2009 Cilt 35 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18303
Browse
Browsing by Type "Olgu bildirimi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Lateral malleol travmatik kaybı sonucu gelişen ayak bileği lateral instabilitesinde lateral malleolplasti(Uludağ Üniversitesi, 2009-03-02) Belhan, Oktay; Karakurt, Lokman; Yılmaz, Erhan; Bulut, Mehmet; Serin, ErhanLateral malleol ayak bileğinin önemli bir lateral stabilizatörüdür. Doğuştan fibula yokluğu veya travmatik olarak lateral malleolun kaybı, ayak bileği lateral stabilitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu sorunu gidermek için çeşitli cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Literatür incelendiğinde yeni bir teknik olan, iliak kanattan alınan triangüler bikortikal otogreft ile lateral malleolplasti uygulaması oldukça ilgi uyandırmıştır. Biz araç içi trafik kazası sonucu sol ayak bileği anterolateralinde 10×7 cm ebadında yumuşak doku kaybı ile beraber, fibulanın distali ve tibia anterolateralinde kemik doku kaybı ile giden, Gustillo Anderson tip 3B açık kırıklı 8 yaşındaki erkek hastanın, ayak bileği lateral stabilitesini sağlamak amacıyla lateral malleolplasti tekniğini kullanarak elde ettiğimiz fonksiyonel sonucu sunmayı amaçladık.Item Perkütan koroner girişim sırasında sol ön inen arter (LAD) perforasyonu gelişen bir olgu(Uludağ Üniversitesi, 2009-04-22) Çiçek, Davran; Pakdemir, Hasan; Hoşcan, Yeşim; Müderrisoğlu, HaldunPerkütan koroner girişimler sırasında gelişebilen perforasyon son derece nadir (%1-2<) fakat ciddi bir komplikasyondur. Over-size balon kullanımı, direksiyonel aterektomi, rotasyonel aterektomi ve lazer anjiyoplastiye bağlı derin duvar hasarı, kronik total oklüzyonlarda yalancı lümende balon şişirilmesi ve küçük yan dallarda kılavuz tel kırılması en önemli koroner perforasyon nedenleridir. Perforasyonun büyüklüğü kliniğin ciddiyetini belirler. Koroner perforasyonlar klas I-II-III olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Biz burada sol ön inen artere perkütan girişim sırasında over-size balon kullanımına bağlı perforasyon gelişen, hemodinamisi şiddetle bozulan ve acil cerrahi ile tedavi ettiğimiz bir hastayı sunduk.Item Portal hipertansiyonla birlikte splenik arter anevrizması(Uludağ Üniversitesi, 2009-02-17) Gökalp, Gökhan; Erdoğan, Cüneyt; Hakyemez, Bahattin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.Splenik arter, abdominal aorta ve iliak arterlerden sonra üçüncü en sık intraabdominal anevrizma yeridir. Splenik arter anevrizmaları, sirozda, hiperdinamik sirkülasyon sonucu, splenik arter kan akımının artmasıyla oluşan portal hipertansiyonun nadir bir komplikasyonudur. Kadınlarda sıktır ve diabetes mellitus, ateroskleroz gibi vasküler hastalıklar, multiparite ve alfa-1 antitripsin eksiliğinde de görülebilir. Birçok gerçek splenik arter anevrizması asemptomatiktir ve tanı rastlantısal olarak konur. Rüptür riski gebelik, portal hipertansiyon ve karaciğer transplantasyonu sonrası artar. Amacımız, splenik arter disal segmental dalında iki anevrizması olan, kronik karaciğer hastalığı ve portal hipertansiyonlu olguyu sunmaktır.Item Santral venöz kateterizasyon sonrası sağ atriumda ve pulmoner arter kateteri çevresinde trombüs(Uludağ Üniversitesi, 2009-04-06) Korfalı, Gülsen; Canbulat, Atilla; Gören, Suna; Girgin, Nermin Kelebek; Saba, David; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Kateterle ilişkili trombüs, santral venöz kateterlerin önemli komplikasyonlarındandır. Trombüs riski, kateterin uygulandığı bölge ve kalış süresine göre değişmektedir. Santral venöz kateterizasyon sonrası pulmoner arter kateteri çevresinde ve sağ atriumda trombüs saptanan bir olguyu sunduk. Mitral kommissürotomi operasyonu uygulanan olgu, 2 ay sonra mitral valv replasmanı için yeniden operasyona alındı. İlk operasyon sırasında sağ internal jugular venden santral venöz kateter yerleştirilmiş ve operasyondan 4 gün sonra kateter çıkarılmıştı. İkinci ameliyat sırasında herhangi bir güçlükle karşılaşılmadan aynı juguler venden santral venöz kateter ve pulmoner arter kateteri yerleştirildi. Kardiyopulmoner baypas sırasında sağ atriumda serbest trombüs parçaları ve pulmoner arter kateterinin çevresinde trombüs saptandı. Trombüsler temizlendi ve operasyon komplikasyonsuz tamamlandı. Santral kateter yerleştirilecek vene daha önce kateterizasyon uygulanmış ise trombüs olasılığı düşünülmeli ve kateterizasyon öncesi venöz ultrasonografi yapılmalıdır.