Açık Erişim Sistemine Hoş Geldiniz

Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimin ve teknolojinin ilerlemesine katkı sağlamayı, açık, tekrarlanabilir ve güvenilir araştırma çıktıları ile uygulamalarını benimseyerek; toplum ve tüm dış paydaşları yararına bilginin geniş yayılımını taahhüt eder.

BUU Açık Erişim Sistemi, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin uluslararası standartlara ve fikri mülkiyet haklarına uygun olarak ürettikleri kitap, makale, tez, ansiklopedi, sanat eseri gibi bilimsel ve sanatsal ürünleri sunmaktadır.

Bursa Uludağ Üniversitesi DSpace kullanan lider kurumlardan biridir.

Supported by @SelenSoft Yazılım



 

Son Gönderiler

Küçük Resim
YayınAçık Erişim
2018-2024 merkezî sınavlarda ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örnek sorularda kullanılan Türkçe dersi beceri temelli soruların incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-14) Arı, Gökhan; Akgün, Dilek; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı; Türkçe Eğitimi Bilim Dalı
Bu araştırmada, 2018-2024 yılları arasında yayımlanan Türkçe dersi örnek soruları ile Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında uygulanan beceri temelli sorular, kazanım, bilişsel beceri ve kullanılan materyal açısından karşılaştırılmıştır. Bu çalışma, sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezî sınavdaki beceri temelli Türkçe sorularını (2018-2024) yayımlanan örnek sorularla sayı, oran, nitelik açısından karşılaştırarak materyal, bilişsel süreç, kazanım alanlarına göre sınıflandırmasını yapıp yorumlamayı amaçlamaktadır. Nitel araştırma desenlerinden biri olan doküman incelemesi yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmada, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan örnek sorular ve LGS’de yer alan beceri temelli sorular veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Güvenirliği sağlamak için Miles Huberman veri analizi kullanılmıştır. Soruların dayandığı kazanımlar, hedeflediği bilişsel beceriler ve kullanılan materyaller tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, örnek sorular ile LGS sorularının büyük oranda benzer kazanımlara dayandığı ve kazanım açısından yüksek düzeyde bir uyumluluk gösterdiği belirlenmiştir. Bilişsel süreç açısından ise LGS sorularının belirli beceriler etrafında yoğunlaştığı görülmüştür. Grafik, tablo, görsel, metin materyallerinin hem örnek sorularda hem de LGS’de kullanıldığı ve örnek soruların LGS için yordayıcı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Elde edilen bulgular, beceri temelli soruların öğrenciye kazandırmayı hedeflediği yeterliklerin değerlendirilmesi açısından önem arz etmektedir.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Anneliğin psikolojik dayanıklılık bağlamında temsilleri: Instagram platformu özelinde bir içerik analizi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-11) Yavaş, Ceyda; Korkmaz, Nimet Haşıl; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Disiplinlerarası Kadın ve Aile Çalışmaları Ana Bilim Dalı; 0009-0004-2853-7296
Bu araştırmanın amacı, Instagram platformunda anneliğe dair yapılan paylaşımların psikolojik dayanıklılık bağlamında nasıl temsil edildiğini incelemektir. Çalışmada betimsel içerik analizi yöntemi kullanılmış; amaçlı örnekleme yoluyla seçilen 15 anneye ait Instagram hesabından toplam 150 gönderi analiz edilmiştir. Analiz edilen veriler üç ana kategori altında yapılandırılmıştır. Bunlar: Psikolojik dayanıklılık, fiziksel aktivite ve gerçek/doğal annelik temsilleridir. Bu kategoriler altında toplam 13 alt kod belirlenmiştir. Bulgular, annelerin sosyal medyada yalnızca idealize edilmiş annelik anlatılarına yer vermediğini; aynı zamanda zorluklarla baş etme biçimlerini, fiziksel emeklerini ve gerçek duygularını da görünür kıldıklarını ortaya koymuştur. Çalışmada en sık temsil edilen kategori (n: 76) “psikolojik dayanıklılık ” olurken, en çok temsil edilen alt kod (n: 22), “samimi dil ve mizah” olmuştur. Buradan hareketle, annelerin yetersizlik hissi ve gündelik mücadelelerini paylaşırken mizah unsurlarına yöneldikleri düşünülebilir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre annelerin en az paylaşım yaptığı (n: 39) kategori ise fiziksel aktivite olmuştur. Bu sonuca istinaden, Instagram’daki çok takipçili anne hesaplarında en çok psikolojik ve sosyolojik öğelere dair anlatılar yapıldığı; en az paylaşımın fiziksel aktivite bağlamında olduğu söylenebilir. Annelerin fiziksel aktivite kapsamındaki pekçok aktiviteye zaman bulmakta zorlandığı görülmüştür. Fiziksel aktiviteye katılım sağlayabilen anneler incelendiğinde, fiziksel aktivite ile psikolojik esenlikleri arasında doğru orantılı bir ilişki kurdukları yönünde söylemleri mevcuttur. Bu da, literatürden elde edilen bilgiler ile paraleldir. Çalışma neticesinde, Instagram’da annelerin; yalnızca ideal anneliğe dair imajlar yaratmakla kalmadığı, aynı zamanda yaratılan imajlara karşı direndikleri görülmüştür. Araştırma, dijital ortamda annelik deneyiminin çok boyutlu temsillerini görünür kılarken, sosyal medya üzerinden kurulan annelik söylemlerine eleştirel bir bakış sunmaktadır.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
İbn Humeyr es-Sebtî’de peygamberlerin ismeti
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-29) Çelik, Hümeyra; Kılavuz, Ulvi Murat; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı; Kelam Bilim Dalı; 0009-0007-6283-2960
Eş’arîliğin Mağrib’deki öncülerinden olan İbn Humeyr es-Sebtî (ö. 614/1217), kelâma dair genel görüşlerini içeren ana eseri sayılabilecek olan Mukaddimâtü’l- merâşid isimli eserinde olduğu gibi, Tenzîhü’l-enbiyâ’da da kelam ilminin savunusuyla başlar. Bu ilme karşı olanları ve taassup sahiplerini keskin ifadelerle eleştirir. Onun yaşadığı dönem olan Muvahhidler dönemi, bir önceki dönem olan Murâbıtlar dönemine göre daha serbest olsa da coğrafyanın konjonktüründen henüz Murâbıtlar’ın izleri silinmemiş olduğundan olsa gerek, bu dönemde de kelâmî ve felsefi alanda çok da serbest olunamadığını İbn Humeyr’in bu dönemin âlimlerine -yahut onun ifadesiyle âlimlik taslayanlarına- karşı eleştirici tavrından çıkarsamak mümkündür. Onun ifadelerinden anlaşılacağı üzere kendi döneminde kelâmın ve dinî konularda aklı kullanmanın karşısında olan, iktidara yakın, mukallitlerden oluşan “âlimlik taslayan” bir taife bulunmaktadır. Bu kimseler, kendileri dinî sahada aklın kullanılmasına karşı oldukları gibi halkı da bu şekilde kendi hevâlarına göre yönlendirebilmektedirler. O böyle bir ortamda peygamberleri, onlara isnat edilen günahlardan tenzih etme gereksinimi duymuş ve bu amaçla da Tenzîhü’l-enbiyâ ammâ nesebe ileyhim husâletü’l-ağbiyâ adlı eserini kaleme almıştır. Bu eser, Mağrib Eş‘arîliği’nin erken dönemine ışık tutmasının yanında ismetü’l-enbiyâ literatürünün ilk örneklerinden sayılmasıyla da önem arz etmektedir. Çalışmamızda İbn Humeyr’in ismet görüşünü diğer kelâmcıların ismet görüşüyle karşılaştırmalı olarak ele alıp Tenzîhü’l-enbiyâ’nın ismetü’l-enbiyâ literatürü içerisindeki konumunu saptamayı hedefledik. Bu amaçla araştırmamızda nitel veriler göz önünde bulundurularak deskriptif yöntem kullanılmıştır. Çalışma neticesinde onun ismete dair getirdiği delillerin diğer kelâmcılarınkinden farklılaştığı görülmüştür. Onun, peygamberleri günahlardan tenzih yönteminde ayetlerden delil getirirken aklı faal bir şekilde kullandığı, bunun yanında hadislere de az da olsa yer verdiği tespit edilmiştir.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Duygu durumunun kısa süreli bellek üzerindeki etkisi: Duygulanım-bellek kuramları
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-07-30) Barış, Gökçen; Güleç, Hayriye; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Psikoloji Ana Bilim Dalı; Deneysel Psikoloji Bilim Dalı; 0009-0000-8371-0427
Farklı duygu durumlarının bellek performansını nasıl etkilediği üzerine ilişkisel ağ, şema ve duygu düzenleme modeli başta olmak üzere farklı yaklaşımlar geliştirilmiş ve sayısız çalışma yürütülmüştür. Literatür incelendiğinde bulgulardaki çelişkiler ve kısa süreli belleği inceleyen çalışmaların eksikliği dikkat çekmektedir. Bu araştırmanın temel amacı farklı duygu durumlarının kısa süreli bellek üzerindeki etkisini anlamaktır. Bu amaçla, katılımcıların hatırladıkları uyaran sayısının ve içeriğinin olumlu, olumsuz ve nötr duygu durumu grupları arasında farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Olumlu duygu durumunun bellek performansını arttıracağı, olumsuz duygu durumunun ise azaltacağı iddia edilmiştir. Ayrıca, ilişkisel ağ ve şema modelinin varsayımları esas alınarak, duygu durum uyumlu bellek etkilerinin gözlenmesi beklenmiştir. 18-25 yaş aralığındaki 80 katılımcı ile yürütülen çalışmada, otobiyografik anı yazma ve film gösterimi olmak üzere iki farklı duygu durum değişimleme tekniği kullanılarak olumlu, olumsuz, nötr duygu durumları yaratılmaya çalışılmıştır. Değişimleme tekniklerinin etkililiği Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği (PANAS) ile ölçülmüştür. Ardından katılımcılara olumlu, olumsuz ve nötr kelimelerin yer aldığı serbest hatırlama görevi sunulmuş ve hatırladıkları kelimelerin sayısı ve içeriği incelenmiştir. Analizler, olumsuz duygu durum grubundaki katılımcıların PANAS puanlarının anlamlı ölçüde farklılaştığını (p=.02) ancak olumlu duygu durum grubunda anlamlı bir fark bulunmadığını göstermiştir. Bu sonuç, kullanılan değişimleme tekniklerinin olumlu duygu durumu yaratmakta yetersiz kaldığını ortaya koymuştur. Katılımcıların bellek performansları incelendiğinde ise, hatırlanan kelime sayısı ve içeriğinin duygu durum grupları arasında farklılaşmadığı görülmüştür. Özetle, duygu durumunun kısa süreli bellek üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamış ve duygu durum uyumlu bellek etkileri gözlenmemiştir. Araştırma, kullanılan değişimleme tekniklerinin etkililiğine yönelik sorunları ve duygu durum-bellek ilişkisinin daha doğru anlaşılabilmesi için ek bulgulara olan ihtiyacı gündeme getirmektedir.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Plazma uygulaması ile ön işlem uygulanan pamuklu tekstil ürünlerinin bitkisel kaynaklı doğal boyarmaddelerle renklendirilmesi ve uygulanan işlemlerin haslık, UV koruma ve antibakteriyel özellik üzerine etkisinin incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-27) Cesur, Işıl; Kut, Dilek; Kılınç, Mehmet; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tekstil Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0003-0745-9375
Endüstriyel gelişime bağlı olarak ortaya cıkan küresel ısınma, hava ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi farklı boyutlardaki zararlı çevresel etkiler; tekstil sektöründeki üretim ve araştırmaların ekolojik boyutunun dikkate alınarak değişik alternatifler araştırmaya itmiştir. Birleşmiş Milletler'in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi; sosyal, ekonomik ve çevresel kalkınma boyutlarına ilişkin sunduğu geniş ve iddialı vizyonda tekstil endüstrisinde sürdürülebilirliğe odaklanmaktadır. Bu vizyonun hedefleri geleneksel boyama süreçlerini yeniden değerlendirme ihtiyacını ortaya çıkarırken, çevreye verilen zararı minimum düzeye indirecek alternatif proseslere yönelmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Tekstil endüstrisinde, renklendirme proseslerinin yanında, tekstil substratının işlevselleştirilmesi için uygulanan bitim işlemlerinde çevresel yükü fazla olan kimyasalların kullanımı yerine doğal boya ekstraktlarının kullanılarak fonksiyon kazandırıldığı proseslere büyük ilgi vardır. Bu yaklaşımlarla tekstil ürününü işlevsel hale getirerek değer katmanın yanında, doğal boyaların kullanımıyla daha temiz üretime katkıda bulunulmaktadır. Tez projesi kapsamında, 100% pamuk içerikli kumaşa susuz bir proses olan oksijen plazması ile ön işlem uygulanarak, liflerin katyonikleştirilmesi sağlanmış; ardından nar kabuğu, hibiscus ve biberiyeden ekstrakte edilen doğal boyalarla tekstil mamulünün boyanabilirliğinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Ek olarak kullanılan doğal boyarmaddelerin pamuklu kumaşlara UV koruyuculuk ve antibakteriyellik gibi ek fonksiyonellikler kazandırıp kazandırmadığı incelenmiştir.