Açık Erişim Sistemine Hoş Geldiniz
Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimin ve teknolojinin ilerlemesine katkı sağlamayı, açık, tekrarlanabilir ve güvenilir araştırma çıktıları ile uygulamalarını benimseyerek; toplum ve tüm dış paydaşları yararına bilginin geniş yayılımını taahhüt eder.
BUU Açık Erişim Sistemi, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin uluslararası standartlara ve fikri mülkiyet haklarına uygun olarak ürettikleri kitap, makale, tez, ansiklopedi, sanat eseri gibi bilimsel ve sanatsal ürünleri sunmaktadır.
Bursa Uludağ Üniversitesi DSpace kullanan lider kurumlardan biridir.

Son Gönderiler
Sosyal bilgiler öğretmenlerinin ve ortaokul öğrencilerinin toplum arkeolojisine yaklaşımları: Bursa örneği
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Zengin, Sermin; Şahin, Reyhan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Arkeoloji Ana Bilim Dalı; Arkeoloji Bilim Dalı; 0009-0009-6411-3331
Bu araştırma, ortaokul düzeyindeki kültürel miras eğitiminin arkeoloji eğitimi temelinde programlanabilirliğini mercek altına almaktadır. Bu amaçla arkeolojiyle zenginleştirilmiş bir müfredatın uygulanmasını etkileyen iki temel değişken incelenmiştir: (i) öğretmen faktörü ve (ii) öğretim yöntem ve teknikleri faktörü. Öğretmen faktörünü incelemek için Bursa ilinin üç farklı ilçesindeki 9 okulda görev yapmakta olan 50 sosyal bilgiler öğretmenden hem yazılı anket formu hem de yarı yapılandırılmış görüşmelere dayalı veriler toplanmış, veriler betimsel istatistik ve içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Öğretim yöntemi faktörünü incelemek için ise deneysel araştırma deseni çerçevesinde 5. sınıf öğrencileri üzerinde ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Zenginleştirilmiş öğretim yöntemlerinin öğrenme çıktıları üzerindeki etkisi t-testi ile analiz edilmiştir. Tablolar aracılığıyla sunulan ve yorumlanan bulgular, araştırma sorularına yanıtlar sağlamıştır. Sonuçlar, öğretmenlerin genel olarak yakın çevrelerindeki kültürel miras alanları ve arkeolojik çevrelerin farkında olsalar da, bu alanları öğretimle nasıl bütünleştirecekleri konusundaki bilgi ve farkındalıklarının sınırlı olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin kendilerini bu konuda mesleki olarak yetersiz hissetmeleri, fakat buna rağmen kültürel miras öğelerinin ve arkeolojik sit alanlarının kültürel miras eğitiminde kullanımına karşı olumlu tutumlara sahip oldukları ise araştırmanın diğer sonuçlarıdır. Öğretim yöntemleri faktörüyle ilgili olarak, bulgular arkeoloji temelli program zenginleştirmenin öğrenci başarısını önemli ölçüde ve olumlu şekilde etkilediğini göstermektedir. Deney grubu, hem genel akademik başarıda hem de bireysel soru tabanlı performansta kontrol grubundan daha iyi performans göstererek önerilen öğretim yaklaşımının etkinliğini vurgulamıştır.
Karmaşık örgütlerde stratejik planlama: Kamu-özel ortaklıkları üzerine bir araştırma
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-16) Poyraz, Filiz; Eryılmaz, Mehmet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Ana Bilim Dalı; İşletme Bilim Dalı
Bu çalışma, karmaşık örgüt yapısına sahip bir tür örgüt olan “Kamu-Özel Ortaklığı (KÖO)”nda stratejik planlama yapılıp yapılmadığını, eğer yapılıyorsa nasıl yapıldığını ve bu sürecin etkinliğini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, KÖO’nun uygulamadaki işleyişi daha açık görülebildiği için 15 ilde YİD modeliyle yürütülen katı atık yönetimi projeleri örneklem olarak seçilmiştir. Bu illerdeki belediyeler, katı atık birlikleri ve bertaraf tesislerinde çalışan 69 kişiden 60'ı ile yüz yüze, diğer 9 kişi ile internet ve telefon üzerinden görüşmeler gerçekleştirilmiştir. İlaveten konuya ilişkin derinlik sağlamak maksadıyla BEBKA’da görevli 3 uzman ile de görüşülerek toplamda 72 kişi ile görüşme yapılmıştır. Katılımcılara yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan sorular yöneltilerek araştırma verileri elde edilmiştir. Nitel araştırmanın deseni olarak durum çalışması benimsenmiştir. Elde edilen veriler, tümevarımsal içerik analiz tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular sınıflandırılmış ve her tema altında özetlenerek yorumlanmıştır. Çalışmada, KÖO projelerinin ihale sözleşmesi ile başladığı, şartnamelerin en ince ayrıntısına göre hazırlanmış bir nev’i stratejik plan olduğu, idari ve teknik şartname hususlarına titizlikle riayet edilmesi gerektiği, bunun haricinde şartnamede yer alan iş takvimine uygun olarak kurumların entegre katı atık eylem planı oluşturduğu, özel sektörün ayrıca kendilerine ait eylem planlarının olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, çalışma bağlamında ele alınan katı atık yönetimi alanındaki KÖO'larda kamu ve özel tarafının bir araya gelip hazırladıkları ortak bir stratejik planın var olmadığı, ancak bir nev’i stratejik plan görevi üstlenen, KÖO’na kamu tarafından belirlenerek gelen projenin işleyişinin şartnameler ile yürütüldüğü ve kısmen de etkin işlediği saptanmıştır. Kamu tarafında yapılan ve KÖO’na da zemin oluşturan planın KÖO ayağı, özel sektörün de etkisiyle etkin olarak hayata geçirilirken, planın yalnızca kamu kurumunun kendisiyle ilgili olan tarafının kamu örgütlerince büyük ölçüde seremonik tarz da işletildiği görülmektedir. Bu bulgulara ek olarak, kamu ve özel yakasından gelen katılımcılardan gelen yanıtlar ışığında, KÖO’larda katı atık yönetimine özgü performans göstergeleri tespit edilmiştir. İlaveten çalışmada, KÖO’larla ilgili olarak dile getirilen sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuş olup bu önerilerin örgütsel süreçlerin iyileştirilmesine katkı sağlaması beklenmektedir. Çalışma sonuçlarının karmaşık örgütlerde stratejik planlama alanındaki gelişen yazına da katkı sağlayacağı umulmaktadır.
Sudan'da Darfur bölgesindeki savaş sorunu toplumsal etkiler bağlamında bir inceleme
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-08-22) Tahir, Adnan Yahya Adam; Keskin, Enes Battal; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Sosyoloji Ana Bilim Dalı; 0009-0009-0243-8798
Bu çalışma, Sudan’ın Darfur bölgesinde silahlı çatışmaların toplumsal etkilerini sosyolojik bir perspektifle incelemektedir. Çatışmanın temel nedenleri arasında etnik temelli ayrımcılık, kaynaklara erişimdeki adaletsizlik ve iktidar mücadeleleri öne çıkmakta olup, bunların bölgenin sosyal yapısı üzerindeki yıkıcı etkileri sistematik bir biçimde analiz edilmiştir. Tez, teorik bir çalışma olup araştırmacının gözlemleriyle desteklenmiştir. Çalışma, özellikle kadınlar, gençler, çocuklar ve yerinden edilmiş kişilerin deneyimlerini temel alarak çatışmanın toplumsal sonuçlarını derinlemesine değerlendirmektedir. Tarihsel ve sosyo-politik bağlamda yürütülen analiz, Darfur’daki savaşın kimlik, aidiyet ve toplumsal ilişkiler üzerinde uzun süreli ve yapısal etkiler yaratan bir kriz niteliğinde olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmanın bulguları, kırsal alanlarda devletin zayıf kurumsal yapısı, sahada uygulanamayan barış anlaşmaları ve güvenlik eksikliklerinin toplumsal güveni önemli ölçüde zayıflattığını göstermektedir. Kalıcı barışın sağlanabilmesi için etnik eşitsizliklerin azaltılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kapsayıcı siyasal çözümlerin geliştirilmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.
Spinoza’da zorunluluk ve özgürlük ilişkisinin kaos teorisi ışığında yeniden değerlendirilmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-18) Çıracı, Mehmet; Elmas, Mehmet Fatih; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe Ana Bilim Dalı; Sistematik Felsefe Bilim Dalı
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında meteoroloji çalışmaları ile bilim alanında varlık gösteren kaos teorisi ve doğrusal olmayan (non-lineer) bilim, yüzyılın son çeyreğinde artan ilgi ve araştırmalar sonucu gelişerek bir yandan fizik, kimya, biyoloji ve mekanik sistemler gibi doğa bilimlerinde, diğer yandan ise toplumsal ve finansal sistemler gibi sosyal bilimlerde uygulama alanı bulmuştur. On dokuzuncu yüzyıldaki sanayi devrimi ve bugün ulaştığımız bilimsel gelişmelere zemin hazırlayan -Descartes’la başlayıp on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda olgunlaşan- modern dönem felsefesinin, bugünkü bilimsel gelişmeler ışığında yeniden yorumlanıp değerlendirilebileceği ve bununla birlikte bugün bilimsel gelişmelerde geldiğimiz sınırın doğrusal olmayan bilimin felsefi yorumuyla genişletilebileceği düşüncesiyle bu çalışmamızda Spinoza felsefesinde önemli bir yer tutan insanın tâbî olduğu zorunlulukların kaos teorisi ve doğrusal olmayan bilim kullanılarak daha iyi anlaşılabileceğini ve böylece Spinoza’nın işaret ettiği özgürlük yolunun daha iyi kavranabileceğini ortaya koymaya çalıştık. Bilimsel gelişmeleri ve felsefeyi birlikte işe koşarak insanın uymak zorunda olduğu ve tutsaklığına neden olan zorunlulukları, sezgisel bilgi yoluyla modus özündeki gerçekliğine uygun olarak kavrayabilecek ve upuygun fikirlerin egemen olduğu bir zihin durumuyla özgürlüğe giden yola girilebileceği sonucuna vardık.
Gönüllü organizasyonlarda farklılık yönetimi: Arama kurtarma gönüllülerinin farklılık algısına yönelik nitel bir araştırma
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-17) Çalışkan, Mia Burcu; Emirgil, Burak Faik; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı; Çalışma Psikolojisi ve İnsan Kaynakları Bilim Dalı; 0000-0001-6169-020X
Bu çalışma, gönüllü arama kurtarma ekiplerinde görev alan bireylerin farklılık algısı ve farklılık yönetimine ilişkin deneyimleri ile gönüllülük motivasyonlarının farklılık temelinde nasıl şekillendiğini anlamayı amaçlamaktadır. Farklı yaş, cinsiyet, etnik köken, eğitim düzeyi ve mesleki geçmişe sahip gönüllülerin çeşitlilik içindeki deneyimleri, gönüllülük bağlamında değerlere dayalı katılım anlayışıyla birlikte ele alınmıştır. Bu kapsamda, farklılık yönetiminin yalnızca örgütsel bir strateji değil; aynı zamanda gönüllülük temelli sivil yapılarda eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet gibi değerlere dayanan bir yönelim olup olmadığı sorgulanmıştır.
Araştırma nitel yöntemle yürütülmüş, amaçlı örnekleme yoluyla belirlenen 14 katılımcıyla yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veriler tematik analiz teknikleriyle değerlendirilmiştir. Katılımcıların motivasyon kaynakları arasında insani yardım etme arzusu, kimlik inşası, toplumsal sorumluluk duygusu, afet mağdurlarına karşı duyulan empati ve travmatik deneyimlere vurgu öne çıkmıştır. Bununla birlikte, bazı katılımcıların ekip içindeki etnik, cinsiyet temelli ya da sosyokültürel farklılıklara ilişkin ön yargıların, zaman zaman ekip dinamiklerini ve görev performansını olumsuz etkilediğini belirttikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca katılımcılar, farklılıkların yönetilebildiği ekip ortamlarında dayanışma ve bağlılık duygularının daha yüksek olduğunu ifade etmiş, aksi halde ekibin sürekli olmayacağının altını çizmiştir. Katılımcıların tamamı, ekip içerisindeki çeşitliliğin bilgi paylaşımını ve alternatif çözüm üretimini artırdığını vurgulamıştır. Öte yandan çeşitliliğin, iyi yönetilmediği ya da amaç birliği sağlanmadığı takdirde çatışmalara sebep olacağı belirtilmiştir. Çalışma, gönüllü organizasyonlarda farklılıkların yönetilmesinin hizmet kalitesi, iç uyum ve toplumsal adalet açısından taşıdığı önemi ortaya koymakta; bu alanda daha kapsayıcı ve duyarlılığa dayalı bir anlayış geliştirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.