Browsing by Author "Bak, Mustafa"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Kronik böbrek yetmezliği olan pediatrik hastalarda trombosit fonksiyonlarının değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2019) Küpesiz, Funda Tayfun; Vergin, Canan; Bak, MustafaGİRİŞ ve AMAÇ: Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda üreminin ciddiyeti ve süresine bağlı olarak kanamaya yatkınlık görülebilir. Günümüzde etkin diyaliz işlemleri ile trombosit fonksiyon bozukluğu yapan üremik toksinlerin uzaklaştırılması kanama bozukluklarının kısmen düzeltilmesi sağlamıştır. Bu çalışmada kronik böbrek yetmezliği hastalarında kanama bulgularını, trombosit fonksiyon bozukluğunun varlığını ve bunu etkileyen faktörleri değerlendirmeyi amaçladık. YÖNTEM ve GEREÇLER: Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniğinde KBY olarak takip edilen hastalar prospektif olarak değerlendirildi. Çalışma grubu 57 hasta ve 31 sağlıklı kontrol grubundan oluştu. Trombosit yüzeyi fibrinojen (GP IIb-IIa) ve von Willebrand Faktör (vWF) reseptörleri (GP Ib-IX) akım sitometri ile ölçüldü. İn vitro kanama zamanı ise trombosit fonksiyon ölçüm (PFA 100) yöntemi ile ölçüldü. BULGULAR: PFA 100 analizi sonucunda; hemodiyaliz hastalarında ortanca kollojen/epinefrin, kollojen/ADP kapanma zamanı periton diyalizi ve kontrol grubu hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu (p=0,000, p=0,000); ancak bu değerler hemodiyaliz işleminden sonra normal düzeylere döndü (p= 0,018, p= 0,028). Periton diyalizi hastalarının in vitro kanama zamanı normal aralıktaydı. Periton diyalizi in vitro kanama zamanını hemodiyalize göre daha iyi düzeltiyordu. Akım sitometri ile yapılan analizlerde; diyaliz yapılan hastalardaki GP Ib (CD42b mAb) düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü (p= 0,037). Hemodiyaliz yapılan hastalarda ise fibrinojen reseptör (GPIIb) düzeyi hemodiyaliz sonrası anlamlı düzeyde azalıyordu (p=0,018). TARTIŞMA ve SONUÇ: Üremik hastalarda trombosit fonksiyon bozukluğuna bağlı primer hemostazı değerlendirebilmek için PFA 100 yöntemi akım sitometriye göre daha kolay uygulanabilen ve ulaşılabilen bir test olarak kanama riski olan hastaların ilk değerlendirmesinde yol gösterici olabilir.Item Pulmoner arteriyovenöz malformasyonda klasik triad: Çomak parmak, siyanoz ve polisitemi(Uludağ Üniversitesi, 2013-03-14) Nacaroğlu, Hikmet Tekin; Gülle, Saniye; Bağ, Özlem; Alper, Hüdaver; Bak, Mustafa; Can, DemetPulmoner arteriyovenöz malformasyonlar (PAVM) anormal kapiller gelişimden kaynaklanan, genellikle konjenital lezyonlardır. Lezyonlar izole tek bir anomali şeklinde görülebileceği gibi otozomal dominant geçişli herediter hemorajik telenjiektazi (Rendu-Osler-Weber sendromu; ROWS) ile birlikte çok sayıda da olabilir. Bu vakalar asemptomatik olabilecekleri gibi efor dispnesi, çarpıntı ve çabuk yorulma da görülebilir. Klasik radyolojik görünümü yuvarlak, düzgün sınırlı lezyonlardır. Bilgisayarlı toraks tomografisi ve anjiyografi de teşhis için faydalıdır.Burada çomaklaşma ve siyanoz ile PAVM tanısı alan 2 ve 13 yaşlarında iki kız olgu sunulmuştur.