Browsing by Author "Mert, Nihat"
Now showing 1 - 20 of 41
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atlarda sancı semptomu ile seyreden hastalıklar üzerinde biyokimyasal çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ünsüren, Hikmet; Mert, Nihat; Antaplı, Mübeccel; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu çalışmada atlarda sancı ile seyreden hastalıklarda, kanda meydana gelen biyokimyasal değişimler incelenmiştir. 13 hasta ve 8 sağlam at araştırma materyali olarak kullanılmıştır. Sancılı atlarda ortalama kan glukoz düzeyi % 131,21. mg, Na 93,61 mEqll, K 4,16 mEqll, Ca % 11,41 mg iken sağlamlarda bu degerler sırasıyla % 72 mg, 126,05 mEqll, 3,26 mEqll ve % 10,52 mg idi. İstatistiksel incelemede glikoz p ≤ 0,001, Na p ≤ 0,005 ve K' da p ≤ 0,01 düzeyinde önem göstermiştir. Sancı semptomu ile ölen iki atta % 200 mg'ın üzerinde glukoz düzeyi saptanmış olup glukoz miktarı hastalığın prognozunun tahmininde kullanılabilecek bir kriter olarak düşünülebilir.Item Besi sığırlarında besleme ve urolithiasis olguları arasmdaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Sönmez, Gürsel; Tayar, Mustafa; Mısırlıoğlu, Deniz; Oğan, Canan; Özbilgin, Selda; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.U. Ü. Veteriner Faküilesi Pilot Besi Ünitesinde konsantre yemle beslenen 15 adet erkek esmer ırkı besi sığırlannda, böbrek taşı oluşumlan gözlendi. 8 ay süre ile yapılan besi sonunda kesilen hayvanlarda makros kopik ve histopatolojik olarak böbrek ve sidik kesesi muayene edilirken, bu hayvanlarda idrann kimyasal bileşimi ve taşinan içerigi incelendi. içtikleri suyun detaylı olarak analizi yapıldı. Saptanan taş oluşumunun kış aylarında içeren besi süresinde konsantre yemden kaynaklandığı saptandı.Item Besi sığırlarında canlı ağırlık artışını etkileyen parametrelerin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1990) Mert, Nihat; Erdinç, Hüseyin; Oğan, Canan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Besi sığırlarında canlı ağırlık artışını ve yemden yararlanma oranını araştırmak için yapılan bu çalışmada Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Pilot Besi Ünitesinde beslenen 12 adet 6-10 aylık Holştayn, erkek, melezi sığır kullanıldı. Dengeli bir rasyonla 8 ay süre ile beslenen sığırların besi başı ve besi sonu kan glukoz, total protein, vitamin C ve fosfor düzeyleri saptandı. Besi başı ve besi sonu canlı ağırlıkları kaydedildi. Besi hayvanı seçiminde yararlanılabilecek parametreler için yapılan çalışmada, kan glukoz düzeyinin kullanılabileceği ve bu yolla yapılan bir değerlendirmede, kan glukozu % 61 mg üzerinde olan sığırların, bu değerin altında olanlara göre 19,890 kg fazla kilo kazandığı tesbit edildi.Item Besi sığırlarında rastlanılan A hipovitaminozis üzerinde biyokimyasal araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Yavuz, Melih; Mert, Nihat; Erdinç, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.U.Ü. Veteriner Fakültesi Pilot Besi Ünitesinde bezelye silajı ile beslenen ve zamanla amourosis gözlenen 10 adet Montofon ırkı erkek daha araştırma materyali olarak kullanıldı. Yapılan biyokimyasal analizlerle serumda β-Karoten, vitamin A, total lipid ve total protein düzeyleri saptandı. Vitamin A düzeyi normalin biraz altında görülürken β-Karoten düzeyi oldukça düşük olarak ölçüldü. β-Karotenin bu düşüklüğüne temel neden olarak nitritin rumen sıvısındaki karotin retensiyonunu azaltması gösterilebilir.Item Besi sığırlarında serum a- amilaz düzeyleri ile canlı ağırlık artışı arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mert, Nihat; Erdinç, Hüseyin; Başpınar, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.In this study, relationship between serum a -amylase levels and live weight gains in beef cattle was performed one year old. 13 Brown male cattle were used as research material. Study had last for four months. There was no relationship between live weight gain differences at the beginning and end of feeding period and serum a - amylase levels as we defined low and high. But beef cattle with high a -amylase level had 7.09 kg more live weight gain than the low one. This amount is economically important.Item Beslenme ve enfeksiyon etkileşimi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mert, Nihat; Tanrıverdi, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Bilim Dalı.The nutrition·ınfection interactions have been reported lately. Nutritional deficiencies have synergetic and antagonistic effects on prognosis of the dişeases. All nutrients, except some aminoacids, have synergetic effects on some disease. Obesity, like malnutrition, has synergetic ef{ects by decreasirıg immunoglobulin levels, protein loses and long recovery time.Publication Blood, slaughter and carcass characteristics of male turkeys following quantitative feed restriction between 8 to 16 weeks of age(Indian Veterinary Journal, 2003-05-01) Gündüz, H; Meral, İsmail; Ak, İbrahim; Mert, Nihat; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.; 0000-0001-7185-3316; HJH-5486-2023Item Bursa yöresinde tüketilen sütlerdeki kurşun (Pb) düzeylerinin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sayal, Ahmet; Aydın, Ahmet; Mert, Nihat; Tayar, Mustafa; Şen, Cem; Çetin, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknoloji Anabilim Dalı.Yüzyıllardan beri çeşitli amaçlar için yaygınca kullanılan kurşun (Pb), insan ve hayvanlarda toksik yatması nedeniyle biyolojik öneme sahiptir. Sunulan çalışmada trafikten uzak, yoğun trafik akışına sahip yol kenarlarında ve sanayi bölgelerinde bulunan 25 adet çiftlikte beslenen ineklerden alınan süt örnekleri incelendi. Numunelerde kurşun düzeyi Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresi kullanılarak ölçüldü. Pb düzeyi kontrol grubu diye nitelendirilen trafikten uzak bölgedeki 5 numunede 0.0231 ppm iken, yoğun trafiğe sahip yol kenarlarındaki bölgede 10 numunede 0.0342 ppm ve sanayi bölgesindeki 10 numunede ise 0.0907 ppm olarak saptandı. Elde edilen sonuçlar, Bursa yöresinde gerek trafik yoğunluğu ve gerekse sanayi bölgelerinin tüketilen sütlerdeki Pb miktarını etkilemekte olduğu ve çevre kirliliği açısından olumsuz sinyaller verdiğini vurgulamaktadır.Item Civcivlerde bakar noksanlığının yemden yararlanma ve canlı ağarlık kazanca üzerine etkilerinin araştırılması konusunda çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çetin, Meltem; Mert, Nihat; Yavuz, Melih; Erdinç, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Hayvanlarfla esansiyel bir izelement olan bakır canlı ağırlık artışını olumlu yönde etkilemektedir. Bakırın yemden yararlanma üzerine etkisini incelemek için apılan bu çalışmada 150 adet Isobrown x Lohmann civciv 130 gün süre ile beslendi. Kontrol ve deneme olarak iki gruba ayrılan hayvanlar temelde aynı olan, fakat mineral karışımlarında bakır yönünden farklılık gösteren rasyonla beslendiler. Rasyonda bakır bulunmayan deneme gnıbuna karşın, kontrol gnıbuna 5 mg/kg bakır ilavesi yapıldı . Belirli sürelerde rastgele seçilerek düzenli olarak tartılan lıayvanlann, yem tüketimleri kaydedilerek plazma bakır degeri ölçüldü. 130. gün sonunda 1424 ± 90.5 gr canlı ağırlığa ulaşan kontrol grubuna göre, 1238 ± 73.6 grama ulaşan deneme grubunun bu süre içinde daha fazla yem tükettiği saptandı. Elde edilen sonuçlarla bakır noksanlığının büyüme ve gelişmeyi etkileyerek yemden yararlanma ve canlı ağırlık artışını olumsuz yönde etkilediği gösterilmişItem Civcivlerde bakır noksanlığının hiperkolesterolemi ve arteriosklerozis oluşumuna etkisi üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1991) Tanrıverdi, Meltem; Mert, Nihat; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Biyokimya Anabilim Dalı.Bakır noksanlığının hiperlipidemi,hiperkolesterolemi ve arterıosklerozis üzerine etkilerini incelemek amacıyla yapılan bu çalışmada materyal olarak İzobrown x Lohmann cinsi günlük 150 civciv 5 ay süreyle incelendi. Deneme ve kontrol olmak üzere iki farklı gruba ayrılan hayvanlar temelde aynı yem maddelerinden oluşan özel bir rasyonla beslendiler.Deneme grubu rasyonunun mineral karışımı bakır içermezken,kontrol grubuna 5 mg/kg bakır ilavesi yapıldı.Yem maddelerinden gelebilecek bakırın kullanılmasını e¬gellemek için deneme grubuna 2 mg/kg molibden ilave edildi.İçme suyu olarak da deneme grubuna bidistile su,kontrol grubuna normal çeşme suyu verildi. Araştırmada civcivlerin plazmalarındaki bakır düzeyleri ile kolesterol,lipid miktarları ve aortalarındaki arteriosklerozisle ilgili histopatolojik bulgular arasındaki ilişkiler,bakırın büyüme,canlı ağırlık kazancı ve eritrosit sayısı üzerine etkisi incelendi. Civcivlerin plazma bakır düzeyleri Atomik Absorbsiyon Spektrofotometre kullanılarak belirlendi.Başlangıçta % 4 mcg olan plazma bakırı 4. ve 5. ayın sonunda sırasıyla deneme grubunda % 7.74-9.55 mcg,kontrol grubunda % 15.80-16.65 mcg olarak saptandı.Bu aylar içinde gruplar arası bakır miktarları farklılığı p O.01 düzeyinde Önemli bulundu. Plazma total lipid düzeyi 5. ayın sonunda kontrol grubunda 944 ıgg, deneme grubunda Z 1115 rçg olarak saptandı.İki grubun plazma lipid miktarları arasında p0.05 düzeyinde istatistiksel önem bulunmuştur. Plazma kolesterol düzeyi yine 5. ayın sonunda kontrol grubunda % 107 mg, deneme grubunda % 147.68 mg ’dır. Gruplar arası farklılık p 0.05 düzeyinde öneme sahiptir. Bakır noksanlığının arterioskleroz oluşumu üzerine et¬kisini incelemek amacı ile her ay düzenli olarak kesilen hayvanlardan alınan aorta örnekleri incelendi. Makroskobik olarak bir değişiklik gözlenmedi. Mikroskobik incelemede ise deneme grubuna ait orta kesitlerinde gözlenen histopatolojik değişiklikler araştırma süresine paralel olarak artış gösterdi, ortaların subintimaldokusundaki elastik membranlarda soluk boyanma,hyalinizasyon saptandı.Daha sonra membranlarm hyalinizasyon sonu boşaldığı,subintimal dokuda hidrobik dejenerasyon ve çalışmanın sonlarında alınan aorta kesitlerinde endo tel hücrelerinde granüler tipte yağlanma intima ve media tabakalarında yağ damlacıkları saptandı.Kontrol grubu hayvanlarına ait aorta kesitlerinde ise herhangi bir değişiklik gözlenmedi. Eritrosit sayıları da gruplara göre farklılık göstermiştir.Bakır düzeyi normal olan grupta eritrositmm olarak bulunmuştur. Gruplar arasındaki farklılık istatistiksel olarak p O.Ol düzeyinde öneme sahiptir. Büyüme ve canlı ağırlık artışı ile bakır düzeyi arasındaki bağlantıyı incelemek için her ay düzenli bir şekilde rastgele seçilip tartılan iki grup hayvan arasında canlı ağırlik farklılıkları gözlendi. Kontrol grubu hayvanları 5. ay sonunda 1424.5+ 90.5 g canlı ağırlığa ulaşırken, deneme grubu hayvanlarının ağırlığı 1238 73.6 g olarak saptandı. Araların¬daki farklılık istatistiksel olarak pO.Ol düzeyinde önemli bulundu. Civcivlerde deneysel olarak şekillendirilen bakır noksanlığının hiperlipidemi,hiperkolesterolemi oluşturduğu,arteriosklerozisi desteklediği,büyümeyi geciktirdiği ve eritrosit sayısında gözlenen azalma ile anemi nedeni olabileceği sonucuna varılmıştırItem Civcivlerde kronik aflatoksikosis üzerinde biyokimyasal araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mert, Nihat; Yakışık, Mine; Antaplı, Mübeccel; Tanrıverdi, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Mycotoxicosis is poisoning by the ingestion of toxins of fungal origin in foods which have been altered or damaged by the growth of toxin producing mould fungi. In this research the effects of aflatoxins which are produced by Aspergillus and Penicillium strains were 8tudied in chicks. Aflatoxin B1 dissolved in water, have been given orally 5 mcg/day per chick for two month8. Blood samples were collected from control and test groups, analyzed for blood glucose, total lipid, total protein, uric acid. Liver weight was also determined. The statistical importance were estihıated on the total lipid and total protein levels (P 0.05). Looking these findings we could conclude that aflatoxins cause changing blood parameters, iriter· lere with the metabolisms of lipid and protein.Item Dansçı ayıların rehabilitasyonları sırasında kan parametrelerindeki değişiklikler(Uludağ Üniversitesi, 1995) Güneş, Nazmiye; Mert, Nihat; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Biyokimya Anabilim Dalı.İstanbul ve yöresinde yaz sezonlarında ticari amaca yönelik olarak bakıcıları tarafından eğitilip, yetiştirilen dansçı ayıların biyomedikal durumlarını incelemek, sunulan çalışmanın ana hedefidir. Bu amaçla İstanbul'da yakalanıp U.Ü. Veteriner Fakültesi Vahşi Yaşam Araştırma Merkezinde (VYAM) rehabilitasyon programına alman 12 erkek, 6 dişi toplam 18 adet ayının yakalandıktan hemen sonra ve rehabilitasyon programı sonrasında usulüne uygun olarak anestezi altında V.iliaci'den kan örnekleri alındı. Serumları çıkarıldı. Numunelerde metabolit, mineral ve enzim olarak 3 bölümde toplam 25 çeşit biyokimyasal parametre analiz edildi. Her numunede metabolitlerden; glukoz, üre, ürik asit, kreatinin, total kolesterol, trigliserid, total protein, albumin, globulin, total bilirubin, direkt bilirubin, indirekt bilirubin düzeyleri, mineral olarak; sodyum, potasyum, klor, kalsiyum, fosfor, magnezyum incelenirken, Aspartat Aminotranferaz (AST), Alanın Aminotransferaz (ALT), Alkalen Fosfataz (ALP), Gamma Glutamil Transpeptidaz (GGT), Laktat Dehidrojenaz (LDH), Kreatin Kinaz (CK), Amilaz enzimlerinin de aktiviteleri otoanalizor ile rehabilitasyon öncesi ve sonrası olmak üzere 2'şer defa ölçüldü. Elde edilen değerler rehabilitasyon öncesinde yukarıdaki sıraya uygun olarak; 108.40 mg/dl, 19.30 mg/dl, 0.83 mg/dl, 1.0 mg/dl, 344.0 mg/dl, 395.0 mg/dl, 6.84 g/dl, 4.04 g/dl, 2.80 g/dl, 0.25 g/dl, 0.14 mg/dl, 0.18 mg/dl, 137.71 m£q/l, 4.49 mEq/l, 102.41 ınEq/l, 9.26 mg/dl, 6.88 mg/dl, 2.21 mg/dl, 65.77 U/l, 22.94 U/l, 35.50 U/l, 14.0 U/l, 508.22 U/l, 125.94 U/l, 44.61 U/l rehabilitasyon sonrasında yine sırasıyla; 118.72 mg/dl, 23.05 mg/dl, 0.77 mg/dl, 1.30 mg/dl, 322.88 mg/dl, 252.66 mg/dl, 7.05 g/dl, 3.83 g/dl, 3. 18 g/dl, 0.24 mg/dl, 0. 14 mg/dl, 0. 14 mg/dl, 135.88 mEq/l, 4.15 mEq/l, 102.61 mEq/l, 9.28 mg/dl, 5.47 mg/dl, 2.22 mg/dl, 76.12 U/l, 35.33 UA, 43.16 U/l, 11.94 U/l, 589.83 UA, 109.53 U/l, 27.70 U/l olarak saptandı. Tüm bu sonuçlar genel amaca yönelik olarakrehabilitasyon programı öncesi ve sonrası değişimler şeklinde yorumlandı. Ayrıca cinsiyet açısından erkek ve dişi olarak 2 grup altında, yaş bakımından yetişkin, genç, yavru olarak 3 farklı gruba ayrılıp aynı şekilde değerlendirmeye tabi tutuldu. İstatistiksel olarak varyans analizi ve Mann-Whitney U testi ile gruplar arasındaki farklılıkların önem dereceleri hesaplandı. Buna göre rehabilitasyon öncesi ve sonrası yapılan tüm ölçümlerde kreatinin, LDH (p<0.05), AST, ALT (p<0.01), globulin (p<0.001) değerleri ortalamalarının rehabilitasyon sonrası arttığı, indirekt bilirubin (p<0.05), trigliscrid (p<0.00 1 )dcğcr!eriuin ise azaldığı saptandı. Rehabilitasyon programının cinsiyetle ilişkisini ortaya çıkarmak için yine aynı testler uygulandı. Rehabilitasyon öncesi erkeklerle dişilerin kendi arasında üre, GGT (p<0.05), kreatinin, total bilirubin (p<0.01) değerleri ortalamaları dişilerde yüksek iken ALP, CK (p<0.05) değerleri ortalamalarının erkeklerde yüksek olduğu belirlendi. Rehabilitasyon sonrası aynı grupların kendi aralarında yapılan istatistik incelemede dişilerde sodyum (p<0.05), üre, kreatinin, GGT (p<0.01), magnezyum (p<0.001) değerleri ortalamaları, erkeklerde kalsiyum, fosfor, ALP, CK (p<0.05), LDH (p<0.01) değerleri ortalamaları yüksek bulundu. Bundan başka erkek-erkek ve dişi-dişi gruplarının programdan etkilenme durumları da bu istatistiksel yöntemlerle araştırıldı. Erkek-erkek grupları arasında glukoz, kreatinin, globulin, AST, ALT (p<0.05) değerleri ortalamalarının rehabilitasyon sonrası arttığı saptanırken, potasyum (p<0.05), trigliserid (p<0.001) değerleri ortalamalarının azaldığı, dişi-dişi grupları arasında da üre, kreatinin (p<0.05), ALT (p<0.01) değerleri ortalamalarının rehabilitasyon sonrası arttığı, fosfor, albumin, amilaz (p<0.05), trigliserid (p<0.01) değerlerinin azaldığı belirlendi. Doğal olarak yaşla birlikte bazı biyokimyasal değerler değiştiğinden bu çalışmada da 1 8 ayı yetişkin, genç ve yavru olarak gruptandı. Rehabilitasyon öncesi ve somasında elde edilen kan parametreleri hem yetişkin-genç-yavru olarak kendi aralarında hem de program öncesi ve somasında yetişkin-yetişkin, genç-genç, yavru-yavru şeklinde gruplar arasında yorumlandı. Bu istatistiksel yorumlar sonucunda rehabilitasyon öncesi yetişkin- genç-yavru gruplarının kendi içinde kreatinin, albumin (p<0.01, yavruların değeri genç veyetişkinlerden düşük), ALP (p<0.05, yavruların değeri genç ve yetişkinlerden yüksek), AST, LDH (p<0.001, yavruların değeri diğerlerinden yüksek), yine rehabilitasyon sonrası aynı grup içinde potasyum, fosfor, CK (p<0.05, yavruların değeri diğerlerinden düşük), ürik asit, direkt bilirubin (p<0.05, yetişkinlerin değeri diğerlerinden yüksek),globulin, total bilirubin (p<0.05, yavruların değeri diğerlerinden düşük), klor (p<0.01, yetişkinlerin değeri yavru ve gençlerden yüksek), magnezyum (p<0.01, yavruların değeri diğerlerinden düşük), üre, total protein, albumin, in direkt bilirubin ve ALT (p<0.001, yavruların değeri diğerlerinden düşük) değerlerinde önem belirlendi. Bunların yanı sıra program öncesi ve sonrası yetişkin-yetişkin gruplarında trigliserid, fosfor (p<0.05) değerleri rehabilitasyon sonrasında azalırken total protein, globulin, AST, ALT, LDH (p<0.05) değerleri ortalamalarının rehabilitasyon sonrası arttığı, genç-genç grupları arasında üre, AST, GGT (p<0.05), globulin (p<0.01), ALT (p<0.001) değerleri ortalamalarının rehabilitasyon sonrası arttığı, trigliserid (p<0.001), albumin, fosfor, amilaz (p<0.05) değerlerinin ise azaldığı yine yavru-yavru grupları arasında üre, potasyum, GGT (p<0.05) rehabilitasyon sonrası azalırken, kreatinin (p<0.05) değerleri ortalamasında artış olduğu saptandı. Tüm bu çeşitli geniş ve istatistiksel olarak detaylı yorumlanmış bulgular dansçı ayıların halk elinde (rehabilitasyon öncesi) fena bakım ve beslemeye tabi tutulup, yaşadığını gösterirken, aynı ayıların rehabilitasyon programı adı altında 285 günlük iyi bakım, besleme ile doğal fizyolojik ve biyokimyasal durumlarına ulaştığını, uygulanan rehabilitasyon programının yerinde olduğunu göstermektedir. Bu öncül çalışına ile hem ayılarda detaylı kan parametreleri Türkiye'de ilk defa sunulmuş, hem de ayıların doğal ortama bırakılmasında fızyopsikolojik durumlarının yanı sıra kan biyokimyasal değerlerinin de önemli olabileceği ortaya konulmuştur.Item Farelerde oluşturulan i̇mmunosuppresi̇f etki̇ ile kanlarındaki vitamin A ve Beta-karoten düzeyleri arasındaki ilişkiler üzeri̇nde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1988) Mert, Nihat; Kahraman, Mustafa; Oğan, Canan; Şeker, Ayşin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Eighty white mice were divided equally into 4 groups. Group I unvaccinated controls, Group II vaccinated controls Group III. experimental group receiving 400 mg/lt. nitriate and Group IV. experimental group receiving 400/lt. intriate in drinking water. All mice except the group I were vaccinated with Newcastle disease virus, Hitchner B1 strain subcutaneously. Three times repeatedly every other day. Serum samples for each group of mice were obtained from the blood pooled of each group were examined for the amount of vitamin A and Beta-caroten and for the immunosuppresive effect of nitrite and nitrate on the mice. All of the three parameters were found to be decreased, in groups of mice receivied nitrite and nitrate canpating the other groups. Amounts of Beta-caroten were measured as 5.236 3.336, 1.428 and 0.952 mgr/100 ml. in groups I, ll, III and IV respectively. Vitamin A values were high in group I and II (46.74) and 47.64) and were 28.38 and 21.98 mg/ml in 100 ml/serum in groups III and IV. HI titres were determined as 2-² , 2-⁶ and 2-⁵ and 2-⁴ indicating lower titers in the experimental groups.Item Farklı irtifalarda yetiştirilen yerli koyunlarda hemoglobin tipleri, potasyum tipleri ve hematokrit değerler üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Yaman, Kemalettin; Mert, Nihat; Cengiz, Fahrünisa; Tanrıverdi, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırma farklı irtifalarda yetiştirilen İvesi, Kıvırcık ve Morkaraman koyunlarda hemoglobin (Hb) tipleri, alyuvar potasyum (K) tipleri ve hematokrit değerleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada 89 İvesi, 76 Kıvırcık ve 79 Morkaraman koyunu araştırma materyali olarak kullanılmıştır. Nişasta jeli elektroforez yöntemiyle sözü edilen koyun ırklarında sırasıyla A (1,1,-), AB (13,10,3), B (75,65,76) Hb tipleri elde edilmiştir. Alyuvar potasyum değerleri 60 mEq/l'nin üzerinde olan hayvanlar yüksek potasyum (HK) tipli olarak değerlendirilmiş, düşük (LK) ve yüksek (HK) potasyum tipli koyun sayıları sırasıyla 65-24, 25-51, 37-42 olarak belirlenmiştir. Mikrohematokrit yöntem kullanılarak koyunlarda sırasıyla ortalama % 28.8, 26.7 ve 24.0 hematokrit değerler elde edilmiştir.Item Farklı kaba yemlerle beslenen besi sığırlarının rumen sıvısı ve kan metabolitleri üzerinde biyokimyasal araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Yavuz, Melih; Mert, Nihat; Erdinç, Hüseyin; Günşen, Uğur; Uzatıcı, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Farklı kimyasal özelliklere sahip kaba yemlerle beslenen besi sığırlarında rumen sıvısı ve kanda meydana gelen biyokimyasal değişimlerin incelendiği bu araştırmada, U.Ü. Veteriner Fakültesi Pilot Besi Ünitesinde bulunan esmer ırk erkek danalar materyal olarak kullanılmıştır. Hayvanlara kaba yem olarak birinci dönemde sadece saman, ikinci dönemde saman-elma posası silajı (% 50 + % 50) ve son dönemde sadece elma posası silajı verilerek üç farklı besleme periyodu uygulandı. Her besleme dönemi sonunda kan ve Rumen sıvısı örnekleri alınarak analizleri yapıldı. Alınan sonuçlara göre kaba yem olarak sadece saman kullanılan dönemde Rumen sıvısındaki asetik asit ve kan kolesterol düzeyinin en yüksek olduğu, sadece elma posasının kullanıldığı dönemde ise kan glukoz ve protein düzeyinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Serum total lipid düzeyi ise, kaba yem olarak saman-elma posası silajı kullanılan geçiş döneminde diğer dönemlerde daha yüksek olarak bulunmuştur.Item Farklı köpek ırklarında serum asit fosfataz düzeyleri ile prostat bezi hiperplazileri arasındaki ilişkiler üzerinde biyokimyasal araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Mert, Nihat; Kaya, Metin; Antaplı, Mübeccel; Tanrıverdi, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bil araştırmada 22 adet Kangal 16 adet Alman Kurt ve 33 adet Yerli Kurt köpeği, toplam 71 adet, materyal olarak kullanıldı. Köpeklerin ortalama serum asit fosfataz düzeyleri saptandı. Rektal tuşe yöntemiyle prostat bezleri muayene edildi. Kangal Alman ve Yerli Kurt köpeklerinin asit fosfataz düzeyleri sırasıyla 20,76 mU/ml, 22,64 mU/ml ve 18,44 mU/ml olarak bulundu. 15 adet köpekte prostat hiperplazisi saptandı.Item Farklı koyun ırklarında eritrosit K, Na ve hemoglobin tiplerinin belirlenmesi üzerine araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1995) Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Yaman, Kemalettin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.The aim of these study was to find out the types of erythrocyte K, Na and Hb ofTahirova, Türkgeldi and Kıvırcık sheep in four-month-old. The potassium (K) and sodium (Na) types were determined by using flamephotometer in their erythrocytes. Animals having over 10 mEq/l potassium designated as high-potassium (HK) types were 10-7, 14-8 and 20-. in Tahirova, Turkgeldi and Kıvırcık sheep breeds, respectively. Animals having over 100 mEq/l sodium designated as high-sodium (HNa) type and numbers of sheep with low-sodium (LNa) and high-sodium (HNa) types were 8-9, 8-11, 2-18, respectively. Using horizontal starch jel electrophoresis technique the Hb types; A (2, -, -), AB (7,5,5) and B (8,13,15) were obtained in the mentioned breeds, respedively.Item Glutatyonun rat lensinde glikolizis ve hekzoz monofosfat geçidinin kontrolündeki rolü(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mert, NihatIn this study the effect of glutathione oxidation on the hexose monophosphate shunt activity of the lens extract had been determined indirectly from the extent of glucose and NADPH2 utilization and lactate production. The oxidant employed were t·butyl hydroperoxide, a compound which oxidizes glutathione erratically by serving asa co·substrate for glutathione peroxidase. The utilization of glucose amount and the accumulation of lactate were increased in low ATP/ADP medium. But, in high ATP/ADP medium utilized glucose amount and lactate accumulation were decreased.The production of NADPH and NADH were also increased by addition of TBHP.Item Bir inek karaciğerinde bütün safra kanallarını ve kesesini dolduran taş oluşumu(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ertürk, Erdoğan; Mert, Nihat; Özbilgin, Selda Akyürek; Günşen, Uğur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bursa Et ve Balık Kurumu’nda kesilen bir ineğin karaciğerinde yaygın halde kum ve taş oluşumu saptandı. Makroskopik olarak karaciğerinde sofra kanalları ile kesesinin içini tamamen doldurmuş bulunan kum ve taşların yeşil-siyah renkli çamur kıvamında bir kitle ile bunun içerisinde açık sarıdan kahverengine kadar değişen ve çapları 1-2 mm kadar olan taşlardan oluştuğu görülmüştür. Akut ve yangılı bir durumun bulunmadığı olayda Chronic cholangiocystitis tablosunun şekillendiği saptanmıştır. Bu taşların laboratuvar analizleri sonu yapılarında kolesterol, safra renkli maddeleri, fosfat, kalsiyum ve ürik asit tesbit edildiği için muhtemelen kalsiyumun fosfat, ürat ve bilirubinat tuzları ile kolesterol taşlarının karışımı oldukları anlaşılmıştır.Item İshalli buzağılarda kanda meydana gelen değişimler üzerinde klinik-biyokimyasal araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Mert, Nihat; Batmaz, Hasan; Tanrıverdi, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.İshalli buzağılarda kanda meydana gelen değişimleri incelemek için yapılan bu çalışmadan 15 adet normal (1-30 günlük) ve 24 adet ishalli (septicemia neonatorum enterit formunda) buzağı materyal olarak kullanıldı. Klinik bulgulara göre hastalar hafifçe şiddetli dehidre olarak iki gruba ayrıldı. Kanda hematokrit, sedimentasyon (1, 2 ve 24 saatlik), total leucocyte, erythrocyte ve plazmada üre miktarı tayin edilmiştir. Kontrol hafif ve şiddetli grupta sırasıyla elde edilen değerler, hematokrit % 36; 31.2; 42.28; sedimentasyon 1. saat 3.5; 5.0 ve 1.64 mm, 2. saatte 8.16; 10.1 ve 4.2 mm., 24 saatte 58.25; 63.3 ve 41.64 mm.; total leucocyte 7492, 10600 ve 15142/mm3, erythrocyte 6.17.10⁶; 5,288.10⁶ ve 7,23.x10⁶ /mm³, plazma üre % 23.15; 42.34 ve 57.14 mg olarak bulunmuştur. Kontrol ile hafif dehidre buzağılar karşılaştılaştırıldıklarında hematokrit ve üre farklılığı P ≤ 0.05, erythrocyte P ≤ 0.005 düzeyinde önem gösterirken kontrol ile şiddetli dehidrasyona sahip buzağılarda değerler arasında hematokritde P ≤ 0.05, sedimentasyon 1. saatte P ≤ 0.01, 2. saatte P ≤ 0.001, 24. saatte P ≤ 0.001, total leucocytede P ≤ 0.05, erythrocyte P ≤ 0.005 ve plazma üre değerleri arasında P ≤ 0.001 düzeyinde istatistiksel önem bulunmuştur.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »