Welcome to the Uludag University Academic Repository!

Bursa Uludağ University aims to contribute to the advancement of science and technology by adopting clear, repeatable and reliable research outputs and applications; is committed to the broad dissemination of knowledge for the benefit of society and all external stakeholders.

BUU Open Access System offers scientific and artistic products such as books, articles, theses, encyclopedias and works of art produced by our faculty members and students in accordance with international standards and intellectual property rights.

Bursa Uludağ University is a leading institution using DSpace.

Supported by @SelenSoft Yazılım



 

Recent Submissions

Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Sıcak ayak banyosunun uyku kalitesi ve yorgunluğa etkisinin incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-02) Temel, Sırrı; Yılmaz, Dilek; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Hemşirelik Ana Bilim Dalı; 0009-0006-8073-4320
Bu çalışmanın amacı, hastanede yatan bireylere uygulanan sıcak ayak banyosunun, hastaların uyku kalitesi ve yorgunluk şiddeti düzeyi üzerine etkisini incelemektir. Araştırma, randomize kontrollü ve deneysel tasarımda planlandı. Araştırmanın örneklemini, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji kliniğinde Aralık 2024- Nisan 2025 tarihleri arasında yatarak tedavi gören, 30 deney grubu ve 30 kontrol grubu olmak üzere toplam 60 yetişkin hasta oluşturdu. Araştırma verileri, Hasta Tanıtım Formu, Cumhuriyet Öznel Uyku Kalitesi Ölçeği ve Kısa Yorgunluk Envanteri kullanılarak toplandı. Araştırma kriterlerine uyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden hastalar, randomize edilerek deney ve kontrol gruplarına atandı. Deney grubunda yer alan hastalara 3 gece art arda 41-42°C suda 20 dk boyunca sıcak ayak banyosu uygulaması yapıldı. Kontrol grubuna ise herhangi bir uygulama yapılmadı. Araştırmaya dahil edilen hastaların uyku kalitesi ve yorgunluk şiddeti araştırmadan bağımsız bir hemşire tarafından 3 sabah üst üste değerlendirilerek kaydedildi. Araştırma verilerinin analizinde, Pearson Ki-kare test, Bağımsız Örneklem T-Testi, Fisher- Freeman-Halton Exact testi, Mann-Whitney U testi, Friedman Testi anlamlılık bulunması durumunda çoklu karşılaştırma testlerinden Bonferroni testi kullanıldı. Araştırmaya dahil edilen deney grubu hastalarının uygulama günlerinin 1., 2. ve 3. gün sonunda uyku kalitesi ve yorgunluk şiddeti puan ortalamalarının karşılaştırılmasına ilişkin yapılan istatistiksel analiz sonucunda anlamlı bir fark bulundu (p<0,05). Yapılan bu araştırmanın sonucunda; 3 günlük ard arda verilen sıcak ayak banyosu sonrası hastaların uyku kalitelerinin arttığı ve yorgunluk şiddetinin azaldığı sonucuna varıldı. Bu doğrultuda sıcak ayak banyosu, hastaların uyku kalitesinin arttırılması ve yorgunluk şiddetinin azaltılması için klinikte hemşireler tarafından güvenli bir nonfarmakolojik uygulama olarak kullanılabilir.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
ALL’nin alt tiplerinin ayırt edici tanısında yenilikçi yaklaşımlar: Rna dizileme ile de novo varyantların araştırılması
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-12-20) Huriyet, Nuseybe; Çeçener, Gülşah; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı; 0009-0002-2822-3663
Hematopoetik kök hücrelerdeki çevresel ve genetik faktörlere bağlı değişimler, kemik iliğinde blastik hücrelerin çoğalmasına ve bu hücrelerin kan veya diğer organlara yayılmasına neden olmaktadır. Akut lösemilerin gelişiminde genetik değişiklikler, özellikle translokasyonlar önemli bir rol oynar ve bazı tiplerde diagnostik amaçla kullanılabilir. Philadelphia kromozomu (BCR-ABL füzyonu) gibi translokasyonlar protein kinaz veya transkripsiyon faktörlerini aktifleştirir. Philadelphia benzeri ALL, kötü prognoz gösteren, Ph+ ALL’ye benzer gen ekspresyon profiliyle yüksek riskli bir alt gruptur. Bu alt tipin tanımlanması ve sınıflandırılması, uygun tedavi için kritik olup, klinikte rutin kullanılabilecek bir gen paneli henüz bulunmamaktadır. Bu çalışmada, Ph benzeri ALL vakalarına özgü gen ifadelerinin belirlenmesi ve de novo varyantların araştırılması amaçlandı. Bu kapsamda, Ph+ ve Ph- yetişkin ALL'li bireylerden alınan kemik iliği örneklerinden RNA izolasyonu yapılarak total RNA dizileme analizi gerçekleştirildi. Biyoinformatik analizler sonucunda, Ph+ gruba en yakın ekspresyon paternine sahip 2 Ph- hasta belirlendi. Ph+’e yakın ekspresyon gösteren 2 hasta ile yapılan DEG analizinde adjusted p value 0.05 cut off değerine göre upregüle olan 28, down regüle olan 128 gen; p value 0.01 cut off değerine göre ise up regüle olan 123, down regüle olan 396 gen belirlendi. Benzer ekspresyonların belirlendiği analizde Ph+ grup ile ortak ekspresyon gösteren 2.205 gen belirlendi. Diferansiyel ifade edilen genlere ve seçilen örnek grubunda benzer ifadeye sahip genlere, ilişkili Gene Ontology (GO) terimleri ve yolak terimlerini (KEGG, Reactome, WikiPathway) belirlemek amacıyla fonksiyonel zenginleştirme analizi uygulandı. Füzyon genlerin tespiti için chimeric okumalar gerçekleştirilerek tespit edilen füzyonlar, kanserle ilişkili olduğu bilinen füzyonları belirlemek amacıyla anotasyon işlemine tabi tutuldu. Elde edilen bulgular, Ph benzeri ALL’nin ayırt edici tanısını oluşturabilecek gen panelinin geliştirilmesine ve bu hasta grubunun tedavi protokollerinin hedefe yönelik olarak düzenlenmesine katkı sağlayabilecek niteliktedir.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Meme kanserinde GPRC5A gen ekspresyonunun circGPRC5A aracılı düzenlemesinin araştırılması
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-18) Ruiz, Esthefany Yarluz Souquett; Yıldırım, Elif Uz; Fen Bilimleri Enstitüsü; Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı; 0009-0005-0812-634X
Meme kanseri, dünya genelinde en sık teşhis edilen kanser türü olup, kansere bağlı ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bu hastalığın patolojisi yalnızca genetik mutasyonlarla değil, aynı zamanda birçok genin ekspresyonundaki düzensizlikle de ilişkilendirilmiştir. Bu genlerden biri olan GPRC5A (G proteinine bağlı reseptör kodlayan gen), çeşitli kanser türlerinde rol oynamakta olup, meme dokusunda tümör baskılayıcı bir işlev gördüğü düşünülmektedir. Kovalent olarak kapalı halkasal yapıya sahip kodlamayan RNA’lar sınıfına ait olan halkasal RNA’lar (circRNA’lar), GPRC5A ekspresyonundaki düzensizliğe katılan yeni düzenleyici moleküller olarak tanımlanmıştır. Özellikle, circGPRC5A’nın, GPRC5A mRNA’sını hedef alan belirli mikroRNA’lara sünger gibi bağlanarak, circRNA–miRNA–mRNA ekseni aracılığıyla bu rolü çeşitli kanser türlerinde oynadığı gösterilmiştir. Bu mekanizma diğer bazı kanser türlerinde önerilmiş olsa da, meme kanserindeki rolü hâlâ belirsizliğini korumaktadır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, meme kanseri hücrelerinde circGPRC5A’nın ekspresyonunu değerlendirmek ve GPRC5A üzerindeki olası düzenleyici rolünü araştırmaktır. Bu amaçla, MCF7 ve MDA-MB-231 meme kanseri hücre hatları ile normal meme epitelyal hücre hattı olan MCF10A kullanılmıştır. Bu hücrelerden toplam RNA izole edilmiş, cDNA’ya dönüştürülmüş ve circGPRC5A ile GPRC5A’nın ekspresyon seviyeleri qRT-PCR yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, circGPRC5A ve GPRC5A'nın her ikisinin de kanser hücre hatlarında sağlıklı MCF10A hücrelerine kıyasla ifade azaldığını ve MDA-MB-231 hücrelerinde MCF7’ye göre daha düşük ifade düzeyleri sergilendiğini ortaya koymuştur. circGPRC5A ve GPRC5A arasındaki paralel ekspresyon modeli potansiyel bir düzenleyici ilişkiye işaret etmektedir. Devamında yapılan in silico analizde, meme kanserinde circGPRC5A ve GPRC5A ile etkileşime girebilecek en güçlü aday olarak miR-214-3p belirlenmiştir. Ancak, miR-214-3p'nin gözlemlenen ekspresyon düzeyi beklenenden farklı olmuştur. Bu korelasyonun altında yatan moleküler mekanizmaların aydınlatılması, meme kanserinde tümör baskılayıcı genlerin post-transkripsiyonel düzeydeki düzenlenmesine dair önemli bilgiler sağlayabilir.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
EPDM kauçuklarda koajan ve pişirici sistemlerinin yaşlanma üzerindeki etkilerinin incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-05-07) Ağaçgözgü, Büşra; Özgül, Hande Güler; Fen Bilimleri Enstitüsü; Otomotiv Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0004-8879-8500
EPDM kauçukları, yüksek elastikiyetleri ve çevresel koşullara karşı gösterdikleri dayanım sayesinde çeşitli endüstriyel uygulamalarda tercih edilmektedir. Peroksit veya kükürt esaslı sistemlerle vulkanize edilen bu malzemelerde, kullanılan pişirici sistemler ve yardımcı katkı maddelerinin yaşlanma performansı üzerindeki etkileri, günümüzde literatürde detaylı biçimde ele alınmaya devam etmektedir. Bu tez çalışmasında, bis(α,α-dimetilbenzil) peroksitin “Çok Yüksek Önem Arz Eden Maddeler” (SVHC) aday listesine alınması nedeniyle, kükürt-koajan sisteminin peroksit bazlı vulkanizasyon yöntemlerine alternatif olarak kullanılabilirliği bilimsel veriler doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, kükürt esaslı vulkanizasyon sistemine koajan ilave edilerek hazırlanan EPDM karışımlarının, farklı sıcaklıklarda yaşlandırma koşulları altındaki mekanik performansları incelenmiştir. Çalışmada hem peroksit hem de kükürt pişirici sistemlerine koajan eklenerek toplam altı farklı reçete oluşturulmuş; her bir formülasyona reometre testi ile vulkanizasyon davranışı, sertlik, çekme mukavemeti, kopma uzaması ve yırtılma mukavemeti testleriyle ise mekanik özellikler açısından değerlendirme yapılmıştır. Ayrıca yaşlandırma, kalıcı deformasyon, gerilim gevşemesi testleri uygulanarak malzemenin uzun süreli dayanımıyla fiziksel özelliklerindeki değişim ortaya çıkarılmıştır. Yapılan testler sonucunda, peroksit bazlı EPDM karışımlarına alternatif olarak değerlendirilebilecek en uygun kükürt içerikli formülasyon ortaya konmuştur. Koajan ve karbon siyahı tipi gibi reçete bileşenlerinin yalnızca mekanik özellikler üzerinde değil, aynı zamanda yaşlanma dayanımı ve uzun süreli performans üzerinde de belirleyici etkiler gösterdiği tespit edilmiştir. Özellikle HAF N330 tipi karbon siyahı içeren karışımlar, yaşlandırma sonrasında mekanik ve fiziksel özelliklerde daha az bozulma göstermiş; kalıcı deformasyonun düşük olması ve gerilim gevşemesinin sınırlı düzeyde gerçekleşmesi sayesinde uzun ömürlü kullanım açısından olumlu sonuçlar vermiştir. Bu bağlamda, HAF N330 içeren kükürt-koajan bazlı formülasyonların, peroksit vulkanizasyon sistemlerine işlevsel ve sürdürülebilir bir alternatif oluşturabileceği sonucuna varılmıştır.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Termoplastik malzemenin titreşim karakteristiklerinin incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-05-07) Sağlam, Ezgi Uzatıcı; Özgül, Hande Güler; Fen Bilimleri Enstitüsü; Otomotiv Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0003-7980-4090
Bu araştırma, otomotiv endüstrisinde aydınlatma sistemlerinin performansını artırmak amacıyla, farklı cam fiber oranlarına sahip PBT malzemelerin mekanik ve dinamik özellikleri dinamik bakımdan incelemektedir. Deneysel kısımda, PBT malzemeleri farklı cam fiber oranlarında hazırlanarak çekme testlerine tabi tutulmuş, elastik modül, yoğunluk ve mukavemet gibi temel malzeme özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen bu veriler, sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak bilgisayar ortamında modal analizler gerçekleştirilmesi için malzeme modellerinin oluşturulmasında kullanılmıştır. Deneysel modal analiz ile teorik sonuçlar arasındaki yüksek uyum, modelleme sürecinin doğruluğunu teyit etmekte ve bu metodolojinin, otomotiv aydınlatma sistemleri tasarımında güvenle kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. PBT GF50 malzemesinin ışık titremesi problemini çözme potansiyeli incelenmiştir. Bu materyalin mekanik dayanımı, ışık kaynağının titreşim frekanslarını daha yüksek değerlere taşıyarak ışık titremesi etkilerini azaltmaktadır. Bu bulgu, özellikle ışık titremesi sorununu gidermek için yapısal takviyeler veya malzeme değişiklikleri gibi stratejilerin değerlendirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır.Sonuçlar, PBT malzemelerin otomotiv aydınlatma sistemlerindeki uygulamalar için uygun olduğunu göstermektedir. Bu da gelecekteki araştırmalara ve geliştirmelere zemin hazırlamaktadır.