Gölbaşı, SerkanKaraca, Meriç Seyhan2024-12-202024-12-202024-07-26https://hdl.handle.net/11452/49106Metaforlar dilimizi, düşüncemizi ve yaşayışımızı şekillendirir. Metafor, sadece bir söz sanatı ya da dilde bir istisna değil, dilin ve zihnin doğal işleyişinin bir sonucudur. Bu nedenle yirminci yüzyılın sonlarından itibaren metaforun bilinç ile ilişkisi pek çok çalışmaya konu olur, öyle ki bütün bir felsefenin ya da politikanın metaforlarla belirlendiği bile ileri sürülür. Dilin işleyişi metaforiktir ve metafor salt sözel değil, aynı zamanda bilişsel bir fenomendir. Dilin kendisi salt sözel değil aynı zamanda bilişseldir. Metafor dilden öte ya da ayrı değil, dilin özel bir durumudur. Metafor dilin dışında değil, dilin imkânlarının içindedir. Dil bilincimizi ne kadar belirliyorsa metafor da en fazla okadar belirleyebilir. Bilincimiz ayrıca politika ve ideolojiyle, ayrım ve önyargılarla belirlenir. Dil ile akıl, akıl ile doğa, doğa ile kültür, ideal ile gerçek, potansiyel ile mevcut, pratik ile teori, bilgi ile etik arasında bulunduğu varsayılan kesin ayrımlar hem felsefe tarihini hem de hukuk düşüncesini şekillendirir. Kavramlar, ayrımlar ve dolayısıyla dil gerçeğin bir yönünü vurgularken diğer yönünü gizleyebilir, ayrımlar gibi dil de gerçeklikle kurduğumuz ilişkiyi belirler ve onu bozabilir. Eşitlik, çağdaş siyaset felsefesinin ve hukuk sistemlerinin temel ilkesi ve lafzileşmiş bir metafordur. İnsani eşitlik, eşdeğer olmak anlamına gelir. Eşitlik ilkesinin genel kabul görmesi, asli bir ihtiyaca karşılık geldiğini gösterir. Yine de eşitliğin nasıl, hangi konuda ve koşullarda sağlanacağı hakkındaki fikirlerimiz etik ve politik duruşumuza bağlı olarak değişecektir. Yasa önünde eşitliğin hayata geçmesi, anayasal güvenceler kadar hukukçuların ve hukukçu olmayan yurttaşın söz ve eylemlerine göre belirlenecektir.Metaphors shape our language, thought, and life. Metaphor is not an exception in language or just a figure of speech; it is a result of the natural functioning of language and the mind. Therefore, since the late twentieth century, the relationship between metaphor and cognition has been the subject of many studies, it is even argued that entire philosophies or politics are determined by metaphors. The functioning of language is metaphorical, and metaphor is not merely verbal but also a cognitive phenomenon. Language itself is not only verbal but also cognitive phenomenon. Metaphor is not beyond or separate from language; it is a specific case of language. Metaphor is not outside of language but within the possibilities of language. Just as language determines our consciousness to a certain extent, metaphor can determine it to the same extent. Our consciousness is also shaped by politics and ideology, distinctions and prejudices. The assumed precise distinctions between language and reason, reason and nature, nature and culture, ideal and real, potential and actual, practice and theory, knowledge and ethics shape both the history of philosophy and legal thought. Concepts, distinctions, and therefore language can emphasize one aspect of reality while concealing the other, and like distinctions, language also determines and can distort our relationship with reality. Equality is the fundamental principle of contemporary political philosophy and legal systems and it is a conceptual metaphor. Human equality means being everyone has the same value. The general acceptance of the principle of equality indicates that it meets a fundamental human need. However, our ideas about how, in what areas, and under what conditions equality will be achieved will vary depending on our ethical and political stance. The realization of equality before the law will be determined not only by constitutional guarantees but also by the words and actions of legal professionals and non-legal citizens.X, 170 sayfatrinfo:eu-repo/semantics/openAccessMetaforDilLogosBilinçEşitlikHukukMetaphorLanguageCognitionConsciousnessEqualityLawMetafor, dil ve hukukMetaphor, language and lawdoctoralThesis