Browsing by Author "Arslan, Adnan"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Abdurrahman Münif'in romancılığı(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-24) Arslan, Adnan; Güler, İsmail; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı.Abdurrahman Münif, 20. yüzyıl Arap romanının önde gelen isimlerindendir. Arap dünyası bu yüzyılda önemli gelişmelere tanıklık etmiştir. Osmanlı Devleti'nin dağılmasından sonra yeni kurulan Arap ülkelerinin kuruluş aşamasından sonraki gelişme dönemlerinde, birçok siyasi ve sosyal krizler yaşanmıştır. Bu yaşanan olaylar, Abdurrahman Münif'i yakından ilgilendiriyordu. Siyasetle ilgilenmekte idi. Siyasi düşünce özgürlüğünün bulunmayışından dolayı, Münif'in siyasal ve toplumsal eleştirisini yapabilmek için roman yazmaya başvurduğu görülmektedir. Münif'in yazmış olduğu gerçekçi romanlar, birçok sosyal konuya değinmiş olması hasebiyle, sadece bir edebiyat eseri değil, aynı zamanda tarihi doküman olarak da düşünülebilir. Tez; giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte, Abdurrahman Münif'in yaşadığı yüzyılda meydana gelen siyasal olaylara göz atılmakta, birinci bölümde, Münif'in hayatı ve eserleri genel hatlarıyla incelenmekte, ikinci bölümde, romanlarının içerik açısından değerlendirilmesi, üçüncü bölümde ise, romanların dil, üslup ve roman teknikleri açısından değerlendirilmesi yapılmaktadır.Item İbn Fûrek'in tefsirdeki metodu(Uludağ Üniversitesi, 2013-07-15) Arslan, Adnan; Kiraz, Celil; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Tefsir Bilim Dalı.İbn Fûrek VIII. Yüzyılda yaşamış çok yönlü bir İslâm bilginidir. Başta kelâm ilmi olmak üzere fıkıh, hadîs gibi birçok alanda eserler veren müellif, Eşarî Mezhebi içerisinde, mezhebin kurucusu olan Ebû Hasen el-Eşarî'den sonra üçüncü kuşakta yer alan önemli bir ilmî şahsiyyettir. Ebû Hasen el Eşarî'nin görüşlerini sistemleştirerek mezhebin genel çerçevesini çizmiştir. Çağdaşı olan Bâkıllânî ile beraber, mezhebin görüşlerinin yayılmasında son derece etkin olmuşlardır. İbn Fûrek'in yüze ulaşan eserleri arasında bir de tefsiri vardır. Bu tefsirde İbn Fûrek genelde Eşarî Mezhebi'ne, özel olarak da kendine ait bazı görüşleri yansıtmıştır. Haberî sıfatların bu mezhep içerisinde tevîl edilmeye ve kabul görmeye başlamasının ilk adımı olarak değerlendirebileceğimiz İbn Fûrek yaklaşımı, bu tefsirde net bir şekilde görülebilmektedir. Tez; giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde İbn Fûrek'in yaşadığı dönemin sosyal ve ilmî hayatı, kendisinin hayatı, eserleri ve çalışmamıza konu olan Tefsîrul-Kur'ânın genel özellikleri incelenmiştir. İkinci bölümde ise, tefsirin rivayet ve dirayet açısından izlediği yöntem ele alınmıştır.Item Modern Arap edebiyatı’nda cezaevi romanı(Uludağ Üniversitesi, 2016) Arslan, Adnan; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.I. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’da kurulan Arap ülkelerinin rejimleri, farklı isimlendirmelere rağmen totaliter bir özellik göstermektedir. Yönetimi elinde bulunduran ya da yönetimde söz sahibi olan kesim içerisinde, ulusal ve uluslararası politikalarında halka hesap verme gibi bir mekanizma gelişmediği için bu ülkelerde, modern demokratik ülkelerde bulunan özgürlükler büyük oranda kısıtlanmıştır. Yönetici konumunda bulunan tabakanın sivil topluma uygulamış olduğu baskılar karşısında, halkın haber alma ve düşünce özgürlüğünün, gözle görülür derecede geri planda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu ülkelerde, Arap entelektüelinin, yapılan hukuk dışı uygulamaları gözler önüne serme adına genel olarak, edebiyatı özellikle de romanı, bir araç olarak gördüğü dikkat çekmektedir. Bu eğilim, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Arap dünyasında azımsanmayacak sayıda cezaevi konulu romanların yazılmasına neden olmuştur.Item Modern arap romanında “diglossia”, “çiftdillilik”, Abdurrahman Münif örneği(Uludağ Üniversitesi, 2018) Arslan, AdnanArap romanında fasih olmayan yerel lehçelerin yazın dili olarak kullanılması, edebiyat eleştirmenleri tarafından çok tartışılan bir konu olmuştur. Kimi eleştirmenler, roman içerisinde “bozulmuş” yerel lehçelerin kullanımının eserin kalitesine zarar verdiğini düşünürken kimi eleştirmenler ise bu lehçelerin edebiyatın muhatabı olan “halk”ın duygularına hitap etme, onların gerçeğini yansıtma açısından yararlı buluyordu. Özellikle Mısır’ın Fransa tarafından işgal edilişinden sonra Arap edebiyatçıları arasında büyük yankı uyandıran bu tartışma, günümüze dek devam etmektedir. XX. Yüzyıl Arap romanında toplumcu gerçekçiliğin temsilcilerinden olan Abdurrahman Münif’in konuya yaklaşımı ise “orta dil” kavramında kendini göstermektedir. Onun romanlarda asıl olan fasih Arapça olmakla birlikte çoğu kez diyaloglarda avamcaya yer vermiştir.