Browsing by Author "Ayhan, Semin"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çölyak hastası çocuklarda duodenal histopatoloji ve güçlü pozitif doku transglutaminaz antikorları arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 2015-08-19) Doğan, Güzide; Ayhan, Semin; Yılmaz, Bilge; Appak, Yeliz Çağan; Dündar, Pınar Erbay; Ecemiş, Talat; Ünal, Fatih; Kasırga, ErhunGiriş: Çölyak hastalığında (ÇH) güçlü pozitif doku transglutaminaz antikor (DTGA) düzeylerinin (≥100 U/A) hemen daima villöz atrofiye işaret ettiği gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı ≥100 U/A immünoglobulin (Ig) A tipi DTGA düzeylerinin ÇH tanısındaki yeterliliğini ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: DTGA pozitifliği nedeniyle endoskopik duodenum biyopsisi yapılan 197 çocuk retrospektif olarak incelendi. IgA DTGA düzeylerinin pozitif değeri >18 U/A idi. Bu eşik değerinin 5 kat veya daha üzerindeki artışlar (≥100 U/A) güçlü pozitiflik olarak kabul edildi. ÇH tanısı ESPGHAN ölçütlerine göre konuldu. Modifiye Marsh evre ≥2 ÇH için anlamlı kabul edildi. Bulgular: Olguların 129’u (%65,5) kız, 68’i (%34,5) erkekti. Duodenum histopatolojisi; olguların 1’inde (%0,5) Marsh 0, 17’sinde (%8,6) Marsh 2, 41’inde (%20,8) Marsh 3a, 81’inde (%41,1) Marsh 3b ve 57’sinde (%28,9) Marsh 3c ile uyumluydu. Yüz doksan yedi olgunun 64’ünde (%32,5) DTGA ≥100 U/ml idi. Güçlü DTGA pozitifliği saptanan olguların duodenum histolojisi 63’ünde Marsh 3 (villöz atrofi) ve birinde (tip 1 diyabetli ve ÇH açısından asemptomatik) Marsh 0 (normal histoloji) ile uyumluydu. DTGA ≥100 U/A olmasının Marsh 3c’nin varlığı için duyarlılığı %85,96 (%95 CI: %74,2-%93,7). Özgüllüğü %89,29 (%95 CI: %82,9-%93,8), pozitif tahmin değeri %76,56 (%95 CI: %64,3-%86,2) ve negatif tahmin değeri %93,9 (%95 CI: %88,4-%97,3) idi. Sonuç: Bu çalışma güçlü pozitif Ig A DTGA düzeylerinin (≥100 U/A) neredeyse her zaman Marsh 3 duodenal histopatolojik değişikliklerle beraber olduğunu göstermiştir. Biyopsi yapılmadan ÇH tanısının konulması ÇH’ye eşlik eden bazı hastalıkların atlanmasına neden olabilir; fakat ileri tetkik edilmiş seçilmiş bazı olgularda çocuk gastroenteroloji uzmanları tarafından endoskopi yapılmadan da ÇH tanısı konulabilir.Item Ülseratif kolit tanılı olgularımızın retrospektif olarak değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012-12-27) Ünal, Fatih; Şahin, Gülseren; Cebe, Ayşegül; Ayhan, Semin; Eren, Filiz; Kasırga, ErhunGiriş: İnflamatuvar barsak hastalıkları (İBH), gastrointestinal kanalın remisyon ve alevlenmeler ile seyreden kronik inflamatuvar hastalıklarıdır. Çalışmamızda İBH tanısı ile izlediğimiz hastaların klinik ve laboratuvar özelliklerinin geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çocuk gastroenteroloji bölümlerimizce 7 yıldır İBH tanısı ile izlemleri yapılan 18 hastanın başvuru yakınmaları, demografik özellikleri ve beraberinde bulunan hastalıklar kayıtlardan incelendi. Fizik bakıda saptanan olağan dışı bulgular endoskopik bulgular, histopatolojik bulgular ve uygulanan tedaviler gözden geçirildi. Bulgular: Çalışmamıza alınan 18 hastanın tanı yaşı ortalamaları 13,6±2,9 yıl (10K, 8E) ve semptomların başlangıcından tanıya kadar geçen süre ortalama 6,9±4,5 aydı. Onyedi hasta ülseratif kolit (ÜK) ve bir hasta da intermediate kolit (İK) tanısı almıştı. İki hastada (%11) hastalık açısından pozitif aile öyküsü vardı. Tanı anında en sık başvuru yakınmaları karın ağrısı (%100), kanlı ishal (%94,5) ve tenezm (%44,4) olarak bulundu. Laboratuvar bulgularından CRP pozitifliği (%89), sedimantasyon yüksekliği (%83,3) ve demir eksikliği anemisi (DEA) (%77,7) en sık rastlanan bulgulardı. Kolonoskopik olarak en sık pankolit (%66,6) tutulumuna rastlandı. İBH’na eşlik eden diğer hastalıklar ise ailevi Akdeniz ateşi (FMF) (%11), çölyak hastalığı (ÇH) (%5,5) ve Helikobakter pylori gastriti (Hp) (%11) olarak bulundu. Pankolit tutulumu olan medikal tedaviye yanıtsız bir hastamıza (%5,5) ise kolektomi uygulandı. Sonuç: Ülkemizde çocukluk çağında İBH tanısı alan hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Yine de nonspesifik semptomlar ile seyreden hastaların tanınması güç olabilmekte ve tanı gecikmelerine neden olabilmektedir. İBH’nın otoimmün hastalıklar ile birlikteliği nedeniyle uygun tedaviye rağmen remisyon sağlanamayan hastalarda gastrointestinal inflamasyonla giden FMF gibi hastalıklar da araştırılmalıdır.