2023 Cilt 49 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/33164
Browse
Browsing by Type "Derleme"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Deney hayvanları araştırmalarında standardizasyonun yeri ve önemi: Geleneksel derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-05) Çelik, Aslı; Baksi, Nazan; Güneli, Mehmet EnsariPreklinik çalışmalar, tıp bilimlerinin farklı disiplinlerdeki birçok araştırmanın temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmaların önemli bir bölümünde yer alan deney hayvanları; biyolojik, fizyolojik ve patolojik mekanizmaları anlamak, sistem yanıtlarını incelemek ve türler arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmak için kullanılan canlı organizmalardır. Deney hayvanları araştırmalarında standardizasyon, deneysel bulgulara etki eden biyolojik ve çevresel faktörlerin benzer olmasını ifade eder. Böylece, benzer araştırma prosedürleri sabit koşullarda bir başka laboratuvarda uygulandığında, eşdeğer ve birbiri ile karşılaştırılabilir sonuçların alınması sağlanır. Standardizasyonu etkileyen öncelikli faktörler, deney içi ve deneyler arası varyasyonların bütünü olarak değerlendirilmektedir. Bu varyasyon kaynakları ile deneyler etkilenir ve farklı bulguların ortaya çıkmasına sebep olur. Standardizasyonun asıl amacı, deneydeki varyasyonları azaltmaktır. Varyasyonların azaltılması istatistiksel olarak çalışmalarda kullanılan hayvan sayısının azaltılmasını ve hayvan refahının artmasını sağlar. Ayrıca, varyasyonların azaltılması zaman ve para israfını da önler. Standardize deneyler; tekrar edilebilirliğe, laboratuvarlar arası karşılaştırılabilirliğe ve bilimsel güvenilirliğe olanak sağlar. Araştırmanın hipotezine uygun deneysel süreç yönetiminin planlanması, prosedürlerdeki yanlılığın en aza indirilmesi, eğer varsa araştırmaya uygulanan iyileştirme tekniklerinin belirtilmesi bilimsel araştırmaların kalitesini artırır. Deney hayvanları araştırmalarında deneysel tasarımdan itibaren uygulanan standardizasyon ile nitelikli araştırmalar artar, bilimsel ilerlemeye katkı sağlar. Dolayısıyla bu derlemenin amacı, güncel paradigmalar ışığında hayvan deneylerinin standartlaştırılmasında, kullanılan deney hayvanlarının çevre, barınma, beslenme koşullarının ve uygulanan deneysel yöntemlerin sabit tutulması ile kontrol altına alınmasının önemini vurgulamak, bu konuda farkındalık yaratmak ve standardize olan ya da olmayan deneylerin hayvan refahı ve araştırma sonuçları üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır.Item Egzersiz kaynaklı BDNF'nin mental sağlık üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-03) Birinci, Yakup Zühtü; Sağdilek, Engin; Şahin, Şenay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Spor Bilimleri Fakültesi/Antrenörlük Eğitimi Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyofizik Anabilim Dalı.; 0000-0002-1772-6014; 0000-0001-8696-4035; 0000-0002-9221-0616Yaşam süresi uzadıkça mental hastalıklar daha yaygın sağlık sorunları haline gelerek hastaların ve ailelerinin refahını ve yaşam kalitesini oldukça azaltmaktadır. Bu patolojilerin başlamasını önlemek veya geciktirmek için etkili bir strateji olan düzenli egzersizin beyin-kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) gibi nöroprotektif nitelikli hücresel ve moleküler dolaşım faktörleri yoluyla beyin sağlığı üzerindeki faydaları tetiklediği düşünülmektedir. Bu nedenle, bu sistematik derleme, egzersiz kaynaklı BDNF’nin mental hastalıklar üzerindeki etkisine ilişkin güncel bilgileri özetlemeyi ve bu hastalıklara optimum fayda sağlayacak egzersiz programları oluşturmak için öneriler sunmayı amaçlamaktadır. Sistematik inceleme stratejisi, elektronik veri tabanı sistematik araştırmalarında bir metodoloji olarak spor bilimine uyarlanan raporlama maddeler bildirisi PRISMA (Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-analyses) yönergelerine uygun şekilde yürütülmüştür. Bu kapsamda oluşturulan dışlama ve dahil edilme kriterleri göz önünde bulundurularak sekiz tam metin çalışma değerlendirilmiştir. Bu çalışmadan elde edilen bulgular, en az dört hafta boyunca ve haftada 150 dakika orta şiddetli aerobik ve direnç egzersizlerinin ya da bu egzersizlerin halihazırda devam eden tedavilerle veya bilişsel egzersizlerle birlikte kullanılmasının mental sağlık üzerindeki olumlu etkilerine BDNF'deki artışların aracılık edebileceğini göstermektedir. Bu durum egzersizin, düşük BDNF seviyelerine sahip mental hastalığı olan bireyleri hedefleyebileceği hipotezlerini desteklemektedir. Sonuç olarak egzersiz kaynaklı BDNF düzeylerinin mental sağlıkla ilişkili standart tedavi müdahalelerinin etkinliğini geliştirebileceği ve klinik iyileşmeyle ilişkili potansiyel bir biyobelirteç olabileceği düşünülmektedir. Buna rağmen özellikle farklı şiddet ve sıklıklarda planlanan egzersiz türlerinin ya da kombinasyonlarının BDNF salınımını farklı şekilde etkiliyor oluşu bu çalışma sonuçlarına dayanarak mental sağlığı BDNF kaynaklı geliştirebilecek standart bir egzersiz programı oluşturmayı oldukça zorlaştırmaktadır.Item İskemik beyin hasarında reaktif astrositlerin fonksiyonları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-25) Akbulut, Nursel Hasanoğlu; Topal, Gonca; Eyigör, Özhan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Tıp-Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0001-5704-5793; 0000-0003-0426-2684; 0000-0003-3463-7483İnme, dünya çapında ikinci önde gelen ölüm nedenidir. Memeli merkezi sinir sistemindeki (MSS) en yaygın glial hücre grubunu oluşturan astrositlerin inmenin akut ve kronik evresindeki patofizyolojilerinin araştırılması önemlidir. Hastalık ve beyin hasarlarını takiben görülen patolojik durumlarda astrositler reaktif forma dönüşürler. İskemik hasar sonrası Glutatyon (GSH) salgılayarak oksidatif stres hasarını hafiflettikleri, nörotrofik faktörler salgılayarak nöron gelişimi ve sağ kalımına katkıda bulundukları, serebral ödemin düzenlenmesinde rolleri olduğu ve eritropoietin salgılayarak anjiyogeneze katkı sağladığı ve nöronal apoptozu inhibe ettiği yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Ancak tüm bunların yanı sıra, iskemi sonrası eksitotoksisiteyi indükleyerek ve inflamatuar faktörlerin aşırı salınımına yol açarak nöronal ölüme yol açtığı ve kan-beyin bariyeri (KBB)’nin geçirgenliğini attırdığı gösterilmiştir. İskemik hasar sonrası oluşan glial skarın akut dönemde doku hasarının yayılmasını önleyerek sağlıklı dokudaki homeostazı sağladığı ancak kronik dönemde akson büyümesine engel olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu yüzden reaktif astrositlerin işlevleri tartışmalıdır. Genetik olarak reaktif astrositlerin nörotoksik (A1) ve nöroprotektif (A2) iki polarizasyon durumuna dönüşüm geçirebileceği bulunmuştur. Farklı astrosit tipleri nörolojik hastalıklar için etkili tedavi yaklaşımlarının keşfedilmesine yardımcı olacaktır. Bu derlemede; iskemik beyin hasarına bağlı olarak oluşan inmede reaktif astrositlerin fonksiyonlarına ve bu süreçte astrositlerin fizyolojik ve histomorfolojik değişimlerine yer verilmiştir.