Açık Erişim Sistemine Hoş Geldiniz
Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimin ve teknolojinin ilerlemesine katkı sağlamayı, açık, tekrarlanabilir ve güvenilir araştırma çıktıları ile uygulamalarını benimseyerek; toplum ve tüm dış paydaşları yararına bilginin geniş yayılımını taahhüt eder.
BUU Açık Erişim Sistemi, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin uluslararası standartlara ve fikri mülkiyet haklarına uygun olarak ürettikleri kitap, makale, tez, ansiklopedi, sanat eseri gibi bilimsel ve sanatsal ürünleri sunmaktadır.
Bursa Uludağ Üniversitesi DSpace kullanan lider kurumlardan biridir.

Son Gönderiler
Şemsüddîn es-Semerkandî’nin hudûs anlayışı
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Sönmez, Erol; Kılavuz, Ulvi Murat; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Kelam Bilim Dalı; 0009-0002-3467-8541
Semerkandî, Hanefi/Mâtürîdî ekolünün müteahhir dönem temsilcisi olarak kabul gören çok yönlü muhakkik bir âlimdir. O, yaşadığı dönemde kelâm, felsefe, mantık, matematik ve geometri alanlarına dair yazdığı eserleriyle tanınmış ve bu alanlardaki yetkinliğini ortaya koymuştur. Bu araştırmada onun, Tanrı-âlem ilişkisinde âlemin sonradan yaratılmış olmasının zamana nispeti bağlamında ortaya çıkan ve sonrasında yabancı kültürlerden tevarüs edilen atom teorisinin, âlemin yaratılmış olmasından hareketle Tanrı’nın varlığını ispat etmek (isbât-ı vâcib) için kelâmcılar tarafından mutlak kudret ve irade sahibi bir yaratıcıyı ispatlamaya yönelik evrilerek kozmolojik bir delil halini alan “hudûs’’ kavramı hakkındaki görüşleri konu edinilmiştir. Bu bağlamda onun kendi eserleri üzerinden hudûs anlayışı tahlil ve tasvir edilmiştir. Giriş bölümünde araştırmanın konusu, önemi, kapsamı, amacı, yöntemi, kaynakları ve Semerkandî’nin şahsî ve ilmî kimliği hakkında kısa ve öz bilgiler aktarılmıştır. Birinci bölümde, Semerkandî’nin hudûs anlayışının daha iyi kavranabilmesi ve mukayese imkânı elde etmek hedeflenerek, hudûs hakkında tarihî ve nazarî bir zemin oluşturulmuştur. İkinci bölümde ise onun hudûs anlayışını ortaya koyabilmek adına, hudûsla ilgili meseleler, kavram ve tanımlar onun kendi eserleri üzerinden aktarılmıştır. Son olarak ise sonuç bölümünde onun hudûs anlayışı hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Yazma eğitiminde dijital öyküleme yönteminin kullanımına ilişkin bir inceleme
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-09) Yaylı, Sebahat Türkyılmaz; Yılmaz, Hatice Yurtseven; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı; Türkçe Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0004-2527-1795
Yazma bireyin farklı yöntemler kullanarak kendini yazılı olarak ifade etmesidir. Bu araştırma, yazma eğitiminde dijital öyküleme yönteminin kullanımına odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı, dijital öyküleme yönteminin sekizinci sınıf öğrencilerinin yazma motivasyonları üzerindeki etkisini ve öğrencilerin dijital öykü yazma başarılarını belirlemek, yazma motivasyonu ile başarı arasındaki ilişkiyi belirlemek ve öğrencilerin yöntemin yazma eğitiminde kullanımına ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Araştırma, 2023-2024 eğitimöğretim yılında Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesinde öğrenim gören 31 sekizinci sınıf öğrencisiyle yürütülmüştür. Karma yöntem yaklaşımı benimsenmiş, açıklayıcı sıralı desen tercih edilmiştir. Nicel boyutta tek gruplu ön test-son test zayıf deneysel desen uygulanmış, nitel boyutta ise gözlem, görüşme ve doküman incelemesi yapılmıştır. Nicel veriler “Yazma Motivasyon Ölçeği” ve “Eğitsel Bağlamda Dijital Hikâye Anlatımı Sürecini Değerlendirme Rubriği” ile toplanmış; analizlerde SPSS 28.0.1.1 yazılımı kullanılmıştır. Nitel veriler araştırmacı günlüğü, öğrenci görüşmeleri ve dijital öyküleme ürünleri üzerinden toplanmış, MAXQDA 2020 programı aracılığıyla içerik analizi yapılmıştır. Nicel verileri yazma eğitiminde dijital öyküleme yönteminin öğrencilerin yazma motivasyonlarında anlamlı bir fark yaratmadığını, yazma motivasyonu ile dijital öykü yazma başarısı arasında anlamlı bir ilişki olmadığını ortaya koymuştur. Nitel verilerde ise öğrencilerin dijital araçlarla öykü oluştururken yazmaya karşı daha istekli olduğunu, yöntemin yazmayı daha eğlenceli, anlamlı ve öğrenci merkezli hale getirdiğini ortaya koymuştur.
An analysis of intercultural sensitivity and social interaction among international students in Türkiye
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-08-21) Beşen, Feyza; Karatepe, Çiğdem; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı ; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0004-6254-4406
Türkiye, uluslararası yükseköğretimde bölgesel bir merkez haline geldikçe, uluslararası öğrencilerin ev sahibi ülke öğrencileriyle kurdukları temasın, onların kültürlerarası duyarlılıklarını (KD) nasıl şekillendirdiğini anlamak, kapsayıcı programlar tasarlamak ve akademik ile sosyal uyumu desteklemek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, Türkiye’deki uluslararası öğrencilerin KD düzeylerini incelemek ve Türk akranlarıyla sosyal temas sıklığı, konaklama tercihleri, ikamet süresi, Türkçe öğrenim süresi ve kültürel geçmişlerinin gelişimlerini ne ölçüde etkilediğini araştırmak için ardışık açıklayıcı karma yöntem tasarımını kullanmıştır. Chen ve Starosta’nın (2000) Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeği ile demografik anket, Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden 213 uluslararası öğrenci tarafından doldurulmuş; ardından nicel sonuçları bağlama oturtmak amacıyla 10 katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Nicel bulguların analizi, Türk öğrencilerle sosyal temas sıklığı ile daha yüksek genel KD arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuş; özellikle özgüven ve etkileşimden hoşlanma boyutlarında daha yüksek puanlar görülmüştür. Beklenenin aksine, konaklama türü ve Türkiye’deki ikamet süresi KD düzeylerini anlamlı düzeyde açıklamamaktadır. Ancak, Türkçe öğrenim süresi ile KD arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca, öğrencilerin kültürel geçmişleri, sosyal temas kalıpları ve yaşam düzenlerini anlamlı biçimde öngörmüş, ancak genel KD düzeylerini etkilememiştir. Nitel bulgular, sosyal etkileşimlerin karmaşıklıklarına dair zengin bir bağlamsal derinlik sunarak belirli kalıpları ve engelleri ortaya koymuştur. Elde edilen sonuçlar, Türkiye’deki yükseköğretim bağlamı için değerli çıkarımlar sağlamaktadır. Üniversitelerin, rastlantısal karşılaşmaları anlamlı kültürlerarası öğrenmeye dönüştürmek için yapılandırılmış, dil destekli ve akran liderliğinde etkileşim fırsatlarına öncelik vermeleri önerilmektedir.
Hindistan siyasetinde ayrımcılık: BJP ve Narendra Modi'nin hükümranlığı (2014–2024)
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Ahady, Marhaba; Gökırmak, Mert; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı ; Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı; 0009-0002-9885-2529
Bharatiya Janata Partisi (BJP), aşırı sağcı Hindu milliyetçiliği ile tanınan bir siyasi partidir. Hindistan Ulusal Kongresi dışında, bağımsızlıktan bu yana geçen yaklaşık yetmiş yıllık iktidarı kendi başına parlamento çoğunluğu ile kazanan ilk parti olmuştur. Narendra Modi liderliğinde elde edilen bu zafer, ekonomik kalkınma, yolsuzlukla mücadele ve etkili yönetim vaatlerine dayanıyordu. Ancak Modi’nin 2014 - 2024 yılları arasındaki iktidarı boyunca hükümet, özellikle istihdam, enflasyon kontrolü ve kamu refahı gibi alanlarda istikrar elde edememiştir. Bu beklentilerin karşılanamaması üzerine hükümet, giderek dini ve toplumsal kimlikleri merkeze alan bir söyleme yönelmiştir. Siyasi söylemlerde özellikle Müslüman azınlıklar hedef alınmış ve bu durum toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmiştir. Bu tez, Modi liderliğindeki BJP hükümetinin uyguladığı politikalar ve siyasi stratejilerin Hindistan’daki azınlık ve marjinalleştirilmiş gruplar üzerindeki etkilerini incelemektedir. Vatandaşlık Değişikliği Yasası (CAA), Ulusal Vatandaşlık Kaydı (NRC) ve 370. Maddenin kaldırılması gibi temel politikaların yanı sıra, Modi’nin kararlı bir ulusal lider imajının medya aracılığıyla nasıl inşa edildiği de analiz edilecektir. Bu analiz aracılığıyla çalışma, Modi hükümetinin azınlıkların dışlanmasına nasıl sebep olduğu ve Hindistan toplumunda var olan sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri nasıl derinleştirdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Türkiye’nin terörizmle mücadelesinde Europol’ün rolü
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) İpek, Mehmet; Reçber, Kamuran; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı ; Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı; 0009-0007-4193-5151
Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme kuramı, terör tehdidinin yalnızca askeri ya da siyasi bir mesele olmadığını; toplumsal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla inşa edilen, siyasi aktörlerin söylem ve uygulamalarıyla şekillenen dinamik bir olgu olduğunu savunur. 11 Eylül saldırıları sonrasında terör, yalnızca bir suç olgusu olarak değil, aynı zamanda kapsamlı bir güvenlik problemi olarak yeniden yorumlanmış; bu durum devletlerin olağanüstü önlemleri meşrulaştırmasına yol açmıştır. AB, bu yeni güvenlik anlayışını benimseyerek üye devletler arasında iş birliği, istihbarat paylaşımı ve operasyonel koordinasyon mekanizmalarını devreye sokmuş; ancak Europol gibi kilit kurumlar, yapısal eksiklikler, bürokratik engeller ve koordinasyon sorunları nedeniyle pratikte beklenen performansı gösterememiştir. Bu durum yalnızca AB’nin terörle mücadele stratejilerini değil, stratejik aktörlerden biri olan Türkiye’nin operasyonel kapasitesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışma, Kopenhag Okulu perspektifi çerçevesinde AB’nin terörle mücadele yaklaşımlarını, Europol’ün işlevsel eksikliklerini ve bu eksikliklerin Türkiye’ye yansımalarını incelemektedir. Sonuç olarak, terörle mücadelede sürdürülebilir ve etkili sonuçlar elde etmek için Europol’ün stratejik yapısında köklü reformlar yapılmalı; çevre coğrafyalardaki istikrarsızlıkla mücadele, ortak terör algısının netleştirilmesi ve Türkiye gibi stratejik aktörlerle iş birliğinin güçlendirilmesi, hem kısa vadede hızlı müdahale hem de uzun vadede terörün yapısal nedenlerine yönelik politikalarla desteklenmelidir.
