şartı ile mümkün olabileceği karar altına alınmıştır. 1932'de Fortune adlı bir dergide yer alan bir makalede, New York Menkul Kıymetler Borsası'na kayıtlı kurumların sadece üçte ikisinin de netlenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Şüphesiz, bu girişimler halka açık kurumların devlet lehine güvenilir bilgiler sunmasını sağlamıştır. 1933'de Federal Güvenlik Yasası' nda devlet menfaatleri en yüksek düzeyde tutulacaktır hükmü yer almıştır. Böylece, yatırımcının menfaatleri de açıkça korunmuş olmaktadır.Item Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan son değişiklikler ve sermaye şirketlerinde kar dağıtımı: (5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda 2362 ve 2573 Sayılı Yasa ile son yapılan değişiklikler)(Bursa Üniversitesi, 1982) Dirimtekin, TuğrulBilindiği gibi Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1 nci maddesinde, hangi kurumlann kazançlarının bu kanuna tabi olacağı belirtilmektedir. 2362 sayılı yasa ile kurumlar vergisine tabi kurumlar aşağıdaki biçimde sıralanmıştır : 1) Sermaye Şirketleri 2) Kooperatifler 3) İktisadi Kamu Müesseseleri 4) Dernek, Sendika, Cemaat ve Vakıflara ait İktisadi İşletmeler Sıralamada görüldüğü gibi "Koperatif Şirketler" yerini "Kooperatifler" sözcüğüne terketmiştir. Ayrıca sendikaların da dernek hükmünde sayılacağı açıkça ortaya konmuştur.