2020 Cilt 46 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18591
Browse
Browsing by Type "Olgu bildirimi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Adolesanda nadir bir genital kitle nedeni olarak yüzeyel anjiyomiksoma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-27) Türedi, Bilge; Yılmaz, Mehmet Uğur; Dede, Merve; Utangaç, Mehmet Mazhar; Saraydaroğlu, Özlem; Balkan, Mehmet Emin; Kılıç, Nizamettin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı/Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı.; 0000-0003-3532-0912; 0000-0003-2468-1333; 0000-0003-2346-7802; 0000-0003-2129-0046; 0000-0002-4127-9656; 0000-0002-4845-9916; 0000-0003-2931-1227Çocuklarda genital bölge kitlelerinin ayırıcı tanısında abseler, hemanjiomlar ve yumuşak doku kaynaklı kitleler yer alır. Labial anjiomiksomalı adolesan hastayı sunmayı amaçladık. On dört yaşında kız hasta 9 ay içinde progresif büyüyen sağ labiumda sert, immobil, ağrısız bir kitle ile başvurdu. Yapılan manyetik rezonans incelemede sağ labium majus düzeyinde 42x33x38 mm boyutlu, multilokule, lobule konturlu kitlesel lezyon saptandı. Eksize edildi ve patolojisi anjiyomiksoma ile uyumlu saptandı. Hastanın lokal nüks açısından takipleri devam etmekte olup ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi bir sorun yaşanmadı. Genitoüriner anjiomiksomalar adolesanlarda nadiren görülür. Cerrahi eksizyonu ve lokal nüks açısından postoperatif yakın takibi önemlidir.Item İdrar inkontinasının nadir nedeni olan ektopik üreter tanısında anamnezin yeri ve tedavisinde minimal invaziv cerrahi uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-23) Aydın, Yavuz Mert; Çiçek, Mehmet Çağatay; Gürsel, Başak Erdemli; Kaygısız, Onur; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Üroloji Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-6287-6767; 0000-0002-0471-5404; 0000-0002-0047-1780; 0000-0002-9790-7295Bu olgu sunumunun amacı idrar kaçırma şikayeti ile başvuran kız çocuklarında ayrıntılı anamnez ile ektopik üreter tanısı konması ve minimal invaziv yöntemle tedavi edilerek şifa sağlanması konusunda bilgi vermektir.11 yaşında kız hasta, tuvalet eğitiminin tamamlanmasından beri olan, idrar kaçırma şikayetiyle başvurdu. Hasta daha önce farklı merkezlerde birçok defa muayene edilmiş ve işeme disfonksiyonu tanısıyla tedavi edilmiş. Fakat tedaviden fayda görmemişti. Anamnezinde sürekli idrarı kaçırması mevcuttu. Urgency bulgusu yoktu. Fizik muayenede herhangi bir orta hat defekti saptanmadı. Yapılan üroflowmetri testinde patolojik bulgu yoktu. Hastanın üriner sistem ultrasonografi tetkikinde patolojik bulgu yoktu. Bu bulgular ışığında ektopik üreter olasılığı düşünülerek Manyetik Rezonans (MR) Ürografi istendi. MR Ürografi tetkikinde; sol böbrek üst polünün displastik görünümde olduğu, üst polü drene eden üreterin geniş olduğu ve sol üreterin vajina üst-arka duvarına ektopik olarak açıldığı görüldü. Statik Böbrek Sintigrafisi (DMSA) tetkikinde; sol böbrek üst poldeki displastik alanın nonfonksiyone olduğu görüldü. Bu bulgular sonucunda hastaya laparoskopik parsiyel nefrektomi + üreterektomi yapıldı. Ameliyat süresi 120 dakika, tahmini kan kan kaybı 40 ml olarak tespit edildi. Hastanın postoperatif birinci gününde sondası, ikinci gününde dreni çekilerek hasta şifa ile taburcu edildi. Ameliyat spesmeninin patoloji sonucu displastik böbrek ile uyumlu idi. Postoperatif 15. gün, 1. ve 3 aydaki kontrol muayenelerinde, hastanın inkontinans şikayetlerinin tamamen geçtiği görüldü. Sonuç olarak idrar kaçırma şikayeti ile başvuran hastalarda tedaviye yanıt yoksa, ayırıcı tanıda ektopik üreter mutlaka düşünülmelidir. Tedavisinde başarı oranı yüksek ve minimal invaziv bir yöntem olan laparoskopi tercih edilmelidir.Item Nadir görülen bir over tümörü: sklerozan stromal tümör(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-09) Hasdemir, Seçil; Atalay, Mehmet Aral; Atalay, Fatma Öz; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-7188-6115Sklerozan stromal tümör (SST) over seks kord stromal tümörleri arasında yer alan oldukça nadir görülen benign bir stromal tümördür. Bu olgu sunumunda sağ overde SST saptanan hastanın, radyolojik bulguları ve histopatolojik özellikleri literatür eşliğinde kısaca tartışılmıştır. 23 yaşında kadın hasta, pelvik ağrı şikayeti ile başvurduğu dış merkezde yapılan abdominal ultrasonografisinde sağ adnekste kistik ve solid komponenti olan kitle lezyon saptanması üzerine ileri tanı ve tedavi için hastanemiz kadın doğum polikliniğine yönlendirildi. Cinsiyet değiştirme istemi de olan hastaya yapılan laboratuvar incelemelerinde herhangi bir hormonal anormallik saptanmadı. Kitlenin frozen incelemesi sonrasında total abdominal histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi (TAH+BSO) yapılması kararlaştırıldı. Frozen kesitlerin incelenmesi sonucu “seks kord stromal tümör” olarak değerlendirilen tümörün mikroskopik incelemesinde, kollajenöz ve ödemli hiposellüler alanlar ile hipersellüler alanların oluşturduğu psödolobüler patern, belirgin vasküler proliferasyon izlendi. Morfolojik ve immunhistokimyasal bulgular ışığında sağ overde izlenen tümör “SST” olarak tanı almıştır. Sklerozan stromal tümör olgularının büyük bir kısmı vasküler açıdan zengin solid kitle olduğundan radyolojik olarak öncelikle malign tümör olasılığı akla gelmektedir. SST’nin benign biyolojik davranışa sahip olması ve konservatif cerrahinin gerekli olduğu genç hastalarda görülmesi nedeniyle intraoperatif patolojik tanısı oldukça önemlidir.Item Nadir görülen tuber kalkanei kırığı kaynamama sonrası çift düğme implant ile revizyon cerrahisi olgu sunumu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-15) Nusran, Gürdal; Taşova, Ali Osman; Çıkrıkçıoğlu, GörkemTuber kalkanei kopma kırıkları, genellikle indirekt travma sonrası oluşan ve nadir görülen kırıklardır. Osteoporoz ve diyabet, kırık gelişiminde risk faktörleridir. Bunlar, olası yara sorunları nedeniyle erken cerrahi girişim ile tedavi edilmesi gereken kırıklardır. Bu yazıda, kopma kırığı nedeni ile cerrahi tedavi uygulanan ve vida ile tespiti yapılan, takiplerinde osteoporoz, hasta uyumsuzluğu (erken yük verme), yara yeri problemleri nedeniyle sirküler alçı uygulanamaması gibi problemler nedeniyle erken dönemde implant yetmezliği ve kırık fragmanda redüksiyon kaybı gelişmesi üzerine çift düğme implantı ile revizyon cerrahisi yapılan bir olgu sunuldu.