Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Uludag University Medical Faculty
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Uludag University Medical Faculty by Type "Derleme"
Now showing 1 - 20 of 159
Results Per Page
Sort Options
Item Open Access 1986 yılında hastanemizin aktivitesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.1986 yılında , hastanemiz polikliniklerine 117.755 hasta müracaat etmiş, 13.666 hasta yatırılmış, 562 hasta vefat etmiştir. ölüm nedenlerinin çoğunun, çocukluk döneminde enfeksiyon, yaşlılıkta böbrek, kalp ve damar hastalıklarından olduğu saptanmıştır.Item Open Access 21. yüzyılın eşiğinde fetal cerrahi(Uludağ Üniversitesi, 2004-03-17) Özgenel, Güzin Yeşim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Fetal görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler sonucunda doğum öncesi dönemde fetal malformasyonların tanısının konulabilmesi, diğer taraftan ölüm riski taşıyan ya da doğum öncesi düzeltilmesi halinde prognozun olumlu yönde etkileneceği patolojik durumların intrauterin dönemde onarımının yapılabilme olasılığı günümüzde fetal cerrahi üzerine ilgiyi artırmıştır. Ayrıca deneysel fetal cerrahi araştırmalarda, intrauterin dönemde fetusun ektoderminde oluşturulan yaranın, klinik ve histolojik olarak skar oluşmadan iyileştiği gösterilmiştir. Böylelikle yara iyileşmesi alanında da önemli bilgiler elde edilmiştir. Bu makalede, fetal cerrahinin gelişimi, endikasyonları, kullanılan teknikler ve komplikasyonlar literatür ışığında anlatılmaktadır.Item Open Access ADAMTS ailesi ve anti-anjiogenetik ADAMTS1(Uludağ Üniversitesi, 2011-12-21) Sunay, Fatma Bahar; Türkoğlu, Sümeyye Aydoğan; Koçkar, FerayADAMTS’ler (A Disintegrin and Metalloproteinase with Thrombospondin motifs) hem memelilerde hem de omurgasızlarda bulunan bir ekstrasellular proteaz ailesidir. ADAMTS ailesinin üyeleri, ADAM (A Disintegrin And Metalloproteinase) ailesi üyelerinden, çok sayıda kopyası bulunan thrombospondin 1 benzeri tekrarlar ile ayrılır. ADAMTS proteazlar agrekan, versikan ve brevikanı parçalama, prokollejenin ve von willebrand faktör işlenmesinde görev alır. Bağ doku organizasyonu, koagülasyon, inflamasyon, artrit, anjiyogenez ve hücre göçü gibi pek çok önemli role sahip olduğu gösterilmiştir. ADAMTS’ler modular organizasyon, protein sekansı, gen sekansı ve substrat tercihinin korunmuşluğu ile gruplandırılırlar. ADAMTS1 ilk kez 1997 yılında kaşeksik kolon kanseri modelinde yüksek oranda ifade edilen bir gen olarak gösterilmiştir. Hem agrekanaz hemde anti-anjiyogenetik aktivitesi bulunan ADAMTS1’in çoğu patofizyolojik koşulda regülasyonunun bozulduğu bilinmektedir. Çok sayıdaki araştırmacı pek çok kanser tipinde ADAMTS1 ifade edilmesindeki düzenlenmenin bozulduğunu göstermiştir. Bu makalede ADAMTS ailesi ve ailenin ilk üyesi olan ADAMTS1’in kanserdeki rolünün nasıl aydınlatıldığı ve transkrispiyonel regülasyonu hakkında son bilgiler sunulacaktır.Item Open Access Adesif kapsülit(Uludağ Üniversitesi, 1983) Özcan, Orhan; Yurtkuran, Merih; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı.Donuk omuz ya da periartrit olarak da bilinen adesif kapsülit sık karşılaşılan bir hastalıktır. Patogenezi konusunda çok az bilgi vardır. Başlangıç çoğu kez spontandır ancak travma, miyokart infarktüsü, hemipleji ve tüberkülozla birlikte olabilir. Sendrom, iş sığası kısıtlaması ve tedaviye direnç göstermesinden ötürü önemlidir.Item Open Access Adrenomedüllin ve etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2005-10-18) Etöz, Betül Çam; Büyükcoşkun, Naciye İşbilirİlk kez 1993 yılında feokromasitoma dokusundan izole edilmiş olan adrenomedüllin (ADM) 52 aminoasit içeren vazodilatatör bir peptidtir. ADM başlıca adrenal medullada olmak üzere miyokard, akciğerler, santral sinir sistemi, endotel ve vasküler düz kas hücreleri gibi birçok dokuda sentezlenmektedir. Kalsitonin reseptör benzeri reseptör (CRLR) adı verilen spesifik reseptörünün hücre membranında fonksiyon göstermesi için reseptör aktivite düzenleyici protein (RAMP) isminde bir proteine ihtiyacı bulunmaktadır. ADM birçok dokuda çeşitli biyolojik aktivitelere sahiptir ve tüm sistemler üzerindeki etkileri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Temel karakteristik etkisi sistemik arteriyel basıncı düşürmesidir. Ayrıca natriüretik, antiproliferatif ve hücre migrasyonunu inhibe edici özelliklere sahiptir. Arteriyel hipertansiyon, akut koroner sendrom, kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları ve septik şok gibi patofizyolojik durumlarda plazma ADM seviyesinin yükseldiği saptanmıştır.Item Open Access Ağrılı ve ağrısız tiroiditler(Uludağ Üniversitesi, 2014-12-05) Cander, Soner; Gül, Özen Öz; Ersoy, Canan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı.Tiroidit, tiroidin çeşitli nedenlerle ortaya çıkan inflamasyonudur. Birçok neden, otoimmünite, enfeksiyonlar, radyasyon, ilaçlar tiroidit gelişimine neden olabilmektedir. Tiroiditlerin nedenleri gibi klinik tabloları da çok çeşitlidir. Bu nedenle ayrım ve sınıflama yapmak her zaman mümkün olamamaktadır. Hastalarda herhangi bir semptom olmaksızın tanı tesadüfen konulabildiği gibi, hastalar boyunda şiddetli ağrı, şişlik, guatr ile de başvurabilmektedirler. Hastalar ötiroidik olabilmekte, hipotiroidi veya tirotoksikoz da görülebilmektedir. Tedavi genellikle semptomları düzeltmeye yöneliktir. Tiroid disfonksiyonu saptanması halinde etyolojide göz önünde bulundurularak tedavi planlanmalıdırItem Open Access Akut travmatik kulak zarı perforasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Önerci, MetinAkut travmatik kulak zarı perforasyonu olan 31 hastada sigara kağıdı uygulamasının iyileşme üzerine etkileri incelenmiştir. Erken tedavi ve perfore olan kulak zarının .içe dönmüş yapraklarının dışarıya doğru döndürülerek sigara kağıdı uygulanmasının iyileşmeyi olumlu yönde etkilediği kanaatine varılmıştır.Item Open Access Alkol ile ilgili adli tıp sorunları(Uludağ Üniversitesi, 2010-06-23) Durak, Dilek; Baduroğlu, Erol; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Adli Tıp Anabilim Dalı.Alkol; tüm dünyada şiddet ve hastalıklarla ilişkili olan, toksikoloji laboratuarlarında en sık rastlanan bir maddedir. Adli Tıp Uzmanlarının mesleki uygulamalarında sık karşılaştığı sorunlardan biridir. Alkolün etkisini değerlendirmede; alkolün fizyolojik fonksiyon, davranış, motorlu araç kullanımı, işyeri ile ilişkili aktivite ve sosyal davranışlar üzerine olan etkileri hakkında sıklıkla sorular sorulabilmektedir. Ayrıca adli otopsilerde ölüme neden olan maddenin etil alkol olup olmadığı, diğer toksinlere ek olarak rol oynayıp oynamadığı, toksin olmadığı zaman tek başına ölümden sorumlu olup olmadığı, postmortem tespit edilmiş miktarın ölümden önceki davranışa etkisinin ne kadar olduğu, gecikmiş ölüm vakalarında yaralanma zamanındaki kan alkol konsantrasyonunun ne kadar olduğu hakkında sorunlar doğmaktadır. Bu derlemede alkol ile ilgili adli tıp sorunları ele alınarak ülkemizdeki bu konudaki yasal düzenlemeler değerlendirilmiştir.Item Open Access Anatomi bilgisini değerlendirmede kullanılan uygulama sınavları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-27) Yılmaz, Meriç Yıldız; Özdemir, Senem Turan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Anabilim Dalı.; 0000-0003-1769-7484Anatomi mezuniyet öncesi Tıp Eğitimi müfredatının önemli bir ayağıdır. Anatomi öğretme-öğrenme çıktılarının değerlendirilmesi süreci, bu temel bilim disiplini geniş bir konu olduğundan karmaşık bir iştir. Uygulamada kurumlar arası farklılıklar olmakla birlikte ölçme ve değerlendirme temel olarak üç alanı içerir: teorik bilgi, pratik bilgi ve klinik bilgi. Bu derlemede anatomi pratik bilgisinin ölçülmesinde kullanılan belli başlı uygulama sınav tipleri hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.Item Open Access Anorektal malformasyonlarda radyodiagnostik yaklaşım(Uludağ Üniversitesi, 1991) Parlak, Müfit; Elçin, Fadıl; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.Anorektal malformasyonlarda 1980'li yıllara gelinceye kadar konvansiyonel radyolojik yöntemler kullanılmıştır. 1980'li yıllarda yaygınlaşan US, BT ve MR görüntüleme yöntemleri ile anorektal yapılar ve eşlik eden oluşumlar direkt olarak görüntülenmekte, bu yöntemler postoperatif değerlendirmede de yararlı olmaktadır. Bu yazıda modern görüntüleme yöntemleri ile ilgili literatür özetlenmekte, US, BT ve MR görüntüleme yöntemlerinin konvansiyonel yöntemlere üstünlüğü vurgulanmaktadır.Item Open Access Atheroskleroz hücreleri: 1. endotel(Uludağ Üniversitesi, 1991) Güler, Asuman H.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Endotel hücresi (EH) si atherosklerotik tezyonların oluşumundan solumlu hücrelerden birisidir. EH'lerinin kültürde üretilebilmeleri ile bunların bazı biyolojik ve işlevsel özellikleri saptanabilmiştir. Endotel engeli, bunun kırılması ateroskleroz (As)'da önemlidir. Zedelenme olan kısımlarda EH'lerinin rejenerasyon kapasitelerinin sınırlı olması (zorunlu tek tabaka halinde çoğalma) ve salgıladıkları gelişim faktör (GF) leri, kemotaktik maddeler atherogenezis'de önemli rol oynarlar. Hiperkolesterolemi'de EH'leri özellikle monositlerle ilişkiye girerek ve LDL (düşük dansiteli lipoprotein)'yi modifiye ederek As'un başlamasına ve hızlanmasına yol açarlar. Tüm bu bilgilerin EH kültürlerinden elde edildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle insanlar hakkında sonuca giderken, daima in vivo koşullar göz önünde bulundurulmalıdır.Item Open Access Atheroskleroz hücreleri: IV. makrofajlar(Uludağ Üniversitesi, 1991) Güler, Asuman H.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Makrofaj (Mk) lar atherosklerotik lezyonlarda çok miktarda bulunan hücrelerdendir. Atherogenezis'de Mk'ların rolleri giderek önem kazanmaktadır. Ateroskleroz (As)'un "immünolojik başlangıçlı, enflamatuar bir yanıt" olarak geliştiği teorisini Mk'ın çeşitli aktiviteleri açıklar ve destekler gibidir. Mk'dan salgılanan çeşitli toksik maddeler, enzimler, bağ dokusu elemanları, sinyol maddeleri ve gelişim faktörlerinin salgılanması, atherogenesis de önemli olabilir. Özellikle As'da Mk modifiye lipoprotein (Lp) reseptörlerinde görülen artış, hiperlipidemiye bağlı As patogenezini açıklayabilir ve virütik enfeksiyonlar sonucu gelişen As'da olduğu gibi "enflamatuar bir yanıt" gibi kabul edilebilir. Ama diğer risk faktörleri (ör. diabet, hipertansiyon, emosyonel stres) ile Mk'ın enflamatuar yanıtı arasındaki ilişki henüz tam açıklanamamıştır.Item Open Access Atheroskleroz hücreleri: ll. düz kas hücresi(Uludağ Üniversitesi, 1991) Güler, Asuman H.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Düz kas hücre (DKH)'Ierinin atherogenesis deki rolleri giderek önem kazanmaktadır. Normalde arterlerin medial tabakasını oluşturan DKF'leri ateroskleroz (As) 'un başlaması ile intimada görmeye başlarlar. Burada replikasyon ve proliferasyona uğrayarak, çoğalırlar. Bu arada fenotipleri de değişen DKH'leri salgıladıkları çeşitli bağ dokusu elemanları ve gelişim faktör (GF)'leri ile utherosklerotik lezyonun büyümesine ve genişlemesine yol açarlar. Sonuç olarak, çeşitli nedenlerle uyarılan DKH'sinin ilerlemiş atherosklerotik plakların oluşumunda başlıca rolü oynadığı ve bu lezyonların başlıca içeriği olduğu söylenebilir.Item Open Access Atheroskleroz hücreleri: lll. trombositler(Uludağ Üniversitesi, 1991) Güler, Asuman H.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Normalde hemostazda görevli olan trombositlerin, son yıllarda, atherogenezis'de saptanan etkileri nedeniyle önemleri giderek artmaktadır. Özellikle endotel hücre (EH)'lerinde meydana gelen zedelenmeyi takiben trombositler ateroskleroz (As) olayna katılırlar. Başlangıçta EH'lerinden savunma amacıyla salgılanan PAF (trombosit aktive edici faktör), trombositlerin aktivasyonunda önemli rol oynar. PAF'la aynı zamanda EH'den salgılanan PGl2 (prostasiklin) ise vazodilatasyon yapar ve uyarılmış trombositlerin damar endotelinden uzaklaştırılmasını sağlar. Gene, EH yüzeyinde bulunan heparin, antifrombini aktive ederek, antikoagülan etki gösterir. Trombosit ve EH'Ieri arasındaki bu ilişkiler ve trombositlerden salgılanan kemotaktik ve mitojenik maddeler, özellikle de PDGF (trombositten çıkan gelişim faktörü), bir yerde olayın geleceğini belirler. Sonuçta; zedelenme derecesi, trombositlerin aletivasyon miktarı ve kişinin yatkınlığı ile orantılı olarak proliferatif atherosklerotik lezyonlar gelişir.Item Open Access Basis cranii interna'nın topografik anatomisi(Uludağ Üniversitesi, 2000) İkiz, İhsaniye; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Anabilim Dalı.Kafatasının alt parçası oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bölgenin CT, MR gibi radyolojik tekniklerle yorumlanmasında ve burada yapılacak cerrahi girişimlerde, özellikle oryantasyonun sağlanmasında iyi anatomik bilgiye gereksinim vardır. Son yıllarda anatomiciler ve klinisyenler tarafindan, fossa cranii anterior, medya ve posteriorda bulunan yapılar ile ilgili olarak yapılan çalışmalar giderek artmaktadır. Bu amaçla kafatası hadisinin iç yüzünde bazı önemli oluşum ve deliklerin belirli noktalara uzaklıkları ve lokalizasyonları ile ilgili olarak kısa bir anatomik tanımlama yapılmış; bazı morfometrik veriler sunulmuştur.Item Open Access Behçet Hastalığı'nın etiopatogenezi(Uludağ Üniversitesi, 2013-06-14) Yazıcı, AytenBehçet hastalığı (BH), arter ve venlerde küçük ve büyük damarları etkileyen, etyolojisi ve patogenezi tam olarak bilinmeyen sistemik bir vaskülittir. Birçok viral ve bakteriyel nedenler detaylı olarak araştırılmış olup mikroorganizmaların tetikleyici rol oynadıkları ya da çapraz reaktif antijenler gibi (ısı şok proteinleri gibi) self antijenlerle etkileştikleri yaygın olarak kabul edilmektedir. BH ile en güçlü ilişkili gösterilen genetik risk faktörü insan lökosit antijeni (HLA)-B51’dir. IL1, faktör V ve ICAM-1, KIR ve e NOS gibi MHC bölgesi dışındaki diğer genlerin patogenezde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Sadece HLA-B51’in hastalık patogenezi ile direk ilişkili olduğu, diğerlerinin ise HLA-B51 ile güçlü linkage disequilibrium (bağlantı dengesizliği)’a sahip olduğu kabul edilmektedir. BH’lı hastalarda doğal ve edinsel immunitede birçok anormallikler tespit edilmiştir. Aktive nötrofiller hem kendilerini hem de Th1 hücrelerini uyaran bazı sitokinleri salgılarlar. Bu derlemede BH’nın patogenezine dikkat çekip olası nedenler tartışılmıştır.Item Open Access Besin alımının kontrolündeki anoreksijenik peptit: Nesfatin-1(Uludağ Üniversitesi, 2018-08-04) Yurtsever, Duygu Gök; Minbay, Zehra; Eyigör, Özhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı.Enerji homeostazının regülasyonunda yer alan açlık ve tokluğun fizyolojik mekanizması, besin alımını uyarıcı oreksijenik faktörlerle inhibe edici anoreksijenik çoğu faktörün birleşiminden oluşan kompleks bir süreçle düzenlenir. Son on yılda, besin alımı ve enerji harcanmasını değiştiren pek çok nöropeptid tanımlanmıştır. NEFA/Nükleobindin2 prekürsöründen türeyen nesfatin-1 peptidi besin alımını baskılayan hipotalamik nöropeptid olarak karşımıza çıkar. Nesfatin-1 ilk defa hipotalamus ve soliter traktusta (NTS) yerleşik nöronlarda belirlenmiştir. Nesfatin-1 nöronlarının beyin alanlarındaki ekspresyon profilleri, fizyolojik mekanizmalar üzerindeki etkisi ve de diğer nöropeptidlerle olan kolokalizasyonları hala üzerinde çalışılmakta olan konulardandır. Laboratuvarımızda yürütülen çalışmalarda bizde nesfatin-1’in hipotalamik çekirdeklerdeki lokalizasyonunu belirledik. Bu derlemede, nesfatin nöronlarının lokalizasyonunun yanı sıra, nesfatin-1 peptidinin fizyolojisi ile fonksiyonlarına ait, bugüne kadar literatürde yer alan bilgilere yer verilmiştir.Item Open Access Bulaşıcı hastalıklarda sürveyans: Niçin? Nasıl? Ne durumdayız?(Uludağ Üniversitesi, 2008-10-28) Seçkin, Rukiye Çetin; Akalın, Halis; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Halk Sağlığı Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.Halk sağlığı kavramı olarak sürveyans verilerin sürekli toplanması, toplanan verilerin analiz edilmesi, bu analizlerin sağlığın geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve/veya hastalıkların kontrolü uygulamaları için ihtiyacı olan kişilere ve bildirimi yapan kaynaklara dağıtılmasıdır. Başlangıçta bulaşıcı hastalıkların kontrolü için bir araç olarak kullanılan sürveyans daha sonra pek çok durum için uygulanmaya başlanmıştır. Günümüzde hastalıkların kontrol ve önlenmesi amacıyla temel epidemiyolojisi ve doğal seyrinin tanımlanması, girişimler için öncelikli risk faktörlerinin belirlenmesi ve hastalık önleme ve kontrol programlarının değerlendirilmesi, halk sağlığı açısından önceliklerin belirlenmesi ve gelecekteki sağlık gereksinimleri ve eğilimleri belirleyerek sağlık hizmetini planlamak gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hem var olan durumun saptanması hem de olası yeni sorunlara hazırlıklı olmanın en önemli yolunun güçlü sürveyans sistemlerinin geliştirilmesi olduğu düşünülmektedir. Sürveyansın niçin yapıldığı kadar nasıl yapıldığı da önem taşımaktadır. Bu derlemenin amacı sürveyans ve ilgili kavramların açıklanması ve Türkiye’deki durumun gözden geçirilmesidir.Item Open Access Çocuklarda febril nötropeni(Uludağ Üniversitesi, 2003-06-03) Çelebi, Solmaz; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı.Kanserli nötropenik hastalarda infeksiyonlar önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Nötropeninin süresi ve mutlak nötrofil sayısı infeksiyon riskini etkileyen önemli faktörlerdir. Febril nötropenili çocuklarda görülen enfeksiyonların etkenleri çoğu kez bakteriler olmakla birlikte viruslar, mantar ve parazitler de etken olarak izole edilmektedir. Bu yazıda çocuklarda febril nötropenide etiyoloji, tanı ve tedavi tartışılmıştır.Item Open Access Çocuklarda fonksiyonel konstipasyon(Uludağ Üniversitesi, 2007-09-25) Özkan, Tanju Başarır; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı.Fonksiyonel konstipasyon çocuk gastroenteroloji polikliniklerine başvuru nedenlerinin % 25’ ini oluşturur. Roma II kriterlerine göre süt çocuğu ve okul çocuklarında, yapısal, metabolik, endokrin hastalık olmaksızın >2 hafta, katı kıvamda dışkılama olarak tanımlanır. Konstipasyonun en sık rastlanan tipidir. Fonksiyonel fekal retansiyon ise ağır formudur. Konstipasyona yaklaşım ve tedavisinde temel prensip diyetin düzenlenmesi ve uygun dışkılama eğitiminin verilmesidir.