Browsing by Author "Berber, Miray"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Comparison of semen parameters in the same patients before and after diagnosis of COVID-19(Wiley, 2023-09-01) Çakır, Cihan; Kuşpınar, Göktan; Kurt, Gizem; Berber, Miray; Aslan, Kiper; Kasapoğlu, Işıl; Uncu, Gürkan; Avcı, Berrin; ÇAKIR, CİHAN; KUŞPINAR, GÖKTAN; Kurt, Gizem; Berber, Miray; ASLAN, MÜNİR KİPER; KASAPOĞLU, IŞIL; UNCU, GÜRKAN; AVCI, BERRİN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.; 0000-0002-8332-7353; 0000-0002-9277-7735; AAH-5249-2021; HTQ-5866-2023; DBD-8926-2022; JLV-2420-2023; AER-7173-2022; CXJ-7203-2022; AAT-3479-2021; ELU-2357-2022Clinical and histopathological evidence suggest that the male reproductive system may be negatively impacted in patients with coronavirus disease (COVID-19). The objective of this study is to investigate the effect of severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) on semen parameters by comparing semen analyses before and after COVID-19 diagnosis in the same patient. We retrospectively analyzed 342 semen analyses by reviewing medical records. The study included two groups of patients: (i) those who underwent two consecutive semen analyses within 6 months, one before (n = 114) and one after (n = 114) COVID-19 diagnosis, and (ii) a control group (n = 114) that was age-matched and did not receive a diagnosis of COVID-19. The study results indicated a significant decrease in semen volume, total sperm count per ejaculate, progressive motile sperm count, total motile sperm count, and normal sperm morphology after SARS-CoV-2 infection in comparison to their respective values before the infection. Subgroup analyses showed that the duration of COVID-19 diagnosis (short-term vs. long-term) did not impact the changes in semen parameters. However, fever during the COVID-19 process had a negative effect on semen parameters, particularly sperm concentration, unlike in patients without fever. In conclusion, our findings suggest that SARS-CoV-2 infection is associated with a decline in semen quality, which may potentially impact male fertility. Furthermore, it's important to note that the negative effects on semen parameters may persist in the long-term. Our results also indicate that fever during active infection could be a significant risk factor that negatively affects spermatogenesis.Item Dehidroepiandrosteron ile indüklenen sıçan polikistik over sendromu modelinde Phoenixin-14 peptidinin ovaryum morfolojisi üzerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-12) Berber, Miray; Yurtseven, Duygu Gök; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Tıp Fakültesi / Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı; 0000-0003-3017-7352Polikistik Over Sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınların üreme ve endokrinsistemlerini etkileyen heterojen metabolik bozukluklardan biridir. Phoenixin (PNX),hipotalamusta üretilen ve hipofiz gonadotropları üzerinde doğrudan etki göstererek üremenin regülasyonunda görev alan bir nöropeptiddir. Çalışmamızda dehidroepiandrosteron (DHEA) ile indüklenen polikistik over sendromu (PKOS) sıçanmodelinde, Phoenixin-14 peptidinin PKOS kaynaklı olası fertilite değişikliklerine karşı ovaryum dokusu üzerindeki iyileştirici etkinliğinin gösterilmesi amaçlandı.30 adet yetişkin dişi sıçan; kontrol, sham, PKOS, PNX-14 (2,5 nmol), PNX-14 (5nmol) ve PNX-14 (30 nmol) şeklinde 6 gruba ayrıldı. Kontrol grubuna herhangi birişlem uygulanmadı. Sham grubuna 0,01 ml %95 etanol ve 0,09 ml susam yağı karışımı subkutan olarak verildi. PKOS modeli, 6 mg/100 g vücut ağırlığı dozunda 21 gün boyunca subkutan DHEA uygulamasıyla oluşturuldu. PNX-14 dozları iseintraperitoneal olarak uygulandı. Deneklere ait doku ve kan örnekleri biyokimyasal, moleküler, histolojik ve immünohistokimyasal açıdan incelendi. PKOS grubu deneklerin östrus siklusu döngülerinin bozulduğu ve vücut ağırlıklarının istatistiksel olarak arttığı belirlendi. Biyokimyasal parametrelerden serum folikül stimülan hormon (FSH), estradiol (E2) ve progesteron (PRG)düzeylerinin azaldığı, luteinizan hormon (LH) : FSH oranları ile testosteron (T)seviyelerinin arttığı tespit edildi. Tedavi gruplarının, deneklerin östrus sikluslarınıdüzelterek, serum seviyelerini kontrole yaklaştırdığı gözlendi. PCNA proteinekspresyonları bakımından tüm gruplar değerlendirildiğinde, PKOS grubundaki ekspresyon seviyelerinin kontrol ve sham gruplarına göre azaldığı, sadece 5 nmol’lükPNX-14 doz grubundaki etkinin anlamlı olduğu bulundu. İmmünohistokimyasal veriler de bu bulguyu destekledi. Histomorfolojik analizler sonucunda, DHEA etkisiyle bozulan folikülogenezin PNX-14 peptidinin farklı dozları ile düzelebileceği saptandı. Sonuç olarak, DHEA kaynaklı PKOS sıçan modelinde ovaryum dokusunda meydana gelen histopatolojik değişikliklerin, PNX-14 peptidinin teröpatik etkisi ileiyileştirilebileceği bulundu. PKOS kaynaklı anormal folikülogenez ve anovulasyonda, PNX-14 peptidinin gelecekte PKOS tedavisi için kullanılabilecek potansiyel bir hedef olabileceğini düşünmekteyiz.