Akromegali hastalarında kan lenfosit kültüründe mikronükleus testi ve nükleer bölünme indeksi yardımı ile genotoksik etkilerin araştırılması

Loading...
Thumbnail Image

Date

2011

Authors

Ünal, Oğuz Kaan

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Akromegali, uzun süre kontrolsüz büyüme hormonu (GH) ve insülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1) salgısının oluşturduğu bir sendromdur. Seyrek görülen ve sinsi seyirli başlangıca sahip olan bir hastalıktır ve uzun sürede gelişen somatik şekil bozukluğu ile karakterizedir.. Hastaların önemli bir kısmında (%95) GH hipersekresyonunun sebebi hipofiz adenomudur. Genel popülasyonla kıyaslandığında çoğunlukla vasküler, metabolik ve pulmoner komorbiditelerle ilişkili mortalite ve morbiditede önemli bir artış mevcuttur. Mortalitedeki artışı oluşturan diğer önemli bir faktör ise malignitedir. Akromegalide maligniteye bağlı ölüm oranının %15 olduğu bildirilmektedir. Birçok çalışmada akromegalik hastalarda kanser gelişme riskininin arttığı gösterilmiştir.Kanser gelişiminin en önemli kriterlerinden birisinin genetik kararsızlık (genomic instability) olduğu bilinmektedir. Sıklıkla solid tümörlerdeki hücrelerde bulunan kromozom yapısı ve sayısındaki anormallikleri tariflemek için kullanılmaktadır ve kanser varlığının karakteristik bir özelliğidir. Çevresel karsinojenler olarak bilinen ve tüm kanser vakalarının %75'inin sebebi oldukları düşünülülen karsinojenik maddelerin varlığı endüstrileşme ile artmıştır. Genetik biyomonitörizasyonun, risk altındaki popülasyonu belirleyerek genetik hastalıklar ve çevresel faktörlere bağlı olarak gelişen kanserler için erken bir uyaran olabileceği düşünülmüştür. Son dekat içinde, genotoksisitenin ölçülebilmesi için yeni bazı in vitro testler geliştirilmiş ve bu testlerde kromozomal hasarın varlığı ve yaygınlığı periferik kan lenfosit (PKL) kültürlerinde değerlendirilmiştir. Bu testlerin en önemlilerinden biri mikronükleus (MN) testidir. MN frekansı ile kanser gelişimi arasındaki direkt ilişki birçok bulgu ile desteklenmektedir.Biz de bu çalışmada, akromegalinin, hastalığın aktivite durumu gözetilmeksizin PKL'de hücre döngüsü üzerine olası genotoksik etkilerinin araştırılması planlandı. Bu amaçla çalışmaya dâhil edilen hastaların tümüne kontrol gurubu ile karşılaştırmalı olarak MN testi yapıldı ve NBİ (nükleer bölünme indeksi) değerleri hesaplandı. Aynı zamanda yaş, cins, sigara, alkol ve ilaç kullanımı, diyabet varlığı, ailede kanser öyküsü, başlangıç ve random olarak bakılan GH ve IGF-1 düzeyleri, hastalık süresi, başlangıç adenom büyüklüğü gibi potansiyel faktörlerin etkileri de karşılaştırılarak değerlendirildi. Bu verilerin klinik olarak korelasyona olanak vermesi için hastalarda yapılmış olan malignite taramaları ile karşılaştırma yapıldı.MN ve NBİ değerleri sırasıyla kontrol gurubunda 3,82 ± 1,49 ve 1,79 ± 0,12, akromegali gurubunda 18,00 ± 6,13 ve 1,68 ± 0,07 olarak tespit edildi. Kontrol gurubunda mononükleus değeri 423,55 ± 112,19, binükleus değeri 1398,41 ± 117,62, trinükleus değeri 42,35 ± 5,06, tetra-pentanükleus değeri 58,47 ± 11,99 olarak tespit edilirken, akromegali gurubu için sırasıyla 809,28 ± 6,82, 1090,31 ± 8,65, 32,27 ± 8,78 ve 70,42 ± 10,24 olarak tespit edildi. Tüm parametreler istatistiksel olarak akromegalik gurup lehine anlamlı farklılık gösterdi. Yaş, sigara içimi, başlangıç ve rastgele bakılan GH/IGF-1 değerleri, başlangıç tümör boyutu ve diğer parametreler ile korelasyon saptanmadı. Hastalık süresi değerlendirildiğinde ise NBİ ile arasında korelasyon bulunmazken, MN ile arasında pozitif korelasyon saptandı.Çalışmamızda akromegali hastalarında genotoksik hasarlanmanın olduğu saptanmış, bu durumun artmış kanser riski ile ya da oksidatif hasarlanma ile ilişkili olabileceği sonucuna varılmıştır. Literatürde bu konuda ilk olan çalışmamızın sonuçlarının benzer çalışmalarla desteklenmesinin gerektiği düşüncesindeyiz.
Acromegaly is a syndrome where GH an IGF-1 are secreted with uncontroled patern for a long period of time. Its characterized by an acquired progressive somatic disfigurement. It is a rare condition which develops insidiously over many years. It is caused almost invariably by a GH secreting pituitary adenoma (%95). Active acromegaly is associated with significant morbidity and an increase in mortality compared with the general population. Although the most important causes of mortality are cerebrovascular, cardiovascular, and pulmonary disease, malignancies are the cause of death in 15% of acromegalic patients. Although some reports did not support the increased risk of developing cancer in patients with acromegaly, most studies reported a moderately increased relative risk for acromegalic patients to develop tumors.The term genomic instability has been used to describe the abnormalities in chromosome structure and number frequently found in cells from solid tumors as a characteristic marker. Carsinogenic substances are increasing everyday as a result of industrialization which is causing environmental pollution. These substances are known as environmental carsinogenics and the reasons of %75 of all the cancer cases. Genetic biomonitoring of risky populations exposed to potential carcinogens is thought to be an early warning system for genetic diseases or cancer. In the last decade, some in vitro tests are developed to understand the genotoxicity. These tests which are studied periferic blood lymphosites cultures (PBC) are used to understand the chromozomal damage. One of these important tests is micronucleus (MN) test.In our study we decided to show acromegalys possible genotoxic effects on the cell cycle. All of the patients went through the MN test and nuclear divion index is calculated comparing to the control group. The influence of confounding factors like age, gender, smoking, drug use, diabetes mellitus, family history of cancer, random and initial GH/IGF-1 levels, duration of the disease, the adenoma size at the beginning was also analyzed. Also MN and NDI values were compared the results of malignancy screening of acromegaly patients if being clinical implication.MN and NDI values were detected 3.82 ± 1.49 and 1.79 ± 0.12 in the control group, where 18.00 ± 6.13 and 1.68 ± 0.07 in acromegaly group, respectively. In the control group, mononucleus value is 423,55 ± 112,19, binucleus value is 1398,41 ± 117,62, trinucleus value is 42,35 ± 5.06, tetra-penta nucleus value is 58,47 ± 11,99. In the acromegalic group it is 809,28 ± 6.82, 1090,31 ± 8.65, 32,27 ± 8,78 and 70,42 ± 10,24 respectively. MN frequency and NBI were significantly higher in the acromegalic patients and MN frequency but not NBI presented positive correlation with duration of the disease where the other parametres including age, smoking, random and initial GH/IGF-1 levels, initial tumor size and the other parametres did not show any correlation.In conclusion, we have shown the genotoxic damage in acromegalic patients. This situation might be related with increased cancer risk or oxidatif damage. More researchs with much more patients for a long period of follow up are needed to support these results.

Description

Keywords

Akromegali, Kanse, Genotoksisite, Mikronükleus, Nükleer bölünme indeksi, Acromegaly, Cancer, Genotoxicity, Micronucleus, Nuclear division index

Citation

Ünal, O. K. (2011). Akromegali hastalarında kan lenfosit kültüründe mikronükleus testi ve nükleer bölünme indeksi yardımı ile genotoksik etkilerin araştırılması. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.